» T CU Y n ü k İ j 14 Sayfa Ni çenAmN, ğde tahrirat kalemi inde başlayıp İstanbulda $ darağacı altında biten memuriyet hayatı: 83 SON POSTA Devlet kapısında elli yıl I Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Bir hafta sonra yazıhanemin üstünde kapalı bir zarf buldum, açtım. İçinden çıkan kâğıd seyyar müfettişin vali vekâletine hitaben yazdığı rapordu Uzunköprünün tamir edilecek olan istasyon şosesinin de, Kuleliden şi - mendiferle getirilecek olan taşlarla ya- pılmadığı, eski taşların kabartılarak üzerinden silindir geçirildiği anlaşıl - dı. Ayrıca, Gümüleüne livası dahilin- deki şose ve köprüler müteahhidlerinin inşaat mevkilerinde hazırladıkları le- vazım için, değerlerinden üç, dört mis- Hi fazla avans aldıkları esefle ve hay - retle görüldü. Bunların, bilhassa Tırnavacık yolu- nun tedkik edilmesi için nafıa nezareti heyeti fenniyesinden icab edenlerin hemen gönderilmesi vilâyetten nezare- te yazıldı. Bir müddet sonra «Turuku muabir seyyar müfettişlerinden» genç bir mil- hendis geldi. Misal olarak yazdığım bu yolsuzluklar mühendise birer birer an- Tatılımca; — Hepsini tedkik edeceğim., Fakat evvelâ Tırnavacık yolunu göreyim, de- .di ve gitti. Bir hafta sonra yazıhanemin üstün- de kapalı bir zarf buldum. Açtım. İ - çinden çıkan kâğıd bu seyyar müfetti- şin vali vekâletine hitaben yazdığı ra- pordu. Bunda hülâsaten şöyle denili- yordu: «Kırkkilişe - Tırnavacık şosesi bher Büretle fenne tamamile muvafık olarak yapılmış memaliki şahânede emsali na- dir bir yoldur. Nafıia kamisyonunun iti- razları doğru değildir. Bu komisyonun furuku muabirin fennf umuruna mü - dahalesi ve müteahhidlerin istihkak raporlarını tedkik etmedikce imalât ve inşaatın matlüb sür'atle yapılamama- sını intac etmiştir!'. Evvelce benimle görüştüğü ve son- ra komisyonda konuşu'duğu esnada hamiyetli ve afif bir mühendis tavrı al- miş olan bu seyyar müfettişin bedahat karşısında yalan söylemesi poek ziyade canımı sıkmıştı. Kendisini arattım. Fakat bir miterim gibi, amele ile, Kırkkiliseden Edirneye geldi ve akşam trenile İstanbula Avdet ettiğini öğrendim. Meğer, raporu da, başmühendisin odacısı vasttasile, sabahleyin bizim odacıya verdirmiş! Ben başta olmak üzere nafıa komis- yonu âzasından hiçbirinin şahsan tanı- madığı seyyar müfettişin, bu vukufsuz- luğumuzdan istifade ederek hüviyetini gizlediği tahakkuk etti. Meğer bu mü- hendis, bir sene evveline kadar liva mühendisi sıfatile Kırkkilisede bulun- muş, Tırnavacık yolunu bizzat kendisi yaptırmış. Gösterdiği kabiliyetten do- layı müfettişliğe terfi etmiş, İstanbula alınmış. Her hangi bir yolsuzluktan en evvel kendisi mes'ul olacağından mese- leyi kapatmak güayretine düşmüş! Mumalleyh, nafıa nezaretine de bu Tapofün aynini vermiş. Fakat biz neza- retten gelen tahriratlan evvel uzun bir mazbata yazdık. Kendi yaptığı yol hak- kındaki şikâyetleri tahkike gönderilen mühendisin saçma müdafaalarını kat'i deliller ile çürüttük. k bir yolun güzergâhı, hiçbir köp- rünün mevkii, irtifaı ve kemer açıklığı Bibi fenni işlere komisyonca bittabi müdahale edilmiyordu, Yalnız tasdiki- Tmiz üzerine müteahhidlere verilen pa- raların nerelere akıp gittiğini anlamak vazile ve bakkımızdı. Bu noktayı be- yandan sonra, meşelâ, Uzunköprünün istasyon şosesi tâmiratımndan dolay: mü- teahhide sekiz yüz liralık istihkak Ta- poru verildiği halde, keşif ve mükavele mucibince Kuleliden bir tek taş bile naklolunmadığı tahakkuk edince müte- ahhidin mevzuubahs 800 liradan 600 Lt kesilmesine muvafakat ettiği- 'e etmiştik. Bu misal, Edirne vi- lâyeti dahilindeki şöseler yapılırken, devlet hazinesinin nasıl ihzar edildiği hakkımda red ve te'vili imkânsız bir mikyas teşkil ediyordu. Nafıa nezareti dairelerinde elden ele Kaylı dolaşan maazbatamız süküttan başka bir cevab alamadı. Biz ise, bitaraf Müuharrir 1912 de Edirne vali muavini iken yetin tedkik olunacağı, suiistimallerin önüne geçileceğini ve bu suiistimal şe- bekesinin bozulacağını beyhude bir «hüsnü zane israfile urun müddet bek- ledik! Bu suretle muntazam şoselere, me- tin köprülere, diğer vilâyetlerden ziya- de muhtac olan zavallı Edirne vilâye- tinin nafıa tahsisatı da - mühim bir ye- küna baliğ bulunduğu halde - seneler- ce bu suretle heder olup gitti. —7 — «ZEVCİNE TESLİMİ LÂZIM GELİR!'» Edirnede, yazın, hararet derecesinin 40 santigrada çıkması nadir olmadığı gibi, deniz yüzünden kırk ölli metre yüksekliğine rağmen, kışın da sıfır al- tında on beşe, hattâ daha aşağıya düş- tüğü vâkidi. ) 1894 senesinde ise, emsali az görül- müş denecek kadar şiddetli bir kış ol- müuştu. ! İkincikânunun son günlerinden biri- nin sabahında, vilâyetin polis serkomi- seri, valiye takdim ettiği bir takrirde şöyle diyordu: «Büu sabah gün doğmadan evvel sü- vari kışlasından bir süvari neferi ile beraber şehre gelen yüzbaşı, Sarayiçi civarından geçerken, başı açık bir ka- dının, küle yanındaki köprünün sağ 'tarafında Tunca nehrinin buzlarını kır- |mıya çalıştığını görür. Oraya kadar gi- der. Bunun genç bir kadın olduğunu ygörür, Ayaklarında yalnız çorab bulun- duğuna ve elbisesinin perişanlığına na- lis — merkezine tıldıktan sonra istievab edilir. Mezbu- re bidayette adını ve kimin nesi oldu- ğunu inkâr etmiş ise de, bizzat bende- leri oraya giderek kendisini teselli ile istlevab ettim. Kadın an'asıl Trabzonlu ve adının Feriha, kocasının da vergi ka- leminde kâtib olduğunu söyledikten İsonra, kaynanasının hergün birer türlü ve pek leimane iftiralarile kızdırılan ve eve dalma sarhoş dönen zevci tarafın- dan pek zalimane dövülmesinden dola- yı artık 6 evde yaşamak mümkün ol- mıyacağını — kanaat gotirdiğini, ve eve — tekrar dönmek — istemedi - ğini — kat'i bir — lisan — ile ifa - de etti.. Mezburenin yüzündeki bere- lere ve yoluk saçlarına nazaran fona halde dövüldüğü anlaşılmış olduğun- yetin ciheti adliyeye tevdii re- vilâyetpenahilerinden — menut- (Arkası var) 6 78 N10 Günün Bulmacası A SOLDAN SAĞA: 1 — Olmıyacak yerde olmiyacak sözü söy- liyon, 2 — Maslak yolunda geçen sene bir cinu- yel vuku bulan yer - Şart lâhikası, 38 — Bir cins üzüm - İsyan oöden. & — Hücum - Tayyarede tarassud eden. 5 — Köroğlunun arkadaşı. 6 — Bir nota - Cenaye, ? — Uzağa atmak - İşaret. 8 — Baklamak - Saati düzeltmek. 9 — İşaret - Yed - Ses. 10 — Bayi - Çabuk. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Akçe - Parasız. © — Oturanın zıddı - Cefa, 3 — Tavşan kovalıyan .köpek - Köpek. 4 — Coşan - Vetat etmek. 5 — Kaz bağırması - Çok iyi » Bir nota. 6 — Hafif olmiyan yük. T — Dahi manasına — kullanılır - Vahşi bayvanları vurmak - İskambilde birli, 8 — Sinirillik. © — Kimsesiz - Oğul. 10 — Fazla - Çok değil. 1284 65 678810 SeverucoRUL İSTANBUL 2 Eylül 1938 Cuma ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230: Plâkla Türk müusikisi. 1250: Hava- Ala1205: Plâkla Türk müusikisi, 1330: Muh- telif plâk neşriyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Dans muzikisi (Plâk). 18.50: Könle- rans: Selim Sırrı Tarcan tarafından. 19.15: Dans musikisi (Plâk). 1930: Konferans: Ha- vacılık baftası, Hava Kurumu namına Beh- çek Kemal 19.56: Borsa haberleri. 20: Saat Ayarı: Grenviç rasadhanesinden naklen, Ve- dia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.40: Hava rapo- ya. 2043: Örner Rıxa Doğrul tarafından arab- karşısında SASPORSS Finlandiyalı güreşciler bizimkiler ne netice alabilirler? Yazan : Seyfi Cenab Eski Güreş Fo derasyonu Reisi İ Geçen seneler içinde gelen Finlandiya güreş takımı 'Türk güreşcilerinin Berlin olimpiya -| Fin takımımı Pihlajamaki temsil et - dımda göstermiş oldukları varlık dünya spor matbuatında hakkımızda pek sita - yişkâr neşriyata vesile olduğu gibi şimal memleketlerinde de bizimle teşriki me - sai arzularını uyandırmıştı. Bunun neti- cesi olarak Finlardiyalılarla Üç sene de- vam edecek milli mahiyette bir seri gü- reş müsabakası, İsveçlilerle de husust mahiyette temaslar yapılmasına katar verilmiştir. meşhur ressamlarından M. Bertel Nordström tarafından imal etti - rilmiş olan bir kupâ Türkiye - Finlandiya müsabakalarının galibine verilmek üze- re heyeti tertibiyeye tevdi edilmişti. Malüm olduğu üzere milli temasların ilk karşılaşması geçen sene Helsingfors'ta yapılmaş, Türk millif takımı Finlandiya- ya greko-rumen güreşte 5-2 mağlüp o muş, serbest güreşte 6-1 galip gelmişti. Ancak Bertel Nordström kupası — sırf gero-rumene aid olduğu için üç müsa- bakanın ilkini Finlândiyalılar kazanmış oldu. Bugün memleketimize gelmiş olan mi- safir takımla resmi mahiyette bir greko - ruümen, bir de serbest güreş müsabakası yapılacaktır. Tertibi tasavvur edilen di - Ber iki karşılaşma da hususi temastan ibaret kalacaktır. Finlândiyalı güreşcilerle yapılacak mü- sabakalardan ne netice alabileceğiz?. Bu Kususta - şüphe yoktur ki - kat'i bir hü- küm verilmesi imkân dahilinde değildir. (Ancak beynelmilel Gderece ve çalışma |tarzları hakkında az çok malümat sahibi |Bulunduğumuz için misafir güreşçilerle Türk milli takımımı teşkil edenler ara - ça söylev. 21: Baat Üyarı. Örkestra, 21.30: sında bazı mukayese imkânları bulabil « Nihal Asım ve arkadaşları tarafından 'Türk | mekteyiz. hâ- musikisi ve halk şarkıları. 2210; Ajans berleri, 2220: Halk türküleri: Şahan Soyalk, ve Bayan Boyak. 2250: Son haberler ve er- tesi günün programı 23; Saat Âyarı, aa ANKARA 2 Bylül 1938 Cuma ÖĞLE NEŞRİYATI: 120. Karışık plâk neşriyatı. 14 50: Plükla Türk muslkisi ve halk şarkıları, 1516: Ajans haberleri. AKŞAMI NEŞRİYATI: 18.30: Plâkla dans musikisi. 10.15: Türk muzikisi ve halk şarkıları (Halük Recal). 20: Saat fyarı ve arabca neşriyat, 2015; Türk musikist ve halk şarkıları (Salâhaddin). 21: Havacılık haftası münasebetile konuşma (Şakir Hazım). 21.16: Stüdyo sülon orkestra- &L 22: Ajans habarleri ve hava raporu. 22.15: Biradam incir ağacından düşüp öldü Karagümrükte Bostan sokağında olu - ran 56 yaşında Ahmed evin bahçesindek! In 56 kilo Finlândiyalı Küsseli ile Kenan 1937 de Helsingforsta karşılaşmış ve Kenan mü- sabakayı hükmen kaybetmiş idi. Bu ma- |çın ilk on dakikasında Kenanın çok faik güreşmesine rağmen Finlandiyalı ha - kemlerin müsavat kararı vermeleri üze -| rine 3-3 tocrübe güreşinde Kenanın yarı köprüye gelmesi üzerine müsabaka aley - himize dönmüş ve Finlandiyalı hakemle- rin bu yanlış kararı Finlandiyalı idareci. ler tarafından Türk bakem heyeli huzu- runda tenkid edilmiş idi. İlk 10 dakikada mektedir. 1924 olimpiyadındanberi 61 ki. Tonun dünya yıldızı olan bu güreşçi işti. rak ettiği bütün beynelmilel müsabaka - Jart kazanmaktadır. İki olimpiyad birin- cisi, 10 defa Avrupa şampiyonu olan bu güreşcinin serbest ve greko-Rumen mü- sabakalarnda kazanması lâzımdır. Türk takımını temsil eden Ragıp kuvvetli ve, muntazam bir güreşel olmasına rağım galibiyet ihtimali şimalliye teveccüh mektedir. 66 kilo Misafir takımda hafif siklet Koskela temsil etmektedir. 1935, 1937, 1938 Avru- pa şampiyonu, 1836 olimpiyad birincisi o- lan Koskela son senelerin beynelmilel şampiyonudur. Greko-rumende Yahya ile karşılaşacaktır. Yahyanın galibiyet ihtimalleri pek azdır. Serbest güreşte ise Sadık ile karşılağl. caktır. Sadık çok kuvvetli, serbest güreşi iyi bilen bir güreşçidir. Fakat tam for munda değildir. 1936 olimpiyadlarından sonra uzun müddet köyünde kaldığı için kabiliyetinden bir hayli kaybetmiştir. Maamafih serbest güreşte Koskelaya karşı iyi güreş yapacağı muhakkak ol - duğu gibi netice alması da ihtimaldas pek uzak değildir. 72 kilo Yarı ortada şimalli rakibimiz Kinnu - nendir. Türkiyeyi Celâl temsil etmekte - dir. Kianunen kuvveti yerinde, iyi ve muntazam bir güreşçidir. Celâl ise aon za- manlarda parlamış, istikbal için pek bü- yük ümidler vâdeden kuvvetli, nefesli, atılgan, müsabakayı kazanmak gayretile yapan müsald bir güreşçidir. Yer güre - şinde oyun vermediği takdirde kuvveti ve sür'ati sayesinde hasmma galib gel - mek ihtimali daha kuvvetlidir. Serbest güreşte ayni rakipler karşıla - şacaktır. Celâl bu güreşi çok iyi bildiği için kazanması lâzımıdır. 79 kilo Orta siklette — Finlandiyalı — güreşçi Pikkussaridir. Bizim takımda Mersinli Ahmed yer almıştır. Finlandiyalı ağır güreşir. Ahmedin yer- de parlak oyunları, kuvvetli girişleri vardır. Dikkatli güreşecek olursa müsa- bakayı kazanabilir. Serbest güreşte ayni hasımlar karşıla- Kenana faikiyet verilseydi - ki doğrusu| şacaktır. Olimpiyad üçüncümüzün pek iyi bu idi - müsabakayı güreşcimiz kazana -| bildiği bu tarzda rakibini yeneceğine hü- caktı. Kenan bugün bir sene evvelkinden| küm verilebilir. daha iyi formda ve daha tecrübeli olduğu Yarı ağır için iyi çalıştığı takdirde üstün ve galip| Bu siklette Mustafa, Harma ile karşı - gelecektir. 586 kilo serbest laşacaktır. Kıymetli yarı ağırımızın has- ıımı)ıngnkn-nımşdg hem de ser- eir ağacından Hmçir toplarken müvazeneslni|da Klisseli vardır. Geçen sene - Finlerle| *dilebilir. Büyükadada bir fundalık tutuştu Büyükadada Hıristos manastırı arka - İsında taş ocaklarına giden yol üstünde fun- dalıkla 13 çam ağacı kasmen yandıktan son- serbest güreşi Kenan yapmış idi, Hasmı Ağır Maunula idi. Bu güreşçi serbest güreşte| — Ağır siklet güreşinde de Çobanın Malla- Avrupa ikincisi olmasına rağmen Kenan | vuo'yu hem greko-rumende, hem de ser- pek parlak bir güreş yaparak hasmımı|best güreşte yeneceğini söyliyebiliriz. yenmişti. Ahmed Kenana nazaran serbest| Bu suretle, gayri munlazar ahval istis- dalıklarda yangın çıkmış ve bir mikdar fun- güreşi daha iyi bildiği için iyi-çalıştığı | na edilecek olursa, greko-rumende Fin ta- takdirde güreşi kazanabilir. kımını 4-3 yenmemiz, serbest güreşste ise