SÖON POSTA DDD A KA KUKU UNUDK UNU UKUU KUUK U UU UU AAA Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet bayıtı : 106 Kalabalığın içinden hlf içinizde şu Nihayet bir sandal bulursam, imdada teşebbüs edeceklerini orada bulunan İtalyan kayıkçılarından beş delikanlı söylediler. Bir zarar olursa tazmini vüdile san -| dalı bulduk. Bu beş fedakâr genç, çıplak olduk - ları halde sandala bindiler. Sandal, yolun ancak üçte birini katedebildi. Deniz, sanki başladığı bir işe müma- maat edilmesinden kızmış gibi köpürdü, büyük bir dalga ile sandalı kaldırarak | mendireğin dalga kıran taşlarına doğru götürdü. Dalga geçti. Sanda! içindekilerin baş- ları bile görünmiyecek kadar indi, ge- ne çıktı. Daha zorlu bir dalgı men- taşlarına çarparak parçalandı. İtalyanlar denize döküldüler Fakat balık gibi yüzi hafifce yaralı olduk- Jarı halı çıktılar, eler bu muvaffaki bek.ı—n enin b»vh.ıde olduğunu anl lar, Birbirlerile kucaklaştıktan sonra dokuzu denize atıldılar. Sekizi, dalga- lar arasında kâh görünerek, kâh kay- bolarak sahile yaklaştılar. Ayakları 'yere basınca yarı ölü bir halde düşüp bayıldılar. Kendilerini civardaki evlere götürttüm, tedavi ettirdim. Bir tanesi- nin cesedi bir saat sonra mendireğin öte tarafında bulundu. Arkadaşlarının şu suretle kendilerini | muhakkak 'bir ölüme terketmelerinden tabil daha ziyade meyus olan iki kişi, dalgalar çarptıkça, iplere ve zincirlere sarılıyor; sonra bize dönerek kollarını açıp istimdad ediyorlardı. Gemi, dalgaların her hamlesinde bir tarafını, bir uzvunu kaybediyordu. Di- rekler kırılmış, küpeşte ve güvertenin dü e ve kaplama tahtaları, ambar akları, kaptan kamarası sökülmüş-| Bunlar, bi az halinde — suyun içindeki şarap fıçılarile çarpışıyorlardı, Tekne de bir iskelet halini almıştı. Binlerce kilo tutan arpa ve buğday - lar su üstüne yayılmışlardı. Böylece, ile sahilin arası, sarı ve yer yer bir örtü serilmiş gibi bir hal al- imdadlarına devam eden iki| bedbaht yüzmek bilip de kendilerini denize atsalar bile 1rtık böyle enkaz ile dolmuş suları, bu mâniaların arasından yüzerek geçmelerine imkân yoktu. Üstelik, arpa, buğdaylar suyun üstü- ne yayılmadan önce bir kaç tane olan martiler de sürü sürü çoğalmışlardı. O kadar ki bazan geminin enkazını ve is- timdad eden iki biçareyi de görmek bile mümkün olamıyordu. Bu suretle bir de marti dalgaları, marti bulutları peyda olmuştu. Kâh yıldırım gibi inip çıkarak, kâh acı acı bağırarak havada dolaşan, dal- gâların Üstünden arpa, buğday tanele- rini avlıyan martiler, manzaranın deh- şetini büsbütün arttırıyorlardı. O biçare ik! gemiciyi kurtarmaktan ümidimizi kestik. Ağlıyan yüzlerce in- sanın arasında ben bile göz yaşlarımı zaptemedim, hattâ yağmur altında şal- Tanan, titriyen Allahın oğlu ve âzizleri bol bol göz yaşları döküyorlar gibi idi- ler. Fakat me yapabilirdik? 'Tahlisiye sandalı yoktu. İp atacak fişek yoktu. Martiler gibi kanatlanarak uçmamıza, onları böylece sahile getir- memize de imkân yoktu. Biçareler, nerede ise, dalgalara ka- pılarak öleceklerdi. Onları kurtarmak vasıtaları bulunsa bile, vücudlarının ö- tesinde, berisinde açılan — yaralardan mütemadiyen kan zayi eden bu iki yorgun, bitkin insanda yaşamak kudre- ti katmış mı idi, bilmem? Dalgaların yalaya yalaya parlak bir satıh haline getirdiği kıyının kumları üstünde benimle jandarma kumandanı, polis komiseri, iki jandarma ve kayık- çılar kâhyası Trabzonlu Hüseyin ağa- dan başka kimse yoktu. Bir çok deniz faciaları görmüş ve ge- İçirmiş olan bu aslan yürekli kâhya ağ- Tamıyordu. — Ne yapalım, paşam, Allahın emri böyle imiş, diyerek beni teselli etmeğe uğraşıyordu. — Hüseyin ağa, dedim, bu zavallı nsanları kurtarmanın hiç bir çaresi yok mu? Gözlerimizin önünde ölecek- ler mi Bu suali, ne kadar büyük bir yel kederle söylemiş olmalıyım ki, ağa cid- di bir tavır aldı: — Biz kayıkçılar, iki yüzden fazla fakir kayıkçı ailesi tam dokuz sene işsiz ve ekmeksiz kalmış idik, Siz, bizi aç ölmekten kurtardınız. İçimizden birisi, meselâ ben şu iki adamı boğulmaktan kurtarmak için ö- lürsem kıyamet mi kopar? Gözleriniz: deki bana şu koca dalgalardan Cünün Bulmacası BOLDAN SAĞA: 1 — Alaturka bir makam - Rüzgür için kullanılan bir fill. 2 — Etimek masdarından müklll müfred üçüncü şahıs - Lânetli. $ — Tamamlamak - Şehirlerin etrafındaki duvazlar. 4 — Bevkeden - Bitmiş. 8 — Cildimizdeki siyah nokta . 6 — İşaret sıfatı - Kale duvarı - Çocuk doğurtan. ? — Pantalona düşmemesi için asılan - Beyar. 8 — Bulunduğu yer - Rüzgârlı soğuk. 9 — Zaman - Bir şeyde muktedir olmak. 1 — Başkan - Vekti. $ — Sırt - Usanmak masdarından hazır. 8$ — Gümüşlü - Rabıt edatı, 4 — Mudanyaya işleyen vapur - Hudud. 5 — İşaret sıfatı - Rabıt edatı. 6 — Yed - Mahkemede temize çıkmak. 7 — Bükünetli - Bene, 8 — Vüde - Etrafı su ile çevrüll kara par- çası, © — Genişliği fazla olan - Arada sırada, 10 — Yemekle birlikte yenilen - Bir nota. 1 28 4 6 6 7 8 910 emri Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli assserserest! ı $ Devlet kapısında elli y I Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekır HAZım kimse meydana çıkmayınca: “ Müslümanlar, hıristiyanlar, talyanlar kadar yürekli yok mu? ,, diye bağırdım de biz -gidelim, ya İtalyanlar gibi de- Hüseyin ağanın bu cevabı kadar beni memnun eden bir söze bütün hayatım- da muhatab olmadığımı söyliyebilirim. Sandalı getirttim. Hüseyin ağa so - yundu, donunun paçalarını diz kapak- larına kadar sımsıkı kıvırdı. Güreşe hazır ve kuvvetinden emin bir pehlivan gibi sandahını kıçına dayanarak: — Haydi bakalım, bana iki kuvvetli kürekçi lâzim, hanginiz — gelecekseniz çabuk olun, diye bağırmağa başladı Fakat kalabalığın içinden hiç kimse meydana çıkmadı. (Arkası var) I Z Yeni neşriyat I Hayat mı bu? GESPORSE, Birinciteşrin 2 Lig maçlarına bugün ayrı sahada başlamyor Taksimde Galatasaray İstanbulsporla, Güneş Beykozla, daha ziyade tesir ettl Emrediniz, bi Kadıköyde Fenerbahçe Beşiktaşla, Şeref stadında sandal ile kürekçi bulsunlar, bir kere| Vefa Hilâlle, Süleymaniye de Topkapı ile karşılaşıyor On bir eylülde başlamasına karar ve - rilen İstanbul lig maçları klüplerle mın « taka arasında çıkan bir ihtilâf yüzünden bir müddet sürüncemede kaldıktan son- ra şu veya bu şekilde yapılın anlaşmalar neticeyi yarın Kadıköy, Taksim, Şeref ve Süleymaniye stadlarında hep birden baş- lamış olacaktır. Memlekette en başta tutulan futbol bü- tün hüsnü niyetlere, uzun tecrübelere rağmen henüz istikrar bulmuş, muayyen bir programa bağlanmış olmaktan — çok uzaktır. Klüplerle, mıntaka arasında patlak ve- ren ihtilâf dünün, bugünün işi olmayıp, senelerdenberi devamm eden bir yaradır. Miıntakanın muayyen ve kat'l bir for- mül bulamadığı futbol işleri heyetler, reisler, idarecfler yer değiştirdikçe şek- lini değiştirmiş ve bu keşmekeş dolayı- sile ne yapacağını bir türlü kestiremiyen klüpler de kendi işlerine gelen şekille « Yeni okuma mevsiminin llk romanını bize | Tin tatbikini fleri sürmekten bir an geri Hasan Rasim Us verdi: Hayat mt bul Bundan birkaç sene evvel Kemal Ragıp imzalı bir romanın üstünde de «Yaşamak mi büu?> sorgusunu okumuştuk. — Bu sorgü bize bedbin bir havn açıyor. Fakat okuyucularımıza haber verelim ki: «Hayat mt bü» nun sayfuları arasında yal - nez bedbin hisler, sıkıntılı ruh tahlilleri, fe- © vak'alar yoktur. Romanı okumağa devam ettiğimiz zaman bir genç kadın ve onun on dört — yaşındaki oğlu ile tanışıyoruz. Bu kadının kocası har- be gitmiş ve ölüm haberi gelmiştir. Kayna- nasının israrı üzerine kocasının kardeşi Be- Timle evlenmiştir. Oğlu Ferid hep babasını düşünüyor, üvey babasına eskisi gibi samca» demekten kendini alamıyor, Genç kadın ona baba demesi için yalvarıyor. Çocuk zatüir - ree geçirmiştir. ürküyor. Hassas, fedakâr bir ruhu vardır. Fakat fedakârlıkta İrfan Pa- şa allasinin her ferdi üdeta — birbirile yarış ediyor. Çocuk, amcasına baba demeğe, an - nesinin hatırı için razı oluyor. Pakat ak - şam eve dönen BSelim artık buna Jüzüm kal- madığını söylüyor. Çünkü çocuğun — babası estretten gözleri kör olarak dönmektedir. Asıl vak'a ve bu sakin alle yuvasındaki fırtınalar ondan sonra başlıyor. — Harbden dönen Bund'e karısı Sabihanın — evlendiğini söylememek lâzım. O sadece — bir yengedir. Fakat kadın eski kocasını çok sevmektedir. Acaba sesinden tanımaz mı? Tanırsa ne di- yecektir? İnkâr edebilir mi? İnkâr edebildi- di takdirde bu günah ve atırabın altında ne vakte kadar dayanabilecektir? Mevzu gayet acıklıdır. İrfan Paşa allesi ne kadar hassas ve fedakâr ise — Nimet ve Goktorla Lâtife hanım o kadar hissiz, alçak inzanlardır. Bu tipler rormantik bir eser için yaratılanların birer eşleridir. Hasan Rasim Us vaktile şilrler de yaz -| muştı. Gazetselliğin oldukça kuru ve haşin kalmamışlardır. Lig taksimatı klüplerin memnuniyet- sizliğini ortaya atan derdlerden biridir. Bir veya iki devreli maçlar bir kısım klüplerin lehine, bir kısım klüplerin a - leyhinedir. Lig maçlarının başlama ta - rihi hiç bir sene muayyen değildir. Lig maçlarından sonra klüplere faaliyet için de bir program ayrılmamıştır. Hakem işi Bibi ciddt bir mesele hiç bir vakit makul bir şekilde halledilmemiştir. Klüplerin maçlardaki hasılat şeklinin formülü her sene başka başka şekillerle ileri sürülüp tatbik edilmektedir. Genç ve B takımları işi her zaman zu- hurata tâbidir. Davetiye meseleleri klüpleri dahilen üzen, rahatsız eden bir iş olmaktan kur- taracak bir şekle bağlanmış değildir. Bu kabil sayılabilecek derdlere fede - rasyonun gayri muayyen programı da ilâve edilecek olursa bir sürü karanlık içinde yürümeğe çabalamağa çalışan fut- bolümüz elbette ki daha verimli bir hale giremiyecektir. Hülâsa gelen, gidenin programını ta- nımıyacak ve bu iğreti iş te her gene ye- ni tecrübeler geçirmekten kurtulamıya - caktır. Memleket futbolünün çok esaslı derd- lerini şöyle kısaca bülâsadan sonra bu- Rün başlıyacak olan lig maçlarına döne- biliriz. Galatasaray - İstanbulspor Galatasaray takımı henüz esaslı kad- olan meşgalesi içinde bu kadar İnce bir dü-| TOSüNU toplamış bir halde değildir. Vi - şünüş tam bir kontrast yapıyor. Anlaşılıyor ki muharririn içinde hâlâ o cskl — galr ruh bir Tomancı halinde — yaşamaktadır. Fazla |yanadan gelen antrenörün nezareti al - tında yapılan bir kaç idmandan sonra İtakım her gün biraz dıhı toparlanmak - ağdalı olmıyan, büyük bir okuyucu "hm""hıdu' hitab eden bu eser için muharririn! tebrik| ederken okuyucularımıza da kütübhaneleri- ni süsliyecek bir kıymete işaret etmiş olu - yoruz. Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Taksim meydanında | 8 Birinciteşrin cu- martesi akşamından | itibaren 1938 kış tem- sillerine başlıyor. *yA . Afyon Vilâyetinden : Evvelce yapılan münakasada talibi bulunmamış olan Afyon Lisesinin ikinci |ârasındaki maça fazlaca ehemmiyet ver- kısım inşaatı, keşfi tadil edilerek (40006 lira 64 kuruş) bedeli keşifle kapalı zarf | mek doğru bir hareket sayılır. usulile yeniden münakasaya konulmuştur. 1 — İhale 18 Birinciteşrin 938 tarihine müsadif Salı günü saat on beşte Afyon Nafıa Müdürlüğünde toplanan komisyonca yapılacaktır. 2 — Muvakkat teminat 3000 lira 50 kuruştur. 8 — Plân, hulâsai keşfiye, vahidi flat bordrosu, umumt, husustf fenni şartna- me, bayındırlık işleri genel şartnamesi ve münakasa şartnamesi mukavele ör- neği Nafıa Müdürlüğünden görülebilir veya iki lira mukabilinde almabilir. 4 — İstekli olanlar bu işe girmek için alacakları ehliyet vesikaları için ihale bahçe hiç bir vakit İhmal edilecek bir gününden 8 gün evveline kadar şimdiye kadar 40000 liralık yapı inşaatı yaptığı- | hale düşmemiştir. na dalr olan vesaikle Vilâyete müracaat etmelidir. 5 — Münakasaya iştirak için yazılan ehliyet vesikasını teminatı muvakkateyi | mevsim büyük kuvvet sarfedecek olan ve ticaret odası kayıd varakasını ve tekli£ mektubunu havi mühürlü zarfı yu- | Penerbahçe lig şampiyonasında her za - karıda yazılan gün saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde ko- |man büyük bir namzed sayılabilir. misyon reisliğine tevdi etmeleri veya posta ile göndermeleri lâzımdır. (6973) İstanbulspor bütün mevsimi faaliyetle geçirmiş ve oldukça hazırlanmış bir şe- kildedir. Bu müsabakanın sıkı bir tarzda cereyan edeceği tahmin edilebilir.. Güneş - Beykoz Millt küme şapmiyonluğunu kazanan Güneş takımı esaslı ve kuvvetli kadro - sunu aynen muhafazâ etmektedir. Uzun zamandır çalışan bu takım ileri- deki hedefini çoök iyi takdır ettiği için oyunlırı pek hızlı bqlımk emelinde - Bıyknx mevsim başı her takımdan da- ha fazla idmanlı bir haldedir. İki takım Fenerbahçe - Beşiktaş Federasyonla çıkan bir iIhtilâf yüzün- den milli küme maçlarının hemen ba - şında ortadan çekilen Fenerbahçeyi res- mi oyunlarda uzun bir ayrılıktan sonra toekrar sahada göreceğiz. Bütün kuvvetini futbole veren Fener- Geçen seneki vaziyeti telâfi için bu İlk maçını Fenerbahçe ile yapacak o- sAgğ maçlarının üç kuvvetli takımının kaptanları: Bülend (G. S.), Fikret (F. B.), Rabii (Güneş) lan Beşiktaşa gelince; idart bir takım ka- — rışıklıklar içinde takımında muhtelif fe- dıurhklır yapmak zorunda kaldığı için uzun süren bu mücadelelerinin müsbet veya menfli tesirlerini bu maçta ölçebile- ceğiz. Beşiktaş takımının şekli ne olursa ol- sun bu maç, haftanın en mühim bir ©- yunu olacaktır. Vefa - Hilâl Kendi köşesinde her zaman ciddi bir fanliyet gösteren Vefa, mevsim zarfında müteaddid maçlar yaptığı için lige ol - İdukça hazır bir halde girecektir. Hilâl; birinci lige bu mevsim geçmiş |bir takımdır. Bu maçlara manen pek kuvvetli bir şekilde başlıyacaktır, Süleymaniye - Topkapı Her iki takımın maçı her zaman mü - savi kuvvetlerin çarpışması neticesi muh- | telif neticelerle sona ermektedir. | Hazırladığı yeni saha dolayısile id - manlı bir halde olan Süleymaniyenin bu maçta avantajı fazladır. Yeni mevsim maçlarının gürültüsü: ve tatlı bir şekilde geçmesini arzu ederken, maçlara iştirak edecek takımlara da mu- vaffakiyetli ve parlak oyunlar temenni e“ deriz. Ömer Besim B takımları maçlarına dün başlanamadı İstanbul lig maçları B takımları oyun- larının birincisi dün Galatasaray - İs - tanbulspor takımları arasında Taksimi stadında yapılacaktı. İstanbul spor lisans ibraz etmediği içim maçı Galatasaray hükmen kazanmıştır. İki takımın yaptığı husust oyunu 4-2 der latasaray kazanmıştır. Barutgücü sahasındaki maçlar Akınspor - Bakırköy Rum takımları # rasında atletizm müsabakaları, Davud “ paşa Gençler Birliği - Barutgücü Genf takımları, Beşiktaş Altınova A-B karış" ği - Barutgücü birinci B takımları, Da * vudpaşa Gençler Birliği - Barutgücü B takımları, Davudpaşa Gençler Bırliği * Barutgücü A takımları. Galatasaraydan bir istifa Galatasaray klübü umumt kâtibi 4 Yurdakul idare heyetinden istifa etmiş “ — tir. Gazianteb cezaevi tamir edilecek Gazlanteb (Hususi) — Eski kilise bi * nasında bulunan cezaevi çoktandır cidii İbir tamir görmemişti. Hapishanedek' mahkümlar ve mevkuflar bu itibariğ müşkül vaziyette idiler. Cezaevinin ta mir ve ıslahı için proje hazırlanmış aidi makama sunulmuştur.