SON POSTA Hergün Avrupa buhranı Ve Balkanlar V— Yazan: Mühittin Birçen v satırları yazdığımız sırada Av- rupa buhranı henüz bütün şid « detile hâkimdir. Avrupaya yeni bir ruh, yeni bir nizam verilebilecek mi? Avrupa, içine düştüğü bataklıktan kendini kur - tarabilecek mi? Yoksa, yavaş yavaş, ba- tıp gidecek mi? Avrupada, Avrupayı kurtarmak isti- yen ve Avrupaya hâkim rol oynıyan sa - mimi devlet adamları bulunduğu takdirde bu eski medeniyet kıt'asını gelmiş ve ge- lecek müşkülâttan ve felâketlerden kur« tarmak imkânsız değildir; fakat, bilhas- sa son zamanlarda yazmış olduğumuz muhtelif makalelerde izah ettiğimiz gibi, Avrupada — yeni kafalı devlet adamları yoktur; bunlar, samimi bir Avrupa niza- mı kurmayı ya düşünemiyorlar, yahud da istemiyorlar. Bunun için, istikba! hak- kında bedbin olmak kabildir. Yakım bir zaman için sulh imkânları bulunsa bile biraz uzak zaman için ufuk çok karanlık ve tehlike çok büyüktür, Avrupanın bu- günkü münasebetlerine hâkim olan ruh devam ettikçe âkıbetin vahim olacağın - dan şüphe edilemez. Meğer ki Çekoslo - vakyanın paylaşılması vesilesile zuhur etmiş olan buhranın verdiği fırsattan is- tifade edilsin. İnsana teselli veren bir nokta varsa, o da şu sırada Balkanların gösterdiği sü - künettir. Bütün Avrupa denizlerinde ve hattâ büyük denizlerde yapılacak ticari nakliyat için tatbik edilecex harb riziko- su hakkında geçen günkü sigortacılar iç- timamda tayin edilen büyük nisbetlere rağmen Türkiye kara sularında gayet küçük bir prim esası tesbit olunması gös- terir ki Türkiye Avrupanın bu büyük ar- bedesine karşı lâkayddır. Umumiyetle sigortacılar enternasyonal siyaset bahislerinde en hassas, en dik - katli ve kulakları en çok kirişte olan in- sanlardır. Harbin geleceğine inandıkları zaman hiç harb sigortası yapmazlar. Teh- Mke ihtimalleri gördükleri zaman da si- garta nisbetlerini yükseltirler. Sigorta şirketleri devlet adamlarına gayet yakın bulunurlar, Bu noktayı dikkate alırsak görürüz ki Türkiyede çalışan sigortacı - ların Türkiye için harb rizikosunu ehem- miyetsiz bir santimle hesab etmeleri Tür- kiyenin bu Avrupa arbedesine ne kadar lâkayd olduğunu isbat eden pek kuvvetli bir delildir. Türkiyede iş böyle olduğu gibi bütün Balkanlarda da vaziyet aynidir. Çekaslo- vakya işlerine en yakından alâkadar bu- lunduğunda şüphe olmıyan Romanya bile sakindir. Arkasını dayadığı Balkan An - tantının süküneti Romanyayı da sakin yapıyor. Balkan Antantı olmasaydı şim- di Romanya türlü türlü cereyanlar ara - sında çalkanan, tolâşa düşen, hattâ pa- nik yapan bir memleket olurdu. Kuvvetli bir Macar ekalliyotine sahib olan, Rusya İle Çekoslovakya ve Macaristan arasında bhudud sahibi bulunan Romanyada hem dahili, hem harici bir takım kuvvetler çarpışacak, Romanya Ramanyalığını kay- bedip enternasyonal bir mücadele mey- danı halini alacaktı. Halbuki, böyle de - Hildir; orada da sükünet, itidal ve hattâ metanet hâkimdir; çünkü Romanya, Bal- kan Antantına dahildir ve Balkan An - tantı, bugünkü Avrupa gürültüsüne kar- gı kendisini lâükayd hissediyor. Fransa, Almanyaya karşı bir tehdid kuvveti olmak üzere, 918 de bir Çekoslo- vakya yaratmış ve buna 3,6 milyon Al - manla bir hayli Macar, Leh vesaire kat - mış. Slovaklar Çeklerle geçinemiyorlar- mış; Fransa Çekoslovakyayı, İngiltere de Fransayı müdafaaya mecburmuşlar; bun- lar Balkanlar için çok âz merak verici şey lerzdir. Fransa ile Almanya, Fransa, İn- giltere ile Almanya ve İtalya aralarında | paylaşılacak cevizler varmış; komünist | rejimi ile faşizm ve nasyonal sosyalizm arasında halledilecek bir mezheb veya hâkimiyet davası bulunuyormuş; bütün bunlar için Balkanların kılımı bile kıprat- masına ciddi bir sebeb yoktur. Balkan memleketlerini ancak, bu memleketle « Fin hayatlarına esaslı tesirleri dokuna - cak meseleler meşgul edebilir. Bu nevi meseleler haricinde, yapacağımız şey, omuzlarımızı silkmek ve <insanlar deli oldularsa bundan bize ne?» demekten iba- rettir. * Bu tavır, Balkan memleketlerinin bu- — Hem kuvvet, hem hak.. Kuvvete dayanmıyan hak, hayale benzer, maddi faydası Hakka dayanmıyan kuvvet muvakkattir, gelmesi ile geç- olmaz. mesi bir olur, SÖZ ARASINDA —— iemöv——m—A Mısır Kralının İngilterede hayvanlara Mahsus zehirli gaz Sığınakları Landra belediyesi, halkı zehirli gaz belâsından kurtarmayı düşündüğü sı - rada hayvanları da ihmal etmemekle, onlar için sığınaklar vücude getirmek- tedir. Resimde gördüğünüz — sığınak hayvanlara mahsustur, Üzerinde: «Köpekler, kediler ve diğer küçük hayvanlara mahsus sığınak» diye ya - zılidir. ——— — günkü badirede almış oldukları bu lâ - kayd vaziyet, çok güzel, çok doğru ve çok âkilâne bir siyasettir. Fakat, passif o! - mak itibarile de kâfi bir siyaset değildir. Balkan memleketleri, dünün en akılsız devletleri oldukları halde bugünün en aklı başında milletleri görünmekle bera- ber bu passif vaziyetlerile kendilerine mukadder olan rolü tamam oynamış ol- mak mevkliinde bulunmuyorlar. Onlar için yapılacak aktif bir siyaset vardır. Ne garbın ihtiyarlamış demokrasisile, ne de Almanya ve İtalyanın milli sosyalizmi ile cephe yapmıyarak Moskova ile Tokyo, Berlin, Roma arasındaki mezheb ve men- faat kavgasına hiç Iştirak etmiyerek ev - velâ Balkanların ve sonra da Avrupanm selâmetini temin edecek yeni bir nizamın taraftarlığını gütmek. Eğer şu günlerde beş Balkan memleketi aralarında — bir konferans yapıp Avrupa milletlerine hi- taben yeni bir Avrupanın esasları hak - kında bir beyanname neşretseler pek ha- yırlı ve pek mühim bir iş yapmış olurlar. Ne şu tarafın, ne de bu tarafın davasını iltizam etmiyen her Avrupalıya emniyet ve huzur vermek gayesini güden bir ta- kım prensipleri böyle bir beyanname ile ortaya atmakla Balkan Antantı bütün Avrupa ve hattâ bütün cihan efkirında fevkalfde derin bir tesir yapabilir. Balkanlılık davasını güden bir gaze - teci sıfatile bu noktaya dikkali celbet - mek vazifemizdir. Muhittta Birgen İSTER bize gelmişti, gu hikâyeyi anlattı: İSTER VA İNAN, Vazifesi dolayısile uzun müddet Londrada yaşamış olan bir arkadaşımız geçenlerde memlekete dönmüştü. burada kalacağı için ilk işi bir apartıman aramak oldu. Dün — Üç beş ay evvel bir gün Londranın meşhur Reğent Street caddesinden geçiyordum, gözüm bir mobilyeci ma- gazasının camekânına ilişti, baktım camekâna pırü, pırıl bir büfe koymuşlar, üzerine de kalın bir musluktan gelen kaynar suyu açıvermişler, bir kenarda küçük bir etiket Üzerine: Hergün bir fıkra — ; Onun imzasile yazı ı yazabilirim j Bir Amerikalı kadın, şöhretinin en | parlak devrinde Kipling'i ziyarete j gelmişti. Şairi görür görmez: İ i i — Kipling sizsiniz ha, dedi, hal - buki ben sizi büsbütün başka türlü savıyordum. — Olabilir misis, dedi, Kipling # - i zin tahmin ettiğiniz gibi bana nı'çğ benzemiyen bir insandır, Fakat şu tar ki, o sizin Kipling'inizin imzasile ya- ğ zı yazmak hakkı bana verilmiştir. — ; Ürrüera e AARE M AAA Dünyada mevcud Otomobil sayısı Gittikçe artıyor Hemşireleri Avrupada BK Yaz mevsimıni Avrupada Mısır Kralı Faruğun hemşireleri, İran| — İnna lillâh ve inna tleyhe raciün! Veliahdi Mehmed Rıza Şahpurun ni - şanlışı Prenses Fevziye ile, kız karde- şi Faize Bükreşten Parise gitmişlerdir. Prenses Fevziye, resimde sol — tarafta görülmektedir. Sözün Kısası Netice! vrupa Ticaret Mahkemesindeni «Müflis tabakcı ve billürcu Çek kıslovakyana aid olup menlebülhaklağ arasında tfaksimi kararlaştırılan, iki tat rafı Almanyalı Hans Nazi menzili, bit tarafı mukaddema — Avusturyalı - ölü Şuşnig, ve halen kezalik mezbur Hant uhdesinde bulunan malikâne, şimal cir heti Polaonyalı Adam Olmuş ki ve şarll ciheti Macar Hünyadi Yanaş hanesi il€ muhat ve ft tarihinde Versayda mün'ar kid muahede mucibince bunlara zım « mnen ipotek edilmiş, cem'an 140,374 kik lometre murabbaı mesahal — sathiyesi bulunan bir kıt'a memleket | teşrini « evvel 1938 tarihinden itibaren alacake Lılar beyninde taksim edilecektir. Mezkür memleket mümur ve âbadam olup müteaddid turistik şehirler, üç a« ded namdar kaplıca ve su şehri, fe« yizli şerbetci otu tarlaları, ormanlar, kömür madenleri ve sair servet mem ( balarını havfdir. Erbabı istihkak ile müflisi mezbut meyanelerinde mukarrer sureti tesviye/ nin emri tatbikine nezaret etmek üzere Mahkemece Bay Çemberlayn Jürj koi miser ve Bay Müusolini ile Bay Daladi« Ko |İye sendik nasbedilmiş olduklarındar balâda isimleri yazılı olanlardan gayri, mebhus memleket üzerinde hak ,iddia edenlerin, ellerinde müsbit evrak ole sun olmasın, üç gün zarfında iflâs ma< sasına müracaatleri ve mülâyim dav * ranmayıp bir azıcık zor gösterdikleri takdirde bunların da haklarının ihkak? cihetine behemehal gidileceği ilân olur geçiren|nur.» E. Talu Sivas ve çevresinde Bu yıl mahsul Otamobil artık bir zevk ve eğlence| — Japon imparatoriçesi Çok bereketli Hitlerin: — Her Alman ailesinin bir otamobil almasını temin edeceğim. li Otomobilin zevk ve eğlenceden ziyade hududu git tikçe büyüyen şehirlerde bir ihtiyaç olduğuna daha iyi hükmedersiniz, esa- sen dünyanın geçirdiği ve geçirmekte olduğu bütün iktısadi buhranlara rağ- 1926 da 1937 de Amerikada — 2213700 28221000 İngilterede 1.024.000 — 2.242000 Fransada 891000 — 2.167.000 Almanyada 319000 — 1.447.000 otomobil işlemekte idi. Demek ki 11 yıl içinde işleyen oto- mobillerin sayısı: Almanyada 4,5 defa, Fransada 2,5 defa, İngilterede 2 defa artmıştır. Bir ziyafet için 30.000 kilometre yol Bundan yirmi beş sene evvel, Norveçte bir şehrin en büyük otelinde tanışan iki aile, aralarında verdikleri bir kararla, geçenlerde, bütün çoluk çocuklarını top- layıp aşağı yukarı 30 bin kilometrelik bir yol katederek, gene ayni şehrin ayni o- telinde buluşmuşlar ve birbirlerine ziya- fet çekmişlerdir. Allelerden biri Amerikadan, öbürü de Cenubt Afrikadan gelmişlerdir. İSTER Artık yesi, bir tekerlekli mızla 421 lira.. BSu akmıyor, amma İNAN, İSTER İNANMA! — Bu kaynar su 24 saattenberi akıyor, fakat büfe bo - zulmamıştır, cümlesini yazmışlar... Merak edip sordum, bir Dressuvarı, 6 maruken sandal - İstanbulda opartımanı güçhalle bulmuştuk, sıra döşen - mesine gelmişti. Bir mobilyaci dükkünında vaktile Lon - drada görmüş olduğum yemek odası takımının aynini gör- düm, tabif onun metanetini halz dağil, üzerine de mcsk — 1230 Nra istediler. ana olaca Sivas (Husust) — Sivas ve çmeM Japon imparatoriçesinin 1039 — senesi| mevsim sonu münasebetile mahsul alın. başlangıçlarında ana olacağı habör veril- | mış olduğundan çiftçi ihtiyacından fazla mektedir, Kraliçenin dördü kız, ikisi oğ-| bulunan zahiresini bir tdraftan piyasaya lan olmak üzere altı çocuğu olmuş, bun- | getirmiye devam etmektedir. Diğer ta « lardan ortanca kızı 1927 senesinde, beş aylık iken ölmüştür. Belçika kraliçesi için âbide dikildi Birkaç sene evvel, bir otomobil kazası sonunda ölen Belçika kraliçesi Astridin hatırasını taziz etmek Üzere Alostta mu- azzam bir beykel dikilmiştir. Heykel, |kraliçeyi tuvaletle ve elinde bir demet çiçek bulunduğu halda göstermektedir. Doktor Şmit kimdir? Son Alman - Çekoslovak — ihtilâfı dolayısile, Çemberlayn, ile Hitler ara- sında vaki olan konuşmalarda sık sık ismi geçenlerden biri de Doktor Şmit- dir, Doktor Şmit, Hitlerin tercümanı - dır. | Geçen seneki, Nürnberg kongresin- Wflıı—. Hitlerle konuşan 16 Avrupa gaze - tecisi, Başvekile muhtelif sorgular sor- |muşlar, Almanca bilenler de not al - |mışlardı. İki saat sonra bu gazetecilere mülüâki olan tercüman, başkanına soru- lan sorguları ve Hitlerin verdiği ce - vabları, kelimesi kelimesine tercüme çay arabasile birlikte fiatı bizim para- gene hoşuma gitti, alacak oldum: İNANMAI! raftan da Ziraat Bankasının Sivas istas « siloda da âlımlara başlanmıştır. Siva$ mıntakasında yeni yıl mahsul rekoltesli geçen yıllar gibi bol ve bereketli elde edilmiştir. Son günlerde yağan mevsim yağmurlarından da harmapını kaldıranı zürra istifade ederek gelecek yıl zeriyatınt hazırlamıya başlamıştır. Ayrıca Şarkışla ve Kangalın Armağan istasyonundaki buğday alım istasyonları da köylünün buğdaylarını almıya başlamıştır. Sivas köylüsü bu işten çok memnundur. Büyük müsabaka 1 Yalnız çocuklar için | 25 lira, 15 lira, 10 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz DİKKAT! Resimlerden eksikleri olanlar, gü- nü geçmiş gazeteleri idarehanemiz- den ayni ftatla tedarik resimleri tamamlı;