F Te ae aa Te A A AAA AĞA — Halimize ağlıyormuş Ört sene, belki de daha çok evvel- di. Bir havagazı ocağı alacaktım. 'Tanıdıklarım: — Müzayededen al, demişlerdi, her pa- zar Taksimde, Şişlide apartımanlarda müzayedeler olur. O zamana kadar bilmiyordum. Öğren- mek için kurcaladım: — Nasıl müzayede?... — Başka bir yere gidecekler, vaziyetle- ti bozulduğu için oturdukları apartıman- dan daha küçük apartımana çıkacaklar o- luyor, ne bilelim; bin türlüsü var, Eşya- larını satıyorlar. , — Peki amma, müzayede yerini nasıl bulmalı? — Sen de sanki başka bir.şehirde yaşı- yormuş gibi lâf söylüyarsun, şöyle sağına soluna bir bak, ilânları görürsün.. * O gün sağıma, soluma bakmış ilânları görmüştüm: Ö pazar Taksimde bir apar- fımanın eşyaşı satılacakmış, Ceviz ta - kımlar, şunlar, bunlardan başka benim istediğim gazocağı da varmış. Pazar günü ilânda yazılı saatte apartı- mana gittim. Şöyle odalara göz attıklan sonra tellâlların: — Haraç haraç! Diye bağırdıkları odaya girdim. Bir masanın üzerine hiç te fena olmıyan bir sofra takımı konulmuştu. Masanın ba - şında toplananlardan kimi hır çanak alıp bakıyor, kimi bir bıçağın sapını hohlayıp muayene ediyor, kimi de elini göğsünde Çaprastlamış duruyordu. Masanın başında bir kadın oturmuştu! Şu ânda bile gözümün önünde; arkasında sade, fakat kibar bir rob vardı. Yaşı otuz beşle kırk arası tahmin edilirdi. Güzeldi, bazan eşyaya bakıyor, dalıyordu.. Bazan da etrafına göz gezdiriyordu. Yanımda iki kişi konuşuyorlardı: — Eşyanin sahibi o! — Kim bilir, neye satıyor? Bir aralık kadınla göz göze gelmiştik. Kadının yüzünden derin bir hüzün içinde olduğu Aaşikârdı. Ve gözlerime bakan gözlerinde yaş vardı — Zavallı kadın kim bilir, ne kadar 8- kıldı da eşyasını satıyor! Diye düşünmüştüm. Hattâ bu yüzden üzerinde göz yaşı olan bir malı ucuz al- mış olmuyayım, diye havagazı ocağını al- |maktan da vazgeçip apartımandan çık - |muştım. * O zamandanberi, ne vakit böyle bir mü- zayede ilânı görsem, masanın başındaki kadinı hatırlar, acır: — Zavallı! Derdim. * Dün, Son Postada bu gibi müzayede - lerin, bazı mallarını satamıyan dükkân - cılar tarafından muvazaalı şekilde tertib edildiğini okuduğum zaman gene ayni kadın, yaşlı gözlerile karşımda tecescim etti. — Bu sefer de acıdın mı? Diyeceksiniz. — Hayır acımadım. — Kızdın mı? Diyeceksiniz., — Hayır, kızmadım da.. Nasıl kızabi - lirdim ki.. Ona teşekküre, hürmete borç- luydum. Çünkü o bütün bu müzayede - lerde bizim halimize ağlamıştı. İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu Telefonun hakiki muc:di kimdir ? Telefonun muci. , eidi — zannedildiği Bgibi Edison değil- dir. Mütevazı bir kında üâmirlerini ikna edememiş ve yoksulluk içinde ölmüştür. * Bir kesafet mezelesi Yıldızlar arasında kesafet derecesi en fazla olan (Siriüs) yıldızıdır. Suya naza- ran bunun kesafeti (30) bin fazladır. Ya- ni Siriüs yıldızını teşkil eden maddenin bir litresi (30000) kilodur. Buna muka- bil bazı yıldızlar vardır ki onların kesa. . yt ' idiniz ? —| Beyaz insanın içinde yaşayamadığı ada Sond adaları arasında ve Cenubi Çin denizlerinde Felemenge aid bir ada var- dır ki adı Komododüur. Bu adada beyaz irka mensub insanlar kısa bir zaman ka- | labilirler. Felemenk hükümeti, bu adaya, yalnız renkli mahkümları sevkeder. Ko- modo adasının beyaz insanlar için gayri kabili sükna olmamasının sebeb., bu ada- da, yılan, kertenkele gibi hayvanların yalnız beyaz insanları zehirlemeleridir. Buraya gelen bir beyaz insan haftasında ölü bulunmaktadır. Bu iki hayvan renkli insanlara hiç dokunmazlar. feti de o nisbette hafiftir. Meselâ bu yık dızların bir milyon litresi ancak bir ki- Tograma muadildir. HeesecercenaA ecenALAnA SAA KAN DeDErAAESASERE KA AREREELAN AA LeSAKEDAKAAELASADEKALADAKARA KAKAARAAALALALLAARA DAnE verELELELELENE İki sual ve İki tavsiye — *«Trabzonlu' iki genç kız beni Ayni aşkla seviyorlar. Her ikisi de genç, güzel ve cazibdir. İkisinden birini tercih etmek elimde değil. Başımın üzerine konan bu kanarya- ları ne yapmalı?> Bu okuyucumun sualine verilecek fevab çok basit: — Başmızı hafifçe silkiniz, üzeri- ne konmuş olan kanaryalar yuvala- gına dönsünler, elinizle onlara do « kunacak olursanız tüyleri kirlenir ve sizin parmaklarınızın ucunda da hafif bir tozdan başka bir şey kal- maz. R: H. imzasile mektub yazan oku- Şşucum, kapalı büyütülmüş, çekin- gen bir kızdır. Henüz on altı yaşın- dadır da, Sokağa istediği zaman çı- kamaz, hattâ pencereden bile görün- mesine müsaade edilmez. Fakat bir genci sevmiştir. Nasıl sevdi, Tanış- tılar mı? Yoksa pencereden bakar« ken mi gördü de beğendi? Buralarını yazmıyor. «Görüşemem, onunla buluşama - yız, milemden biri duyacak olursa beni öldürür» diyor. Okuyucumun yaşayış tarzı gayri- | tabildir. Bu böyle olmakla beraber onu kat'iyyen ailesinin arzusu hilâ- dna harekete teşvik etmem, çünkü © kafese alıştırılmış bir kanaryadır. || Gözü kafesin dışındadır amma, bir kere kafese alışmış olduğu için dı - || şarı çıktığı zaman büsbütün heder || olur. Sevgisine gelince, birşey diye - mem, Çünkü nasıl sevdi bilmiyo - rum, ne derece seviyor bilmiyorum, | sevdiği nasıil insandar bilmiyorum. Şu da var ki: Yaşı çok küçük olan skuyucumun sevgisi pek derin ve e- saslı olmasa gerektir. Mademki şimdiye kadar uslu us- lu evinin kızı olarak oturmuştur. | Gene evinin kızı olsun. Evdeki sıkı baricden gelecek tehlikeye nisbetle daha çok katlanılacak şeydir. Kadın Köşesi Çocuğa neler yedirmeli ? siri bile ölçüsüzdür. Kaldı ki ona günlük olan çocukların... Çocuğa ne yedirmeli? Bu, pek mühim sütü kuvvetsiz ve nöksan olursa içine başka sütlerden katılır. İnek sütü insan ten kemiklerine lâzım olan kireçi, kalbi- ne, adalelerine lüzumlu olan yağı, şeke- ri, bütün uzviyetini yapan, besliyen ve yaşatan (protein) leri, albominleri, ma - deni milihleri alır. Süt kuvvetsiz olursa yavru da bu maddelerin birinden hayatı pahasıta mahrum kalmış olur. Sütten kesilen çocuğa verilen yiyecek- te çeşidli un mamaları mühim bir yer tutar: larının her birinin kendine has bir fay- dası, bir terkibi vardır. Biri daha besle- yicidir, öbürünün hazmı kolaydır, biri mülâyimlik verir, öteki tamamile aksidir. |Yerine göre bu veya şu un kullanılır. Ba- zan bir çocuğa yarıyan ötekire iyi gel- mez. Herhalde aramalı, taramalı, çocuğa €n uyan hangisi ise onu vermelidir. Bu devre çabuk geçer. Bir yaşını bu- lan çocuğa yavaş yavaş yumurta, meyva, yaş sebze gibi büyüklerin 'yediği şeyler- den tattırmaya başlanır. Fokat son dere- ce taze olmak şartile.. Çocuk yiyeceğinde bu, en nazik bir za- raandır. Dikkat ederseniz barsak bozuk- Juklarına hemen her zaman on dörtle on sekiz aylık bebeklerde rastlandığını görür sünüz. Yavrunun bazan bütün ömrünce sürecek arızalar bırakabilen bu - rahat- sızlıklara ön vermemek için verilen vi- yeceğin tazeliğinde, cinsinde, azlığında çokluğunda titiz davranmak icab eder. Yemek bahsi: Dana eti papaz yahnisi Dana etinin yağlı tarafından kemizsiz ve yumurta büyüklüğünde parçalar, ke- sip bol su ile tencerede kaynatınız. Kö- püklerini alınız. İçine ÜÇ tane soyulmuş fakat doğranmamış soğan İle yetecek ka« dar tuz koyup tekrar kaynatınız. Soğan- lar ezilme derecesine gelince takımile çıkarıp etler tamamile pişinciye kadar kaynatınız. Ateşten indirmeden on da- kika evvel ince doğranmış maydanoz ilâ- ve ediniz, Yahniyi derin tabağa bol suyu ile ko- yup üstüne karabiber, arzu ederseniz li- mon da sıkarak sıcak sıcak yeyiniz. l Yiyeceğin biz büyüklerin hayattaki te- | enerjileri kadar büyümek için de muhtaç | bir meseledir. Tabif daha pek mimn-.:nî] iken en iyi gıda annesinin sütüdür. Anne | sütüne en yakın olan güttür. Çocuk süt- | Buğday, arpa, yulaf, piriınç, mısir un-? Kimyahane enstitüsünde kasten yanaın çıkaran Ağırcezaya verildi Suçlunun kapıya anahtar uydurarak idare memurunun odasına girdiği ve kâğıdları ateşlediği tesbit edildi Bir müddet evvel Cağaloğlunda kimya enstitüsünde zuhur eden yangın etra - fında müddelumumilikçe yapılmakta o - lan tahkikat neticelenmiştir. Enstitüde kasten yangın zuhuruna te- şebbüs ettiği iddia olunan Mehmedin, işinden çıkarılması üzerine, bu cürmü iş- ği tesbit edilmiştir. Mehmed, kendi- sini enstitüdeki işinden çıkartanın idare |memuru Naci olduğunu zannederek, blı) |gece kapıya anahtar uydurup, içeriye girmiş ve doğruca Nacinin odasına çıkıp, | oradaki kâğıdları ateşlemiştir. Tahkikat neticesinde, inkârına rağmen, suçu delillerle sabit görülen Mehmedin, muhakemesine lüzum görülmüştür. Maz- nun, 4 üncü sorgu hâkiminin kararile, A- ğirceza mahkemesine sevkedilmiştir. Mu- hakemesine yakında başlanacaktır. Mahkemeye hakaret eden bir kadın tevkif ed'ldi Dün, asliye 1 inci ceza mahkemesinde görülen bir dava sırasında, mahkemeyi tahkir eden bir kadın, cürmü meşhud müddetumumiliğine teslim edilmiştir. Bâdisenin mabhiyeti şudur: Münire isminde, 50 yaşlarında bir ka. dın, Yusuf, Hatice ve Suad adlarında üç şahıs aleyhine bir hakaret davası ikame etmiştir. Dün bu dava görüldüğü sırada, Müni- re: — Bunlar, bana fena hastalık isnad et- mişlerdir. Ben, kendimde hastalık bulun- duğunu, taarruza uğramamak için söy- lemiştim, şimdi hâdise namus meselesi oldu. Benim, muayene için Tıbbı adliye sevkime karar verin, namusum kurtul - sun, demiştir. Mahkeme bu talebi reddedince, mah - kemeye karşı hakarette bulunmuştur. Tevkif edilen Münirenin duruşmasına, asliye 4 üncü cezada, başlanılmıştır. Ka- rar, bugün tefhim edilecektir. Karısını tehdid edan bir adam 37 gün hapse mahküm oldu Sirkecide, dve gelmiyen karısı Sa « niyeyi zorla eve götürmek için, döven İve tehdid eden Cafer isminde biri, ya -« kalanarak, adliyeye verilmiştir. Sultanahmed 3 üncü sulh ceza mah - kemesinde muhakeme edilen suçlu ko - ca, neticede 1 ay, 7 gün müddetle hapse mahküm ve derhal tevkif edilmiştir. Muz çalan Sinoblu iki aya mahküm edildi Sinoblu Hasan iszminde biri, Sirkecide bir manav dükkânından memleketine götürmek için muz çalmış, kaçarken ya- kalanmıştır. Adliyeye sevkedilen suçlu, Sultanah - med 3 üncü sulh cezada yapılan duruş - ması sonunda, 2 ay hapse mahküm edi - lerek, derhal tevkif olunmuştur. Fotograf teşhiri davasına devam edildi 9 uncu Yerli Mallar sergisinde, inhi - sarlar pavyonunda resmi teşhir - edilen Melâhat isminde bir kadın tarafından, in- hisarlar idaresile fotoğrafı veren ve pav. yonü terlib eden müesseseler aleyhine |hukuk mahkemesinde, devam edilmiş « tir. Dünkü celsede, inhisarlar vekili dava« nın müruru zamana uğradığını iddia ete ımiş, davacı vekili İrfan Emin ise, bunun Jaksini iddla ile, itiraz etmiştir. Neticede, mahkeme hâdisede müruru zaman mevzuu bahsolmadığına, davanııl İmahkemenin salâhiyeti dahilinde bulun: duğuna ve hâdisenin tahkikat hâkımliği- ne havalesine karar vermi Poliste : Bir çocok pencereden düşüp yaralandı Bultanahmedde Cankurtaran mahall&sins | de oturan 13 yaşında Fahri, evlerinin pen « seresi Öönünde oynarken müvazenesini kaye bederek sokağa düşmüştür. Fahri vücudü « nün muhtelif yerlerinden yaralanmış ve Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Sokakta düşen bir adam başından yaralandı Üsküdarda Papağan bahçesinde 13 numas Tada oturan Ali, Şemsipaşa tütün deposu Ö- nünden geçerken ayağı kayarak düşmüş VE başından ağırca yaralanmıştır. Yaralı Nü- mune hastanesinde tedavi altına alınmışe tır. Denizde Hir ceset bulundu Dün sabah Haydarpaşa önlerinden ge « çen bir motörün kaptanı denizde bir casc«a din dolaşmakta olduğunu görerek telefonl$ zabıitayı haberdar etmiştir. Biraz sonra bü- lunan cesed sahlle çıkarılmış, yapılan tahkie kat neticesinde bunun Kadıköyde Barrafall sokağında Mazlümyan apartımanında otü- ran 63 yaşında Artin olduğu anlaşılmıştır. Artinin denize ne suretle düştüğü hakkınd& zabıta talıklkata devam etmektedir. Bir otomobil bir adama çarptı Şoför Yakubun İdaresindeki 2880 numa « ralı otomobil İstiklâl caddesinden geçerkel Feridiye caddesinde oturan Hiristoya çar parak bacağından yaralamış, şoför yaka « lanmıştır. İki otomobil birbirlerile çarpıştılar Şoför Haçiğin fdaresindeki 1900 numarali otamobil ile Hasan Küdre! tarafından kul- lanılan 188 numaralı husust otomobil ara « — sında Beşiktaşta Akaretler caddesinde — bif çarpışma olmuş, her ikisi de ehemmiyetli su“ rette hasara uğramıştır. ; Kumar oynayan üç kişi yakalandı Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Mazharısi İdaresindeki Yeni Viyana kıraethanesindi kumar oynandığını haber slan zabita, ai | bir arama yapmış, Elen Gergey, Hanri vE Milik isimli kumarbazları suç üstünde yakas hyarak Müddelumumiliğe teslim ötmiştir. Bir amele elini makineye kaptırdı Kurtuluşta Doğirmen sokağında bir düğe me fabrikasında çalışan Kostantin, sağ.elini makineye kaplırarak hafifçe yaralanmış vE todavi allına alınmıştır. g Bir tramvayla bir kamyon çarpıştı Vatman İbrahimin idaresindeki — Şişli « 'Tünel tramvayile şoför Mehmedin idaresin” deki 3629 numaralı kamyon arasında Altımd bakkalda bir çarpışma olmuş, her iklai dü hasara uğramışlardır. di Bir ercin tiryakisi kadın yakalandı Kurtuluşta Oya sokağında oturan sabikâ” h Arab Mehmedin metresi Arab Nuriye erd* in içerken ikinci şube memurları tarafında$ | yakalanarak asliye beşinci ceza mahkeme* | sine levdi edilmiştir. Bir esrar kaçakçısı yakalandı — 'Yerebatanda oturan esrar kaçakçısı Re * ceb. içinde 11 parça esrar bulunan bir kutü* | yu Atikaltpaşa camli duvarları arasına sak" açılan tazminat davasına, asliye 4 Üncü |Jarken auç üstünde yakalanmıştır. İ —ŞT ARR AD AŞ GNS Bacaksızın maskaralıkları : Çarhıfelek '.