ÇUA Hergün Siyonizmirîujîhudı'lere Öğrettiği hakikat Yazan: Muhittin Birgea on anlarda Filistin mese- lesi hâd devrinin en yüksek noktasına çıktı; hemen hergün Filistinde bombalar patlıyor ve insanlar düzüne- lerle ölüp veya mecruh olup gidiyorlar. Temmuz ayının, Filiştin vukuatında gör düğü yenilik te şudur ki şimdiye kadar daha ziyade passif bir rol oynıyan Yahu- diler son zamanlarda artık mu! bil faa- liyete geçmiştirler. Bu da Arabların Ya- hudilere karşı tatbik ettikleri sistemalik taarruzların bir neticesi, yani bir muka- belesi demektir. Arablar, aylardanberi bütün Yahudi köylerini, bütün kolonileri bastılar; yakmadık mahsul bırakmadılar, ellerine geçen Yahudiyi öldürdüler veya yaraladılar. Şimdi görüyoruz ki Yahudi- jJer de mukabeleye mecbur oldular, on- Jar da bomba kullanıyorlar ve silâh atı- yorlar. Bu yeni hâdise, Filistinde asayişi te- min ile mükellef olan İngiltereyi de ça- gırttı; İngiltere, bir bakımdan iki ateş a- rasında kalmış bir vaziyete düştü. Yeni- den getirdiği kuvvetler ve mütemadiyen sıkıştırdığı örfi tedbirlerle iki tarafı da himaye, iki tarafı da tedib ve tenkile ça- ır. Bu işin inkişafı ne olacak? Alınan ted- birlerin şimdiye kadar hiçbir müsbet ne- tice vermediğine göre, acaba bu defaki tedbirler de mücadelenin daha kızışma- gına sebeb olacak mı? Burasını elbet gö- receğiz. * Fakat, işin dikkate değer olan bir ta- rafı vardır ki bunu enteresan buluruz. O da şudur: Filistinde kendilerine tarihte birkaç defa vâdedilen bir yurd kurmak üzere harekete geçen Siyonistler, ba —yurdun kurulması için sermaye kuvvetinin kâfi geldiğine kanidiler. Siyonizm, hiçbir za- | man Yahüdi yurdunu silâh ve bomba "le | kurmayı düşünmedi, Siyonist Yahudiler arasında teşkilât, bunlar arasında center- nasyonal tesanüd ve nihayet bu işi ba şarmak için sermaye. Teşkilât, tesan'id ve sermaye ile bu yurdun kurulacağına kani olan Siyonistler, daha bundan lı:rı kaç ay evvel neşrettikleri bir beyanname ile Filistin Yahudilerini toprak almaya, bina kurmaya, istihsal yapmaya teşvik | ediyorlardı. Fakat, şimdi görüyoruz ki Yahudiler bomba ve cehennem makinesi kullanma- ya başladılar. Kurşun atıyorlar, ölüyor- lar ve öldürüyorlar. Artık toprak satın âalmak durdu, fabrika kurmak, — çiftlik yapmak işleri bir tarafa bırakıldı. Arab- ların taarruzlarına onların usullerile mu- kabele edilmeğe ba d, Bu, çok dikkate değer bir - hâd Biyon yurdunun yalnız teşkilât, lesanüd ve yalnız sermayenin siyasi ve iktısadi kuvvetlerile kurulamıyacağını Yahudilerin nihayet anlamış olmaları Yahudilik tarihi için hayli mühim bir hâdisedir. Yahudiler bu hakikatı ymil öğrendiler: Vatan para Tle değil, silâhla kurulur! * Yahudiler için yeni öğremlen bu haki- kat, dünyanın ve hayatın en büyük haki- katlerinden biridir. Her millet, bu Filis- tin hâdiseleri karşısında bu hakikati ha- | tırlamaya ve üzerinde derin derin dü- şünmeğe mecburdur. Evet, vatan ne te; Atla, ne tesanüd- le, ne de istediği kadar maye ile kurulamaz. Bir v için bu vatanı kurmak karar vermiş bulunan bir millet lâzımdır. Öyle bir millet ki vatan kurmak için ve- | yahud anu muhafaza ve müdafaa - için hiçbir şeyden yılmıyacak ve her ş.—;.ı' Böze alstak: Ölümü bile! Mücadeleyi bu. tarzda mi yen, yola bu azim ve kara bir millet, hiçbir kurar, ne de v yük olsun, ser- an kurulmak | yen ve buna| ea etmi-| çıkmıyan y yapamaz: Ne vatan üdafaa edebilir. Yahtdi zihniyetine göre, dünyada her Jey paradır. Yahudi için para sayesinde halledilemiyecek hiçbir dava yoktur. Bu- nun için, Siyonizm Filistini para ile fet- | hetmeğe kalktı; fakat, bugün, eli bomba | Yutmaya ve si sıkmıya alışıyor. Filistin Arabının ne teşkilâtı, ne tom- | nüdü, ne de sgermayesi vardı. Yurdunu tehlikede gördüğü zaman teşkilât ve te- sanüd kendiliğinden geldi. Paramın ol- madığı yerde ölmeği kabul etmiş insan- | kazançları da nihayet bu bal mSosuruı MaAakKars! edersiniz. DAaba Sozu .. im Kıymetsiz akçeyi alan bulunur, fakat Iki defa aldananı bulmak güçtür. SÖZ ARASINDA Niçin “ İnsanlar Çift garatılır! , Dünyada insanların eş olduğu artık muhakkak gibidir. Yolda, trende, va - purda rastladığınız bir insanın en sa - mimt dostunuz olduğuna nerede ise ye- min edecekken, o insanin bir jestinin, Gostlarınızın jestlerine uymadığını gö - rür ve kendi kendinize: — İyi ki, seslenmedim. / medim. Yoksa ayıp olacaktı! dersiniz. Hakikaten dünyada birbirine o kadar çdk benziyen insanlar vardır ki fen a - damları bunları hakkile ayırd etmek için, parmak izlerinden istifadeden başka ça- pulamamaktadırlar. Filhakika her - kesin parmak izleri tamamile ayrıdır. Po- lis teşkilâtında da, parmak izleri pek büyük bir rol oynar. Reşmimiz birbirine benziyen iki zen - ciyi gösteriyor. Öleceğinden korkan hasta üç saatte iyi oldu Plimutlu İngilizim biri, her lâhza öleceğinden korkarak sokağa çıkmaz, işi- nin başına zarzor gidermiş. Nihayet bir doktora muayene olmuş. Ayni zamanda bir ruh doktoru olan, fen adamı hasta - nın: 1 — Hiç sevmediği bir ortağile çalış - mak azabına katlanmaktan, 2 — Çocukluğunda kuşpalazı geçirdiği sıralarda «senin kalbin var, yatakta u- zun müddet kımıldamadan yatacaksın> denilmiş olmasından. Ve bu hislerin şuur altında yerleşme- sinden, kendisinde bir nevi kalb hastalığı evhamı ile uykusuzluk başladığını an telkinden sonra onu iyi etmiştir. ların da kâfi derecede kuvvetli oldukla. rını Arablar isbat ettiler. Nitekım, bunu Türkler de isbat etmişlerdi. Tarihte şim- diye kadar binbir kere isbat edilmiş olan (bu hakikati Yahudiler bir etmezlerken ve parayı her şeyin üstünde bir kuvvet olarak tanırlatken şimdi gö- rüyoruz ki onlar da paçalarını sıvamaya başlıyorlar: Zannederiz ki büti davasında, Siyonistlerin şimdi! ati anla- muş olmalarıdır. Muhittin. Birgen İSTER İ Sevdiğimiz ve çok hürmet ettiğimiz uğramıştı, konuşurken omuzunun üzerinde bir rusu gördük: — Üstad galiba tahta bir eve taşınd — Hayır, dedi, Şirketihayriyenin 58 binmiştim, oradan gelmiş olacak. İSTER A TTTT B* * Hergün bir fıkra Sivil teşkilâta mensub Mübalâğacılığde meşhur Marsilya- İ h Mariyüs bir köpek almıştı. Köpeği yanında sokağa çıktı. Arkadaşları gördüler: — Mariyüs bu ne köpeği? — Polis köpeği! Köpekten anlıyanlardan diri dik - katli dikkatli baktı: - Böyle polis köpeği olmaz.. Mariyüs güldü: Anlamazmnız, dedi, bu, poli köpeklerinin sivil teşkilâtina men - sub.. Onun için kılığından kıyafetin- İ den polis köpeği olduğunu culamak mümkün değildir. İngilterede 7 sene Hapse mahkhüm Edilen Don Juan İngiliz sanayâcilerinden, hayırseverli- ği ile meşhur, Lord Muffieldi, kaçırarak “İbüi Bi Vi lamış ve üç saat süren bir konuşma ve | yir ŞAf KDA NU ÜU SĞUKĞ bin İngiliz lirası fidyei necat almayı ku- ran, gene İngilterenin tanınmış yatcıla - rından Thornton yedi sene ağır hapse mahküm edilmiştir. Tharnton güzel bir yat sahibi olarak tanınmış, 1927 de İngiltere yat klübüne âza seçilmiştir. İskoçyada doğan ve bir Alman saatçinin oğlu olan Thorntonun aml ismi Patrik Tulmandır. Dört kadın- la beş defa evlenmiştir. Bu dört kadın'- dan birisile iki defa izdivaç etmiştir. Müdhiş bir şantajcı olan bu 48 lik Don- juan zengin bir adamla ailesini haraca kesmiş, ve ililardan 40 ilâ elli bin NAN, İSTER bir zat matbaamıza tahtaku- imız? numaralı vapuruma | sıra sıra tahtakürü değiştirdim. Anlaşı! İNAN, İngilterede yeni Bir oyun: Ördek dövüşü Ingilterede yeni ve eğlenceli bir oyun icad olunmuştur. «Ördek dövüşü» ismi verilen bu oyunda iki taraf karşı karşıya resimde görüldüğü şekilde çörnelmekle ve birbirlerini müvazenelerini kaybetti- rinciye kadar, şaşırtmacalarda takib et- mektedirler, Oyu topuklar yerinden kalkmıya: cak, kımıldamıyacaktır. Fakat gibi sıçramak caizdir. İğne, çay kaşığı, cam yutan 7 aylık bebek Geçenlerde bu sütunlarda, iğne ve çay kaşığı yutan, cam yiyen 7 aylık bir İngiliz bebeğinden bahselmiştik. Uzun müddet hastanede tedavi altında bulu- nan çocuğun iyileştiği sanılarak eve gön- ferilmesi yeni bir bâdiseye sebebiyet vermiş ve çocuk bu seler de bir çay kaşı- ğı, bir de göğüs iğnesi yutmuştur. Kaşık kolaylıkla çıkarılmış, fakat iğne alına- mamıştır. Şimdi de iğnenin tabil seyrini takib ederek kendi kendina çıkması bek- Tenmektedir. Franko halkın gömlekle dolaşmasını menetti Frankonun şimali şarkf İspanyadaki karargâhı olan Saragossada, halkın göl lekle sokakta dolaşması menodilmiştir. Saragı valisi neşrettiği bir beyanna- mede, gömlekle dolaşmanın bir demok - rasi âdeti olduğu, ve böyle bir halin an- cak Zulular diyarile demokrasilerde haş | görüleceğini, binaenaleyh, böyle gezen - lerin 60 kuruştan 12 liraya kadar para cezasına çarptırılacağını ilân etmiştir. Askerler, iş başındaki işçiler ve plâ; da büulunanlar, gömlekle dolaşabilirler - se de, kollarını sıvıyamazlar. İngiliz lirası koparmıştır. Thorntan genç- Tiğindeki gönül maceralarile de şöhret ka- zanmış bulunmaktadır. İNANMA! Ve bize şu hikâyeyi anlattı: «— Geçen gün kamarasında oturuyordum, bir aralık gö- züm kaplamalarından birine ilişti, ne göreyim? Dizi dizi, su zincir teşkil etmişlerdi, hemen yerimi lan bir kaç tanesi üzerime atlamış.» İSTER İNANMAIJ kurbağa | Sözün Kısası Hayatı ucuzlatma.. Ve acıbadem kurabiyesi ahmetli babamın yalısına ara- E. Talu R da sırağla misa gelen — bir Hacı Arif Bey vardı. Gürmüş, geçirmiş, Abdülmecidin kılıç l a — bulun- muş, Sivastopol harbi ak eden donanmanın Boğazdan geçişini seyret- miş bir adamdı. Pek hoş bir tarzda an« lattığı tarihe aid hatıralarını zevkle dinlerdim, Çocuk hafızası kuvvetli oluyor. Haci Arif Beyin menkıbelerinden birçoğunu hâlâ hatırlarım. le yatsın, bu zat derdi ki: muharı iş kurabiyelerinin fiatı on pat paraya çıktı. Hükümet, bunun üzerini narh koydu: Ortada bu pahalılığa hiç- bir görmediğinden gene kurabi- yenin eskisi gibi on paraya sa esnafı mecbur tuttu. O gün bu, kul 'e on paraya satılır.. mi gittikce ufalan bu nesi kikatte yirmi paraya ve hattâ daha zi »yadesine yiyoruz da farkında değiliz! Hayatı ucuzlatmak maksadile lokan« fa, gazino ve plâj gibi yerlerin yiyecek ve içecek listelerinde tenzilât yaptırıl« dığını duydukca, Hacı Arif Beyin bu Jacıbadem kurabiyesi aklıma geliyor. Listede yazılı fiatların ucuzlatılma İsile meşrubatın ve me'külâtın nevi iti- gılamıyacağı ve porsi hacim itibarile küçülmiyeceğ |da acaba kim kime teminat verebilir? Meselâ on tabak muhtelif meze ile i- çilen bir şişe rakınır fiatı 100 kurüş İ« ken 75 kuruşa indirildiği anda birkaç tane acı zeytin ve bir tabak da leblebf ile müşteriye sunulmak istenileceği bence hemen hemen muhakkaktır. İş bu itibarla, esnafın kendi sütünün temizliğine kalryor. Allah kendilerine insaf versin! zi “Hitler Avrupa için 5 senelik bir sulh teklifinde bulunmuş (Baştarafı 1 inci sayfada) | Bu müzakereler neticesinde, bir anlaş- İmaya varıldığı takdirde, Almanya siyast İhâdiselerin hallinde fedakârlıklarda bu- | hunacaktır. | Hitler, hudüdların tashihi için Çekaslo yakya ve Lehistanla da müzakerelere gi. rişmeğe hazırd k Bu uzlaşma en mühim bir hâdise ola« wz':ni tebarüz ettirilmektedir. Zira şimdiya İxadar, Hitler şark ve orta Avrupa İev« erile, Almanya arasındaki meselelere, er garb devletlerinin müdahale etme- lerini kabul etmemekte idi. Hitlerin dört devlet konferansı teklifi Londra ve Pariste d bir — surette, karşılanmıştır. Fransanın İngiltere — ile! müşterek hareket edeceği muhakkak saş yılmaktadır. Merkez Bankasında basit bir elektrik kontağı telâş uyandırdı Ankara, 27 (Hususi) — Saat yirmiyi çeyrek gece Cumhuriyet Merkez Banka« gı binasında imdad işarelini ifade eden ziller çalmağa başlamış ve bankanın için- de bekci olarak bulunanlarla dışmda nö- bet bekliyen jandârmalar derhal tertibat alarak bankanın başlıca ehemmiyetli ki« sımlarına koşmuşlar ve bir fevkalâdelik olmadığını görmüşlerdir. Diğer taraftan da vak'a mahalline ye. Üşen yardımcı jandarma kıt'ası binayı kordon içine almıştır. Neticede hâdises nin bir elektrik kontağından husule gel diği tesbit edilmiştir. Kendisine edilen telefan üzerine Umum Mü Kemal Za« |tm derhal bankaya gelerek başlıca dairc- İleri tettiş etmiş ve hâdisenin bir kontak- jun ibaret olduğuna kanaat getirmiştir.