Te LA F SS "5; Bundan sonra şübhe edemem... Her — Zaman için onun duygularındaki eşsiz ö femizliğe inanacağım... $ Bu sözler kurnazca düşünülmüştü. — Nitekim Napolyona tesir etmekten ge- a ti kalmadılar. gi Elini çekerek: mağa beni larınla beni ne kadar üzdüği un. Üçümüz de talihsi Amma siyas? mecburiyetlerin ka: sında elimizden ne gelir? Zaten dü: müş olduğum tasa Çünkü bizi çekemiyenler, artık iş işden dönmenin (i R eştirmektense, k Hatırasına h duy İi verdi? ği koparırken. kayım ikiniz de — çek yorum... Böyle lâ AM ÜRAEL VU d S eai G yordu. Yanmda dura ları gayri ihti yordu. Tekrar imparatora yaklarına kapanıp yalvarmak, yak mak istiyordu. Z REğe ÜN BrR Va © zefinin kaderine son damganın vurul- & muüş olduğumu Mari de anladı. ğ üro, şöyle odanın için?| p - b yanıma gelin; de Ve şefkatle, mülâ; ayağa kalkmasına yardım etti. k KA Saltanatı, debdebesi, hükmiü sona e © ren bu kadın, maheymn müşürünün ko- kunda, bir taraftan da Mariye abana - sendeleye yürümeğe Yak serndeleye, ÜL başi ftılmaz bir ölüm acısile: — Bonapart! Demek bu sefer artık sahiden ber şey bitti?.. dedi. başını çevirdi. Bu ik: âarada uzaklaşmasına bakamıyordu. Bu iki kadırı ki, onun aşk hayatında — birbirinden tam ayrı iki kutub olmuş- Tardı. Biri geçmişin ateşli çılgınlığını, öte- kisi de bugünün şefkat dolu sevgisini; biri zamenda da türlü endişelerle solgunluk çağını» canlandırıyordu. Düro geri &d ğ dirseklerini yazıhanesine dayamış, elile de gözlerimi örtmüş bir vaziy buldu Koc bir erkeğin kafıbına 80 kince h) emri yerine getirdiğini an- Jatmak kastile: — İmparator dam Valevskayı da ara düm cfendimiz, dedi Napolyon: » — İvi ettin. Diyo cevab verdi ve ye miden gamlı suskunluğuna daldı. — İkiniz de vaziyetimi güçleştiriyor- sunuz. Şurası muhakkak ki Mari, eğer sizden istemiş olduğum şeye katlan - ğ- | çıkmıyan, beni seven... Benim de bü - çok gücüme giden bir fedakârlı bur etmezdiniz. hıçkırıkların'a, vurdan vazgeçtim. | böyle bir sırm çabucak keşfedebileceklerdi. Hem ;| ti temin için de başka çareler bulur - msSununz. Austerlitz zaferinin sabahında ,| dediklerinizi bilmem hatırlar mısımz? ademi î' sında haki- ÜD katen bunalmı BU hale tahammürü ç: — Rüstemi Ç bana, ( n koltu, " İları senaryoların biç birini beğenmemiş, “İonu sokmak istedikleri kalıbların hiç bi- Fakat onun niyazkâr gözlerine, h döndürmenin imkânı kalmadığını, J- — Bu harımları götürün ve sonra metle, Jozefinin Şi , Tam kapımın eşiğinde şöyle bir durdu, geri döndü ve gözlerinde ııılrî T Omuzla - etle kımıldatarak adının, böyle bir , göz kamaşfırıcı coşkun gençliğini diğeri de kuvvetle, kudretle fakat ayni dolu ndüğü vakit Napolyonu, bir imparatoru, ıztırab çeken n bu kederin Mari Valevska Napo Fercüme eden: Mebrure Sami Düro bir müddet bekledikten sonra, dayanamadı, usuka: — Ayrılık size bu kadar ağır geli - yorsa, neden yol yakınken geri dön- müyorsunuz? dedi. — Ayrılık ağır geliyorsa mı? Ah hem de bilsen ne ağır geliyor, Evimin süsü, bütün cazibesi olan, gözümün şöyle bir bakışı ile anlayıveren, istiye- İrek bile bile, arzularmam dışına aslâ |tün gençEk hatıralarımla bağlı oldu - ğum, sonsuz dostlüuk hisleri duydu - ğum bir kadımı kovuyorum... Düşün rum!. Düro: Peki, kendinize ne diye bu ezayi veriyorsunuz? Kararlarınızı değiştir - mek imkâni elinizde. Daha iş işten geç- medi, Bir tek kelimeniz kâfi... Verase- « Askerlerim benim evlâdları birinin, şanımıza lâ İtçlerinden oğlu gelsin dünyaya, varımı bağışlar, onu kendime varis tanı demiştiniz. Hoelı hizlı barnunu silen Napol Ah Düro, ah benim vefal şem! Bunlar sade süslü püsl lardı... Sen böyle şeylere inanırsın Son see.erda yetşen en büyüz Fransz yıldızı (Baş tarafı T7 inci sayfada) Amerikan prodüktörlerinin hazırladık- rine girmemiş ve nihayet pek özlediği va- tanına dönmüştür. Mireille Balin iki seneye yakın bir za- mandanberi meşhur Tino Rossi'yi sev - mektedir. Tino Rossi'nin de bu yıldıza karşı bigâ- ne kalmadığı görülmektedir. Çevireceğini bildirdiğimiz — filmlerden | maada gene yakında büyük bir film çe virecektir. Bu filmin senaryosu onun «mi- zaç ve tab'ına>» göre hazırlanmaktadır. Bu filmde Mireille Balinin mananın bütün kuvvetile (bir aşk ve ihtiras kadını) ol- duğu tebarüz ettirilecektir, O, T. Bir doktorun günlük / notlarından uî’aşlı!ardıı ve İhtiyarlarda fele Orta yaşlılarda ve Ihtiyarlarda görü- len felelerde birçok şebebler aramak lâ- sımdır. Bilhassa orta yaşlılarda vaktinden ev- vel nüzul isabet eden ve daha tam çali- şacak çağda ve olgun yaşta olanlarda görülen felçlerde muhakkak kan tahi'li ve idrar tahlili, hatta icab ederze bel- den su almak sürelile mütcaddid tahli- Mt yaptırmak gerekir. Meselâ, bakılma- mış ve tedavi edilmemiş bir şeker hasla- hğr pek eabuk damar bozuklukları ve bunun netkcesi felçler görülür. * Bundan maada böbrek hastalığından ve dödrek natamamiyetinden mütevel- Hd tansiyon yüksekliklerinde gene felç- ler görünür. Bütün bunlar idrar ve kan tahlillerile meydana çıkarlabilir. Bun- dan mâaada gene vaktinde Iyi tedavi e- dilmemiş fyengi hastalığının neticesi de erken yaşlarda felçler görülür. Bundan belden alınan mayide ve yahud kanda vaserman, yani frengi tesmülü aran- mak süretile meydana çıkar, Bunların hepel birbirinden mühimdir. Çünkü 4e- beb bulununer tedavi daha esasli — bir surette tatbik edilir. Ve netice de o dere- ce güzel ekle edilir ve üdela şifâ temin edilebilir. bir kere... Ne acı şey bu... Kovuyo -| /%/ y, P Z İyonun aşk romanı Tahtından düşsürülen kadın Çünkü sende hâlâ eski devirlerin kah- ramamnca fikinleri, —duyguları vardır. Amına bizler antık Plütarkın insanları değiliz. Zaman değişti. -Arzularımıza kulluk - ettiren, şikâyetlerimizi, inilti- lerimizi dinlemiyen kaide ve itikadla- ra bağlıyız. Ben artık hür değilim Ge ri dönmek mi? İmkâmı yok. Çünkü ta- lâk ümumun ağzma düştü, âlemin ma- h oldu. Bütün Paris, tekmil imparator- luk bununla uğraşıyor. Salanlarda, klüblerde sade bunun lâfı ediliyor. Fransa bumu istiyor. Bakın; her taraf- tan yağan şuü raporlara bakın... Masanın üstündeki dbeya yığınımı gösteriyordu. Düre: — Ne olacak, Fuşenin raporları bun- lar! Efkârı umumiyeyi hazırlamasını siz söylediniz. O da ortalığı velveleye verip ayaklandırdı. Geçen akşam pen- ceremizin altına gelip: «Yeni bir düğün isteriz!» diye bağıranlar, hep onun kı- hk kayafet değiştiren kendi adamları, keridi casusları idi. Bunu biliyor musu- *|nuz? — Yanılıyorsun Düro! Fuşe efkârı umumiyenin bizzat kendisi deği sadı ır. Belki biraz şi: Şi ni bozuyor amma, ben onun satır- ları arasında asıl hakikati de sezebili- yorum.Zaten sade Fransanın - sözile, emrile hareket etmezdim, (Arkan var) 10 ' i SON POSTm Birinciteşrin M | Matürkün vatandaşlara teşekkürleri (Baştarafı 1 inci sayfada) C, H. P. Umumi Reisi Reisicumhur Atatürkün — yüksek huzurlarına İstanbul Dahiliye Vekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterinden aldığım 14 Birinciteşrin 988 tarihli yazıda, kanunt sebeblere müstenid birkaç belediyenin bir hafta için tehir olunan intihabları müstesta olmak üzere bütün Türkiye be- lediyelerinin intihablarının bittiğini ve her yerde rey sahibi vatandaşların büyük bir tehalük ve şevkle intihaba iştirak e- derek reylerini Cumhuriyet Halk Partisi namzedlerine verdiklerini bildiriyor ve Türkiye halkının istisnasız Ulu Şefimiz Atatürk'ün emrinde ve izinde ne kadar derin bir imanla yürüdüklerinin ve Ata- türk inkılâb ve rejimine bağlılıklarının ve Cumhuriyet Halk Partisine ve hükü- metimize sağlam itimadlarının bu yeni tezahürünü ilâve ediyor. Yüksek Türk milletinin her zaman ve her yerde Ulu Şefimize ve onun yarattığı rejime sonsuz bağlılıklarının bu en yeni ve kıymetli te- Zahürünü sonsuz saygılarımla erzetmeme Müsaadelerinizi istirham ederim. Başvekil ve C, H. P, Umumi ' Reis Vekili Celâl Bayar Atatürk Başvekil Celâl Bayara aşağı- (Baş tarafı 9 uncu sayfada) diyen kapadı ve kendi arzusile Coniston mezarlığının sessiz ve ıssız bir köşesine gömüldü. ESERLERİ Ruskinin birçok eserleri arasında oku- yucuların en çok beğendiği üç kitab var- dır ki listenin en başma yazılabilir: A — Toz ahlâkiyanı: Ev kadınlarile müsahabelerdir ve İngiliz, Amerikan ka- dınlarının zevkle, aradıkları, okudukları bir eserdir. B — Yabani Zeytin Tacı: İş, ticaret ve harbe dair üç konferanslan mürekkebdir, C — Susam ve Laylâklar: Bu eser, yu- karıda kaydettiğimiz gibi muharririn en çök tanılan, ve sevilen eseridir. Kitabda gözümüze çarpan ilk mühim şey, eserin sembolik başlığıdır. Susamdan maksad, binbirgece masallarındaki, bizim de pek iyi bildiğimiz Kırkharamilerin içinde ha- zineler bulunan mağarasındaki tılsımlı kiliddir. Muharririn eserine bu ismi ve- rişi de, okuyucuyu, kitablardan ve oku- maktan bahseden ilk kısma hazırlamak, daha doğrusu onun alâkasını tahrik et- mek gayesinden ileri geliyor, zannında- yım. «Leylâklar» da güzellik, temizlik ve sükünetin sembolüdür ve okuyucuyu kitabın ikinci kısmına götürür ki, bu kı- sımda muharrir kadın hayat ve terbiye- sine dair fikirlerini harikulâde bir güzel- lik ve kudretle anlatır. Eserin üçüncü faslı da, «Hayatın sırrı» başlığını taşıyor. Bu fasıl, bir monolog şeklindedir. Ruskinin öz hayatını ve bu hayatın çöküşünü anlatır. Dolayısile 0. kurken, garib bir hüzün, daha ileriye gi- deyim, bir bedbinlik havası içinde kalır, muharrirle kederlenir, üzülürüz. Edibin bütün hayat felsefesini söyliyen «Hayı- tın sırrı» ibretle okunacak bir yazıdır. Ruskin Mimarinin 7 lâmbası, Venedik taşları, «Muasır ressamlar» gibi güzel san'atlara dair eserlerinde daima Şşu dört noktayı müdafaa etmiştir: A — San'atın asıl gayesi, diğer insani çalışmalar, çabalamalar gibi hakikati bul- mak ve ifade etmektir. B — San'at, hakiki olabilmesi için an'a- neyi, muhafazakârlığı yıkmalı ve tabiati taklid etmelidir. C — Ahlâk, sanatla sıkı, fıkı bağlıdır. Binaenaleyh, san'atın iyiden iyiye tedki. ki, tetebbüü, onu yaratan halkın ahlâkt zâf ve metanetini veya rüşdünü — isbat eder. D — San'atın esas umdesi, bırkaç kül- tür sahibi insanı memnun etmek, zevk-' tarihine kadar kabul edilecektir. DENİZBANK Dizel Deniz Motörü alınacak Bir dizel deniz motörü satın almacaktır. Şartnamesi hergün Materyel dairemizden parasız almabilir. daki cevabı vermişlerdir: Celâl Bayar C. H. P. Umumit Reis Vekili ve Başvekil Ankara Belediye intihablarının bittiğine dair olan telgrafınızı aldım. Rey sahibi vatan- daşlarımızın büyük bir tehalük ve şevk ile intihaba iştirak ettiklerine ve reyle- rini C. H. Partisi namzedlerine verdik« lerine büyük memnuniyetle mutlali oe dum. İstiklâl savaşı ve Türk inkılâbı, het hamlesinde ve her safhasında, milletimi- zin yüksek siyasi ve medeni karakteri ile memleket işlerindeki şuurlu birliğine dayanarak muvaffak olmuştur. C. H. Partisinin ideali ve programı ve |Cumhuriyet hükümetinin icraatı da an- |eak milletimizin bu yüksek ahlâk ve has- letinde mesned bularak hergün feyizli bir eserini gösterebilmektedir. Dün ve bugün olduğu gibi yarın dahi memleket ve millet için yegâne kudret, ikbal ve re fah kaynağı olan inkılâb prensiplerinin ve Cumhuriyet rejiminin tatbikat, üze- rinde fikir ve elbirliğinin bu yeni teza- hüründen dolayı aziz vatandaşlarımıza ve başta siz olduğunuz halde Parti ve hükümet teşkilâtma tebrik, teşekkür ve muhabbetlerimin iblâğını rica ederim K. Atatürk Edebiyat hükümdarları Ilendlrmck değil, hergünkü hayatın gün- delik ihtiyaçlarına hizmet etmektir. Ruskinin eserleri ve yaşayışı bu dok. trinlerine ne kadar bağlı olduğunu pek a- çık olarak gösterir. HÜLÂSA Ön dokuzuncu asrı yleminci asra bağ- hyan bir çağda yetişen ve devrinin ea |yüksek ve kuvvetli bir nâsiri, profesörü Jolan John Ruskin (Con Raskin), engin |zevkli bir san'atkâr, usta bir üslübeu, bü- yük bir ahlâk hocası ve insanlık için Ça- lışan bir ilim savaşçısıydı. Buskin güzei- WI.lı.ideıl.ntıriı'ı;klııe'ımı.ııımınlıyıuı ve bunu bizlere imaj ve imalarla anlat- | Masanı bilen belki de cinsan üistü» bir dâ- İhi idi. Yarım asırdan fazla bir müddet dİngilterenin güzellik havarisi> olan Rus- kin, Rönesans devrinde olduğu gibi gü- zelliği, mülhid ve beşeri bir şekilde te- lâkki etmemiş, daima ve dalma insanın |Bgözünden ziyade ruhuna hitab eden bir |mefhum olarak tanımış ve tanıtmıştı Güzeli ve gözelliği, hakikat ve iyiliği ara- mak, bunu hayatının şiarı yapmak; ister el, ister fikirle çalışalım, işimizi bu ülkü için görmek... Ruskinin yalnız sözde de. ğil, «İş> de de başardığı en yüksek pren- sipi, doktrini idi. Gazeteciler Ü iversitede » neler gördüler (Baş tarafı 7 inci sayfada) sıçrayışımın ve el etek öpülürken aldığı tavırların hikâye edilişi bize — bir hayli yorgunluk aldırdı. Eskiden Padişahlara biat ' edilen bu salonda şimdi Türk gençleri ilme, kültü. re biat ediyorlar, Netice Hastaneler gı ikten sonra Tokat - liyanda Rektörün ziyafetinde bulunduk, Burada çok samimt hasbıhaller — içinde geçen iki saatin boyunca suallerimize Rektörden cevablar aldık. Üniversitemizin beş yılı inkılâb tem- Posuna uyan birkaç beş yıllık faaliyeti - nin ifadesidir. Bu faaliyetin yaratıcıla « rını tebrik etmek lâzımdır. Nüusret Safa Coşkun Ziraat Bankası yeri müfettiş muavinleri Ankara, 15 (Husust) — Ziraat Banka- sında müfetilş Müuvinliği imtihanı neti- eelendi. İmtihanlara giten 21 gençten o- nu kazandı. İkisi de servis şefliği namze- di tayin edildiler. Teklifler en geç 17-11-938