ÇT p v SAT Kİ TTTT TT AŞT RU AAT ÜÇ MÜKÂLEME Muayene: Orta yaşlı bir zat, vapurda yanındaki- ne anlatıyordu: — Fazla sıra beklemediler. Kapı önün- de saatlerce oturmadılar, Muayene gün- edilmişti. 'Tesbit-edilen günde gittiler. Kendilerini leri, saatleri evvelden tesbit gösterdiler. ne eden; evirdi, baktı. Çevirdi, baktı. ine berisine dokundu, düşündü.. öte- risine bastı, düşündü.. ötesine be- Yürüttü, baktı. Durdurdu, risine tık tık vurdu, düşündü. Uzaktan dinledi.. Tedi. «Bi De <Di icab eder!> hafta sonr Karşılarında oturan madı: — Affedersiniz bay, dedi, şu doktorun adresini verin, bir kere de ben gidip mu- kapısını ayene olayım, senelerderberi yaşlı zat şapırmıştı: — Yanlış anlamış ola ben doktordan, hasta kulağını koydu din- a bir kere daha gelsin!» başka bir mütehassısın görmesi bir kadın dura- rafından otomobillerin muayeneleri ya- * Geçen zaman olur ki: Pazar günü İstanbulda çıkan gazetole- rin birinde iki sütun altına dizilmiş bir yazı; ikinci sütunda birdenbire kesil- mişti. Yani o sütunun alt kısmı, sayfanın sonuna kadar bembeyazdı. Arkadaşlardan biri; sordu: — Bu gazetenin yirmi sene evvelki ga- zetelerden havadis alıp say! duğu var mı? Neye x< alarına koy- dun? zetoden sansürün çıkardığı kısmı almış Yalnız üzerine «yirmi sene evvelki bir gazeteden» cümlesini koymayı unutmuş. * Kolombun yumurtası: Yenicamlin önündeki binaların yıktı- rılması işi ilerledikçe cam!i da bütün güzelliği, bütün h dana çıkıyor. Gelen geçenler duruyorlar, lar: — Meğer şehri güzel göstermek ne ko- laymış, diyorlar, birkaç münasebetsiz | yapıyı yıkmakla bu iş oluveriyor. Öyle amma mesele Kristof Kolambun yumurtasına benzer.. yıkmanın usulünü ; | bilmeli! teferrüatı tile mey- bakıyor- İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz ? Yanmıyan ağaç Gordon Spinval adlı bir İngiliz kâ- şif Cenubi Ameri- kada, Amazon neh- ri kıyılarında ay- larca süren bir ke- şif seyahati yap- miş ve yeni dön- iddiasına göre A- mazon sahillerin- de bir ağaç vardır ki ateşten kat'iyen mü- teessir olmamaktadır. Kâşif beraberinde getirdiği bu ağaçtan bir parçayı bir fen heyeti huzurunda ateşe arzetmiş ve ağaç |ler. Bir mektuba cevab Bir genç kızdan: — Lütfen bulunduğum şehri yaz- mayınız, ricasile bir mektub aldım. İmzası bir X. diyor ki: «— Bu yaz plâjda bir genç gö müştüm. Mütemadiyen beni ağaç diplerine çağırıyor. Hiç durmayıp da etrafımda dolaşıyordu. Bir gün daha İleri giderek yanıma küçük bir attı. Her nekadar hareketleri ğıdı idi ve içinde hasretlerinin kısa bir ifadesile adresi yazılıydı. Bir müddet düşündüm, sonra bir cevab yazdım, bu cevabda hareketi- nin fenalığını anlattım, sert bir dil kullandım, ayni zamanda da bir ar- kadaş adresimi verdim. Bir zaman sonra bu adrese iki bir mektub geldi. Bu mektubda y kında ailesini göndereceği dı, Arkadaşıma hakiki adre: memesini tenbih ettim. Aradan zaman geçti. Derken İstanbula gideceğim sırada ü ver- bir gıldı ailesini Kıranr(.a g:ıyeı Si Fakat : onun İlk kütübhane ilk tesis Dünyanın tübhanesi edenlerin eski İb- ranfler — oldukları anlaşılıyor ve ilk kitab koleksiyonu- nu vücude getiren adam da eski Mi- sırın ilk kralların- dan Osimandiyastır. Milâddan 12 asır ev- vel vücude getirilmiştir. parçası yanmamıştır. Şimdi, şifleri, bu ağacı aramakla — meşguli ise fantezi. Saçlarının kesilişi ve ta- Tranışt da gene modaya düşki b kız hissini veriyor. Bu giyiniş ve bu t merakı bende fena bir tesir ardı. şekilde, hele ilk görüşte bir genç kızı tenhaya çağıran erkekle yuva kurulabilir mi? Sizden bir tav- siye bekliyorum.» * Eskiden sık sık dillerde atalar sözü vardı. Şimdi bulup ç ramadım, fakat: Kişinin giyinişi, —yara aynasıdır, şeklinde bir mâna ifade ederdi, Bu hükmün doğruluğuna yüzde 75 nisbetinde kaniim. Fakat geriye kalan yüzde 25 i de görgüsüz takdirsizliğe, taklide ve sakat mu kemeye bırakmak icab eder düşü cesindeyim. Bu kusurlar ise lebilir şeylerdendir. Bir gencin tanımadığı bir kı mektub yollamasına gelince, mem- leketimizde maalesef el'an görülege- len şeylerdendir. Benim gözümde yade beceriksizliğe ve... ace- delâlet eder. Sora, mademki sizin gibi bir genç kız şu veya bu ba- hane ile böyle bir mektuba muka- bele etmek mermakını kendisinde duymaktadır. O halde bunu da ta- yib etmekle beraber kat'i bir hükme esas tutlmamalı derim, Görüyorsunuz ki size cevab veri- bahsetmedim.. son günlerde belediye ta-| pıldı ya; arkadaşıma onu anlatıyordum. | Bugün de yirmi sene evvelki bir ga- | ZI dünya kâ- SON POSTA Kadın Köşesi Gözlerinizi gü zelleştiriniz ) | özlere nekadar ehemmiyet veri bakılsa yeridir. Onun - bütü: ömür boyunca sü- den eşsiz kıymet lerini bir tarafa | bırakalım, güzel - likte de ne mühim bir yerleri vardır. |Hangi güzel gözlü kadına çirkin de- mek akıldan ge - çer. Göz güzelliğ muhakkak ki İzün binçok ssu larını unutturacak kadar göze çarpan bir güzelliktir. Şu halde ne yapmalı, nasıl bakmalı ki gözler güzelleşsin? Birinci şart: Gözlere sun'i bir mâna |veren her türlü boyadan kaçınmalı. Göz kapaklarını koyu renk boya - ile ve fazla boyamak, sürme çekmek en fena bir âdettir. Biri göze, gözbebek- nin bütün parlaklığını, tatlılığını ter. Öbürü yüzün üst kısmını, âde- ta siyah bir çizgi ile kestiği için, çi kinleştirir. Bilh sürme çekme hal esmer , Bu da- sakınmalıdı olduğundan u gösterir. Beyaz cild üstünde itmez bir renk tezadı yal n çok n tenin ş 'Tatlı renk boya kullan- boyayı hafif! Göz güzel boya, herkesin kendi göz bebek- lerinin rengine uyandır. Bu rengin he-nnvı hiç hoşa gitmez. «Hafifle- *tmnnırvnrkı ten ma |mal: Neterek nihayetlen - dirmeli. kapa, rülecek en kat'arı kaılur gi şekilde sürmektir. Üçüncü şart: Üst yaj yapmalı, altlara kirpiklere maki - hiç dokunmamalı. at etmek. Bu kadar mühimdir, İzi ufak rahatsızlık sezer sezmez bir mü |tehassısa gitmelisiniz. Tcab ediyorsa |gözlük almakta gecikmemelidir. Bun- lar ihmal edilirse gözlerin tabii par- laklığı azalır. Yani göz, güzelliğinin yarısını kaybetmiş olur. daml. öz sinirler iktiyarfamasına göstermek için hiçbir ş malı. Bu hata yüzünden g nin vaktinden önce sebeb olmuş kadınlar yok & Altıncı len boyanın yalnız gözk umumi makiyajla dâ li dır. Ancak bu şekilde gözü iri gösterir, ışa mâna ve derinlik verir. Yedinci şart: İstiyen takma kirpik takabilir. Bir fenalığı yoktur. Çokla- rına da yakışıyör. — yorum, fakat netice çıkaramıyorum. MH göz kapağına | Beşinci şart: Göz bebeklerini büyük | Suçlu bir dükkâna giderek Bir müddettenberi kendisine —maliy müfettişi süsü vererek, tüccara musallat liyeye verilmiştir. Suçlu, iki gün evvel Tahtakalede Sala- mon Eskinazinin dükkânına giderek: — Ben, maliye müfettişiyim. Sizin ver- Bi kaçakçılığı yaptığınızı teşbit — ettim. zalıyacaksınız, demiş ve hakikaten bir zabılname yaparak, altına <maliye mü- fattişi» diye imza etmiştir. Salamonun tmzalamak zaruretinde kaldğı bu zabıt- namede, 3000 lira kaçak vergi mikdarı Şıran mal sahibi, iplik tüccarı olan arka- daşı Hiyamın iki söne evvel böyle bir vaziyetle karşılaştığını hatırlıyarak, ti- carethanesine gelenin sahte bir memur olmasından şübhelenerek, derhal Hiyama telefan etmiştir. Filhakika Hiyam gelince, müfettiş ol- duğunu iddia eden bu adamın, evvelce kendisini aldatan sahtekâr olduğunu ta- nımıştiır. Bunun üzerine, kendisinden hüviyet istemişler, gösteremeyince, poli- se haber vermişlerdir. Müddeiumumlliğe teslim edilen Vehbi, asliye 4 üncü ceza mahkemesine verile- rek, duruşmasına başlanılmıştır. mahkemede, hakkındaki iddiayı redde- derek — Ben, kendime mütfettiş süsü — filân vermiş değilim. Bu, yalandır. Sadece, bu tüccara iş istemek için müracaat etmiş- tim, demiştir. Asliye t üneü ceza mahkemesi, Vehbi- nin tevkifine karar vererek, duruşmayı talik etmiştir. Tevkifhanede sahtekârlık yapanlar muhakeme edildiler Galata postanesi veznedarının - katili Abdullah ile Kadri isminde diğer - bir |mevkuf tevkifhanede temyiz mahkemesi Liçin, sahte fakrühal! ilmühaberleri | yap- |mak ve bunları üç mevkufa satmal id- , |diasile, Ağırcezaya verilmi rdi. Muhakemelerine dün de devam edile- rek, müddelumum! Übeyt iddianamesini okumuştur. Suçluların, suçlarını deliller- le sabit gören iddia makamı, her ikisinin de tecziyelerini istemiştir. Dava, müdafaaya kalmıştır. Evinden kaçan bir kadın tevkif edi!di Kocası Sabahattinin evinden kaçan ve fşığı ile Şehzadebaşında gezerken yaka- Nuriye isminde bir kadın adliyeye veril miştir. Bir davacı kadın mahkemede | bayıldı BT aa öi Dün asliye birinci ceza mahkemesin- e, garib bir davaya bakılmıştır. Davacı Hâmidenin iddiasına göre, ko- cası Hayri, Maşuka isminde bir kadınla metres hayatı yaşamaktadır. Hüâmide, bu sebeble 14 senelik kocgsı aleyhine dava ikame etmiştir. Kadının, İHayriden en küçüğü 10 aylık, en büyüğü olan Vehbi izminde biri yakalanarak, ad- | Hemen, bir zabıt tanzim edeceğim. İm-| gösterilmiştir. Bu vaziyet karşısında şa- | Vehbi, | lanarak hâdise çıkaran, müdahale etmek | istiyen polisleri de tokatlamağa kalkan | Suçlu, asliye 4 üncü ceza mahkemesi- - İnin kararile tevkif edilmiştir. Kendine maliye müfettişi süsü veren biri yakalandı vergi kaçakçılığı yapıldığı iddiasile zabıt tutmıya kalkıştı 12 yaşında olmak üzere dört tane de ço« cuğu vardır. Dünkü duruşmada Hayri; asıl karısının Hâmide olmayıp, Maşuka olduğunu iddi- Ja etmiştir. Bir aralık 14 yıllık karısı hi kında suçlunun metresim, tâbirini k midenin asabı üzerinde ak, birdenbire düşüp bas al dışarı çıkarı! yardır ayıldıktan sonra da — Bana, kocam yılmıştır. D | tabibinin | koridoru velveleye vermiştir. İstanbul müddeiumum si vazifesine başladı Mezun bulunan İstanbul ddeiuymde misi Hikmet Onatın mezuniyeti dün his, tam bularak, başlamıştır. Dün, müdı met O: Poliste : Bir otomobil bir adamı başından yaraladı f Eminin idâresindeki 652 num —J otomobll, Beşiktaş tzamvay caddesinden ve- çerken Beşiklaşta Mecidali sokağında otu” ran Eyüb adında birine çarparak başındağ, yaralamıştır. Yaralının müdavalı yaplır; mış, şoför yakalanmıştır. Bir adam merdivenden düüp yaralandı . Üzküdarda Çıkmazbostan sokağında otu” ran İsmet Karakaya, evini lif yerlerinden yara Sokakta düşen bir kadın elinden yaralandı Kızıltoprakta oluran Hesna, elinde zeytime ) yağı şişesile bakkala giderken ayağı bir taşf takılarak düşmüş ve şişe kırılarak parçalı Hesnanın ellerine batmıştır. Fazla — mik* tarda kan zayi eden yaralhı Nümune hasta4 nesine kaldırılmıştır. Bir hırsız kadın yakalandı Dün Büyükpiyalede garib bir hızazlik vak'ası olmuştur: Havuzbaşı sokağında oturan Kemal, e “ vinde otururken ihtiyar bir kadın kapıyf çalmış ve öğle namazının geçmekte oldu « Bundan bah mal buna razı olmuş, Rukiye İsmini taşıyanı bu kadını içeri almıştır. Kadın namazı kıl” dıktan sonra seccade İle beraber bir X ek elbisesi koltı k kaçacağı sırada ef Bahibi tarafından — yalealanmığtır. — Kamâl hırsız kadını zabitaya teslim etmiş ve tab* kikata başlanmıştır. Bir kadın beygir çiftesile öldü * 42 ncl İlkokulda hade” de asfalt enddeden geçerken muallimlerinden Jöli Böljerin bindiği atın Ürkmesi netlcesinde wvurduğu çifte” lerden birisi dan yaralanarak Şif* N Çocuk hastanesine kaldırılmıştır. Hasta* node yaralı kadı bir müddet sonra ölmüşi delumumi! dirler. Bir adam arkadaşını dövüp yaraladi Davudpaşada Odalar — sokağında oturaff Hasanla arkadaşı Halid arasında alacal yüzünden bir kavga çıkmış, Halid — Hasalli yüzünden yaralk* mıştır. Yaralının müdavatı yaptırılmış, sut” Zabıta ve Müd* tahkikata devam etmekte * lu yakalanarak lahkikata başlanmı