Mari Valevska / Mari Valevskanın sevgisi Bütün bunları bilen Napolyon dü - şünüyordu. Ne yapsın? Herifi kovsun mu? Böyle bir hareket, o sırada gö - ündüğü kadar basit değildi. Metresi Uğruna, nazırını feda etmiş vaziyete düşebilirdi. O vakit de, bütün Paris ünü tuftturur, onu defe koy da Fuşe'nin ehemmiyeti göz- di de Fran- Jakoben - geçmiş eski göz önünde tutulur- i bir hal ala - münasebetleri de sa, büsbütün zarar verici bilirdi i zamanda, daha doğrusu, iyete karşı güler yüz - bele edişinin bir başka sebebi Fuşeye henüz muhtaçdı. Onun, Ro- Ti için, Holanda ile çıkan me - seleyi bitirmek, büyük kara abluk. nı tahkim etmek için hep vücudü zımdı. Bütün bunlar, son zamanlarda, rol yeniden çok geniş bir sahayı kuşatan Dük d'Otrante'nin eline tevdi edilmiş şeylerdi. Vaktinden evvel onu orta - dan kaldırırsa, kurulan muazzam ma - kinenin çok nazik işler gören bazı çark | larında bir bozukluk, Gdüzensizlik baş gösterebilir ve bu yüzden ciddi müşküller çıkardı yasetinin öyle icabları — vardı ki işte, Napolyonun elini ayağını kıskıv- rak bağlıyordu. Şu dakikada hemen Fuseyi atıp, ve- rine birini getirmesine imkân yoktu. Amm'ı hele birkaç hafta geçsin.. Ta- son muhaliflerin racak şekilde ancak bir İlâha gösterilecek tazimler içinde bir göz kamaştırıcı Ondan sonra da bu mel'unu kırmak, yok etmek boynunun borcu olacaktı. Hem de bu hilekâr herifi öylesine kı - rıp ezecekti ki, bir daha ömrünce be - Hni doğrultmak imkânını bulamıya - caktı artık. Sırasını bekliyecek ve o zaman, bu günden çok daha merhametsizce onu gezalandırmak fırsatını bulacaktı. Orlaya atılacak sebeb mi yoktu ki? Her zaman çevirmekte — olduğu o pis dalaverelerinden birini yakalamak ve hiyanetini ilân ederek, beline, acısını ömrünün sonuna kadar — yetecek bir tekme indirmek, hiç de güç — olmıya - caktı. O vakte kadar da Fuşeye belli etmemek, rüler yüz göstermek ve şübhelerini uyuşturmak lâzımdı. Bu yapılmıyacak bir iş dej Napolyon duygusunu gizlemekte ve sanki doğma büyüme hükümdarmış gibi yalan söy - lemekte usta idi. Bekl kaybetmemiş olacağını düşünen imoa- Tator başını arkaya dayadı ve yüzünün çizgilerine bir yümuşaklık gelerek, bü- tün içile Marinin hayaline daldı. 7 ak... Onu tğruna feda ediyorum... lâ kendimi de feda beni anlıyacaktır; lerden daha asfld di Bereket « açmamıstım... Bö larını şündü bir şey siyaset Amma evve- miş oluyorum. O bir çok asi- tasavvurlarımı h ylelikle bari hül olsun kırmış değilim... diye dü- ndaki duvarı bü yan Iki kütübha- Si sabahın )lyonu yerin- Şöminenin ka tün genişliğince nenin arasındaki £ üçünü çaldı.. Bu « Gden sıçrattı: ! Halbuki bugün gö- ir sürü işler de var! Haydi ya- geç olmu asına geçti Uy'u bile onun hükmü ve emri al - da idi. de ortaya| emekle hincinin hiç de bir şey) Tercüme edent Mebrure Sami gitti. ü Bie — VERSAY'DA — Ö yıl vaklınden evvel gelimiş olan lkbahar, vaya, toprağa, — suya, can kat n-ım'_ Sabahın bu erken santinde, göller - den hafif bir buğu yükseliyor, — daha yeni yeşermeğe başlıyan kavak ve sö- ğüd ağaçlarını sisliyor, kıyılardaki saz- ları, çimenlikleri, gümüş — pırıltılrı bir toz serpintisi ile örtüyordu. Çiçek açmış sarı salkımlar, —alim renkli saç demetlerini — sarkıtıyorlar, yemiş ağaçları da üzerlerindeki öbek öbek gelin buketlerini, kara kışın e - linde yorgun düşmekten, henüz — sol - gunluğunu giderememiş gök — yüzüne doğru uzatıyorlardı. den geldiği belli olmıyan kararsız bir Çışık, vaktile Marie Antoinette'in yıp gülmüş olduğu bu yerleri okşa |sına aydınlatıyordu. | Bir zamanlar, yıldızının nurlar saç- |tığı sıralarda, hoppa Kraliçe gönül cö- lendirip oyalansın diye kurulan küçük köy evleri, haline bırakılmaktan harab olmuş de- ğirmen... Bunların hepsi — de baharın nemlediği samandan damları altında, sanki yenilenmiş gibi taze, — canlı bir |hal almışlardı. Nerde ise mandıranın bir köşesin - den, «Mari Antuvanetin» uçucu ipek elbiselerile, güle —oynaya, — peşinde Lamballe, kolunda da Fersen'i ile çı- Napolyon, bir rüyaya dalmışcasına: — Onu burada görmüştüm bir kere, 1785 senesinin sonbaharında idi... He- nüz mülâzım çıkmış, emrimi almış - tım... casusu idam edildi Berlin 29 (AA.) — Hiyanet cürmün - den dolayı ölüme mahküm edilen Dresdli 34 yaşında Huge Zappe, bu sabah başı balta ile kesilmek suretile idam edil - miştir. gine göre mahküm, Çek casusluk servi - sine malümat vermekte idi. Hatayın Atalürke minnet ve şükranı (Baştarafı 1 inci sayfada) arzetmek üzere Hatay millet meclisi reisi B. Abdülgani Türkmenin riyasetinde meb'us, doktor Vedi Bilgen, doktor Ba- sil, Sami Azmi Ezer, Haçadur, Şeyh Ha- san Davud, Abdürrahman Müursal, Hacı Rezzuk, Şeyfti Ahmed Tümkaya ve İsa Kazancıdan müteşekkil bir heyet bu sa - İbah saat 8 de şehrimize gelmiş ve misa- |fir edilmiştir. Heyete Hatay matbuat müdürü Şükrü Balcıoğlunun riyasetinde Kiliva gazetesi sahibi Edvar Nun ve Suri- ye gazeteleri muhabiri Core Medeni'den müteşekkil bir gazeteci heyeti refakat et- mektedir. Hataylı misafirlerimiz. bugün Meclisteki lunduktan sonra hipodromda geçit resmi- ni takib etmişlerdir. Beneş Amerikada konferanslar verecek Nevyork 29 (A.A.) — B. Beneş ranslar vermeği kabul ettiğini üni rektörlüğüne telgrafla bildirmiştir. Bulgar parlöğmentosu Sofya 29 (A.A.) — Başvekil Köse İva - nof, dün In-aı atdına parlâmentonun 24 ün- cü içtima devresini açmıştır. Nitekim on dakika geçmeden daldı, | Ortalıkta güneş yoktu amma, nere- | $ mandıra, 20 senedir kendi | Alman istihbarat bürosunun bildirdi -| kabul merasiminde hazır bu- | (ei SON POST //ı// A Valence'daki alaya iltihak 'edecek - tim. 16 yaşlarında idim... Benimle be- raber kılıç kuşanmış — arkadaşlardan Angibert de vardı... — Zavallı, o sonra reole'de vuruldu... Sırtımızda yeni ü- İniformalar, keyfimizden şişip duruyor- duk... Tam o sırada, Kraliçe, yanıba - şırrızdan geçti. Selâm verdik. O da gü- imsedi, başını hafifce ej aldı... lzadelerle ney'eli, yürüdü geçti.. netli, ne güzel T rü asi nuşa: sözümüze ha: gelmişti o günü... Zavallı kadın! Meğer sonu ne fecimiş! Mari de aynen: — Zavallı kadın! diye tekrarladı. Versay'a bir gün evvel gelmişler, On altıncı Lui'nin, ahular — avlusuna bakan eski küçük dairesine yerleşmiş- Jerdi. Yanlarında Konstan'la, emniyet- li bir iki hizmetkârları vardı. Napolyon, yeni bir izdivacın arife- sinde, Mari ile başbaşa, işsi | rak iki gün olsun geçirmeği di- lemişti. Bu, onun için, akisleri kulaklarda çın'ayacak yeni bir yola sapmadan ev- İvel sığınılmış bir sevgi ve his melcei olacaktı! | — Böylelikle, Mariye de aşkının ve -| |ni bir nişanesini vermek, Avusturyalı | ile evlenmelerinin uyandırdığı «yarın endişelerini» sevgili kadınının gönlün- | den silmek istemişti. | Napolyon bu izdivaç — bahsini ona | açtığı vakit, sırf devletin menfaati uğ- runa kabul ettiği bu rabıtanın, hiç bir surette kendi candan münasebetlerinde bir değişiklik getirmiyeceğini söyle - mişti. — İstemiştim ki, demişti: Kalbimin en derinlerinden kopup gelen bir is - tekle dilemiştim ki, karım sen olasın Mariciğim. Amma meclis âzası ortaya sülâle, şecere meseleleri attı... Ve öte- sin! de biliyorsun zaten... (Arkası var) Almanyada bir Çek | Berlinde 20.000 Yahudi | tevkif edildi | Berlin 29 (AA.) — Polonya mah - |fellerinde verilen malümata göre, dün zamanı bütün Polonyalı Yahud. - ler 24 saat içinde Almanyayı terket mek emrini almışlardır. Muzir addedi- len bu Yahudilerin gitmesini temin et- |mek üzere dün sabah fecir vakti bir - çok baskınlar yapılmıştır. Bu baskınlar teticesinde takriben 20,000 — kişinin tevkif edildiği tahmin edilmektedir. Tevkif edilen Yahudilerin Polonya | hududuna sevkine başlanmıştır. Yahudiler Loh hududunda Varşova 29 (AA.) — Muzır addedilen Polonyalı Yahudilerin budud haricine çı- | karılması hakkında Almanya hükümeti tarafından verilen karar üzerine dün ak- şam muhtelif hudud karakollarına yüz - lerce kişi gelerek geceyi orada geçirmiş- lerdir, Hudud haricine - çıkarılanlardan pasaportları muntazam olanların Polon- yaya girmelerine müsaade edilmiştir. Hâdiseden haberdar olan muhtelif Ya- hudi teavün teşekküllerinin âzası hudud kâarakollarına giderek ilk yardım tedbir . 1 glmağa başlamışlardır. Bugün memnuniyeti mucib bir karar az edileceği siyasi mahfellerde söy- lenmektedir. |Sıhhat müdürleri arasında nakiller Ankara 28 (Hususl) — Konya hükümet di Özen Silrd sıhhat müdürlüğü « umuml müfettişlik sıhhat müşa- viri Haşim Şirman Afyonkarahisar — sıhhat müdürlüğüne, Zonguldak sıhhat müdürü Os- man Arık Edirne sıhhat müdürlüğüne, A - masya sıhhat müdürü Şerif Özbek Ağrı sıh- hat müdürlüğüne, İstanbul tıb talebe yurdu müdür muavin! Remzl Osman Eskişehir sıh- hat müdürlüğüne, İzmir sıhhat müdürü Ba- ki Bilgili Zonguldak sıhhat — müdürlüğüne! nakledildiler. |taatın geçişteri halkın sevgi ve takdir ve | Kızılay Yurdun her tarafında büyük bayram tezahüratla Ankara raayosunun açılış töre Bakamı açılış (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) Mecliste saat 13 de Reisicumhur Ata- türk namına B. M. Meclisi Reisi Abdül- halik Renda tebrfkâtı kabul etmiş ve saat 14,30 da hipodnomda büyük bir ge - çid resmi yapılmıştır. Geçid resmi başlamadan -önce Başve - ., kil Celâl Bayar hipodromu dolduran elli bine yakın halkın şiddetli ve sürekli al-| kışları arasında Reisicumhur Atatürkün | İorduya hitaben mesajlarını okumuşlar - dır, Geçid resmine hava kuvvetlerinin al - kışlarla karşılanan geçişile başlanmış ve| bunu mütecakib gençliği temsil eden iz-| cilerimizin kara, deniz kuvvetlerine men- sub cüzütamlarla, süvari ve motörize kı- tezahüratile takib edilmiştir. Geçid resminin sonuna doğru Türkku-| şuna mensub bir filodan 18 paraşütçünün Jatlaması ve gene Türkkuşuna mensub plânörlerimizin geçid resmi sahasında yaptıkları akrobatik harekât çok tak - dir edilmiştir. Hipodromdan ayrılan izciler ve kıtaat yerlerine giderken şehrin ana yolların -| dan geçmişler ve yollar üzerinde top -| lanmış bulunan halk tarafından da ayni coşkunluk ve muhabbetle .selümlanmış - lardır. Bayram yurdun her tarafında da heye- canla kutlulanmıştır. İzmirde bayram İzmir 29 — Dün öğleden sonra kut- lulanan bayram şehrimizi sonsuz sü - rur içinde bırakmıştır. Bu sabah İzmirde bulunan saylavlar Belediye Reisi ve C. H. Pa! kurulları, Halkevleri ve kamurni baş- kanları, Vilâyet ve Şehir meclisi aza- ları işci - esnaf birlikleri direktörleri, , Etibba Odası gibi kurumlarla ımlukz.xıner ve emekli sübaylar, te - elm odası ve borsa reisleri saat 8 de Pavti merkezinde toplanarak arzı teb- rikât için hükümete gitmişlerdir. Sa - at 10,30 da Cumhuriyet alanmda İstik- lâl marşile törene başlanmıştır. Marş- tan sonra ilbay Fazlı Güleç ve Parti namına avukat Ekremle köylüler na- mına da Doğanlar köyü muhtarı tara- fından söylevler verilmiş ve 15 yıl i- çinde Cumhuriyetin başardığı güzel ve verimli işler tebarüz ettirilmiş ve bun- ların yaratıcısı olan Büyük Şef Ata - türke sarsılmaz bağlılık, sevgi ve say- gılar «Yaşasın Atatürke avazeleri su- nulmuştur. Bunu müteakıb Atatürk heykeline ilyön | kutlulandı ninden bir intıba: Bayındırlık nutkunu söylerken yüze — yakın çelenk konulmuş ve on binlerce halkın önünde geçid resmi yapılmıştır. Geçid resminden sonra törene verilmiştir. Karaman 29 (Hususi) — Cumhu yetin 15 inci "ldn'ıu'mı yı.rd.m ııı-. da- son gün bımık tezahüratla ku:ıu_.n_mş - tır. Sovyetlerin tebrikleri Moskuva 29 (ALA.) — Tas ajansı bildiriyor: Türkiye Cumhuriyetinin on beşinci yıldönümü — münasebetile Sovyetler Birliği Yüksek Sovyet Riyaset Diva - nı reisi Kalinin Reisleumhur Atatür- |ke bir tebrik telgrafı çekmiştir. Sovyetler Birliği Halk Komiserleri korseyi reisi Molotof, Türkiye Başve- kili Celâl Bayara ve Sovyetler Birli- ği Hariciye Halk Komiseri Litvinof da |Türkiye Hariciye Vekili Dr. Tevfik | Rüştü Arasa birer tebrik telgrafı gön- dermişlerdir. Yunan gazetelerinin neşriyatı Atina 29 (A.A.) — Mesajeridaten gaze- tesi, bugünkü başmakalesinde 29 teşri evvel 1923 tarihinde yeni Türk devleti- nin teşkiline müncer olan hâdiselerin bir tarihçesini yaptıktan sonra, bu devletin Mustafa Kemalin Reisicumhur ilânı ile |kat'i şöklini aldığını bildirmekte ve Ke- mal Atatürkün ve arkadaşlarının icraa- tındaki çabukluğu sena ile kaydederek sözlerini şu suretle bitirmektedir: Kemal Atatürkle arkadaşlarının- ne kadar haklı olduklarını bu on beş sene Böstermiştir. Köhne imparatorluğu, bü- |tün terakkilere doğru büyük adımlarla yürüyen yeni ve kuvvetli devlete asırlar , | ayırmaktadır. Eleftron Vima gazetesi de şu satırları yazıyor: Tamamen bir milli yıldönüm mev- zuubahs olmakla beraber, bu yıldönümü- nün manası Türkiye hududlarının dışına çıkmaktadır. Gazete, Türkiyeye yeni bir hayat nof- heden ve ona medeni milletler arasında gıpta edilir bir mevki verdiren Atatürk- le arkadaşlarının gayretlerini anlattıktan sonra, diyor ki: Türk - Yunan dostluğu ve bu dostluğu takib etmiş olan Balkan Antantı menşe- lerini bu yeni zihniyete medyundur. İşte buna binaendir ki, bugün Yunan milleti tarafından dost Tückiyenin refahı için yapılan temenniler kendiliğinden we ca.