SON POSTA Dünyanın en güzel kadını, aşkın en zavallı kurbanı oldu Eski bir sahne artisti iken Prenses olan Viyolet, 6 se- nedenberi matem tutuyor Eski bir müzikhol artisti, bir Skot- land Yard taharrisinin kızı olan, ve Av- Deniz ve denizcilik: İtalyanlar karşısında Fransız donanması Son rakamlara göre ton bakımından Fransızlar, aded bakımından da İtalyanlar faik förülmektedirler. Fransa 762.000 tonda 317 gemiye, İtalya ise 577.000 i li G P ğ |ıE8kı Türk detektifleri Soııı nsl:;ı a— maceralarını şnlatıyorar: ' Güpegündüz baştan aşağI soyulan konak getirmişler ve bütün Hırsızlar kapıya arabalar eşya'arı yükleyerek Eski zabıta âmirlerinden Bay İzzet|niz Anlatmıya başladı: — Bundan tahminen z seni dar evveldi. Yazlığa giden bir ailenin l Pah bulunan evlerinde ne Varsa 3- 1P götürmü Fakat, hâdisenin tatlı tarafı da yok değildi. Hırsızlar, güpe Bündüz. eve telmişler, sokak kapısını açmışlar, İÇi” Ti beraberlerinde bulunan hamallâr bihlikte girmişler. Evde ne bulmuşlar- Sa, sanki babalarının mallarını faşır Bibi, arabalara doldurup doldurup £9 türmüşler! Lâkin, her halde bu işde çok US damlar imiş. Çünkü koca evin e9Y saat içinde yürütfnüşl_er! e Bu hâdise öğle üzerlerine doğru ü Jenin, zabıtayı Şimdi mesel K y Şimdi gelelim, L Ka k usta â- aSINı — Bugün beyefendi araba ııön_de_fr;f. Cek, bazı lüzumlu eşyaları alıp say Yeye götürecekler... Ben de onun ıç;l Ş geldim, kırılacak şeyleri saracağım, y 1 sonra da Hizmetci gittikten bir sa9 ğ hakikaten k?pıyı arabalar dııyi“'!:;r_ Eh, hizmetci sabahleyin haber Mişti ya! Onun için, eşyglnı:'n sSından kimse şübhe etmiyor: Z Vul'çıu ki bir, iki saat daha zeçı;:ş Evin hanımı, yanında uşak nld:'ğuhyr &e çıkageliyor. te, 0 zaman ö Ka la mr haber versin. ba- karakoli K yılîîa:'mnm mı ayıltsın... Velhasıl şa- Şırıp kalıyor! Nihayet, her Etdam ettiler! ikisi de karşımda arzı idukca gülünç idi. a elile yapıldığı ilirdi. Hattâ, l""iim terliye terliye! — Evimi soydurdu, ? Yor, yemin üstüne yemin Kadına dedim ki: v Te f Siın:dı :ı; kendinizi azır.eğı h:"'_' Yana bırakınız! Ben eşyaniz! k:dın!n Ülm. Fakat şu zavallı hizmetci Tüş g'k günahma girmeyiniz! Onun len haberi bile yoktur! aki Kadın, Nuh diyor, Mglmb':d:ğum Yordu. Hizmetcinin evi Söydü midi! A ünkü, Bu ihtimal varid olamazdı. Çü hizmetci kadının, evi uracak hd: lt olsa, yahud onu böyle bir şeye Zi edenler bulunsa, kadın! a Sönderecek, bu suretle meydana v t İtcak kadar hamakat göslermultr t — Ya ne yupnrlardı?k ». — Yapacakları şey çol D d'î“kî ellerinde anahtar vardı, M“'ir soyarlardı. Hizmetci Sonra gfım * bkı hanımla uşak gibi! - VE mma_ İestle hırsızlıktan ha olmadı TU iddia ederdi, Ama biz bunü yutmaz- »O da başka! - ı,bynı'“zı bu işde ya hizmetcinin, Y'th“: toj ın yaptığı bir boşboğa | oynuyordu! — Ne gibi? W O gün, evden eşya alınacağını "-q.zı" duymuşlardı! İşte, b“l”k" himdi. Onlara haber veren kimdi? Kinu ya hizmetci bir yerde boşboğar k k söylemiş, yahud ı;.le l';ö'!_ hırsızlardan birinin adamı ÖR amişti. hınzır kari, ediyordu! ş:"öan adına: ü; Şu sizin hizmetci acaba eve dön Müdür? dedim. Kafi'h. bu adam deli mi, yoksa abdal bilerden yüzüme ters ters — Kuzum komiser bey alay mı edi- ğı'î“mu_ cevabını verdi. O kınzır kar Artık hiç eve dâner mi? — Döner, çünkü sirkatle - bilerek - ':ı,.?lğkâsl yok! Siz, şimdi uşağınızı © | Ben bigünahım vallahi. ©-| muş, çekip gitmişlerdi eve dönmüş ise kends;in_e bir şey söylemeden alsın, buraya qıtuıl.n! Uşak, kadınla beraber, gitti. Akşam üstü, sular kararırken hepsi di i karşıma dizildiler: Bey, S ik ve hizmetci. er ne kadar hizmetciye bir şey İ İ tim ama, ylemeyin diye tenbih etmiş' ı :îlerm:cn kadına çul.]_ındılîlnn ın!î.şı lıyordu. Zavallı, süklüm pukl_—iirrı'.i u: pınin dibinde boynunu bükmüş u:k yor, yalvaran hbir tavırla, kaorka korka hanım, Ben, h |bana bakıyordu. Hizmetciye: g — Yakına gel, dcd lerine döndüm, bizi, yal söyledim. mgnhy; dışarı çıkar çıkmaz, gayet mü- im bir tavır aldım: : Hy—ımNe"vıpacığıı kadınım, işler çok m, Sonra, diğer- nız birakmala- düşü- e o, bakıyorum, pek derin düşi Eüer böyle susmakta devam yı kurtaramazsın! Nasıl nlat bakalım? anlatayım. nüyorsun! edersen, pıvlı bu mesele, oT Bir şey bilmiyorum ki n Öyle ama bak, ortada deliller var. Sabahleyin eve Jındcağını lnoıfu Böylece hiç kimsi ni temin etmişsin! BO0 haberi ucurduiuııı l'çm. ötürmüşler! neBîıol:aîı?yet karşısında, anlıyorsun ya kodesi boylıyacaksın! ' gelmişsin. Eşyaların a- komsuya söylemişsin. enin şübtıelenme:nc;î- ! Sonra da hırsizlara gelip ne var, : Hıh.sımdı bu işin çaresi nedir, iliyor musun? b'ı[f;iîmctn: yerinden öyle bir fırlayış fırladı 'ki âdeta suratıma yapışacaklı: — Aman komiser bey, ne olur bana bir yol gösterin... -—yBen. seni bu belâdan kurtarırım ama bir şartla... — Razıyım, ne söylerseniz razıyım! i d da — Şimdi yemini bir yana bırak soracaklarıma, dosdoğru cevab ver! — Peki efendim! b — Öyle ise anlai bakalım, bugün ne- relerde gezdin? rupalı hanedan aâi- lesinin yarısile ak- rabalık iddia ede- bilen Karadağ prenvsesi, P"”*—'l Viyolet, her sene ) yaptığı — binlerce < kilometrelik seya- batten sonra Pari- te dönmüştür. Prenses Viyölet, Karadağ kralı Ni- kolanın ortanca oğ la prens Peterin 1932 deki ölümün- denberi, her sene kendince çok büyük hatırası bulunan iki yere gider, oralarda günlerce kalır, Bu yerlerden biri, Yugoslavyeda Bled gölüdür. Sevgili kocası ile buralarda bir çok tatilleri geçirdiği için, prenses Bled gölünü pek sever, Her sene, ayni aylar- da, göl civarında sessizce ve tek başına dolaşır. Hiç kimse ile konuşmaz. Prenses, Bled gölünden sonra, kocası- rın veremden öldüğü ve gömüldüğü İtal- yada Meranoya gider ve hergün saatlerce kocasının mezarı bağında oturür, düşü- hür, Prenses Avrupada binlerce - kilometre | yol katederek, 6 senedir bu - ziyaretleri | yapmaktadır. Kocasını asla punutamamak- tadır. Zira prenses ile kocası dünyanın en ideal, ve mes'ud bir izdivaçla bağla- nan bir çilti idiler. Ömürlerinde Kendilerine mahsus - bir yuvaları, evleri olmıyan sevgililer, hep otellerde yaşamışlar, villâlârda oturmuş- lar, veyahud birçok vakitlerini dostları- nin evlerinde geçirmişlerdi. Prenses ko- Jeoasının ölümündenberi de gene ayni şe- kilde yaşamaktadır. Bir zamanlar dünyanın en güzel kadı- nı diye anılan prenses Viyoletin aşkı bu- gün engin bir keder hölesi ile kaplıdır. Viyolet, Karadağ presi ile evlenmeden evvel, Londrada sahneye atılmıştı. Uzun boylu bir kumral güzeliydi. Girdiği he- yet'e Avrupa tuürnesine çıkmış, — birçok | devlet merkezlerini gezmişti. Herkes ona| ni deniz sevkülceyşini, iyi anlıyabil- bayılıyordu. Berlin müesseselerinden bi—.mek için büyük harbin sevkülceyşine ri, iki günde onun 20 bin resmini satmış- / bir göz atmak lâzımdır. tı. Viyolet müstakbel kocasına Partste| Malüm olduğu üzere bugünün rakib- tesadüf etti. İptida, münasebetleri bir aşk leri büyük harbde omuz omuza harb A, Viyolet |Fransız - İtalyan rekabeti vardı. Ce - nevre ve İolayısile milletler hukuku- nun ezilip tuvvetin siyasete tahakküm rine, bu rekabsti unutturdu. Daha doğ- rusu Habeşista.' - İtalya vak'ası İngil- terenin menfaatıne o derecede dokun- du ki; Fransa efkâzı umumiyesi gözün- den birdenbire kaçtı ve yerine bir İtal- yan - İngiliz rekabeti geldi. Bu rekabet en kuüvvetli şekli ile devam etmekte- dir. Fransa - İtalya arasındaki deniz rekabetinin sebebleri Bununla beraber Fransız - İtalyan rekâabetinin ortadan, halledilmiş bir şe- kilde, kalktığı kabul edilemez. Yeni ra- kibler, bir taraftan sür'atle kuvvetle- nirken Fransanın da dünyaya serpil- miş bulunan müstemlekelerini koruya- bilmek kaygısı ile, deniz silâhlarını ço- Baltacağı tabiidir. Bugünkü şekli, ya- — Y macerası şeklinde tecelli etti. Sonraları | etmişler ve 1914 - 18 harbini galib bi- e konuşmuştuk ya. Aç ağzı-|1924 de gizlice evlendiler. tirmişlerdir. Yalnız İtalyan donanma- L E 'a AA Pa T LA ş kar baklayı! Buraya gelmişsin sa>| " rent, onunla evlenmek için bütün ha-| sının, harb — senelerinde, — itilâfcıların ::)lîxeqin Akşam üstü dönmüşsün eve. nedan hukukundan memnuniyetle yvaz-|müşterek menfaaline pek hizmet et- Yollarda haydi dört saat geçti, diye-| geçti. memiş olması müstemlekelerin taksi- d st tarafı? : .-- | minde biraz aksaklık doğundu. Şem yu'ıüm sokağa çıkmış iken biraz| verdim. Sen söyle bakayım, nerede 0-| Bu aksaklık daha ziyade siyasfleri a- De Jayım, dedim. turuyorsun? lâkadar eder. Lâkin deniz kuvvetleri- BeELEER 'k—'ımlnll beraber aldın? — Handa! nin, kara silâhlarma nazaran, siyaset- G ;—ııvıyı — Kimler var orada tanıdığın? le alâkası fazla olduğu müceyi kı- yez BHS di söyle? — Kimse yok! saca gözden geçirmek r. — Sıhlmsı:k:lı::ı' B y — Oturduğun yerin yanındak) oda- * : âen)ı'" de kim? l”î' ;ırracı filân yuk mu'? Klemanso İtalyayı, dünya siyaset ve Zişeniını L | Zait eeürie S Nürke eei .i ":,'âdm Bolulu da... Ki ğ"î“?"”““ a miştir. Bu halin deniz kuvvetlerine o- g:::' wvelden, bu sabah sokağa| | eğ_m_ :â'îxuî'::r:"î lan zararı ne kadar büyüktür bilir mi- — Ömer, © . ; in, O | çiniz? İtalyı ü övü ASA a ıkacağını biliyor mu idi? Bader Üi fına karışma! sınl'ı. İtalyanın büyük harbe Birmesin. ne için Ç Bir saat sotfa, iki ahbab çavuşlar gi- deh' sckfebleıüen bir tanesi de belki de — Biliyordu! — KAT bi, Ömer ve memurum geri geldiler, Adrıyı(ık_ denizi hâkimiyetini elde et- mi söylemiş! ge mek ve bir daha bu denizle meşgul ol- — Evvelce Vaziyete nazaran üç kişiden şübhe ede- 1 Mektub yazmıştım. z KE mamaktı. G aa el ga Üzürin BÜreİDİ DU Baaara PeRae ggt L Ü marelnin Kaledilmeri 00 n is gönderttim.| — Sonra? u esas mesel Oraya hemen bir DS i dön-| — Hırsızı yakaladık! Şübhe ettiğim İtalyanın müstemleke ıhıiyım_ım tat- n et gee ili il İ edince bi Yarım saat sonra adamlardan biri, failin kendisi olduğu-| Min edilmemesine inzimam edince bu Ö a Naret C Zana görünce y a| eRieCüN L Bdti e -— Xa Öner? ifi, pilâv |ladığı yeri de söyledi! Aradan T K M Bd B — Tabif o da bü'lbeî— :Hnıîleıx'nll:'n geçmediği için, çaldıklarını okutmağa yük barb İtalyg: mühim bu;üwy l::; /lünde apar wPBn'.yı çektim. | vakit bulamamış! zınd_ırmadı%ı?üm bden eııv:lbm k,ı!â“ Uzatmıyalım, ,o'“"d haberi yok-| — Peki, hırsız, evden eşya alınacağı- üzerinde y eğe mecbü u * onun da bir şev' M idiğı- İm nasıl öğrenmiş de bu fırsattan istifa- Müstemleke, ancak deniz kuvvetle- n bırsılığın nesil yapıllığr | DunA e rile elde edilir. Denizlere hâkim olma- ta. Ö zan oldu. Ömere: e BRİ . / pasit: Ömerin cebini yok-| dan müstemleke alanlar, yaptıkları bü- na aklım Yü b, dedim? TARYA yük masraflara rağmen, aldıkları top- mektub, lamış, mektubu elde etmiş. Avalı bir ” — Nerede * B ie bir SÜ isti rakları yok pahasına iade etmişlerdir. Havgi N sana yaz-| biçimine getirip bir güzel de istintakl; , , b L Oi Alman. — Hrinin körü! Nişanlının etmiş. Mektubu yazanın kim olduğunu, | “9te büy Sn rede bulunduğunu öğrenmiş...|X6----: mektub.. — Tine attı. Arandı, tar KTİR, B eşyaları da kışlı * K şlıktan yaz- Yörner '“mx:.vıı üzüme bakıp: Ş’."*’;’ğââ,.'%ı ; İtalyanın bu ihtiyacı ilk bakışta randı, Sonra Ü bey, kaybol-| bit Sabih Alaçam | Fransayı alâkadar eder. Çönkü İtalya- — Bulamal —-SON— nin genişlemek arzusuna hedef olan ve d dedi! hlar, cevabini ©. kaybolmadı. çı" ; tonda 355 gemiye maliktir Fransız donanmasından bir parça | Büy'”k harbden sonra dünya deniz-|hırsını celbeden iki devlet müstemle- cilerini, uzun seneler, meşgul eden bir|kesi vardır. | — İngiltere, 2 — Fransa. İtalya İngiltere müstemlekelerine el etmesi aşağı yukarı, Akdeniz devletle-| uzatmak için, Fransaya nazaran, bü- yük riskeyi göze almak mecburiyetin- dedir. Bu riske şöyle hülâsa edilebilir: ! — Donanmanın boğaz gibi dar ge- çidlerden geçmesi lâzımdır. Bu geçid- ler tamamile İngiltere elindedir. 2 — Kara yolundan hareket eise karşısında İngiltereye yardımcı devlet- ler Bulunacaktır. 3 — Daha kuvvetli bir donanma tle çarpışataktır. 4 — İngiltere donanması yalnız ma- teryal bakımından değil, an'ane ve mo ral bakımından da üstündür. 5 — İşgal edilecek müstemlekelerde İtalyan olarak az adam vardır. Buna mukahil Fransa müstemlekele- Ti için, yukarda sıralanan mahzurlar, İtalya lehine döner, Şu halde Fransız- İtalyan rekabetini, İngiliz - İtalyan re- kabetine nazaran daha esashı addetmek Jâzım gelir. ğ Fransanın deniz menfaati Memleketin müstemlekeleri dolayısi- le deniz ticareti ve münakale hatları, düne nazaran, pek fazla artmıştır. Bu süretle Akdeniz ve Atlantiklerde bu münakaleyi koruyacak üsler ve muh- telif donanmaların inşa ve tahsisi icab eder. Malümdur ki bu nakliyatın en başında, müstakbel bir harbde, Şimali Afrika sahillerinden Fransaya geçe- cek askerin nakil ve himayesi gelir. İşte bu kısa mütalea Fransanın do- nanma inşasındaki hedefi çizmekte- dir. ! — Nakliyatı himaye edecek, 2 — Sahilleri koruyacak bir donan. ma,.. Hangi gemiler lâzım? Nakliyatın himayesi için ilk şart de nizlere hâkim olmaktır. Fakat Fransa müsavi kuvvetlerle Akdenizde hâkim olamıyacağını gayet iyi tahmin ettiği için nakliyatın sür'atli gemilerle yapıl- masını temin etmek yoluna döğru git- mektedir. 1926 senesinde inşa ettiği Duguesne sınıfı altı kruvazör, harb gemisi olmak- la beraber bir müsellâh nakliye mahi- yetindedir. Öyle ki: Frensa her hangi bir harb tehlikesinde olursa bu kruvas zörler şimalf Afrikadan asker yükliye- cekler ve bir gece müddetinde bu 24- kerleri Fransaya geçirecektir. Bundan dolayı bu sınıf kruvazörle rin muhafaza, yani zırh küdreti az, sür'ati ise pek fazladır. Böylelikle bu gemilerin nakliye yolunda yakalanma- st ve imha edilmesi; düşman gem'leri ne kadar sür'atli olursa olsun, biraz güç olacaktır. Yeni mekteb nazariyesinden feragat Napolyon devrinden sonra Fransada (Devamı 13 ncü sayfada)