— E.. bu meselede bizi alâkadar & den cihet neresi, efendim?.. — Neresi olacak?.. Her tarafı... Ev- Vvelâ şunu söyliyeyim ki; bugün Hüse- Yin beyin başında tam on beş bin tü- fekli vardır. Ve bunların pepxı kdı bi- Z0, Yani (Hamidiye) lere düşmandır. — Niçin efendim?.. — Niçin olacak?., i b luruyorlar mı, yaaa?.. İkide birde, 8i dip heriflerin köylerini basıyorlar. T:- lan ediyorlar. Mallarını, davarlarını SÜ- Tüp getiriyorlar... Hele o senin &ğa yok mu?... Ne kara yılnndırod"k_ Senin bana anlattıkların, benim bil A ;glme nazaran hiç maıı:esındedır. t ne yapacaksın?.. Elden ne Heriflerin arkasında yalçın küyî a Yıldız sarayı var, Sırtlarını oraya Gü Yamışlar; bildikleri gibi oynuyofhrı-ı 4 — Çok karkuyorum, kumandan * Bu heriflerin yüzünden, ben büyük Zarar göreceğim... Hayatta, tek başıma Olsam, zerre kadar ehemmiyet »[e-— mem. Fakat Leylâ, benim elimi kolu: mu bağlıyor. ei Si Helz';iur, bakalım. Hah.ı var, n; Met var, Şimdilik, telâş etmiye hıç Ao: Tum yok... Şimdi sen, alay eminin'n dasına git. Bir köşeye çekil. Fır.(a_ni: Şu telgrafını önüne koy. Sanki; seni ğ ham eden maddeler soruluyormuş gir bi, şunlara mükemmel bir cevab döşen. Kerataların iler tutar yerlerini bırak- ma. Sonra onu bana getir. Önun a'l:mz ben de bir mütalea geçeyim. Fırkaya öndereyim, Bakalım, encamı ne “o- 1::“?. Bir de bakarsın ki, seni oradan kaldırırlar, buraya veriverirler, Son zamanlarda, pek aksi giden ta- lihinden artık ümidini kesen Zeki bey, İ ini çekti. "uln şlîhıiq bilmem kumandanım. Kendimden vazgeçtim. Cenabıhak, Leylânın yardırıcısı olsun... dedi. MÜDHİŞ BİR (İRADEİ SENİYE) Zeki Bey, fırka kumandanlığına x_v; lmesi lâzem gelen cevabı, ancak İK Bünde bitirebilmişti. Nahiye merkezi- De ayak bastığı dakikadan itibaren Ce- Teyan eden hâdiseleri tam bir doğı:u- lukla naklettiği gibi, devlet Ve _n“ı:ı *sabına —yapılan snl!sliınaî!en Ş. hı'.lıhn işittiği şekilde birer birer iısı Eylemişti. Ve bilhassa bu ihanet Ve 'suı- İstimal şebekesinin başında bulu - tan Osep Racinin âşar meselelerinde bükümetin zararına olarak oynadığı Oyunların içyüzünü anlatmakta da kur Sür etmemişti. . Zzaman, hiç olmazsa lçir.dckileı:l dökmekten mütevellid bir ı;ıcx"ı::âı; : dş.. o akşam, âlay KU 'iî—miş—- Leylâ ile yemek ye- Bizimkiler rahât Ti ile eve TMiş: — Gideyim, Derin bir vicdan mem- üniyeti e rahat bir uyku çekeyim. 4 'iye, belediye hanma avdet etmişt Her gece, akreb hücumlarına karşı Büzı ihtiyat tedbirleri aldığı halde, Kal- b;ımk hissettiği neş'eden bu gece bula » €hemmiyet vermemişti. — D“mllmıı geren bir tebessümle 8- Ş ağir soyunarak, yüksek kerevetin 2erindeki yatağa serilmişti. Fakat, daha gözlerini kapamadan, di r:_dah taş döşemeler üzerinde nalça- 7 ayak sesi işitmişti. n âklle nen bu ayak sesleri, kapıntn önün- lurmuştu. acele acele vürül- Tüştu; uştu. Kapı, — Kim g7?.., — Yüzbaşı beyl! Benim. — Sen misin, Mehmed çavuş? — Evet, efendim, — Ne haber?... Gn—x Hele bir zahmet edin. Kapıya Ka- », Belin. D *ki bey, yataktan deli gibi fırladı. pelmişti. Çünkü Mehmed çavuşun, hiç Fakat Mehmed çavuşun, (şu öteki me- ısele'ı demesi üzerine, geniş bir nefes almış: çıkalı, yarım saat bile _c'.mıdı Bu te- BSON POSTA Telgraf fırke kum andanlığından gelmişti Mehmed çavuş, Zeki beyin kulağına | graf, ne zaman geldi. Her balde,vmhhkm eğildi. Ç bir şey olmalı, Yoksa, saygılı bır' adam — Efendim!. Kumandan beyin S€-|Glan kumandan, ehemmiyetsiz bir iş i- lâmı var, Şu, öteki mesele için mü'him çin beni rahatsız etmezdi... diye söyle- bir telgraf gelmiş. Acele sizi istedi. niyordu. Zeki beyin yüreği kopmuş, ağzına * Selâmlık odasında, gecelik - entarisi ve beyaz patiska takkesi ile bekliy kumandan, Zeki beyi görür gevrek bir kahkaha koyuverdi. Elindeki telgrafı bayrak gibi sallıya- rak: Ğ —Evlâd!.. Vâkıa seni rahatsız ettim, amma.. doğrusu, zahmetine değer. Otur şuraya. Hele şunü bir can gözü ile e- ku... dedi. B umulmadık bir zamanda gelişini, Ley- lâya âid bir kara haber zannetmişti. — Sen git, oğlum. Şimdi, orum... İ. Bir taraitan, acele acele giyiniyordu. Diğer taraftan da: — Tuhaf şey., kumandanın evinden (Arkası var) Yeni neşriyat — Ba- Ceza hukukunda yeni temayüller ha Kanta'nın bu eseri hukuk iİlmini Yayma Kurumu neşeiyatından olarak çıkmıştır. Ticaret hukukunda mahdud mes'uliyet — Prof. Dr. Renst E Hirshin — konferansıdır. tilm e ""l';:ıllıwı:ü hak ve hürriyetler — Prof. AL Puad Başgil'in konferensıdır. Kitab ha- Hinde çıkmıştır. Amme hizmeti den B. Crosat'ın miştir. KM vukatlık — Avukat A. Hay aı-Tgı:!”r;:n.mııhrımıdu. Küçük bir ki- tab halinde çıkmıştır. Hakuk fakültesi hlı.: n bul Üniversitesi Hukuk fal yuzudur. Mülli Bir mefhumu — Hukuk Prof. konfransıdır. İntişar et « klavuzu — İstan- tesinin — kla - Kaebiyat Yaratabilir miyiz? — Ar- aşımız Nuüsret Safa Coşkunun bir :-K:: h:g“de yapmış olduğu bu enleresan Eım Kütübhanesi tarai küde bastırılmış tün edebiyat Üstar cevablarını İhtiva eden muharririn anket münasebetlle ko- HİKÂYE : İyi (Baştarafı 12 inci sayfada) — Çocuğum, dedi, bu adamı gidip gö - receğim. Bu saatte her halde fabrikasın- den de hiç hoşlanmıyorum. Fakat her halde o bütün insani hislerden mahrum değildir. Sizin kendinizi öldürmeğe ka - rar verdiğinizi ve kendisine karşı duydü- | ğunuz aşkın ne kadar büyük olduğunu öğrendiği zaman... Beni burada bekleyi- niz... Ludoviç sür'atle çıktı. O gittikten son- ta Geörgette arkadaşını teskine uğraşıyoı | du, madem ki onun istikbalıni temin e - diyordu. Bu işin en mühim tarafı idi. Bu kadar genç ve güzel olan Gabrielle için yeni bir hayata başlamak hiç te güç ol - mıyacaktı. Georgette uzun uzun ve makül ko - nuştu. Gabrielle hayaftan yen: bazı zevk- ler alınabileceğine inanmağa başlıyordu ki Ludoviç geldi. Çok müteessir idi. — Sevgili Gabrielle dedi. Bu adamı u- nutunuz, sizin tarafınızdan sevilmeğe 'kat'iyyen lâyık değildir... Ahlâksız heri - fin biridir... Sizin aşkınızdan ve kendisi için intihar edeceğinizden bahsettiğim zaman bilir misiniz, nasıl mukabele etti?. «Ben sizin kadar safdil değilim, dedi. Böyle komedyalara ben inanmam... Evi- dadır. Onu pek az tanıyor ve kendisin »| |man böyle yalan söylemi bir adam no gittiğiniz vakit gazla intihara İbüs etmişti değil mi?» Ve teri tor- biyesiz yüzüme güldü, ben anladım... An- lamadım değil, aklı sıra benimle mek, maksadı &izin beni de koamedyasile aldatmak istediğ etmekti, Rezil adam... Sizin aşkınıza yık olmıyan adam.., İki kadın birbirlerine bakıştılar ve buü kadar masum ve iyi bir insana bir zü - oldukları için gözlerinin içine kadar kızardılar. Gab « rlelle onu aldattığının ve olur olmaz şeyleri akşam gelip âşığına anlattığının cezasını çektiğini anladı. bu dakikada kalbinin bu şı sonsuz bir sevgi ile dolduğ Ve anladı ki o defa intihara teşebbüs etmeği aklına bile getirmemişti amma, ©- ğer şimdi birbirlerinden ayrılırlarsa bu hasrete dayanamaz ve kendisini öldür - Meğle lüzüm bile kalmadan kederinden ö« lürdü, YARINKİ NÜSHAMIZDA: Yemekten sonra Yazan: Giovanni Boccaecio Çeviren: Sezai Solelli Karabükten her yıl $1, (Baş tarafı 5 inci sayfada) Ppavyonlar her türlü sıhhi konforu ihtiva etmekte olduğu gibi pavyonların yanın - da bir de işçi kantini açılmıştır. Fabri - kanın daimi kontrolü altında bulunan bu kantinde alelümum sebzeli ve etli ye - mekler Karabükün ve Safranbolunun bugünkü pahalılığı ile izah edilemiye - cek kadar ucuzdur. İtfaiye ve inzibat Fabrika sahasında çok muntazam bir itfalye teşkilâtı yapılmış, ayni zamanda "|gerek fabrika, gerek Yenişehrin inzibat ve asayiş işlerini tedvir elmek üzere ge- niş kadrolu bir bekçi teşkilâtı vücüde ge- tirilmiştir. 000 ton çelik alacağız Spor hareketleri Spor faaliyetleri her sitenin tecssüsün- de olduğu gibi Karabükte yirminci asrın enerjik Türk gençliğine hâs bir ilerleyiş Böstermiş, önceleri basit bir teşekkül ha« linde bulunan gençlik faaliyeti birden « bire inkişaf ederek en büyük şehirlere mahsus bir mahiyet iktisab etmiştir. Bundan başka gençlik fasliyeti içinde gösteri kolunun arzettiği yüksek kıratta- ki çalışmalar burada tiyatro ihtiyacını Bgiderecek bir mahiyettedir. Beş yüz yıldır 13 evi 14 olamıyan Ka- rabükte bir buçuk yılda yapılan bu işler en kuvvetli bakan gözleri bile kamaştı « İracak bir durum arzetmektedir. Edehiyat hükümdarları : (Baştarafı 8 Inci sayfada) hatinin izlerini taşıdıklarından daha çok o- kunuyor. Fakat 1816-1818 de yan! şalrin İngiltereyi Byron, hayatı, eserleri giliz edebiyatında da onun kadar maharet, kudret ve harikulâdelikle geceyi, Okyanusun fırtınalarını tasvir eden — (Childe Harolds) gibi bir İngiliz şalri bugüne değin yetişme- terkettikten sonra yazdığı ayni eserin son iki | miştir. kısmi, Byron'un gittikçe olgunlaşan dehasını ve pürüzsüz samimiyetini göstermek itibarile mühimdir. Byron'un bütün eserlerini gözden geçirirsek gŞuraya buraya serpilmiş hariku- lâde güzel tabiat tasvirleri, mefis, doyulmaz öşk ve yeks Hriklerini bulurüz. Pakat bu gü- xellikler o kadar haddinden fazla retorik ve süstü püslü kelime oyunları içinde kaybol - muştur ki, onları bulup çıkarmak, Adela bir marifet, bir muvaffakiyettir. Hülâsa: Bazı münekkid ve müdekkiklerin aksine o- larak, ben Byron'u Sooit (Skot) ile muka - yese edecek değilim. Şuraaını kabül etmek lâzımdır. ki, diş şekli De muralarının akışı bakımından, Byron, Soktt'u —andırabilir Skott İneilizlere İskoçya e halkını tanıt - mış, Byron da Avrupa İle şarki İngiliz edebi- yat dünyasına sunmuştur. İşte © kadar... Yoksa Skot Ile Byron'un arasında dağlar ka- dar fark vardır. Scott ülkesini, dağlarını, te- pelerini, ovalarını ve buralarda yaşıyan 3e- vimli insanları pek yakından biliyor, tanı - yordu. Byron ise Avrupanın esrarlı, çürük taraflarını bilir görünmekle beraber, haddi zatında bütün bunları pek sathi olarak ted- Ki ve tahlii etmişti. Bize yaşıyan ve alıştı - Bimiz iİnsan çeşidleri nümunesi vereceği yer- de hep kendisinin müvazenesiz, şahsi varlı- Bint sunuyordu. Dikkat ediniz: Kabil, Man - fred, The Corsaln, Gavur, Childe — Harolda, Don Juan'daki kahramanlar, tipler, sadece, mütemadiyen çiğnediği kendi «ene» sinin sa- kizi; sevgide, yaşamada, hiç, hiç bir şeyde fayda ummtyan, karşılık beklemiyen, boş, İngiliz cemiyetinin idealirini an'ane ve örflerini hiçe sayarak büyük bir heyecan üe yandıran garib fikir ve hareketlerile oldu - fundan başka türlü görünen ve İngiltereden Ayrılıp ta İtalyada Shelley İle tanışıncıya ka- dar başı boş, sefih bir ömür süren Byrön, muammalı şalr ruhünun derin iştiyakları ile İngiliz edebiyatına hakikaten muazram e- serler biraktı. Lükin muhafazakâr — İngiliş sosyetasi, Oscar Wilde gibi, ona da cemiyet protokolünde pek te öğülecek bir yer ayıt- miyor, Bhelley ile arkadaşlık ettikten sonra, kis- men de onun tesirile durulan, hakiki hü - viyetini bulmıya çalışan Byron'un asıl hayat faclası, ne tuhaftır ki, kendisini anlamıya başlıyacağı sırada gözlerini ebediyyen ka « pamakile tecelli etti. İvrahim Hoyi Ordu karikatürleri (Baş tarafı 9 uncu sayfada) 7 — İngilterede papanın husust ordu- su gibi bir hususi ordu vardır. Kuman- danı Atholl düküdür. İngilterede nevi şahsına münhasırdır. Bu ordudaki asker- lerin sayısı 250 dir. 1845 senesinde kraliçe Viltorla İskoç- yaya yapmış olduğu ilk seyahatte İskoç. ya düküne 250 kişiden mürekkeb bir hu« susf otdu kurması şerefini bahşetmiştir. Genç kraliçe İskoçya dükası tarafından © derece hararetle istikbal edilmiştir. ki ldırım taşlarını sökercesine sü- |ret Manda , mübarrir . 'Ye Şalrlerin ,mıe::ıf Şiziş ve mülâkatları orline L Radyoll Fak bir üslübla anlatışı HDUAY Mdyolin :m okunabilecek bir ıtııunmıyır.hr Diş doktorunun bütün hıstalarına biyatla alâkasi olan ibi dişleri sadeco parlal nebilir K dara A birer röportaj OüL söylediği gi parlat- bile hepst AT Daka ile takib edel “| makla kalmıyarak onları mikroplar- bu konuşmal alâka e öküyabileceği. | lar A V lardan ve hâmızlar- gekleri bir eserdir. imar) ııırlr';ıı;w m“""'“ a Ki 89 - 90 YnCl “"'î_,.nııuı Ara ae A eli — Bü aylık mimart, 5e- 'atiatı — dergisinin G Maliye 2 nel Tiea- 1 Haxkının C. Wil- etliği sAyni Hakları etmiştir. H 2160 lira olan 120 bedel ea Mwmm;'ü sant 10 da Sirkeciğ 938 Cuma isbetinde temina' o 5 ni Iıleu'krıniîsınn ameler parasız olarak komli dan temizleyip çelik gibi sağlamlık veren yegüne iksirdir. Her sabah - Her Öğleyin - Her akçşam yemeklerden sonra RADYOLİN Umum idaresi ilânları ton çimento açık eksiltme usulile 7/10/ ide 9 işletme binasında satın alınacaktır. * ve kanunf vesikalarile komisyona müra- isyondan. verilmektedir. <6704. Kalbi kırık, sinik insanlardır. Bundan de eserlerinde hakiki bir kadın tipine rast- L'.’:'""' "' tablatile de kendisinden bunüu| — p kücük ordu İngiltere harbiye neza- Ryron, !ll;ıu ve yalnız. o da fevkalâde an-|Tetine tübi bulunmamaktadır. Masrafı larında (tablat) a inanır, ona sadıktır. İn-'tamamile dükeye aiddir... Ziraat Vekâletinden: Veküâletçe yabane1 memleketlerden klerink yölu ile damızlık olarak 250-300 baş Breton aygır ve kısrağı, 30 baş saf kan İngiliz kısrağı, 100 baş Montafan büntner inek ve boğası satın alınacaktır. Bu hususta fazla malümat almak isti- yenlerin 25 eylül 938 tarihine kadar Veterine umum müdürlüğüne müra- enatları. — <3846» <6678> İstanbul P, T. T. Müdürlüğünden : Muhabere ve posta memuru yetiştirmek Üzere stajyer alınacak ve bunun için de 10/10/938 tarihinde saat 10 daimtihan yapılacaktır. Şeraft postahane- lerde ilân edilmiştir. O şartları haiz olanların istenilen vesaikle 8/10/938 akşamıma kadar İstanbul P.'T. 'T Müdürlüğü idari kalemine müracaatları. <6694, bunun mukabelesi olarak bu küçük ordu- nun teşkiline muvafakat eylemiştir. ı