SON FOSTA ayımı Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebuhekir Hâzım İstanbul, Edirne, Selânik halkı için haftalık Semadirek tenezzühleri tertib etmiştim. Fakat Dedeağaçtan tenezzüh vapurlarına binecekler arasında Avrupaya kaçacak insanların bulunabileceğini düşünen İstanbul bu teşebbüsü menetti Semadirek yalnız âsüri atika merak- hlarını değil, birçok güzel manzarala- rile şairleri, ressamları, yırtıcı hayvan- lardan maada büyük küçük avlarının çokluğu ile avcıları, havasının temizli- Bi, santigrad 35 ve 45 deröcede sıcak maden sularile hasta ve malülleri de celb ve memnun edecek bir yerdir. Bu maden sul;, le Dedeağacın Fere u'lanm bulda tahlil ettir- in de ayni maddelerden alnız sıcaklık dereceleri- nin muhtelif olduğu anlaşılmış idi. Orada muntazam oteller, eğlence mahalleri t edilse Avrupanın en meşhur su şehirlerine rekabet edebi- Br Çünkü Semadirekteki tabif meziyet- leri bu kadar mükemmeliyetle topla- mış bir su şehri yoktur, Alelhusus sa- matoryom için bu adadan daha muvafık bir yer az bulunur. Semadirek ahalisinden doktor Niko- la Fardi Fransada hekimlik tahsil ettik- ten sonra, oraya dönerek hiçbir yere gitmemiş olduğundan yalnız otuz yıl içinde Semadireğe gelip onun delâle- tile adayı gezmiş, harabelerin bakiye- sini ziyaret etmiş olan dört yüz bu ka- dar meşhur adamların kart dövizitle- Tinden mumaileyh büyük levhalar teş- kil etmişti. Bunların arasında meşhur haritacı Kipert (*) in de kartı vardı. Bu levhalardan birinin altına kon- mak üzere verditim (Dedeağaç muta- sarrıfı - Ebu Bekir Hâzım) yazılı kar- ımı mukavvaya iliştirmek için dok - tor Fardinin kullandığı toplu iğnenin Ki ma saplandığını zanneder gibi| elim bir his ile müteessir ve mahzun olmuştum. Semadirekte her türlü kıymetli ma- denlerden başka sahile pek yakın bir yerde ve deniz altında petrol kaynağı bulunduğu, durgun zamanlarında deniz nde gi dilen kokulardan anlaşıldığı ve bu ma- Iümat İstanbula işaa edildiği için, vak- tin sadrazamı Halil Rıfat paşanın oğlu Cavid ve Abidin paşanın oğlu Resih beylerin müracaatleri üzerine kendi - lerine arama ruhsatnnmesi verilmiş idi. İstifade yolunu bilmek ve bulmak şartile memlekete büyük — menfaatler temin etmek için her türlü servet se- beb ve membalarını toplamış olan hu adam Üzerine İstanbulun dikkat noza- rını çekmeğe bayli çalıştım. Fakat em- sali gibi, bu merasim de hedroldu, gitti. | Başka memleketlerde makul çalış- malar, bizde olduğu gibi ebediyen se- meresiz kalmaz, er, geç müsmir olur. O zamanlardaki memurların her ne kadar faydalı olursa olsun muvaffaki- yetleri #lelekser, tesadüfe; bazan te- sadüf kadar hi: i tutan mafevkin keyfine tâbi idi. Semadireğin pek zeki ve azâsı olduk- ça mütenasip Midillileri ve etleri lez- zetli keçileri de ötedenberi meşhurdur. Adada kurt vesair yırtıcı hayvanlar bulunmadığı için keçiler dalma kırda yaşadıklarından yarı vahşidirler. Ço- ban istediği her keçiyi kolayca tutama- dığından herhangisini yakalamak isti- yorsa ona bir taş atar, alıştırılan kö - pekler kovalıyarak tutarlardı. Eski şehrin bulumduğu dahilde bir| gok asırlar geçirmiş büyük çınar ağaç- ları vardı. Bunların gövdeleri tamamile oyul - muş, içleri açılmış olduğundan aşevi (*) Kipert, zikrolunan Fingar şahikasına Çıkmış olduğundan ben de çıkmak niyetin- de idim. Hattâ oradan İstanbulu görmek için İstanbul rasadhanesi müdürü merhum Sa- Nh Zeki beyin vesatetile Pransayı oldukça kuvvetli bir dürbün de wmazlamıştım. Dür- Eski Semadirek şehti nin bulunduğu körfez (**) gibi kullanmış, diğerini uşaklara tahsis etmiş, yani kahve ocağı yapmış iğünde de biz, yedi kişi, ra- hatca yemek yemiş idik. Bu ünutulmuş nahiyede senelerden- beri nüfus vuküatı yürütülmemiş, bir- (**) Dilimizde (Aşevi) varken Arabın matbahını yıkarak enkazından kötü bir mutfak yapmağa hacet ölmadığı gibl (aş- Çi)ya (ahçı) demek de gülünçtür. (Aşlın Aslan Türkee olmadığı kabul edilse bile bir diüln darbımeseli havi olduğu kelimeler için kat' bir temellük hüccetidir. (Aşa) ya (ahçı) deyince «Ölü gözünden yaş, Imam evinden aş gelmez» ve eplşmiş aşa su kat - mak» darbimesellerinin şu garib şekilleri al- ması iktiza eder ki pek tuhaf olur. «Ölü gö- zünden yaş, İmam evinden ah gelmez» ve *Pişmiş aha su katmakı. çok vakıf arazinin gelirleri meçhul kal- mış. İskeleden nahiye merkezine teh- likesizce gidilip gelinmesi mümkün bir yol yapılmamış, asırlardanberi pek za- limane tahrib olunagelen uçsuz bucak- sız ormanlar hiç siyanet edilmemiş ve çiçek aşısı (telkihi cedri) bile oraya | girmemiş idi. Ben bu mühmel adaya, henüiz fethe- dilmiş meçhul bir yerde yeniden hükü- met ve idare teşkilâtı yapacakmış gibi gittim. Yani nüfus, evkaf, defteri haka- nİ, orman memurlarını, birçok alât ve edevat ile nafıa mühendisini ve hattâ birçok çiçek aşısı tübleri ile aşı memu- runu da beraber götürdüm. (Arkası vtar) Günün Bulmacası 1 — Tenis oyununun sopası - Bıiğır yavru- su. £ — Gelir - Bir neyi tömür. $ — Bevgili - Temiz - Çok değil. 4 — Bir nevi tahta - Çocuk doğurtan, $ — Ban'at - Âletler, 6 — Üye. , T — Komşu ve dost Arab devletlerinden biri. 8 — Kadın değil - Un elenen şey. 9 — Yapmanın akal, 10 — Zeybek - Uyak « Üçüncü şahış, YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Hesab işlerinden birl. 2 — Dört tekerlekli nakil vasıtası - Mut- faklarda bulunur. 3 — Aydınlık değil. 6 — Kasabın zattığı - eSiz münasına ge- len Jazsca bir kelime - İntihab hakki için kullanılan şey. 6 — Hala - Suyun yürüyüşü. 6 — Abdal bir hayvan - Beyaz - Bir edat. 1 — Gemi tâmirhanesi - Çok değil - Ba- Bırak 6 — Karanın aksi - Tarihi bir kavim. — Çobanın paltosu » Yama, 10 — Bunmak. 1284 56 6 7 8910 bön Semadirek soyahatine yetişmediğinden Fingar tepesine çıkmak zahmetine mahal görmedim. Evvelki bulmacanın halledilmiş şel "RADYO Bugünkü program İSTANBUL 22 Eylül 1938 Perşembe 18.30: Dans musiklal (Plâk). 19: Bpor mü- Babebeleri, Eşref Şefik tarafından. 1930: Dans musikisi (Plâk). 19.56: Borsa haberlari. 20: Saat üyarı: Örenviç rasadhanesindeu naklen. Belma ve arkadaşları tarafından 'Türk mudikisi ve halk şarkıları. 2040: Afans haberleri. 2047: Örner Riza Döğrül taratın- dan arabca söylev. 21: Şan: Macar artistle- rinden Kato - Lezay, Stüdyo oörkestrası zefa- katile. 22.30: Rıfat ve arkadaşları tarafın- dan Türk musikisi ve halk şarkıları. 2210: Bava raporu. 22.13: Darüttalim müsikt he- yeti Fahri ve arkadaşları. 2250: Bön haber- ler ve ertesi günün programı, 23: Saat üyarı, İstiklâl marşı. vanı ANKARA 22 Eylâl 1938 Perşembe ÖĞLE NESRİYATI: 1430: Karışık plâk neşriyatı. 14.50: Plâkla 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 15.15: Ajans htberleri AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Karışık plâk mneşriyâtı. 19.15: Türk muzikist ve halk şarkıları (Sâlâhaddin ve Bafiye Tokayi, 20: Saat Âyarı ve arabca neş- riyat. 230.15: Radyofonik temsil: (Gençler grupu tarafından). 21: Şan plâkları. 21.15: Stüdyo salon orkestrası. 22: Ajans haberleri ve hava raporu. 22.15: Yarınki program, AtereeseceLecA BANLEALENELERENSE SöSenAeseRcA D TAKViM OR Çok çalışm amız lâzım 9 uncu Balkan oyunlarından bizim hesabımıza çıkarılabilecek yegâne netice budur a e— 400 metre birinciliğini kazanan Gören fanilâ Fena diyecek kadar bozuk organize ıaı—[ len Dokuzuncu Balkan oyunları, atma ve atlamalarda bir hayli puan toplıyan Yunan- hların taferile bitti. Balkan oyunlarının en cazib kısmını teş- kil eden programın — 100, 200, 800 ve 1500, 8000 ve 110 manla gibi koşuları, 4X400 ve Balkan bayrağile, yüksek atlama, gülle atma ve çekiç atmanın birinelliklerini topluyan Yugoslavlar pek Şerefli galibiyetler alarak lk defa bu kadar büyük bir muvaffakiyet göstermiş oldular. Yugoslavya atletizm takımının bir iki âra- B1 istisna edilöcek olursa ekseriyeti hemen bemen gençlerin teşkil ettiği görülür, Balkan oyunlarında yeni bir yıldız olarak nazarı dikkate çarpan tek atlet 200 metre galibi Yugoslav Kilng'dir. Çok sağlam ve henliz pek genç olan bu at- let uzun sencler sür'at koşularında bu şeref- N meykli muhafaza edecek bir istidaddadır, Yugoslavların atletizm sahasında gözle gö- rülecek derecede iInkişaf etmiş olmalarına mukabil, Yunanlıları oldukları yerden bir Hayli aşağı İnmiş olarak gördük Balkanlarda âdeta bir kabraman sayılar manla koşucusu Mandikasın mağlübiyeti ve Maraton müstesna, koşularda bir tek Yu- | nanlının galibiyet elde edememesi Balkan 0-| yanları tarihinin şimdiye kadar kaydetme- diği bir hâdisedir. | Yunanlılar bu sukutun — farkındadırlar. Yorgo Kuplos ve Prangudis gibi Yunanlıla- ra şenelerdenberi zafer toplıyan — atletlerin yerl tamamile boş kalmıştır, Yunanistan atletizmin! ayakta tutan dlisk atıcısı Silas İle mania koşucusu Mandikasın piste veda etliği gün bugünkü kadronun ya-| rım iş görebilmesine, hele Balkan birinciliği elde etmesine de imkân yoktur. Belgrad oyunlarında puan — vaziyetinden dolayı telişa düşen Yunanlılar, Balkan mü- sabakalarınım onuncu yıldönümünü Atina- da yapmak süretile sönmek üzere olan bu nteşe son bir ümidle yeni bir kibrit çakmak istiyorlar. Geçen sene Balkan oyunlarını Bükreşte yapan Romanyalılar kendi topraklarında kazandıkları muvaffakiyetin —yarısını — bile elde edemediler. On bin metrenin birinciliği ile iktifa eden Romanyaldar kazandıkları Ikincilik, üçün- gülük gibi derecelere rağmen umum! tasnif- te üçüncülükten kurtulamadılar. Lapoşan, Nemeş gibi Balkanların en yaşlı atletleri takımlarında hâlâ büyük ümldler olarak yer ulmaktadırlar. Romanya futbol ve teniste olduğu gibi at- Tetiemde beklenen İnkişafı gözsteremedi.. Atletizm işlerinin orada da Jâyik olduğu| alâkayı henüz bulmamış olduğu dokuz sene- denberi yapılmakta olan Balkan — oyunları neticelerinden pek kolaylıkla anlaşılır. Romanyalıların sebebi bizce meçhul olan dahill müşkülâtı yenmek İçin çırpındıkları her Balkan oyununda karşıma çıkan İdare- cilerinin ateşli ateşli hareket ve telfşimdan anlaşılmaktadır... Bulgar ekipi beşinel Balkan oyunundan sonra Balkanlar arasındaki bu müsabakalara iştirakten garfınazar etti. Robert Kolej'de tahaflde bulundukları g- rada atletizm yapan Bulgarların büyük bir Klzminı Balkan oyunlarında karşımızda gö- rüyorduk. Atinada yapılan — birinci, ikinci, üçüncü Balkan oyunlarında birkaç - birinellik &lan bu atletler pistten çekildikten sönrü Bal- kanların en kuvvetli atleti sırasına giren Doyçefin de Berlinde beden terbiyesi tah- siline başlaması, Bulgarları pek zayıf bir ha- le sokmuş ve bu vaziyet Özerine Bulgar kımi küvvetli ve olgün bir hale gelinceye ka- dar oyunlardan çekilmiştir. Bulgatlar dört senedenberi Balkan oyun- larına birkaç mümessil yollamak suretile kendilerini temsi! ettirmektedirler... Balkan oyunlarına zaman saman iştirak eden tek millet de Arnavud milletidir. Geçen & ae v € y > 5 arkadaşları arscanda (Gören avınldırlı taşıyandır) 110 metre manlada üçüncü gelen Feik koşunun birinci ve ikincisile kürsüsünde seneye kadar azamt dört atletle Balkâf müsabakalarına girmiş olan —Arnavudlüfi Belgrad oyunlarına on sekiz atletle geldilir Balkan oyunlarının mühtelif mi rına bir veya iki atletle girmiş olan ArBâ” vudlar atletizmi bir ana #spor olarak Kabil ettiklerini ve ona Jâzım olan alâkayı göst receklerini aöylediler. 'Yakın bir tarih bu sözüin ne kadar kuytetlİ olduğunu müsbet veya menfi mutlaka edecektir. Bize gelince Balgradda üç gün devam edtü müsabakalar esnasında kendilerinden PA” lak dereceler Ümld ettiğimiz bir kısım &! letler bizi mahcub etmediler. Pakat 8, nibaşf' beş atlete medyun bulunduğumuz bu mü' fakiyetli netlceleri bir tarafa birakırsak ka memleketlerle aramızdaki farkın çok yük denecek derecede açık olduğunu anlamamız lâzımdır. Çok çalışmamız teab © diyor. ÖMER BESİM Gören Atinaya gidiyor 2 teşrinlevvelde Atinada Macaristan V Yunanistan arasında büyük bir atletizm 1 aabakası yapılacaktır. Yunan fi Balkan müsabakalarında dört yüz ııu'm" yarışı kazanan atletlerimlzden Göreni müsabakalara resmen davet etmiştir. Atletirm federasyonu reisi bu daveti mefi” nuniyetle kabul etmekle beraber Türk SP Kurumuna vaziyeti telgrafla sormuştur. 9P06 kurumunca müsald cevab geldiği taxdiri Gören bu müsabaka için Atinaya tir. Bulgarların misafirperverliği Balkan oyunlarından — dönen ımtlır”" Bofyadan geçerken Bulgar federasyonu rafından karşılanmışlardır. Bulgar apor teşkilâti atletlerimize gist bir buket vermiş, her birine rozet dağıtTi?” tar. İstasyonda hazırlaran büfede atletleriii” Ayrıca Isaz ve ikram edilmiştir. Galatasaray mürakabe heyetini” toplantısı Başkanlığındı? Galatasaray BSpar Kiübü bildirildiğine göre 11/9/938 tarihinde nacak olan yüksek mürakabe heyetinin alelâde Içlimar, ekseriyet olmadığından lanamamıştır. 5 Klüb nizamnamesinin 25 inci maddesi :,, cibince bu kere 24/9/988 cumartesi günü P. 15 de klüb merkezinde toplanmağa karâr Tilmiştir. W" Klüb mürakabe heyeti âzasının yevmn saati mezkürda klüb merkezinde bulunm”” ları rica edilmektedir. epll topr” topla” .