HARÇLAR Pahalılıktan, ucuzluktan bahsediyor- Huk.. hesabını bilir dostlarımdan biri: — Hayat ucuz, dedi, fakat şu harçlar olmasa.. — Ne harcı? — Harç mı soruyorsun, hangisini sa- yayım? Cebinden ufak bir defter çıkardı te bu ay lüzumsuz yere ödedi- ğim harçlar.. Defterden okumuıya başladı: — «Dalgınliık harcı: 25 kuruş..» — Dalgınlık harcı mı — Evet, bir gece otomobile binecek- tim. Nasılsa dalgınlığıma geldi, «Gece zammı yok» demeyi unuttum, Bu yüz- den yok yere yirmi beş kuruşum gitti. Okumıya devam etti: tsızlık harcı: 450 kuruş.» Bu ne? — Bir kumaş beğenmiştim. Metresi- ne sekiz lira sızlık edip «İşte t maş bu kumaştı» demiş bul hibi sekiz liradan beş para aşa- Halbuki başk sini beş buçuk liradan vereniş. Üç met- rede patavatsızlığım yüzünden tam 450 küruş kaybetmiş oldum, — «Yabancı diller harcı: 100 kuruş.» Yüzüne baktım: — Pazar günü Kadıköye gidecektim. Wapura girdim. Türkçeden başka her V— Bunları biliyor mu idiniz ? — Körler için hassas parmak Amerikanın Ko- Tombia — Üniversi- tesi profesörlerin- den Broid - «elek- trik parmak» ismi verilen bir âlet i- cad etmiştir. Bu sayede bütün - mâlar parmakları- hu kitab ve gazete- lere sürmek sure- Üle okuyabilmekte imişler. * Senede bir defa güneş gören âbide Avustralyanın Melburn retle inşa edilmiş- tir ki senenin an- cak bir günü gü- neş — alabilmekte- dir. O da mütare- kenin imza edildi- ği V1 ikinciteşrin günü. Okuyucularıma Cevablarım Bay (A.E.)ye: Mektubunuza biri İstanbuldan, di- ğeri İzmirden olmak üzere 2 cevab geldi, matbaaya müracaatla hüviye- tinizi ispat ederseniz size verilecek- tir, B Ayvalıkla bay(A.H.)a: Mektubunuz benim tahmin etti - ğim gibi bir hayalin ifadesi ise ta - hayyül kuvvetinizden dolayı sizi teb- Tik ederim. Aksi halde hastasınız, diyeceğim. Fröyd nazariyelerinin ha- yata tatbiki şekillerinden vaz geçe- Tek bir sinir ve ruh doktorunun eline Mukadderatınızı teslim etmek lâzım. e Çanakkalede bay (İ.H.)a: Düşüncenizi makul bulmadım. Siz Çanakkaledesiniz, o, bir başka mem- dil konuşuluyordu. Canım sıkıldı. Tek bu başka dilleri duymıyayım diye va- | purdan indim, bir sandal tuttum, onun: | la Kadıköye gittim. Gene deftere baktı: — Hele bu çok fazla «İhmal harcı 1800 kuruş, — Hakikaten fazla! — Cumartesi günü evde yağ bitmiş, » pazar günü; yarı açık yarı kapalı bir dükkândan bir parça yağ aldım. Fakat bu yağla pişirilen yemeği yiyince mi- demiz bozuldu. İhmalimiz 1800 kuruş doktora, ilâca verdik. — Daha bitmedi galiba? — Bitmedi, «Az tamah harcı: 2000 kuruş!'» — Az tamah çok zarar mı getirdi? -E Elinde kuma bir a- dam, boynunu büktü. İngiltereden bir tanıdığının getirdiğini söyledi. Ben de| kumaşa yirmi lirayı verdim ım, F'*W t bir de ne göreyim? Ortasında kos- kocaman bir yanık yok mu? Gene deftere baktı: — Daha var mı? Dedim. Hayır, dedi, bi adar, kat geçen aylar da birçok harçla- rı, izzetinefs harçları, ukalâlhık harçla- İrı ödemiştim, l yüzünden fa- İsmet Hulüsi Hindistanda taş kesilen cüceler Hindistanın Vad nahar mıntakasın- da kazılar —yapıp eski eserler arıyan mütehassıslar, boy ları 40 — santimi geçmiyen cüce in- san kemikleri bul. İmuşlardır. Bu cü- |celer sanki taş ke- İsitlmiş — gibidirler. Bunlarm yanınmda gene laş kesilmiş gibi bir takım hayvanlar bulunmuştur. Onlar da 40-50 santimi aşmamaktadırlar. Bulunan hayvanlar öküz, inek gibi tabii ahvalde nisbeten cüsseli mahlüklardır. ö Nabız atışlarında fark Tabii bir insa- nın ki dakika- da (70-75) defa a- tar. Filin kalbi (25) defa vurur. Dünyanın — yavaş hayvanlarından bi ri olan köstebekte ise, (150) defa vurur. Z YN ğ kalb öakikada lekette, aranızda ittisal vasıtası yök, konuşup anlaşamazsınız, orta çağda yaşamıyoruz, maddi ve manevi an - laşma imkânımı temin etmeden -bir- leşmek de mümkün değil, o halde vaz geçmek daha iyi olacak. Konyada bayan «S»e: Bir ve azami iki vak'a pek küçük- ken olmuş olmak şartile tesir yap - Taz, zamanla kapanır, kaide budur. Her ihtimale karşı yaptığım tavsiye- yi burada tafsil edemem, biraz dü- şününüz kendiliğinizden keşfedebi- lirsiniz. e Beşiktaşta bayan «K, C.» ye Para halinde cihaz bizde henüz âdet olmamıştır. Fakat mukabilinin aranmıya başladığını görüyorum. Tomenni edelim ki geç tasaammüm et- sin. YEYZE Kadın Köşesi Pike ile keten bu mevsimin en güzel kumaşlarıdır üine de birer örnek. Solda. Yuvarlak bir plastron, iki yan- da birer kup, ikişer de ince, uzun cep. oba. Kenarları —pikürlü entür. Sağda. Düz iki pli. Deri Ev elbiseleri Saldaki: Yuvarlak reverli, ince sentür- lü, önden iki dikişli. Sağdaki: Şal yakalı, uzun kollu, önü ö- bürünün tıpkısı. Her kadın bilmelidir Basit bir tedbirle reçeli doldururken hararetinden kavanozun kırılmasına mâ- ni olabilirsiniz. Temiz bir bezi bir kaç kat katlayıp kavanozun alltına koyu- nuz, Sonra sıcak reçeli istediğiniz kadar emniyetle boşaltınız. * Rafadan yumurtalar yenmedi, kaldı. Ne yaparsınız? Bozulup atılsınlar mı? Akşam yemeğinde biraz su kaynatır, yenmiyen yumurtaları içine — atarsınız, Çok pişmeden ısınır, tazelenirler, Li Kas muhakemes Katil kendini müdafaa Cürmü meşhud kanununun yeni şek- line göre Ağırcezaya intikal eden ilk cinayet davasına, dün öğleden sonra başlanmıştır. Mahkemede okunan iddianameden de anlaşildığı üzere suçlu ciğerci Rece- bin cürmü sabittir. Ancak cezayı tahfif edici tahrik sebebleri dır ki, maz- nun cezaya çarptırılırken, bunların na- zarı itibara alınması istenmiştir. Suçlu Receb, dün Ağırcezada yapılan rgusunda, vak'ayı şu şekilde anlat- ır: «— Draman caddesinden yukarı, € vime doğru çıkıyordum. Çeşmenin nünde Yahya ile karşılaştık. Bana: «— Ne bakıyorsun?» diye sordu. Ben |de: Göze mı vâr?» cevabını verdim. Ve dan geldi. Küfretti ve « na bir tokat V. Çar a ğımı çek- tim, sapladım. Sonra kaçtım, Böyle l)np asaydım, beni vuracaktı. Yahya evvelce kız kardeşim Şükriye İlle nişanlanmıştı. Fakat, içki içer, mü- nasib olmıyan yerlerde dolaşırdı. Yu- va kuracak, ev bakacak bir kabiliyet göstermiyordu. Kız kardeşimi Yahya- dan ayırdık. Bu sebebden, muğberdi.» Şahidlerden 15 yaşında Salâhaddin ile Ahmed, suçlunun vak'ayı anlatış şeklini teyid etmişlerdir. 1 yaşında Kadri de: — Receh, bana bir bıçak verdi, kuyu- ya atmamı söyledi, ben de öyle yaplım, demiştir. » Şahidlerden maktul Yahyanın kar- deşinin oğlu olan Hakkı ise, Yahyanın elinde bıçak bulunmadığında ısrar et- miş, duruşma 3 şahidin celbi için, bu- gün saat 4 de bırakılmıştır. Bir katil 18 sene hapsa mahküm oldu Kartalda, kırda arkadaşı Şabamı öl- düren çoban Rızanın muhakemesi A- ircerada sona ermiştir. Mahkeme suçu sabit olan Rızayı 18 sene hapse, müebbeden âmme hizmet- lerinden mahrumiyete mahküm etmiş- tir. Bir kadını çiğniyen şoför iki sene hapse mahküm oldu Ortaköyde, kamyonu ile çarptığı Hu- riyenin ölümüne, Şahendenin de yara- lanmasına sebeb olan Ali, Ağjırcezada 2 sene hapse mahküm edilmiştir. neticelendi Çorluda bir gece çiftlikte babası Mehmedi balta ile öldürmeğe teşebbüs eden 16 yaşında Hasan ile şeriki cürmü yanaşma Mehmedin muhakemeleri A- gircezada dün neticelenmiştir. Yapılan muhakeme sonunda hâdise- 'ye babasının karısını, çocuklarını ih- kere dövmesinin sebeb olduğu, Hasan a, arkam-| ikıldim. Bıçağını çek- Çorludaki cinayetin muhakemesi | mal etmesi ve Hasanı evvelce birkaç | öldüren ciğercinin ine başlandı ederken: “Ben onu öl- dürmeseydim o beni öldürecekti,, dedi |ile Mehmedin de bu işi yapmağa karar verdikleri anlaşılmıştır, Her iki maznun da 20 şer sene hap- se mahküm edilmişler, ancak yaşları |ve ağır tahrik sebebleri dolayısile Ha- İsanın 2, Mehmedinki ise | sene müd- detle hapse kadar inmiştir, Poliste : Deniz ortasında bir sandalcı diğer bir sandalcıyı yaraladı Dün Cibali açıklarında deniz ortasında bir kavga olmuş, Kadri isminde bir sandaici, Hüseyin isminde bir sandalcımın başına kaa- ca vurmak suretile yaralamıştır. Arabcamlinde Kın yin, sandalı ile giderkon tam di sandalı Ne birile çarpışacak k İkndri, yakla; idare ettiği için Hüse- e bu yüzden aralarında bir Bir aralık pek asa- kaldırarak Hüseyl- ed eden Bir çocuk arkadaşını kazaen yaraladı Dün Ortaköyde bir yaralama hâdisesi ol- muş, 165 yaşında Danyal laminde bir çocuk arkadaşı 18 yaşındaki Hayık ile şakalaşırken onu bıçakla sırlından ağır ve tehliteli bir su- retle yaralamıştır. Vak'anın tafsllâti şudur: Ort Tâşmerdiven sokağında 16 nü- maralı evde oturan Kirkorun oğlu Hayık ile Ayni evde oturan Davitin oğlu Danyal bir- birlerile şakalaşırlarken bir aralık Danyal, eline geçirdiği bir bıçağı çekmiş, gülerek ar- kadaşına sokulmuş ve önu tahdid etmiye başlamıştır. Bunu gören Hayık Danyalin e- linden biçağı almak istemiş ve iki arkadaş itişip kakışmıya başlamışlardır. İşte bu es- nada her nasılsa Hayığın ayağı bir yere ta- kılarak düşmüş ve Danyalin elindeki bıçak gocruğun sartına saplanmıştır. Hâdiseyi gö- d g feryadına zabıta memurları yetişerek suçluyu yakalamışlar, yaralıyı da çağırılan sıhhi Imdad otomobil ile Beyoğlu hastanesine kaldırmışlardır. Bir ihtiyar tramvaydan düşüp öldü Vatman Hamidin idaresindeki tramvay 8- rabası, dün Divanyolundan geçerken durak mahalline 15 metre bir mesafede arabaya atlamak isteyen 60 yaşında Hüseyin isminde |bir Ihtiyar müvazenesini kaybederek düşmüş- tür. Vücudünün mühtelif yerlerinden yarala- nan ihtiyaz Hüseyin cankurtaranla Cerrah- paşa hastanesine kaldırılmış ise de hastane- de ölmüştür. Zabıta ve müddelumumllk hü- dise etrafmda ta yapmaktadır. Akrabasının 570 lirasını aşırdı Fener iskelesinde bağlı Ankara — motörü kaptanı İzset, zabıtaya müraeaatla 570 lira- 1 dddla elmiş, yapılan tah- ticesinde parayı kaptanın akraba- gından Niyazi isminde bir şahsın çaldığı an- laşılarak yakalanmışlır. Paralar Niyaziden tamamen istirdad edilerek sahibine lade e- dümiştir. Genç bir kız ateş yakarken tutuştu Katlıköyde Adalet sokağında 29 numaralı evde oturan İbrahimin kırı 16 yaşında Melü- hat, bahçede maltiz yakarken gıçmiyan kitil- cımlardan entarisi rak yanmıya baş- lamıştir. Çocuğun feryadına yetişen komşu- lar, üzerine bir bez kapatmak suretile ateşi söndürmüşlerdir. Melâhat zabıta tarafından Nümune hastanesine kaldırılmış, tedavi alt? na alınmıştır. İki eroinci yakalandı Zabıta, Üsküdarda Şems'paşada Parlak sö- kağında oturan Behcet ile Kuşoğlu yoku- şunda oturan Neş'et iaminde iki eroin satıcı- sın: yakalamış asliye beşinci ceza mahkeme- sine göndermiştir. | Bacaksızın maskaralıkları : İkram