Hergün Yazı Çok Olduğu icin Bugün Kenamadı Kral Karbl Prens Pol mülâkatı alâka uyandırdı (Baştarafı 1 inci sayfada) Prens Pol, istasyonda kral Karol, Hahd Prens Mi aşvekil patrik M hükümet erkânı ve askeri rüc karşılanmıştır. Misafir prens, kral ile birlikte doğru Sinaya sarayına gitmişler Prens Polun Romanyada ğı anlaşılmaktadır. Yugo: kral birlikte ava çıkaca tan istifade ederek, umumi tini tedkik edeceklerdir. Hariciye nazırı Komnen iştirak edecektir. Mülâkatta meler görüşülecek Bükreş 4 (A.A.) — «Havaz ajansı mü- habiri bildiriyor: «Romanya hükümet merkezinde yapacağı seyahat hakkında Yugoslavya prensi Pol, ağlebi ihtimal kral Karol ile, İtalya ve Almanya ha - riciye nazırlarının Viyanada Macaristan Jehinde verdikleri karar neticesinde hâ- sıl olan vaziyeti tedkik edecektir. Kral Karolun Londrayı ziy l pılacak olan bu mülâkı göre, iki memleket için pek büyük bir ehemmiyeti haiz olacaktır. Bükreş 4 (A.A.) — muhabiri bildiriyor: Yugoslavya naibi Bükreşe vâsıl olacal rol tarafından bir av partisine davet e - dildiği ilân edilmekte ise de zannedildi » ğine göre kral ile Prens Pol, büyük bir ehemmiyet atfedilen Romanya kralmın Londra seyahatinden evvel beynelmilel vwaziyet hakkında bir fikir teatisinde bu- lunacaklardır. Polonyada alâka Varşova 4 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Yugoslavya Naibi Prens Pol'ün, Kral Karol'u ziyareti Polonyada bü yük bir alâka uyandırmaktadır. Hükümet matbuatı Ukranya Kar - patlarının Macaristana ilhakı lâzım geldiğ fakat bundan evvel Roman- yanın bu arazinin ırk bakımından Ro- manyaya aid olan kısmına dair taleb- lerde bulunması icab ettiğini maktadır. gün kalaca- ya naibi ve € bu fırsat- ik vaziye- av partisine Prens Pol, bugün a rganı olan <Ezas» Bazetesi (: Tansının kcndı'lv—c ve! gal eder etmez Polonya ve Macar dip- fomatlarının — Karpatlaraltı Rusyası hakkında enerjik bir teşebbüste bulu- nacaklarını kaydetmektedir. Belgradda Belgrad 4 (ALA.) — B. Stoyadino - viç, dün Macaristanın Belgrad sefiri B. Bakaş, Besenye'yi kabul etmiştir, Garib haberler (Baştarafı 1 inci sayjada) Kalamış vapuru Kadıköyünden hıre-w ketle Haydarpaşa açıklarına geldiği sı - rada vapurun alt güvertesinde bulunan yolculardan bir kadın denize düşmüş ve yolcuların bağırması üzerine vapur 'kap- tanı hemen vapuru durdurmuştur. Bu Bırada denizde boğulmak üzere bulunan kadın derhal vapur mürettebatı tarafın - dan kurtarılmış ve vapura alınmıştır. Neticede denize düşen kadının ken - dini bilmiyecek kadar sarhoş olduğu gö- Tülmüş ve yapılan tahkikat sonunda bu- nun (Büyük hanım) adile tarılan ve 54 yaşında bulunan bir Rum kadımı olduğu anlaşılmıştır. “ir Gönende Ahmedin oğlu 2,5 yaşında Mehmed odanın bir köşesinde çay fin « canı içinde durmakta olan kezzabı içe - rek boğazı yanmış ve tedavi için İstan - bula gönderilmiştir. Küçük Mehmed dün validesi ile beraber gelirken yolda öl - Müştür. Cesedi adliye tabibi Salih Ha - şim muayene etmiş ve morga kaldırıl » Prensin kral Ka-| yaz -| *İğinde yamak olarak işe girmiştir. İhaftalığı 2 şiling 6 penny idi. Şimdi ise, Resimli Makale: Londrada Ne yapıyor ? Eski Çekoslovakya cumhurrelsi Bene- şin Londrada alınan ilk fotoğrafını yuka- mda görüyorsunuz. Geçen teşrinlevvelin |22 sinde ani surette tayyare ile Londraya |gitmiş olan Beneş, İngiliz payitahtının |Puteny mahallesinde yerleştikten sonra, evinden hiç çıkmamıştır. Karısile birlikte alınan bu resim, Be - neşin ilk defa sokağa çıktığımı göster - mektedir. Zİ sene ayni işde çalışan adam Süsekste (İngiltere) yaşıyan 'T7 yaşın- da Çarls Kilham isminde bir köylü, tam 71 senedenberi ayni müessesede — çalış- | maktadır. Kilham, 6 yaşında iken Manor çuîn- lk haftada 36 şilin 6 penny kazanmaktadır. T1 sene içinde kat'iyyen vazilesinden ayrılmıyan Kilhama, geçen sene 200 İn- giliz lirası mükâfat verilmiştir. Dünyanın en yaşlı adamı Dünyanın en yaşlı adamı Cenubi Afri- kada bulunuyor. Adı Sinan olan bu adam MI yaşındadır. Çok zinde ve hafızası ye- rindedir. Sinanı muayene etmiş olan Amerikalı doktorlar, ihtiyarın daha çok yaşıyabile- cek istidadda olduğunu — söylemişlerdir. Sinan üçüncü defa olarak diş çıkarmıştır. Ak saçları tamamen dökülmüş ve yenisi gelmeğe başlamıştır. Sinan, hayat hakkındaki düşüncelerine dair Amerikaya hitaben radyoda bir nu- tuk söyliyecektir. Bu nutuk ingilizceye tercüme edilecektir. İSTER B'r arkadaş: — Sebeb? diye sorduk. Anlattı: İISTER Her telden çalan saz bir çocuk zırıltısı, SON POSTA her meslekten Hürmet görmek, yalnız bir İkincileşrin 5 — Tek meslek.. m kıymet kesbetmek, aranmak isterseniz nız, fakat iyi anlayınız. Eski Çek Cumhrrreisi Ir“*“ İNAN, — Posta, telgraf ve telefon müdürlüğünün radyo abone- lerinden tahsil ettiği ücretin bir senede getireceği varidatı ne mikdar olarak tahmin etmiş olduğunu bilmiyorum, fa- kat iltizam usulü baki olsaydı, yüzde yirmi beş zammı ile üzerime almakta tereddüd etmezdim, demişti. — Beyoğlu sulh ceza mahkemesine uğramıştım, ııxımın gelmesini beklerken görülmekte olan davaları dinli: iki kişi radyo makfnesi “aldıklarını birer gün geç ihbar et- verananenasncenn ee uemammaın, İ Hergun bir fıkra — | ' Tenkid Tiyatro eseri yazmamış bir tiyatro ı i münekkidine çıkışıyorlardı: ; — Sen bir çok eserleri tenkid eder- ! j Sin, fakat kendin bir tiyatro değil ya; Ç bir tiyatronun sahnesini bile yazma- ; % mışsındır. j Münekkid cevab verdi: gi rk Evet amma, sizin aranızda yu - ? murta yumurtlamış kimse yoktur, ]nı- ; kat hepiniz de ömletin iyisini; fena » g sm tavuktan iyi anlarsınız. KA Yunan Kralı Londrada Mütenekkiren Landrayı ziyaret eden Yunan Kralı Corc, otomobilden çıka- rak şiddetli yağmüur altında ötele gir- mek için bir şemsiye altına sığınıyor. Kral Ci bir müddet Londrada ka- lacaktır, Saç boyasının ahlâk üzerinde tesiri Holivudda yıldızların devam ettikle - ri bir güzellik enstitüsünün sahibi saon günlerde yeni bir keşifde bulunmuştur. Mütehassı& saç boyasının ahlâk üzerinde İSTER İngiliz gedek Sübaylarının !! Yeni muşambaları İngiliz yedek sübaylarının giydikleri yeni sistem bir muşambayı görüyor musunuz? Pelerin şeklinde imal edilmiş olan bu muşambalar, güneşli havalarda resimde görüldüğü veçhile taşınmaktadır. Hava yağmurlu olursa, muşamba pelerin omuz- lar üzerine geçirilmektedir. Sinema yıldızları “ Aşk sahneleri,, ni çevirmeğe nasıl hazırlanırlar?... Sinema yıldızlarından her biri çevire- cek olduğu «aşk sahnelerini» kendine gö- re hazırlar, Greta Garbo: Filmlerinde aşk sahne- leri çevirmeden evvel muhakkak yanık müzik parçaları dinler. Joan Crawford: Hollywoodun en zen- gin gramafan plüğı koleksiyonuna malik bulunan bu yıldız, bunlardan bir kaçını çalar ve büyük bir dikkatle dinler, Clark Gable: Dalma neş'elidir. Aşk sahnelerinin provalarında büyük yıldız- larla şakalaşır. Luise Rainer: Locasına çekilir ve e[—î lenceden kaçınır. Jeanette Mac Donald ve Nelson Eddy: Birbirine çok alışkan bulunan bu iki si- nema san'atkâırı aşk sahnelerini çok ta- bil bir surette çevirirler, Daima şarkı söylerler ve şarkılarla notalarında hiçbir falso vermezler. ——— bir tesiri olduğunu iddia etmektedir. Çok ateşli olan siyah saçlılar, saçları- nı sarıya boyattıkları zaman sakinleşi - yorlar, fakat kinci ve kıskanç oluyor - larmış. İNANMA! mişler, kanunun galiba 38 inci maddesi sarih, yekdiğerini İçlerinden birini sordum: müteakib 23 er lira para cezasına mahküm oldular. tanıyordum. Dışarıya çıktıkları zaman — Bizim dalreden mahküm olanların sayıst - bizimle be- raber dördü geçli, dediler. — Peki sizin dairede kaç radyo sahibi var? — Benim bildiğime göre dokuz, Bununla beraber küçük bir ihmalin 25 Ilraya mı'nlmısı ırdum, yucu sen: İNAN, İSTER İyi bir ders teşkil ettiğine göre, biz bu fazla varidatın gele- cek sene devam edeceğine inanmiıyoruz, fakat ey oku « İNANMA! Sözün Kısasi Ayıplama, Mister.. Kabahat bizde değil! E Talu lardan Hik- ı Es, memleke- timize gelen bir Amerikalı ile konuş- muş. Bu zat kadaşımıza demiş k — İstanbulda garii azeteci ne muka- bulunduğunu yazmıyor. Ben 'olsaydım ona derdim ki: Hakkınız var, mister Ş . Bi K vıh anı ğer, uuk mek zah ydiniz, siz de bu bakikali r ve bu eksiğimizi , yüzümüze vurmazdınız. t Biz, en eski bir milletiz. Lâkin hakis katte dünyaya gelişimiz henüz on beş yıllık bir hâdisedir. O ane kadar, - bu sözlerimi sitem telâkki etmeyin - sİ-; zin de vakit val dahil olduğunuz, aleyhimizdeki bir ittifak mütemadiyen bizi ezdi. Türkü Avrupadan kovmak, hepinizin mukaddes ülkünüzdü. Bu. nun tahakkukuna siz var kuvvetinizle çalışırken, içimizde yaşayan, mukad- deratımıza hâkim olan padişahlar da bizi en tabil haklarımızdan mahrum birakıyor, neş'emize varıncaya kadar kendilerine hasrediyorladı. Altı yüz küsur yıl.. Ege kıyılarına indiğimiz gündenberi değil şarkı söye lemeyi, gülmeyi unutmuştuk. Halk şie irlerimiz, halk türkülerimiz bu manevi zavallılmımızım en beliğ şahidleridir. Nağmelerimiz hazin, şiirlerimiz onlara uygundu. Terennüm ettik, fakat ıztır rabı, ağlyu, hicranları terennüm ettik, Ninelerimizin, evlâdlarını, torunlarını avutmak için söyledikleri ninnilerde bile bir ölüm havasının bezgin çeşnisi vardı.. O günleri, hamdolsun unutmaktayız, Fakat on beş yaşımızı yeni doldurduk, Dudaklarımız henüz paslı, acemidir. Sen bize, birkaç yıl sonra bir daha uğe Ta. Seninle o vakit bu güzel yurdu baş- tanbaşa gezelim. Yetişmiş ve gelişmiş olan Atatürk neslinin, içten kopacak şen türkülerini seninle birlikte dinliye« lim, Bak nasıl gaşyolursun!. Neş'e o neşlindir.. Gülecek olan, or« manlardak; mes'ud kuşlar gibi şakıyas hat bi akın tarihi: fası y sallat olan harbleri, nları, baskınlar mi, teaddiyatı görmedi.. h O nesil ki kapitülâsyonlar denilen şee ici tufeylilerin adın$ |ancak tarihlerde okuyor.. O nesil ki, koskoca bir vatanın parça parça elden gittiğine şahid olmadı.. O nesil ki, hayata açılan gözleri illâ defe Atatürkün nurile kamaştı.. Bugün bize: — Şarkı söylemiyorsunuz!. Demekle, devirdiğiniz büyük çamın tek bir mazereti olabilir. O da;: Bugü- ne kadar tanımadığınızı anladığımı yurdumda gördüğünüz harikulâde kale kınmaya ve ilerlemeğe rağmen bizi liğe zumu kadar neş'eli görmemekten müla tevellid tabif hayretinizdir. ı Siz, mazi denilen yükün nekadar & ğir okluğunu bilmiyen bir millett mensubsunuz.. Tevekkeli, bir Fransız mütefekkiri: «Mes'ud milletler, tarihi olmıyanlardır..» dememiş! ZL Bir zelzele kaydedildi Rasadhanenin verdiği malâmata göre bu sabah saat beşi 51 dakika 50 saniye ge- çe şiddetlice bir zelzele kaydedilmiştir. Merkez üstünün İstanbuldan 880 kilo » İmetre mesafede olduğu tahmin edilmelir ; ]Mdlr.