Pazarlık kalkınca aşka mağazalardan — daha iyi mal sattığını hiç Zzarnnetmem, başka mağazalardan daha pahalı sat - muyorsa daha ucuza da satmaz, Fakat nedense ayağım alışmıştır, ötedenberi Jâzım olunca, oraya giderim. ” Dün gene bazı şeyler — alacaktım. Gene oraya gittim. Mağaza sahibi be- ni görür görmez yerinden kalktı. Bü - yük işler görmüş bir adam gururile: — Nasil bay? Dedi. Elile eşyanın üzerindeki eti- ketleri gösterdi: — İyli — Pazarlık kanununa — göre bütün eşyaya fiat etiketleri koymak icab edi- yor. Biz de koyduk! — İyi! Ben sözü kısa kesmeyi istiyordum. O ise uzatıyordu. Kadın çorapları çıkardı: — Etikete bakın! Btiketteki yazıyı okudum: — Yüz ön kuruş. — Eskiden bunlar için yüz altmış 1s- terdik. Pazarlık edilirdi. Yüz kırka, yüz otuza inerdik. ”n Erkek çorapları çıkardı: L Bunları biliyor mu Sıhhi bir evin şartları nelerdir ? Bir eve sıhhi de- nebilmek için ceb- hesinin cenub ve garbiye Mmüteveccih olma- Bı, temellerinin sağlam bir toprak sathına istinad et- mesi, altında behe- mehal — bodrumu bulunması, havayı bozan ve duman neşreden — fabrika bacalarından uzakta olması, şiddetli rüz- gârlara maruz bulunmaması lâzımdır. Bu şartları haiz olmıyan evlere sıhhi de- “ Kocamı nasıl Eğtendireyim ? ,, Modada oturan bir kadın okuyu - €um yeni evlenmiş. Benden öğren - mek istiyor: — Kocamı nasıl eğlendireyim? di- yor, Yuvasına ve kocasına büyük bir bağlılık gösterdiği için cevab ver - meden önce bu genç kadını — tebrik etmek isterim. Kocasını nasil eğlendireceğine ge Tince: — Almanya iki yıl evvel evlene - ©ek çağa gelen genç kızlar için bir «hazırlanma..» mektebi tesis — etti, Alman gazetelerinde — telerrüatmı görmüştüm: Tedris müddeti bir ay- dan ibaret olan bu mektebde genç kızlara yemek pişirmekten, çamaşır yıkamaktan, çocuk bakımına varın - caya kadar bir yuvanın ihtiyaç gös- terebileceği her şeyi pratik olarak öğretiyarlarmış. Fakat erkeğin na- sıl eğlendirildiğini öğreten bir ders de bulunduğunu hatırlayamıyorum. Şu halde onu genç kadının «yarat « ma» kabiliyetine bırakmış olacak - lardır. Doktorlar arasında moda — oldu — Hastalık yok, hasta var, diyor- Jar. Ben de kendi sahamda: ., — Dünyada ne kadar erkek varsa © kadar da karakter vardır, diyece- Birinin hoşlandığından öbürü si- nirlenir, birinin beğendiği — ötekini Kilometrelerce uzağa kaçırır. Demek oluyor ki her erkeğe tatbik edilebi- Tecek bir reçete tertib etmek müm- — Etikete bakın! — Kırk kuruş. — Biz de bu çoraplardan aktmiştan aşağı alamazdınız. Bir gömlek çıkardı: — Aynını bir hafta evvel bizden al- mıştınız, ne verdiniz? — 1991? — Söyleyin ne verdiniz? — Siz sekiz lira istemiştiniz, ben al- tı demiştim. Yediye raz almustunuz. giyerdiniz, Bir an düşündüm. Düşününce hid - detlendim. Mağaza sahibinin yüzüne — Sizde hiç utanmak — yök muydu? diye bağıracaktım. Fakat bağırama - dım. Çünkü ben ona hiddetli hiddetli bakarken o da çülümsiyerek bana ba - kıyordu. Söyliyeceğim söze — vereceği cevabı bakışından anlamıştım. Eğer ben, ona: — Sizde hiç utanmak yok muydu? | deseydim, bana cevab verecekti: — Sizde de hiç akıl yok muydu? — (| İsmet Hulüsi | idiniz? ) Tabiatin garib bir tezahürü: Jeyzerler Bazı denizlerde suların havaya doğru — fışkırdık - ları ve bu suların gıcak oldukları gö- rülür. Bunun se - bebi şudur: De - niz, o noktalarda son derece derin- dir. Deniz suyu bu derinlikte ısınır. Ma- lüm ya! Arzın içine doğru inildikçe ha- raret artar. İsınan su sür'atle deniz sat - hımna doğru geri döner. Böylece ve bazan ' denizin sathından 10-20 metre yüksek- | lere fırlar. Bunlara Jeyzer derler. kün değildir. Şu halde tavsiye ede- TİM — Evvelâ kocanızı iyi etüd ediniz, sonra da aldığınız — neticelere göre hazırlanınız, alâkadar olduğu mese - leleri, bahisleri öğreniniz, o mese - Jeler ve bahisler üzerinde konuşma imkânlarını toplayınız. Bütün bun - ları da kendisine mümkün olduğu kadar az Yhissetlirerek yapınız. En ziyade dikkat edeceğiniz şey, koca- nıza bikkınlık bissi gelmemesini te- mine çalışmak olsun. Yeknasaklık - tan kaçmız, programınıza — tenevvü koyunuz ve yuvanızı kocanız di - şardayken her zaman özleyeceği bir köşe haline getiriniz. * Hobyarda Bay (Süruri) ye: — Talâka kadar — gitmemek için karınızın metresinize göz yumması- nı istemek... Fakat azizim hangi a - sırda ve hangi memlekette yaşıyor- sunuz? Lütfen biraz kendinizi top- layınız. * Denizlide Bay (H. D, K.) ya: — Eski kadın mı, yeni kadın mı? diyorsunuz. Pek iyi anlayamadım. Eski kadın dediğiniz zaman gözünü- zün önünde tecessüm eden hayal ne- dir ve yeni kadın tabirinden ne an- larsınız? Eğer «Kadın kadıncık, tertemiz, Gerli toplu, yalnız evini — düşünen» eski kadınsa, ayni vasıfları yeni ka- dınların arasında bulmak da müm - kündür. Bana getlince: — O eski karakter, fakat yeni bi gi olursa tercih ederim. içinde AA A T NNN ĞNENN SON-POsSTA: —— — h Meşhur Tom Mik - barlara düştü Tarabşımla sebzeci Salidi öldüren katil 12 sene hapse mahküm edildi Katil Maksud ayni zamanda maktul Saidin veresesine 1000 lira tazminat verecek 'Tarlabaşında, karısile alâkalı olan Sai-| için, evrakı Üsküdar sorgu hâkimliğine di tabanca İle yaralıyarak öldüren sebze- | göndermiştir. Hâdise ilk tahkikatın ik « €i Arnavud Maksudun muhakemesi A - Bircezada nihayete ermiştir. Suçlu, taammüden adam öldürmek su- Ççundan, ceza kanununun 450 inci mad - desine tevfikan mahkemeye verilmişti. Ancak, iddia makamı şahidlerin ifa - delerine ve diğer delillere nazaran, Mak- sudun fiilini 450 tnci değil, 448 inci mad- deye uygun bulmuştu. Ayni zamanda su- çun işlenişinde mücssir olan tahtik se - beblerini de, gözönünde tutarak, S1 in- ci maddeye göre, cezanın tahfifini iste - mMişti. Suçlu vekili de, mahkemedeki mülda- faasında, müddefumum?nin mütaleasına aynen iştirak etmişti. Dün tefhim edilen kararla, katil Mak- sud ceza kanununun 448 inci maddesine göre, tahfifen 12 sene müddetle ağır hap- se ve maktul Salidin veresesine 1000 lira tazminat vermeğe mahküm edilmiştir. Karısını döven biri mahkemeye Tom Miks Tom Miks ile beyaz atı Londradadır- lar... Sessiz sinema devrinde pek büyük bir şöhret kazanmış ölan bu san'atkâr verildi Avrupada bir seyahate çıkmıştır. Asliyo 2 nci ceza mahkemesinde, garib . Vaktile bu san'atkârın çevirmiş öldu-| bir davanın muhakemesine bakılmıştır. Bu filmleri eski sinema meraklıları ha-| Söçlu Kosti, karısı Paraşkeviyi döv - j mekten maznun bulunmaktadır. tırlarlar... Yakışıklı bir delikanlı olan| — p.kat, kendisi bu Iddlayı reddederek, Tom Miks bugün adamakıllı ihtiyarla-| yak'ayı şöyle anlatmaktadır: mıştır. Sinema halkı onu tamamile unut-| —— Biz karı koca İmroz adasından çalış- Müuştur. mak için İstanbula gelmiştik. Karım Londrada bulunan Tom Miks en bü-| Sürpağop civarında, Eleni isminde bi - yük müzikhollerden biri olan Palladium- | Tİtin yanıma hizmetkâr girdi. Ben de, başka bir yerde çalışmağa başladım. Haf- numaralarını yapacaktır. San'atkârın bu l; ğ_ba:nı:md.ın "hulıd. “î:î:îd:;üî,:m K:ı:n; numaraları yapmasırın sebebi fevkalâde | İstanbulda yeni bir yavruya gebe kaldı. bir zaruret içinde bulunmasıdır. |Bir çocuğumuz olacak diye, seviniyor - Tom Miks sinemacılıkta büyük bir rö-|dum. Fakat, hâmile bir kadın, çalışabi- kora malik bulunmâktadır. lir mi?.. Hizmetkâr olduğu yerde, karı- San'at hayatında tam 400 film çevir-| Mi kandırmışlar, ilâç vererek, çocuğu da vaktile filmlerde yapmış olduğu at |miştir. Bu filmleri çevirirken birçok ya-| düşürmüşler. Ben, bunu haber alınca, ralar almıştır. Bu yaralar dahi bir rökor | hemen, — karımın çalıştığı apartımana teşkil eylemektedir. koştum. Bir de, ne göreyim: Çocuğun ce- 23 defa kaburga kemikleri S sedini bir paket yapmışlar, Sürpagop 5 defa sağ kî!'ım:": ee mezarlığında bir mezarın içine atıyorlar. Peittir Yetişerek, mezardan paketi aldım, ama, 4 defa sol kolunu kırmıştır. beni dövdüler, paketi de elimden alarak, 4 defa ayaklârını kırmıştır!... kaçırdılar. Polisle evde araştırma yap - Aldığı yaraların yekünu 156 dır. tık, fakat bulamadık. İşte, mesele bu.. 'Tom Miks Amerikan filmeiliğinin bir|Bu YMŞ“»*"“"' da ayrıldık, ama, o- sembolünden ziyade Amerika sinemacılı-| "4 dövdüğüm yalandır. ğanın bir devresini temsil eylemektedir.| Mahkeme, şahidlerin delbi için. talik edilmiştir. Film tarihçesi tedkik edilirse müşahede ” Ş Y a edilir ki Amerikan sinemacılığını ihya BD'."Iİ.'İ hCIİSİnd.İ '".I.- eden, Amerikan #ilmetliğini dünyaya ta-| — Manlardan ölenlerin sayısı matan hep cow-boy filmleri olmuştur. Bu sekizi buldu filmleri yaratan da bugün Londrada ade- Beylerbeyinde mantar - fabrikasında tâ cambazhane numarası yapan Tom vukua gelen infilâk faciasının, Üsküdar Mikstir. Mumalleyh filmlerini hissederek, | müddeiumumfliğince — yapılmakta - olan yaşıyarak çevirmiştir... Onu yere vuran | tahkikatı neticelenmiştir. sesli ilmdir. Tahkikatı idare eden müddelumumi * muavini Orhan, ifade verebilecek kabi - : liyette olan yaralıların hı in ifadele- Edd'e Cantor'un yeni fil A ai BB yi Kaik'ya ” Son zamanlarda çok beğenilen film-| porları tedkik edilmiştir. Neticede, hâ - ler vücude getirmiş olan yeni prodük- | disede fabrika direktörü Hayriden başka törlerden John Ford yakında — Eddie| kimsenin mes'uliyeti görülmemiştir. Fab- Cantor'a büyük bir film çevirtecektir, |rika direktörü Hayrinin ise, hakkında ce- Şimdi Nevyork radyosunda konser | za kanununun 383 üncü maddesine tevfi- vermekte olan Eddie Cantor'un yeni -|kan takibat yapılmasına karar verilmiş - den film çevirmeğe başlaması Holivud- | tir. da alâka uyandırmıştır. Müddeiumumilik, ilk tahkikat açılması Bacaksızın maskaralıkları : malini müteakib, suç sübut mertebesinde görülünce, mahkemeye intikal edecek « tir. , Tevkif edilen fabrika müdürü tahliya talebinde bulunmamıştır. Buna dair ya « pilan neşriyat, vaki değildir. Diğer taraftan infilâk kurbanlarının adedi, gün geçtikçe çoğalmaktadır. Dürt de, Nümüne hastanesine kaldırılan yara» lilardan Fahri oğlu Yusul ölmüş, ölenleş rin sayısı sekizi bulmuştur. Diğerlerinit de, yaraları tehlikelidir. Bir karı kocayı öldürenlerin muhakemesine başlandı Edirne (Husust) — Bundan bir yıl ön« ce şehrimizde saka Ali ve eşi Fatmayı evlerinde uyurlarken balta ile katledeti ve vak'a akabinde yakalanan Falğin suç arkadaşı olup izini kaybettiren ve niha- yet Bergamada işlediği yeni bir cinayeti müteakib yakalanan Hilmi Edirneye ge- tirilmiştir. Edirnede büyük bir teessür ve heyecan uyandıran bu çok feci cinae yetin muhakemesi katil Hilminin huzu- rile cuma günü saat 9 da Edirne ağırce « za mahkemesinde görülmeğe başlanmış- tır. İlk celsede suçlunun sorgusu yapıla « rak mahkeme günü bu ayın on dördüncü, gününe talik olunmuştur. Dün bir ihtilâs davasına bakıldı Bir takım hususi siparişlerin bir kıs « manı ve bir kısmının da bedellerin. ih « tilâs etmek iddiasile, Ağırcezada tahtı muhakemeya alhnan İnhisarlar idaresi 4 üÜncü şube, muhasebe masası gşefi Meh- med Alinin muhakemesi son safhaya var. mıştır. Mehmed Ali, evvelki celselerde, bu gi- bi siparişleri yerlerine teslim ettiğini söylemiş ve: a — Esasen, siparişler üzerindek! mua« mele, benim emrimle değil, şube müdü- rünün, yahud da, umum müdürün emri- le yapılır, demiştir. Dünkü celsede tahkikat neticelenerek, Yeüddeiumuminin mütaleasint serdetme- si için duruşma talik edilmiştir. Batan İtalyan vapuruna aid dava Çanakkalede İtalyan bandıtalı Kapopt- no vapurunun batmasile neticelenen İtal yan, İspanyol vapurları arasındaki mü- sademenin muhakemesino, asliye 2 ncf ticaret mahkemesinde, devam edilmiş « Ü, # Batan vapur kumpanyasının vekilleri, vapurdaki hamule kıymetinin takdirini, mahkemeden istemişlerdir. Bu hususta, bir ehlivukuf teşkili için, muhakeme ta- , Hk edilmiştir. Dün iki yangın başlangıcı oldu Küçlükpaazrda Hacıkadın caddesinde Ru- şene aid almidei fırını ile Yeniköyde Dere aokağında Vasile ald ahşab evde iki yangın başlangıcı olmuşsa da, her ikisi de ateş bü- yümeden itfalye tazafından — söndürülmüş- tür. Bir esrarkeş mahkemeye gönderildi Galatada şüpheli bir halde dolaştığı gö- rülen Osman isminde bir şahis İkinci şu - be memurları tarafından çevrilerek cebleri aranmış ve 20 gram — esrar — bulunmuşlur. Buçlu beşinci ceza mahkemesine gönderli - miştir. Elma toplarken HİT