18 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ağustos SON POSTA Sayfa 9 L Garib ve inan Şarl Sansan yedi yaşında iken Parisin baş cellidı ol suştu. YBaş cellüdlik, Sansan ailesinde irsen intikal ettiği için, Şarl Montreal'de kaçırılan - bir oyuncak ba- lon 42 gün içinde 26 bin kilometre kat'ettikten sonra Singa - pur'a varmıştır Kaliforniyalı bir adamda 200 seno ev- vel yapılmış bir aat var- $ dır ve daha bülüâ muntazaman işlemektedir babası ölünce böylece kendisi de baş collâdlığa geçmiş bulundu. B Ka Si 1822 de — Afrikada bulunan bir adam, denizde — bir ge- mi enkazından arta kalan iki varil yağ görmüş, bir sene sonra da ayni varillere, llk gördüğü yerden 12,500 kilometre mesafede bulunan Norveçte rastlamıştır ılık şeyle Mukallid kuş Kendisihin ötüş tarmı yoktur. Başka buşları taklid eder Bağdadda, — kömürcüler, kümürleri kesa kidına koyarak satarlar | P kcaği y Z | ,ğîşîînm(k_ı.mw) 1052 de ölen Normandiya Kra- liçesi Emma'nın iki kocası, 2 oğlu * we iki Nvey oğlu vardı ve her biri de İngiltere Krah olmuşlardır ——— HOLİVUDDA 15 GÜN —— Senede 265,000 dolar kazanan kadın Joan Crawfordun stüdyolardaki bir günlük çalışma hayatını tedkik eder Jcm Crawford'un kâtibi, arkadaşı ve sırdaşı olan Alice telefonla ha - ber verdi: «— Mis Crawford sizi saat 8,15 de stüd- Yodaki giyinme odasında bekliyor, sakın Beç kalmayın!» On beş dakika sonra Mis Crawfordun ftuvalet ve giyinme odasının kapısını ça- hyordum. Miş Alice kapıyı açtı: — Tam vaktinde geldiniz, buyurun! de- di. Cevab vermeğe hazırlanıyordum ki, çeriden tatlı, güzel çiveli bir kadın sesi Buyuldu: — Kim o Alice, gelen Mister Safa mı? Joan Crawford büyük aynalı tuvaleti- nin önüne oturmuş biraz sonra çevirme - ğe başlıyacağı filme mahsus makyaji ile meşgul. Giydiği suvare elbisesinin siyeh tülleri arasından vücudünün fil dişi be - yazlığı göz alıyor. Tatlı bir tebessümle: — Geldiğinize memnun oldum! dedi. — Gelmeme müsaade ettiğiniz için ben de memnun oldum! diye cevab verdim. Güzel yıldızın bu giyinme odası M. G. M. şirketi tarafından, sırf kendi şahsı için yapılmıştır. İki oda ve bir banyodan ibaret bir apartıman.. Duvarlar krem ve sarı renkte,, Tavan, Crawfordun evinde olduğu gibi açık mavi. Oda eşyasının Mmühim bir kısmını içi taze güllerle dolu Vazolar teşkil ediyor. Köşede uzun kuy- Tuklu bir piyano görünüyor, Üüstünde Crawfordun kocası Franchot Tone'in res- mi.. Diğer bir tarafta Amerikalilarin edi- van>» dedikleri üç kişilik bir kanape... Burâsı sakin, rahat ve sade bir istira - hat evi halinde.. Beyaz pancurlardan içe- Tiye tatlı bir güneşle Kaliforniyanm serin rüzgürları doluyor. Fakat onun odasının gakin kalmasına imkân yok. Bu odada mutlaka konuşan bir insan vardır. Joan Crawford bir taraftan yüzünü pudralı - yor, diğer taraftan da rejisüör Van Dycke ile konuşuyor. Bazan bana dönerek bazı şeyler soruyor. Bir aralık içeriye Williame Powel gir- di. Yüzü asıktı. — Bugün kendimi hiç te iyi bulmuyo- rum, dedi. Bunu göyler söylemez Crawford yerin- den sıçradı. Tuvaletin üstünde duran bir el çantasından bir termometre çıkarma- sı ile Williame Powel'in ağzına koyması bir oldu. Sonra ciddi bir yüzle arkadaşı- nın nabzını dinlemeğe başladı, kaşları endişe ile gerildi. Fakat bu ciddi mus - Yene uzun sürmedi. Williame Powel gül- :"ğ“ başladı ve nihayet mesele anlaşıl - Meğer bu sabah çevrilecek filmde iki artistin arasında geçecek böyle bir sahne Vvarmış! ken neler gördüm v Ş ve neler öğrendim? Bu rolü böyle muhaverelerle tekrarla. mak çart.. Van Dyke 25 dakika Joana ve Williame Powele ayni şeyleri söyletti ve ayni hareketleri yaptırdı. Ben bu tekrarları #evmediğim için fır- sattan istifade edip dışarıya çıktım va stüdyoyu gezmeğe başladım. * İki buçuk saat sor — stüdyonun artisi- lere mahsus Jokantaz.nia Joan Craw « ford ile yemek yiyorduk. Önündeki ta « baklarda duran yiyecekleri ve baktım da, zayıflığının sebebini kolayca anladım: Gayet az mikdarda südlü bir salça ile ya- pılmış dana eti, iki dilim kızarmış ekmek we bir fincan çay.. İşte Joan Crawfordun öğle yemeği.. Yemek esnasında muhaveremiz kitab ve tiyatroya münhasır kaldı. Güzel yıldız İfleede temsil etmesine elverişli ve zev- kine göre uygun eser bulmakta çektiği müşkülâtı anlattı. Bu titizliğinde haklı. Çünkü yüksek bir kıymeti olmıyan bir eseri temsil e « den en büyük yıldız derhal sönmeğe mah« kümdur, Konuşmamız böylece devam ederken, nihayet, bu sene de 265,000 dolar gibi bü- yük bir servet kazanan meşhur yıldızın sinema hakkındaki fikirlerini öğrenmek istedim. Kısa bir diütşünceden sonra dedi ki: «— Film san'atı çok sihirkâr bir şey.. Fakat insanın gözlerini kamaştıran ve sıcaktan öldürmek derecesine getiren e- lektrik ışıkları altında çalışmasını ta « Joan Crawfordun son resimlerinden biri: Amerika gangsterlerinin kökünü kurutan maruf — (G-Men) - teşkilâtmem — relsi İsavvur edin. Böyle bir vaziyette saatler- Edgar Hoover (sağdan ikinci zat), (M. G. M.) stüdyolarını ziyaret ederken san'atkârın dairesinde Saat dokuza geliyordu, film çevirme za- manı... Sevimli yıldız yüzünün makya - jını tamamladıktan sonra bana döndü: — Bir günlük çalışma hayatımı takib etmek isterseniz stüdyoya beraber gi - delim! dedi. Memnuniyetle kabul ettim. Vakit kay- betmemek için stüdyo ile bu küçük gi - yinme dairesi arasındaki yolu otomobille aldık. Filmin çevrileceği yerde dülgerler, e- lektrikçiler, mızıkacılar, bin türlü kılık- larla kadın ve erkek artistler dolaşıyor- du. 'Tepeden, sağdan soldan büyük pro - ğlktöîlerle her tarafa bol ışıklar akıyor - Joan Crawford otomobilden iner in - mez sevimli bir eda ile etrafı selâmladı: — Good morning everbody!. Filmi çekecek olan George Folsey, şiş- man vücudüne rağmen etrafla çevik ha- reketlerle dönüyor, objektif mesafelerini tayine çalışıyor. Ben bütün bu gürültülü çalışmaları ta- kib ederken Crawford rejisör Van Dyke ile konuşuyor. YAZAN İbrahim Safa “Son Posta,, nın Amerika hususi muhabiri yor. Bunlar artist değildir. Sahne tabi - rile isimleri «Chorus Grils» dir, bütün işleri sabahtan akşama kadar dansetmek, sahil kumları üstünde koşmak, sıraları gelince de sahnede güzel vücudlerini fil- me aldırmaktır. Fakat çunu da İlâve edeyim ki, bu kız- lar arasında harikulâde güzel olanlar, çok kuvvetli bir san'at istidadına malik bu- lunanlar vardır. Bir gün bunlar içinden bir yıldız doğar ve beyaz perdenin en şöhretli siması olabilir, İşte Joan Craw- ford da böyle yetişmiştir. Yalnız Joan Crawford mu? Carole Lombard, Myrna Loy, Gloria Swanson, Alice Faye, Ginger Rogers... * Joan Crawford'un güzel bir âdeti var - dan evvel herkese kahve ikram edermiş. Stüdyo lokantasına girdiğimiz zaman güzel yıklız mutad ikramını yaptı. Bir sürü genç kız etrafta hazır bulunanlara fincan fincan kahve dağıtıyorlar. Joan Crawford da kendisine tahsis edilmiş olan kanapede kahvesini içiyor, dizlerine koy- duğu rol defterini okuyor. Ben de rejisör Van Dyke ile konuşuyor- rum. Değerli rejisör Joan Crawforda karşı büyük bir hürmet besliyor: — Ben, diyor, Joan Crawfardu her ida- re ettiğim filmde daha zeki, daha fevka - lâde buluyorum. Joanın san'ata karaı olan derin aşkı kendisini az zaman için- de en yüksek mertebeye çıkardı. Bu yük- selme hudud bilmiyor, mütemadiyen de- vam ediyor, * Şimdi.tilm çevirmeğe başladı. Willi » am Powel elindeki rövelveri Robert Montgoömery'ye doğru uzatarak tehdidkâr bir sesle: — Çekil buradan! diye bağırıyor. Joan büyük bir heyecanla: — Charles başım için yapma, rica e - Etrafta gayet güzel genç.kızlar dolaşı-İmiş: Sabahları film çekilmeğe başlama - İderim! diye yalvarıyor. ce çalışmak vâkıâ çok zahmetlidir. Fa « kat düşünün ki insan her gün temsil &t« tiği bir parçada yeni bir hayat tecrübe » sini yaşıyor. Halbuki tabil hayatta bu ka- dar tecrübelere sahib olmak için bin se- nelik bir âömür kâfi gelmez. Her temsil ettiğim rolde hissettiğim heyecan beni o an için türlü türlü dünyalarda yaşat « maktadır. » Maalesef Joan Crawfordun yemeği bitti ve sevimli yıldız bahsi burada bırakmak mecburiyetinde kaldı. Şimdi müzik pratiğine gidecek. Her gün bir saat bu pratiğe devam ederek se- sini opera parçalarına hazırlamağa çalı- payor. Yakında Jeanette Mec. Donald gibi Joan Crawfordu da şarkılı filmlerde gö « receğiz demektir.. * Ayrılırken güzel yıldız beni evine ye « meğe davet etmek nezaketini de esirge. medi. * Joan Crawfordun kâşanesi — cennetter küçük bir nümunedir. Her köşesinde yük. sek bir ruh ve ince bir zevkin eserleri varı Kocası Franchot Tone çok şen ve na- zik bir adam. Joan ile mizaçları birbirine (Devamı 10 ncu sayjada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: