4 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

4 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meseleler: İstanbul niçin meyva yiyemiyor ? (Baştarafı 1 inci sayjada) dökmek mecburiyetinde kaldıklarını dünkü nüshamızda yazmıştık. Dün öğle den sonra bir mubarririmizi hale gönde- rerek orada kabzımallarla görüstürdük. Muharririmizin alâkadarlardan Ginlediği sözleri aşağıya dercediyoruz: Yüzde 15 yerine yüzde yüz kazanç Halde 5 numaralı Vehbi Güzel şunları söylüyor: «— Evet manavlar insafsızca fiat artı- rıyorlar. Fakat yüzde üç yüz nisbetinde değil. Yüzde altmıştan yüzde yüze kadar bir kazanç var ortada. Halbuki insaflı, makul bir kazanç ancak yüzde on beş © labilir. Halbuki manavlar çok fahiş fi- atlar koyuyorlar. Malı buradan aldıktan stüne konan bütün masrafın ne olacağını biliyoruz ve onları mazur gör- iyi) Daha ucuz satmakla daha laz ia mal satmak imkâmi elde eğilir. Şimdi elimizde fazla mal kalmıyor. Çünkü bü sene bu mevsimin ie pek azdır. İstihssl normal değildir. F: i önümüzde bir üzüm devresi Var. İşitiyo- ruz ki bu sene üzüm istihsali normaldir. Biz şimdi elimizdeki alıcıları gözününe erme hazırdaki satış kabiliyet ve kudretine bakınca gelecek üzümleri sat- mak kolay olmıyacak diy? düşünüyoruz. Satıcı kadrosunun çok me Tİ seyyar satıcının ortada olmaması DU mi Mini sebebdir. Şimdiki yeğin? e dişemiz on on beş gün sonra gelecek iü tümleri sühuletle satmak endişesidir. va yısı esasen yoktu. Pek azdı, erik, şetta İ de çok azdı. Mahsul diğer senelerin. yüz” de yirmisi, otuzu nisbetinde olduğu için #ühuletle satıldı. Bugünkü şerait içinde daha fazla istihsal olsaydı hepsi elimizde kalırdı.» © Manavların cevabı i Eminönünde manav Aksöz manavları öyle müdafaa ediyor: z i i < Bu bulunduğum dükkünn Kirası ayda yüz ellidir. Yıkılacağı için. iie kat oturuyorum. Ayda altmış EİN i yorum. Çırağım vardır, aylığile ayı A > Bazı bana otuz liraya gelir. Kazanç v elli beş veriyorum. Meyvahoştar dükkö- ha kadar bir küfenin nakliye çe 2 âir, biliyor musunuz? Halden mizi, yığa götüren beş kuruş z bask yi tar parası beş kuruş veririz. ai kuruştur. Kayıktan çıkarması beş Şu sonra üstüne lardan biz fazla istemiyoruz. Adana üzümünü on beş kuruşa cen küfede durunca tane döker, ra - taneye gider, Ben yirmiye Gez ve armudu kırk beş kurusa hal 1d > Hepsini bir gün kilosu çürür. Me- öden alıyorum. ei z kiloyu, bir buçuk , yirmi bir kuruşa kârla satıyorum, Yirmi mi kuruşadır. Bizim Hiçbir müşteri bu Seyyar satıcının kalkması la müşteri getirmemiştir. görmüyorum. Mana' Japon hiçbir zaman seyyar satıcıdan mal al maz, çünkü seyyar satıcının sattığı mal başkadır. Seyyar satıcı ikinci, üçüncü revi mâl alır, manav birinci nevi mal a mağa mecburdür. İstanbul bu, içinde ta- bakâ, tabaka halk var, Bu kabahat ne kabzımallarde, ne de manavlarda. Yaş mal satıyoruz tabii, çü- rüyecek, dökülecek, maliyeti yüksek ola cak, çare meyvayı çürütmiyecek bir şek- lin, bir usulün bulunmasındadır.» Manavlara hak veren kabzımallar Haldeki kabzımallardan bir kısmı ma-| navların tarafındadırlar. Onları da dinliyelim: Sapanca gölü ve civarı Bayındırlık Türk Anonim şirketi meyva satış ekspe-! ri İsmail Kazesev diyor ki: — Evet bu sene fiatlar geçen seneye| nisbeten fazladır. Fakat bunun sebebi #anavların ihtikârı değil, seyyar satıcı-| ların eksikliğidir. Seyyar satıcıların or-| tadan kalkması piyasaya çok tesir et- mişlir. Salıcı eksilince tabit mal satıl mamağa başlanmıştır. Manavların fazla ihtkâr yaptıklarını zannetmiyorum. Şeftali piyasada beş ku- ruştan otuza kadardır. Vişne altıdan yir- miye, üzüm on iki ile on akı, kabuklu fındık beşle yedi, armud besle otuz beş kuruş arasındadır. Bir manav seyyar sâ-| tcının aldığı malı alamaz, sattığı mab| satamaz. O, semtine göre mal alacaktır. Lüks bir manav ancak Jüks bir mal abp satar, Bir de yaş meyva mevzuti bahistir | irür, yirmi kilo bura, dan alan bir manav muhakkak beş kilo: | sunu çürütüp döker, meselâ kabuklu bir fındık ele alalım. O yeşil kabukları çi- kınca aşağı yukarı üç kiloda bir kilo kâ- ır. Bizden yediye alan bir sdam bunu hesablıyacak, bunun üstüne köri koya- cak, müşteriye öyle verecektir. Onur masrafı yalnız ku değildir. Hem nakliye- si vardır, hem dükkân kirası, çırağı, ka- zancı... Elbet te bu adam da yaşıyacak. Bunun için buradan Akçe veya Musta- fabey armudunu otuz beşe alan bir ma- navın onu altınış kuruşg salmağa hakkı vardır. 56 mumarada Yani İsakidis ve Dimitri Masoğlu ortakların fikri de şudur: — Seyyar satıcılar yasak oldu Mal ©- nun için kalıyor. Esnaf hiçbir zaman şimdikinden fazla alışveriş etmezdi... Bereket versin bu sene mal az, mal çok olsaydı denize dökeçektik. Henüz dök- medik. Perakendecilerin istediği fistlar maktu bir fiat değildir. Benim kendi €- Yaş meyva çabuk çü iki Çek tayyaresi Almar toprakları üzerinde uçtı (Baştarafı 1 inci sayfada) yanın cenubu şarki hududunu aşarak Glatz şehri üzerinde uçmuşlardır. Sa- bah, saat 10 ile 10.30 arasında cereyan müştür. det uçtuktan sonra garb istil vak topraklarına dönmüşlerdir. Bu hüdiseyi haber veren Alman ga- zeteleri, bu meyanda Berliner Tageb- ya karşı şiddetli hücumlar dırlar. Gazeteler, Südetler meselesinin vasalat ettiği bir sırada yapılan bu ha- reketin bir suiniyet mahsulü olduğunu diklerine bir delil teşkil ettiğini yaza- rak, Alman topraklarının her türlü te- cavüzden masun bulunduğunu ilâve et- mektedirler. Ransiman Prag'da Londra, 3 (Hususi) — Südet Alman- ları meselesinde mutavassıt ve müşa- hid olarak bulunmağı kabul eden Lord Ransiman bugün öğleden sonra Oryan ekspresile Prağa vasıl olmuştur. Lord Ransiman Prag istasyonunda hükümet namına hariciye protokol şefi, Südetler namına Kunt tarafından karşılanmış- tır. Bugünlerde temaslarına başlıya- caktır. The People gazetesi bu seyahat mü- rasebetile yazdığı bir makalede Avru- pada sulh cereyanlarının küvvetlen- mekte olduğuna işaret ederek diyor ki: Lord Ransiman'ın Südet Almanları işini mütaiea etmek isteyişi, beynelmi- lel işlerdeki yeni ruhun bir sembolü 0- larak telâkki edilmektedir. Zira Lord Ransiman'ı, Prağda müstakil bir müşa- hid olarak ortaya süren bizzat Hitler- dir. Bu-fikri ilk önce Hitlerin hususi yaveri Wiedemaun İngiliz hariciye na- urı Lord Halifaks'a açmışlır. Hitler, h yaverk .vasılasile İngiltere hü- kümetinin Fransa ile birlikte Prag hü- kümeti nezdinde teşebbüsatta buluna- rak Lordun bir mulavassıt olarak ka- Bul edilmesini ve onun Südet Alman- ları meselesinde teklif edeceği her han- gi bir şartın iki tarafca kabul edilmesi- ni Lord Halifaksa bildirmiştir. Çeklerin Südetlere cevabı Prag, 3 (A.A.) — B. Hodza, bugün saat 11 de, Alman Südet partisi meb- uslarından Kumdt, Roşe'yi kabul et- vimden vişne alıyorlarmış. Adam otüz| miştir. istemiş, on beşe almışlar. etsin, ucuza alır... Herkes pazarlik | Çeteka ajansının bildirdiğine göre, fiatları İ5, Hodza, bu münasebetle, B. Kundt'a arttırmakta hakları vardır. Çünkü Yaş|29 temmuz tarihli mektutlunda sordu- meyva çürür. O çörüğe attıklarını da he-İ ğu beş saba katacaktır. suale mufassal surette cevab iştir, Görüşme esnasında hükümet Mehmed Yardımcının fikri de şudur: İşle Alman Südet partisi arasındaki mü- — Geçen sene bu vakitlerde Belediye-| zakerelerin devamı meseleri mevzuu- nin seyyar satıcıları ve sırt hamallarını bahsedilmiştir. « | kaldırması piyasada çok durgunluk yap- bıçak açmıyacak de- &, Hepimizin ağzımı işi len Japon elçi ve konsolosları ç Düm şehrimize ETİ yokohama ile Kahire ve İskenderiye eke yazılmış 0) başnoksolosu B. Tokitaro Kuroki bulun. ynemleketle-İ maktadırlar. şark me İn dünden #İ“İ” yapon elçilerinin bu toplantısına An- karadaki Japon sefiri B. Takatumı riya- Hapishanenin tarihi kıymeti ounadığı anlaşıldı (Baş tarafı 1 inci sayfada) meğe memur edilen Vali ve Belediye re- isi Muhiddin Üstündağın riyasetindek! Akademisi mimarlarından Arif Hikmet, Sedad, doçent Mükrimin Halil, Vak:(lar başmimarı Vasfi Egeli, müzeler mimarı Kemal Altan da bulunmuştur. Hapisha- ne binasınm tarihi bir bina olduğumu $4- dia eden mimar Sedad Çetintaş bu iddi- asını isbat edeiemiş, İbrahim Hakkı Konyalı, mimar Kemal Altan, Müddei- umumi Hikmet Onat, hapishane binası- nın yıkılmasında bir mahzur olmadığım, vesikalar göstermek suretile azalarına anlatmışlardır. Komisyon son |lan Gepeunun hudud muhafız kıt'aları toplantısını cumartesi günü yapacak ve nihai karar o gün verilecektir. Bununla beraber komisyon, hapishane |muntazam kıt'alar tarafından yapılan Ruslarla Japonlar beş gündür fasılasız çarpışıyorlar TBaştarafı 1 inci sayfada) eden bu hâdise ak e arasında sulhu resmen tutmakta olan can uyandırmıştır. Tayyare mürette-|kıl, dün, evvelki günden daha incelmiş batının birçok folograf çektikleri gürül bulunuyor. le nagihani bir tayyare hücumuna karşı geniş tedbir- Tayyareler, şehir üzerinde bir müd-İler aldığını gösteren haberler, Tokyo- nun işleri nasıl gördüğüne alâmet teş- uzaklaşmış ve hudud boyunca 30 milli eitiği gibi Rusyada i n gibi R muhtelif ame- kadar bir uçuş daha yaparak Çekoslo-İle grupları tarafından ailer ya- pıldığına dair olan haberler de sulh ü- midlerini artırır hâdiselerden değildir. Marçu hududları meselesi silâh yo- lat ile Lokal Anzayger, Çekoslovakya- | ile, ol ğ olduğu yerde halledilemez. Eğer Rusya Japonyaya karşı mukabeleye kalkacak olursa, silâhlı mücadelenin, halli için Lord Ransimen'in Prağa mu- | bugünkü münazaalı sahayı taşıp bütün hududlara sirayet etmesi hemen be - men ictinabı imkânsız bir zaruret olur, ve Çeklerin ne gibi gizli emeller besle- İSu halde, bütün sulh ümidleri ancak ya bugünkü vaziyeti Rusyanın hazmet- mesi, yahud da üçüncü bir devletin araya girip tavasutta bulunmasına bağlıdır; bu tavassut da ancak İngilte- reden gelebilir. Tokyonun ve Moskovanın karşılıklı sükütları, yalnız vaziyetin ciddiyetine delildir. Hiç şübhe yok, iki devlet mer- kezindeki bu sükütumi arkasında geniş bir diplomasi faaliyeti hüküm sürüyor ve Uzak şarklar yakından alâkadar o- lan bütün memleketler, - yani, Alman- ya, İtalya, İngiltere ve Fransa * Tokyo ve Moskova ile mütemadiyen konuşu- yorlar. Her şey bu konuşmaların neti- cesine bağlıdır. Bu neticeyi anlamak ve cereyan: bir dereceye kadar sezmek için hiç olmazsa iki gün daha bekliye- ceğiz. Henüz harb #le sulh ihtimalleri- nin yarı yarıya olduğu devirdeyiz. Son vaziyet hakkında gelen telgraf- lar şunlardır: Londra, 3 (Hususi) —Sovyet - Japon kudud müsademeleri muntazam bir harb vechesini almış olmakla beraber, siyasi mahfellerin kanaatine göre mev- #il mahiyette kalacak ve daha geniş bir ihtilâtın önüne geçilebilecektir. Japonya müzakerelere hazır Gerek Japon, gerek Sovyetlerin har- be girişmemek için birçok sebebleri vardır. Japon başvekili Prens Konoye, bugün kabul eltiği Alman Folkişe Beo- bahter gazetesinin miühabirine, Tokyo hükümetinin Moskova ile müzakereye hazır olduğunu ve Çankufeng hâdisesi- İni muslihane bir surette halletmek ar- zusunda bulunduğunu söylemiştir. Mes'uliyet Japonlar, hududda devam edegel- mekte olan hâdiselerin mes'uliyetini muntazam kıt'alarının iştirak ettiğini İsöylemektedirler. Sovyetler ise bunun aksini iddia ederek, Japon kuvveleri- nin hücumuna uğradıklarını ve bütün müsademelerin Sovyet arazisinde cere- yan ettiğini ileri sürmektedirler, Yeni çarpışmalar Bugün Çankufeng civarında yeniden alar olmuş ve Japonlara göre 200 Sovyet askeri ölmüştür, Bu husus- malın durmadan devam ettiğini söylemiş- tir. Bununla beraber Japonlar, Sovyetler azami kuvvetlerini istimal etmemekte- dirler, Müsademelerin pek şiddeti oldu- ğu tahmin edilmekte ise de bunlar yalnız zikredilen mıntakaya inhisar etmiştir. Harbiye nezareti namına söz söylemeğe salâhiyettar olan zat dün saat 15 de dört Sovyet taburunun önlerinde 30 tank oi- duğu halde bir kaçı ağır olmak üze”e yirmi topun himayesinde olarak Şats » ping'e hücum ettiğini bildirmiştir. Jap: - lar bu kıt'aların 200 metreye kadar yı aşmasını bekledikten sonra mukabil ta arruza geçerek Sovyetleri mevzilerine kadar tardetmişlerdir. Saat 20 de Çang- Kufeng'e karş: yapılan yeni bir hücum diğeri gibi tardedilmiştir, Dokuz kadar tayyare saat 18 de hudud- da kâin Kaojo kasabısını bombardıman ederek birkaç gayri muharibin ölmesine sebebiyet vermişlerdir. Tokyo 3 (A.A.) — Sovyetlerin Tokyo maslahatgüzarı Smetanin dün öğleden sonra hariciye nezaretine 31 temmuz v3 1 ağustosta Japonların «Sovyet arazisin& dahil addedilen» Çang-Kufeng'e karşı yaptıkları taarruzları protesto eden hü- kümetinin notasını tevdi etmiştir. Sovyet maslahatgüzarı ne General Ugaki, ne de nazır musvini Horinuşi tarafından kabul edilmiştir. Bunun için nota General Us gakinin kâtibi tarafından alınmıştır, Japonyada tedbirler Tokyo 3 (A.A.) — Hava müdafaa er kânıharbiyesi gece tenviratı kontrolünün bu akşamdan itibaren iş'arı ahirc kada Tokyo, Yokohama ve Japonyanın merkes ve şark mıntakalarınn heyeti umumiye- sine teşmil edilmesini emretmiştir. Arâ- ba ve polis durak mahallerinden maada bütün harici ışıklar söndürülecek, sokake Yarda yanan ışıklar da azaltılacaktır. Yak MZ Japonyanın şimali garbisi ışik kom #rolünden istisna edilmiştir. Sovyet Rusyada Moskova 3 (A.A.) — Tas ajansı bildi. riyor: Sovyetler Birliğinin on büyük merkezlerinde mütcaddid toplantılar ve mitingler yapılmış ve bu toplantı ve mi- tinglerde, işciler, mühendisler ve müş- tahdemler, Japon militaristlerinin Uzak- şark hududunda çıkardıkları tahrikçi hö- dişelerden dolayı derin'nefret hisleri ile kızgınlıklarını bildirmişlerdir. Serp-i-Molot metalorji fabrikası işei- Teri, hükümetten küstah Japon milits- Tristler grupuna en azimkâr bir suretig mukavemet edilmesini taleb etmişlerdir. Leningradda, Orconikidze gemi inşaat fabrikasında yapılan mitinglerde aşağıs daki karar #wreti kabul edilmiştir: Japon militaristleri güruhu ve bunla” rn Berlin ve Romadaki şerikleri gunu unutmasınlar ki Kızıl ordu, mukaddes Sovyet toprağından bir karış yer dahi terketmiyecektir. Bütün Sovyet halkı, se- ferber haldedir ve güzel ve sevgili vata- nının müdafaası için parti ve hükümetin ilk işareti üzerine silâh elde kalkacaktır, Tehlikeli oyun Moskova, 3 — Tas ajansı bildiriyor; Jam yeni tahriklerinden bahseden Jups ponların ta Moskova menbalarından hiçbir ha-|nal dö Mosku gazetesi diyor ki ber almamamıştır. 200 tank Kore ordusu genel kurmayının bu ge- Japonya, tehlikeli bir oyan aynamaktağır, ateşle oynamaktadır. Japonya şu ciheti temi olarak anlamalıdır ki, bugünkü hâdise (büyüklüğündeki mahalli anlaşmazlıklar pek ce yarısı neşrettiği bir tebliğe göre, Çan-| cabuk, umumi anlaşmazlıkları tevlld edebi kufengdeki Sovyet kuvvetleri, takriben (ir. üç piyade alayı ve 200 tankı muhtevi bir motörlü fırkadan ibarettir, Topcular faaliyette İki orduman haysiyeti Tokyo, 3 — Havas ajansının muhabiri bi“ diriyor: Şimdi artık mevxuubahs olan Soy« yet - Mançuko hududunun tepeleri değil, ik& Bügün saat 15 e kadar Sovyet kat'ala-| ordunun kaysiyetidir. rı, Çankufeng tepesine ateş etmişler ise de Japonları herhangi mühim bir hasara uğratamamışlardır. Muntazam Sovyet kat'aları Tas ajansının tebliği i Moskova, $ — Tas ajansı bildiriyor: 2 ağustos sabahi, şafak sökerken, Japon kıtaları Sovyet arazisi dahilinde kâln Zan şernaya tepesine taarruzlarına yeniden be”« Diğer taraftan Havas muhabirinin Tok-İ yanmıştardır. Bu tepe, bütün gün süren LiB yodan aldığı malümata göre harbiye ne-| çarpışmanın sebebini teşkil eylemiştir. dns zaretinde muntazam Sovyet piyade kuv-| pon kıtaları Sovyet hududunu geçtikce, vetlerinin dün ilk olarak Çang-Kufeng|lerlar Gevrektir m ia > ve mbardımanı ve Şaptsaoping'e karşı yapılan tauzrurle-| çe bu mretie Japonlara saylat veririm ra iştirak ettikleri tasrih edilmektedir. Şimdiye kadar harekâta iştirak etmi &| Ge kosovak Üniversitelileri dü takviye edilmiştir. Japonlar bu taarruz- Ankaradan geldiler ları tardetmişlerse de harbiye nezareti| Şark memleketlerinde bir tedkik s6 yahatine çıkmış olan Çekoslovak ür!l« binası hakkında tam malümat edinmiş) müdahalenin hâdisenin mahiyetini va 'versitelileri dün Ankaradan şehrimize bulunmaktadır. Azanın ekserisi, hapis- | zahlaştırmış olduğu kanaatini izhar et-| gelmişlerdir. hane binasının yıkılmasında bir mahzur) miştir. olamıyacağı, ancak Arşiv dairesinin bir Seyyahlar burada üç gün kalacaklar Şiddetli müsademeler ve şehrin muhtelif yerlerini gezdiklen kısıma ile arka tarafta imtidad eden bina-) Diğer dbetten hariciye nezareti namı-|sonra cumartesi günü Romanya vap ların yıkılmamasının daha muvafık ola-İna söz söylemeğe #alâhiyettar bir zat, 31İle Romanyaya, oradan da memleket cağı kanaatına varmışlardır. temmuzdanberi bu mıntakada muhase-İlerine gideceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: