14 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

14 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet hayatı : 116 Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Başkâtib beni görünce ne söyleyeceğimi beklemeden: “Merciiniz Bâabiâlidir, oraya müracaat ediniz!,, dedi. Ben de “Babıâliye gidiyorum, buraya gönderiyorlar, buraya geliyorum, siz Babıâliye sevkediyorsunuz.,, dedim Edirnede vali vekili Arif paşa ile görüştüm. Sonra İstanbula geldim, Fakat taltif edilecek yerde azlolun- mamdan şiddetle müteessir olan vic - danlı insanlar susmadılar. Bu maküs muameleyi tenkid yolunda Dedeağaç- tan, Edirnede Türkce, Fransızca İs- tanbul gazetelerine orada vücuda ge - #irdiğim umuma hayırlı, faydalı eser- lerden ve sair muvaffakiye'tlerimden bahseden mektublar yağdırmaktan ge- ri durmadılar. Hattâ Monitör Oryantal gazetesinin Edirne muhabiri, uzun bir mektubunda: « Hazım beyin Dedeağaçtan bu su - retle ayrılması, eski Yunanistandaki Aristidis vak'al tarihiyesini hatıra ge- tiriyor» demişti. (1) İstanbulda Abdurrahman paşa ile| | günahtır. Bu hale ne Allah, ne de haki- sadrazam Halil Rıfat| görüştükten sonra, müşarünileyhin tav siyesi Üzerine paşayı ziyaret ettim. Sadrazam paşa, beni iltifatla Kabul etti: — Oğlum, dedi. Masum ve mağdur- sun. Kurtarmak için çok çalıştık. Ni paşa (Abdurrahman paşa) hazretleri bilirler. Yazık ki muvaffak olamadık. Yıldız sarayına giderek başkâtib Tah- sin beyi (paşa) görmek istedim. Saat- lerce bekledim. Lâkin beni kabul etme- di. Söyliyeceklerimi dinlemek üzere mabeyn kâtiblerinden İsmall Hakkı beyi misafir salonuna gönderdi. Muma- ileyh beni dikkatle, hattâ mağdurive- timden müteessir bir tavır ile dinledi.| Zatı şâhâneye takdim edilmek üzere yazdığım kısa bir ârizeyi de aldı. Bu ârizenin takdim edileceği pek şüpbeli olduğundan bir gün sonra mahud (Trakya ve Makedonya ihtilâl iyeti ha sİ) münasebetile tüğüm şifre kâtibi Kâmil beye, İsmail| Hakkı beye verdiğim ârizeden bahset- miyerek, zatı şâhâneye bir Arizenin takdimine tavassut etmesini rica eyle- dim: — Bu gibi şeyleri kabul ve takdime mezun değilim, dedi. Maamafih Babı adalet açıktır. — İsterse kapalı olsun, dedim. Ben © kapıyı bulamıyorum! — Başkâtibe müracaat ediniz, Adaletin kapısı, başkâtiblik daire- sinde demek. Yazık ki kapıcı çok his- siz; beni kabul etmedi. — Devlet ricalinden bir zatsınız. Sizi kabule, maruzatınızı istima etmeğe mecburdur. Kâmil beyin, şu sözünden kuvvet alarak başkâtibe gittim. Kendi işim için değil, devlet ve memlekete müteallik mühim ve müstacel bir mesele için gel- diğimi söylettim ve kabul edildim. Oturmadan ve ne söyliyeceğimi bek-| Jemeden: — Merci esat ediniz, dı — Babıâliye gidiyorum, buraya mü- racaat etmemi söylüyorlar, Buraya ge- liyorum, siz Babıâliye sevkediyorsu - nuz! Mağdurlar için, muayyen bir ta- zallüm ve istimdad makamı da yok! Maahaza bu gelişim kendi işim için de- ğildir. Babıfilidir, oraya müra-| d! €) Yunanistanda devlet ve memleket iş- deri, hattâ şahısların nefi ve idamları umu- | mün reyile Jera edilirdi. Yunanlatana çok | büyük hizmetler etmiş olan meşhur Aristidis bir sokaktan geçerken, yazı bilmediği için elindeki rey tuğlasile önüne çıkan bir şahsın reyini yazdırmak istediğini anlar, ne yazaca- fani sorar. Aralarında şu mühavero geçer: — Artstidis yazınız! — Yazdım. Sonra? — Nefi yazınız! — Onu da yazdım. Fakat sen Arlatidisi Şşahsen tanır masın? — Hayır, tanımam. — Öyle 10, ne için onun nefyedilmesini Elimdeki açık zarf içinde bulunan komite evrakını gösterdim: — Bunlar çok mühim ve müstacel bir meseleye dairdir. Zatı şâhâneye takdim buyurmanızı rica etmek için geldim. Başkâtib: — Pekâlâ. Zarfı kapatınız. ve üstünü mühürleyiniz, diyerek yazıhanes tündeki kırmızı mumu ve şamdanı gös- terdi. Ben ayakta, kapıya arkamı çevir - miş bir duruşla zarfı ürlerken, ka- pıdan birisi, yüksek sesle: — Bu zattan ne istiyorsunuz? Eğer| devlete, millete, padişaha sadık bir a- dam İâzım ise, işte o, budur. Böyle de- Berli adamları şöyle, böyle diyerek bi- Ter birer ezip çürütmeyiniz. Yazıktır, kati bilse şevketmeab efendimiz razı olur?! Sarayda, hakkımda bu derecede ilti- zam ile cesurane söz söyliyecek kimse tanımadığım için; kendime mal etmiye- rek; içimden: b — Benim gibi sayısız mağdurlardan, | mazlümlardan birine aid olacak; rek dinlemekte iken mechul zat, si ne devam ile: Cünün Bulmacası 209445678010 “|getirdiği güzel eserleri gördüm, Tam |hud ekaba sakallı» lâkabile maruf o - — Kendisi ile hiç bir münasebetim yoktur. Bir kahvesini bile içmedim. Lâkin müşür Hüseyin Fevzi paşa ile Selânikten gelirken, Dodeağaçta tren bekliyerek iki gün kaldık. Kasabayı gezdim, Müslüman, hiristiyan kasaba ve köyler ahalisinden bir çok kimseler- le görüştüm, konuştum. Orada vücuda âdilâne olan icraatını kendi kulağımla işittim. Bu adamın kıymetini anlamak için bir kere Dedeağaca gidip yaptık- larını görmek lâzım. İki buçuk sene i- çinde, kasabayı memaliki şâhânede bir eşi daha mevcud olmıyan bir hale ge - tirmiştir. Bu hasbetenlillâh şahadet ve mü - dafaanın bana dair olduğunu anlayın - ca enizisyonun işkence salonunda se- mavi bir münci tarafından himaye e - dilmiş meyus bir mazlüm hayretile ih- tiyarsız arkaya döndüm. Bu hayırhah adamın «esakallır ya - lan hususi yaverlerden Mehmed paşa olduğunu gördüm. —O da sözü kesti, gitti. (Arkası var) RADYO Burünkü program Üerini başka gemilere vermek bir zarüret | Birinciteşrin 14 Deniz ve Deıiizcilîk (Baş tarafı T ci sayfada) Hattı harb gemileri ile kruvazörler a- rasında Almanların 10.000 tonluk ve 28 santimetrelik top taşıyan ceb kruvazör- lerini görüyoruz. Bu gemiler, Vaşington değil, Versay muahedesinin esaslarına göre inşa ettirilmiş olmakla, husust bir karakteri haiz gemilerdir. Almanyanın bu gemileri, kruvazörler gibi, ticaret harbinde kullanacağı umulur. Böylelik- le bunlar diğer kruvazörlerden daha mü- kemmel ve müsbet olarak iş görürler. Çünkü bu gemilerin her biri, aşağı yu- | karı Üç 10.000 tonluk kruvazörle çarpışa- cak ve muvaffak oldcak kudrettedir. Ceb kruvazörleri Almanyaya çok faydalı ola- caktır. * Düşman gemilerine gece baskını yap- mak için yapılan bu ufak tekneler büyük harbden bugüne kadar gitgide büyü- müştür. Bugünkü cesamet artık böyle bir harekete meydan vermekten uzak- tır. Bundan dolayı devletler, geceleyin düşmana baskın yapmak üzere, başka bir tip gemi yapmak mecburiyeti karşısında kalmışlar ve hücum botlarını yapmış- lardır. * Fransızların muhrib ecesametini (3300) tona kadar, İtalyanların da (2500) tona kadar çıkardıklarını görüyoruz. Bu mik. darlar büyük harbden evvelki kruvazör- lere yakındır. * Kruvazör — vazifelerinin — azalmasına Tağmen muhriblere verilen vazifelerin ço Baldığını görüyoruz. Büyük gemiler! ha- va ve denizaltı hücumundan korumak gibi ilâve vazifeler alan bu gemilerin işe halini almıştır. Bundan dolayı, 1936 d9n sonra, refakat botu diye yeni bir tip ge- minin meydana geldiğini görüyoruz, Bu gemiler, torpitolardan küçük olacak ve sadece büyük gemilerin, baskın silâhın/ karşı korunmalarını temin edeceklerdii * Dertizaltılar büyük harbden sonra bür yük bir terakki göstermiş değillerdi? Gerçi cesamet ve teknik vasıfları mıştır, Lâkin onlara en ziyade lâzım ©* lan dalma umku ile su altı sür'ati, gebf büyük harbdeki gibi, madun vaziyetiti muhafaza etmektedir. Bilâkiz su üstü g€ milerinin ve hattâ ticarat gemilerinlii fevkalâde artan sür'atleri - denlizaltı milerini daha müşkül vaziyete sokmuf tur, Bu gemilerde su altı sür'atin artmâ” sı ancak yeni bir sistem makinenin bi lunmasına vabestedir, Bugün en büyük denizaltı gemisinf Fransa maliktir. Sorkof ismindeki d nizaltı gemisi 2800 tonu geçmiştir. Fakât bu kadar cesamet denizaltına, faydadafi ziyade, büyük zararlar verir. Çünkü d& nizaltı gemileri, dalma sarnıçlarının ad€“ dinin fazlalığı ve ince levhalardan yapik mak zarüreti dolayısile, nazik teknelef” dir. O gemiye düşecek her bir düşmü' mermisi, onun en mühün vasfı olan, dâf ma hassasını kaybettirir. Bununla beraber son yapılan denizalt” ların gürültü çıkarmadan teyretmek iM” kânma malik olması, mayin atması W düşmanı uzaklardan kollaması, denizdi lere mühim faydalar temin etmektedili Denizaltılar, su üstü gemilerinin gide mediği düşman sularına gider ve oradf çalışırlar, * Hücum botları düşmana daha ziyad! geceleyin müessir olacaklardır. ler deniz kuvvetlerinin bu silâhlara istf nad ettirilmesi gibi bir hatadan kendil? rini — kurtarmışlardır. Hücum botlia rı bilhassa girintili, çıkıntılı sahillere mâ H kolan memleketlere çok Tazımdır. Fir kat yalnız bu gemilerle teşkil edilmiş bf bahriye tasavvur edilemez. AT £ & & £ & s & & g el f B R Y a — ı v ı v g | T — Ramazanda minareler - arasına ya- İSTANBUL 14 Birinciteştin 938 Cuma AKşam meşriyatı: 1830: Dans müusfkisi (Plâk), 19: Konfe - rans: Selim Sırrı Tarean, 19.30: Keman kon- seri: Orhan Borar piyano refakatile. 19.55: Borsa haberleri, 20: Saat âyarı: Vedla Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve | halk şarkıları, 20.40: Ajans haberleri, 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafından Arabca söy -| lev, 21: “Saat âyarı: Orkestra, 2110: Nec - meddin Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 22.10: Hava rapo- ru, 2213: Darüttalim musikl hey'eti: Fahri Kopuz ve arkadaşları tarafından, 22.50: Son haberler ve ertesi günün programı, 23: San! Ayarı, İstiklâl marşı, so0. ANKARA M Birinciteşrin 838 Cuma 1 — Bakinleştirmek - At yavrusu 2 — Köle - İşaret. 8 — Hububatın sapları - İnsan. * 4 — Aralamak masdarından emrihasır - Evet münasına, 5 — Dahi - Bir neri ip. 6 — Çamaşırların — buruşuklarını için kullanılan âlet - Yapmak. ? — Geminin istikameti - Çizgi. 8 — Raki - Gözleri görmiyen. (Öğle neşriyatı tecrübe mahiyetinde ola- Böreklik hamur hazırlamak. rak Yeni Stüdyoda olacaktır.) 10 — Bir yerde oturanlar - Nefi lâhikası. | — öğle neşriyatı: YUKARIDAN AŞAĞI: 1280: Türkçe plâk, 13: Haberler, 13.15: 1 — Rastgelmek. Karışık plâk neşriyatı. 8 — Esirlik - Emmet. Akşam -neçriyatı: $ — Yüz - Çoğalma. 18.30: Plâk neşriyatı, 19.15: Türk musiki- 4 — Hükümdar - Öyulmuş yer. Bi ve halk şarkıları (Hikmet Riza), 20: Baat 5 — Para - Bir nota. fiyarı ve Argboa neşriyat. 20.10: Haberler. - mldası - Haşarı 20.15: Fasıl saz hey'eti (Tahsin — Karakuşi, İ e ŞDT 21: Dr. Hâmld Osman, Çocuk — hastalıktarı mütehassısı movzu: — (İştihasız — çocuklar), 21.15: Stüdyo salon orkestrası. 22: Haberler ve hava raporu, 22.15: Son. Nöbetci eczaneler açmak zılan yazı - Edatı taagir. B — Saymak - Olmamış. 9 — Taharri et - Hatırlıyamam. 10 — And içmek - Bir deniz nakil vasıtası. 128456 8 9 10 7 w ; Satış İlânı Beşinci İera Memurluğundan : Hikmet, Lütfiye, Vasfiye, Cemal tarafından Vakıf Paralar İdaresinden 24970 ikraz numarasile borç alınan paraya mu kabil birinci derecede ipotek gösterilmiş olup borcun ödenmemesinden dolayı satı lmasına karar verilen ve tamamına el" Hivukuf tarafından 3000 lira kıymet tak dir edilmiş olan Beşiktaşta Türkali ma- hallesinin Ihlamur sokağında eski 19 mü. yeni 108 kapı sayılı, bir tarafı Ihla” mür deresi caddesi bir tarafı başkaca hi ssesine tahsis olunan hane ve bir tarafi Hayriye hanesi ve bir urı!ı_yol ile çevrili bir hanenin evsaf ve mesahası aşa" ğıda yazılıdır: Zemin kat: Beş basamak çift merdivenle kapıdan girildikte zemini karasiman döşeli pabuçluk ve kafesli camekânla bö lünmüş keza karasiman döşeli bir taşlık (altı sarnıçtır ve pabuçlukta bilezikli ka pağı vardır) sağlı sollu birinde yük ve dolab bulunan dört oda bir helâ, alt ve üst katların merdiven mahalleleri, bah” çeye çıkan bir kapı ve merdiven. Birinci kat: 18 basamak merdivenle çı kılan ve merdiven başında camekânla bölünmüş bir sofa üzerinde biri yüklü ve dolablı dört oda bir helâ. Bodrum katı: Zemini kırmızı çini döşeli bir mutfak odası, yanında kemerli kazan ocağı, maltızları, tulumbalı kuyusu ve sarnıç çeşmesi bulunan zemini çi“ mento şap döşeli bir mutfak, bir koridor u sokak tarafında bir kömürlük, bahçt tarafında bir gusulhane ve metrük abdes thane mahalli ve bahçeye çıkılan bir ka- pıdan ibarettir. Bahçe, zemini çimento şapl olup meddah İsmet sokağına 27 No, lı bir kapıst vardır, İçinde metrük kaskatlı bir havuz çiçek dikmek için çimento barikadlar, | bir kuyu ve tulumbası mevcuddur. Umumt evsafı: Binanın bodrum katı k krgir diğer katlar ahşap ve kâmilen yağ- h boyadır. Dahili duvarlar kısmen kalem kâr işlemelidir. Çatı alafranga kiremid- lidir. Terkos ve elektrik tesisatı mevcud dur. Mesahası: 12431 metre murabbai olup 97 metre murabbat bina, bakiyesi bah- çedir. | Yukarıda hudud, evsaf ve mesahası ya rılı gayrimenkulün tamamı açık arttır maya konmuş olup 16/11/938 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 14 den 16 ya Bu gece nöbetci olan eczaneler şun - kardır: İstanbul cihetindekiler: Aksurüyda: (Pertev), Alemdarda: (Bş- ref Neş'et), Beyazıdda: — (Cemil), Sa - matyada: (Teofllas), Eminönünde: (Hü- seyin Hüsnü), Eyübde: (Hikmet Atla - maz), Fenerde: (Viteli), Şehremininde" (Hamdi), Şehzadebaşında: (İ. — Halli), Karagümrükte: (Fuad), Küçükpazarda: (Hulüsl), Bakırköyünde: (Merkes). Beyoğlu cihetindekiler: İstİKlAL — caddesinde: (Galatasaray), Tünelbaşında: — (Matkoriçi, — Galatada: (İkiyol), Fındıklıda: — (Mustafa — Natl), Cumhuriyet eaddesinde: — (Kürkçiyan), Kalyoncuda: (Zafiropulos), Firuzağada: (Ertuğrul), Şişilde: (Asım), Beşiktaşta: (Süleyman Receb). “ Böoğaziçi, Kadıköy ve Adalardaâkiler: Üsküdarda: (İtihad), Sarıyerde: (Os- man), Kadıköyünde: (Moda, — Merkez), ti Hoybelide: Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli ” DİŞ TABİBİ - RATİP TÜRKOĞLU Sirkecl: Viyana oleli sırası No.26, Kat 1 de hergün öğleden sonra saat 14 den 20 ye kadar hastaları kabul eder. kadar Adliye binasındaki dairemizde açık arttırma ile satılacaktır. Art tırma bedeli muhammen kiymetin 96 78 ini bulduğu takdirde gayrimenkul en çok arttıranın üzerine ihale edilecek, aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma on beş gün müddetle temidid edilerek 1/12/038 tarl- hine rastlıyan Perşembe günü saat 14 den 16 ya kadar gene dairemizde ikinci açık artlırması yapılacak ve bu ikinci arttır mada gayrimenkul en çok arttıranın üzerine ihale edilecektir. 4 Satış peşindir. Taliblerin arttırmaya girmezden evvel muhammen kıymetiâ 96 7,5 u nisbetinde pey akçesi vermeleri veya milli bir bankanın teminat mek- tubunu (braz etmeleri lâzımdır. Birikmiş vergilerle belediyeye ald ten viriye, tanzifiye ve dellâliye resimleri ve Vakıf icaresi satış bedelinden tenzil edilir, 20 senelik taviz bedeli müşteriyt alddir. 2004 numaralı icra ve iflâs kanununun 126 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasınc, bu gayrimenkul üzerinde ipotekli ulaca klılar ile diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiblerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masrafa dair olan tddiala” rını, bu ilânın neşri tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitelerile bil- dirmeleri icab eder. Aksi halde hakları tapu sicilile sabit olmadıkça satış bedt” linin paylaşmasından hariç kalacakları ve daha fazla malümat almak isteyenle" rin 16/10/1938 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için açık bulundurulacak olan arttırma şartnamesile 938/2088 numaralı , dosyasına müracaatları ilân olür — nur, — (7456) K * 8 £ & 8. Ç &£ &£ bi 3 3 3 $& 8 8 £ £ £ £ & £:0 &.

Bu sayıdan diğer sayfalar: