Tekerlekli evler n tgilterede tekerlekli seyyar evlere rağbet günden güne artıyormuş. Bu nevi evlerin günün birinde bizim mem- lekette de taammüm edeceği muhakkak. O zaman çu tarzda konuşmalara şahid o- — Evi hemen başka yere götürelim! Kocası soracak: — Burası fena mı ki? — Fena değil amma, karşı evdeki ka din ikide bir, pancerenin önüne oturu- .yor. * Tekerlekli evlerin sahibleri konuşa - caklar: — Seninle bu pazar evlerimizi şehir haricine çıkarsak. İmkân yok! — Neye, tekerlek mi kırıldı — Hayır, fakat bakkala borcum var, her gece ve her pazar evimi zincirle dük- kânına bağlıyor. * Tekerlekli ev sahibi şikâyet edecek: — Tekerlekli ev büdcemi altüst etti. — t — Üç günde bir, başka bir tarafa nakle- diyoruz. — Bunun için pek fazla para sarfe - dilmez ki. — Edilmez olur mu, nereye gitsek ka- rım oradaki yeni komşuları görüyor, on- ların şapkaları gibi şapka, mantoları gibi manto istiyor. * 'Tekerlekli evden, dürbünle dışarıyı seyreden erkek karısına bağıracak: — Buraya gel! — Ne var? — Uzaktan Noclâları gördüm, galiba bize geliyorlar. — Öyle ise hiç durma, evi hareket et- tir.. kaçalım! * Tekerlekli evi bir otamobil arkasına bağlayıp yola çıkaracaklar. Komşular so- racak: — Nereye? — Evde çöp birikti, aksi gibi de çöpçü gelmedi. Çöplerimizi vermek için çöpçü aramıya çıktık. * 'Tekerlelkli evlere telli telefon yap - mak güç olduğu için her halde bugünkü telli telefonun işini gören telsiz telefon- lar icad edilecek. Erkek akşam, işinden çvine döneceği zaman telsiz telefonu açacak: — Karıcığım sen misin? — Benim.. — Eve gelmek üzere işimden çıkıyo » rum., Evi bugün nereye naklettirdinse ta- ril et, geleyim. * Komşu, komşuya hizmetçisini gönde - recek: — Bizim bayla, bizim bayan haber yol- ladılar. «Eğer bu gece evlerini başka yere nakletmiyeceklerse kendilerini ziyarete geleceğiz!» diyorlar. İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? —| 100 bin franga bir yumr! a ruk indirmiş ve dir dişini kırmıştır. Fakat yaptığı hata- yı anlayınca da önünde duran 100 bin Dünyanın fena iklimi neredir? Dünyanın en fena iklim şartlarının Kızıldenizde, Yemen açıklarında Ka - maran adalarında olduğu söylenir. Bu- Tası dünyanın en sıcak yeri deöldlr En soğuk yeri de sayılmaz. Buna rağ - men buralarda yaşamak fdeta imküin- sızdır. franklık para destesini derhal memura uzatmış ve böylece masa başında başlı - yan ihtilâf, gene masa başında halledil - miştir. Kan kuvveti, His kuvveti... Muhit kuvveti.. Ne adını, ne de oturduğu memle- keti söylemiye mezun olmadığım bir erkek okuyucumdan acı bir mektub aldım. O kadar acı ki anlattığı hikâ- yeyi, size biraz kısaltarak kendi di- Hinden nakletmeyi tercih ediyorum: «— 15 yıl evvel evlenmiştim, ka- mm ne maddeten, ne de manen beni okşıyan bir arkadaş değildi, takat sevmek ve sevilmek kelimelerini bir kenara bırakmış, talihe razı, kavga- sız, gürültüsüz bir hayat yaşayıp gi- diyordum. Beş altı yıl bu şekilde geçtikten sonra bir çocuğum oldu ve bana hayatla tatmadığım aşkı get di, artık bütün varım, yoğum oydu. Şimdi 9 yaşındadır, neredeyse ilk- mektebi bitirecek.. fakat geçen gün tesadüfen elime geçmiş bir mektub parçası benim bütün hayat sarayımı birdenbire yıkıverdi. Bu mektub ka- rımla akrabasından bir genç arasın- da on yıl evvel bir aşk macerası geç- miş olduğunu ihsas ediyordu. Belki beni tayib edeceksiniz,. fakat açık söylüyeyim, hiç sevmediğim karımın bu ihaneti beni fazla müteessir et- medi, fakat o dakika bu aşkın vukuu zamanı ile çocuğumun doğum tari- hini mukayese edince çılgına dön- düm, kendi kendimi aldatmak belki mümkündü, fakat düşününce çocu- ğumla 6 genç adamın arasında hat müşabehetleri bulmıya — başladım, şübhe kanaat haline geldi. Çocuk benim değil, belki benim, fakal size burada beni tayib edeceğiniz ikinci bir itirafta bulunacağım: Bu kana- ate rağmen hislerimde değişmiş hiç- bir şey bulamıyorum. Çocuk, benim çocuğum, benim olmasa da gene be- nim için hayatta her şey.. bumunla beraber zaman oluyor ki çılgına dö- nüyorum, sizi rahatsız etmemin se- bebi de bu.> e Okuyucum bana mahrem kalması dâzım gelen bazı tafsilât ta veriyor- du, tavsiyelerimin de mektubla gön- derilmesini istiyondu. İstediğini yap- tim, ümid ederim — ki bu dakikada ruh sükünuna kavuşmuş olacaktır. Kendisine söylediklerimi burada bu dakikada tekrar etmeğe sütunumun hacmi müsald değil Fakat söyledik- Jerimin üç kelimelik bir hülâsasını şapabilirim: — Çocuğu babaya — bağlıyan üç kuvvet vardır, birincisi kan, ikincisi his, üçüncüsü muhittir, siz birinci - den mahrum olduğunuzu sanıyor - sunuz, aldanmış — olmaklığınız çok mümkün, hattâ birkaç bakımdan mu hakkaktır, fakât aksi halde dahi his ve muhit kuvvetlerinin vücude ge - tirdiği bağ da kâfidir. Çocuğun gö: Jerine bakınız,'o size fena — bir rüya görmüş olduğunuzu söyliyecektir. b Beşiktaşda Bay «H. Z.» & — Kanun nazarında cürüm teşkil etmez, fakât ben sizin yerinizde ol - saydım birinci yuvanızın yıkılma - sına sebeb olan kızla ikinci bir yuva kunmazdım. TEYZE Kadın Köşesi Vücudünüze yakışan model hangisidir ? Bunu tayin etmek basit bir iş değil- dir. Modelin vücude yaraşması demek onun kusurlarım gizlemesi; güzellikle- rini açığa vurması demektir. Meselâ: Kalçaları geniş bir kadının seçeceği her model kalçayı dar gösteren tarzda ol- malıdır. Bacakları büstüne nazaran kı- sa olan bir kadım bacakları uzun gös- teren biçimleri bulmalıdır. Şişman gö- ğüslü kadın göğsü dolgunlaştıran mo- dellerden kaçmalıdır. Omuzları kup- kuru katlın bu kuruluğu gizleyccek tu- | valetleri araştırmalıdır. Hüsılı elbice çirkinlikleri örtmeli ve yalnız güzellik- leri gözününe sermelidir. Bunun için de hangi kusuru hangi târz gizler, han- gi güzelliği hangi biçimler tebarüz etti- rir bunları bilmeden model seçmiye gi- rişmemelidir. Meselâ: Bizde sık sık rastlanan ve ek- seriyetin beğendiği bir biçim vardır: Külot yaka, raglan kol. Bu ve bu tarza yakın kapalı, büzgülü yakalar, omuz- ları meydana çıkaran kol biçimleri mü- kemmel bir «büst» e ihtiyac gösterir. Binaenaleyh büstteki ufak kusurları fazlasile meydana çıkarır. Omuzlarını- zın düzgünlüğüne, göğsünüzün, sırtı- nızın mükemmeliyeline güvenmeden bu tarz modellere heves etmemelisiniz. Başka bir tarz: Omuzları tamamen a- çık bırakan tuvaletler bu sene çok mo- da. Bunları giyenin amuz ve ensesi fev- kalâde güzel olmalıdır. Yoksa yalnız tuvalet değil kendisi de güzelliğinden çok şeyler kaybeder. Bunun aksine o- muzları güzel olan bu güzel modanın verdiği eşsiz fırsatı kaçırır da, onu seç- meyi bilmezseniz en büyük güzelliği - nizi örtü içinde saklamak gibi bir hata- ya düşmüş olursunuz. Akşam elbiselerinden belleri, kalça- ları sıkı tünikler ancak ince ve uzun boylularda güzel durur. Kısaların bo- yunu keser. Dolgun vücudleri — kalın göster cü bir biçim daha: Beli drape (büzgülü ile sıkılaştırmış) elbiseler.. bu da ekseriyetin sevdiği, benimsediği bir tarzdır. Halbuki beli ince olmıyan- lara hiç gitmez. Kabtaştaki deniz kazası ağırcezaya intikal etti Trak kaptanı ve batan yelkenlinin reisi iki kişinin ölümü- ne sebebiyet vermek suçile muhakeme edilecekler - ,Bir müddet evvel limanda, Kabataş |bir kısmı ise, orluda tramvay bulun « önlerinde vukua gelen bir deniz faciası | madığını, şoförün otomobili sür'atli sür etrafında, adliyece yapılmakta olan tah | düğünü ve kazanın bu suretle — vuku kikat neticelenmiştir. bulduğunu söylemişlerdir. ' Kaza, demirlemek üzere Kabataş a-| — Müddelumumi iddianamesini — serd çıklarına doğru giden Trak vapuru ö - hüne, suların ve rüzgârın tesirile, Na- mik Kemal yelkenlisinin düşmesile vu- kubulmuştu. Vapur ile yelkenli şiddet- li bir şekilde müsademe etmiş, netice- de yelkenli parçalanarak batmış ve i - çinde bulunanlar denize dökülmüşler - di, Kazazedelerden bir kısmı kurtarıl- ve şoförün teeziyesini taleb etmiştir. Duruşma, müdafaa için, talik edil « İki kişiyi yaralıyan ve bir kişiyi öldüren katil Yusuf altı sese sekiz gün hapse mahküm ol: mışsa da, Cemal ile Satılmış, suların | , Dün Ağırcezada bir cinayet da ası Adliyeye intikal eden bu hâdise et-| Süçlü Yusuf, bir kahvede çıkan kav Ba sırasında Emin isminde birini katil kasdiyle ve arkadaşı Halili de vak'aya müdahalesine hiddetlenerek yarala « mışti. Bu suçlarından dolayı tevkifhanede yatan Yusuf, tevkifhanede'ı de koğuş e Jarım badanası yüzünden çıkan bir kave gada, kendisine küfreden Çolak Feyzie yi, mangal ayağından yapılma bir bı « çakla yaralıyarak, öldürmüştür. Mahkeme her üç suçundan — dolayı Yusufu, tahrik sebebleri ve 18 yaşınt bitirmemiş olması göz önünde tutula « rTak 6 sene 8 gün müddetle hapse mahe küm etmiştir. Yusufun şeriki cürmü olan Maksu- dun ise, suçu sabit görülmiyerek, be « raetine karar verilmiştir. - Tüfek ve bıçakla adam öldüren rafında müddeiumumilik ve dördühcü sorgu hâkimliğince açılan tahkikat bit- Müddeiumumilikde verdiği ifade - sinde, Trak vapurunun kaptanı Kenan, müsademeyi şöyle anlatmıştır: — Namık Kemal yelkenlisi, yelken- lerini indirmemişti. Vapura doğru yak- laşırken, indirmeğe başladı. Fakat, yel kenlerden biri, inmiyordu, Bunun üze- rine dümeni bırakarak, yelkene koştu. İki defa düdük çalmıştım, fakat aldır - mamıştı. Yelkenli önümüze düştü, bu sırada çarpışma vukua geldi. Namık Kemal yelkenlisinin reisi Sa- lih ise, kazadan Trak vapuru kaptanını mes'ul göstererek: — Vapur, bana önce yol verir vazi - yet almıştı, sonra yoluna devam etti. Bî:nğîhmmsmo! LA Muradın duruşmasına başlandı Esasen, seyrüsefer hmmwmu - Çerkesköyünde ğ bir'ci» cibince, motörlü vasıtalar, yelkenlile - nayetin mühakemesine Ağırcezada düm 1 vermek İ . i T U Solkikatı yahatlerin ifa - — Suçlu Mürad ile, maktal Lütfü ara« deleri ve diğer deliller kazada her iki |S'Mda, eskidenberi devam — edip gelen kaptanı da mes'ul mevkiinde göster - :: aile kini, kan gütme meselesi var « miştir. Neticede, suçlar da sübut mer -|"" — | kömdarlpla Mh;:“ Trak kaptanile, |> Bir gün tarlada çalışırken Murad ile Lütfü karşılaşmışlar, aralarında gene lkenlinin sebebiyet - . Si SÖKDCE * kavga başlamıştır. İşte bu sırada Mu « çundan Ağırcezaya verilmişlerdir. aC aRa a e Muhakemeye, bugünlerde başlana - rad, Lütfüye tüfeğile iki el ateş ederek, caktır., yere yıkmış, sonra da bıçakla üstüne ” ğ hücum cetmiş ve öldürmüştür. Evvelki gün KW bir kadını Suçlu Murad ceza kanununun 448 çiğuy“ şomr tevkif edildi — (inci maödesine göre, teeziyesi istene « K - |rek, mahkemeye verilmiştir. Şvvı elki gün Köprü üstünde Frose is-| — Katil tahkikat sırasmda olduğu gi « g M’“, bir kadının feci şekilde bi, mahkemede de, cinayetini tamam!la ölümü ile neticelenen otomobil kazası, |1e inkâr etmiştir. dün adliyeye intikal etmiştir. — — | — S hidler de, sadece bir — silâh sesi K"",,ı yapan şoför Te_vük. müddei- duyduklarını, vak'ayı yakından gör « umumülikçe yapılan tahkikat sonunda, | mediklerini söylemişlerdir. suçu sabit görülerek, tevkif edilmiştir. Duruşma, diğer şahidlerin celbi için, Şoför, ceza kanununun 445 ve 56 n- talik edilmiştir. c maddelerine göre — muhakemesi ve z tecziyesi İstenerek, Asliye 4 üncü ceza| — İhsaniye motörü kaptanı mmıı:muine ı::ıîîmw  tevkif edildi vi kadının n -"“h"“""'i' *“| — Haliçte kaza yapan ve bir kişinin ö- lümüne sebebiyet veren İhsaniye mo « törü kaptanı Mehmed, | inci sorgu hâ- kimliğinin kararile, tevkif edilmiştir. Bir mavna bir çakıl kayığını batırdı Cemal kaptana aid 9 tonluk çakıl yükit bir kayık, Harem açıklarında demirli olarak durürken Rasimn ııpuıı:nb uıîumlllnnığ ı:: mavna kayığa çarparal atırmıştır. n buldu. Derhal fren yaparak, biraz iler- GAXA KDT S OUaE Devrusun. İsmde de durdum. minde üç kişi denize dökülmüşlerse de etraf Mahkemede dinlenen — şahidlerden | tan yetişenler tarafından her Üçü de kurla« bir kısmı şoförün ifadesini teyid etmiş, İrilmişlardır. Suçlu Tevfik, mahkemede hâdiseyi şöyle anlatmıştır: — Eminönü istikametinden geliyor - dum. Kadıköy iskelesi önünde, durak mevkiinde bir tramyvay vardı. Bu sıra- da hareket etti. —Arkasından önüme sür'atle bir kadın çıktı. Çarpışma vuku KEEELED İA Üİ ee gLA ll | Bacaksızın maskaralıkları : Sığmakl