Lozan günü münasebetile dün üniversite salonunda merasim yapıldı. Dünkü merasimden bir intwba Lozan muahedesinin imzasmın yıldö- nümü münasebetile dün saat on altıda Üniversite konferans salonunda merasim yapılmıştır. Morasime saat on altıda ite faiye bandosunun çaldığı İstiklâ! marşile başlanmış, bunu takiben İktisad Fakülte- si profesörlerinden İbrahim Fazıl, Hukuk Fakültesi dekanı namına bir açış nutku söylemiş ehemmiyetinden bahsetmiş, bir iktısadı ve maliyeci sıfatile mali ve ikt kımlardan muahedenin chen barüz ettirecek birkaç söz söyl nefsini menedemediğini anlatarak, mua- hedeyi, bu noktalardan izah etmiştir. Profesör İbrahim Fazıldan sonra Hu- kuk : Fakültesi hukuk başlangıcı ve bu- kuk felsefesi doçenti Yavuz Abadan kür- süye çıkmış şöyle söze başlamıştır: «— Bugün yıldönümünü — kutlulamak için butada toplandığımız Lozana giden yolun başlangıcı Amasyadır. Eşsiz inkı- lâbıimız, büyük harbin sarsıntılarile gö- çen eski dünya nizamının çöküntüleri a- rasından Türkün milli benlik ve egemen- liğini kurtarma karar ve dileğini ilk defa Amasya tamimile ortafre attı. İnkılâb ira- desinin kristalleştiği mihraktan, Büyük Şeften 21-22 haziran 1919 da sâdu' olan bu tamimin direktifleri, milletin kayıd« sız ve şartsız istiklâl! ve hökimyetimi te- min ve bunun için de milli hareket ve mukavemeti organize etmek esasların- dan ibarettir. Bu düşünceler, milli kön- greler karar ve kanallarından geçerek, diş egemenlik bakımından milli misak, iç egemkenlik bakımından da müli hâkimi- yet formüllerinin temelini teşkil ettiler. #«Amasya ve Lozan uçları arasında ge- çen dört yıl, Türklük için en çetin bir imtihan ve mücadele devresi oldu> diyen hatib, diğer harb sonu — muahedelerile Lozan muahedesini mukayese etmiş, Lo- zan muahedesini diğer muahedelerden a- yıran hususiyetleri şekil, muhteva ve ruh yenilikleri olarak 3 grupta mütalea ede- Kültür Bakanı Saffet Arıkan şehrimize geldi Bir müddettenberi Doğu vi rinde doğu üniversitesi - tesisine dair tedkikler yapmakta olan Kültür Baka- nı Saffet Arıkan beraberinde — yüksek tedrisat umum müdürü Cevad, kalemi mahsus müdürü Nihad Adil, ilk tedri - sat umum müdürü İsmail Hakkı ve Gü zel San'atlar Akademisi Profesörlerin- den Arif Hikmet olduğu halde dün sa- at on bir buçukla Güneysu — vapurile Samsundan şehrimize gelmiştir. İstan- bul Kültür Direktörü Tevfik Kut, yar direktörler, ve orta tedrisat ispek - törleri ve üniversite erkânı, bir motür- Je Anadoluhisarı önlerinde — Güneysu yapurunu karşılamışlar, Galata rıhtı - mına kadar vapurla birlikte gelmişler- dir. Vekili, rıhtımda İstanbuldaki ilk ve orta mekteblerle liseler müdürleri, is - pektörler, sair maarif erkânı ve tale - beler karşılamışlardır. Vapurdan çıkan Kültür Bakanı, o -| tomobille kültür direktörlüğüne gel - miş, kültür direktörü ve müfettişlerle maarife aid işler üzerinde bir müddet tir. Profesör, nutkunda bugünün | |rif Vekâleti umumi müfettişler daire - * rek muahedenin etraflı derin ve ilmi bir izahını yapmıştır. Hatib hitabesini, alkışlar arasında, şu sözlerle bitirmiştir: <— Tarihi bilen, Türkü tanıyan, hakka tapan herkes bu çelik iradedeki sonsuz küdrete güvenir. Feyzini milli duygula- rın öz ve temiz kaynağından alan bu kudrette Tür üyük yarınını selüm- | ım. Şef ve Türklük var olsun!> Doçent Yavuz indikten sonra Hukuk Fakültesinin bu sene — mezunlarındı Sulhi Dönmezer kürsüye çıkmış, mua delerin rolünü ve Lozan muâahede: bütün bu muahedelerin fevkindeki hiyetini tebarüz ettiren güzel bir hitabe rad etmiştir. Sulhi, Atatürkün — Lozan muahedesi hakkında söylediği sözleri ik- tibas ettikten sonra, hitabesine şu söz- lerle ni €et vermiştir: «— Arkadaşlarım! Bir millet ki en ka- ra günlerinin sonunda Lozan gibi büyük bir eseri yaratabilmiştir. Artık onun için yüksekliklerin hududu olmaz Varolun; bize bügünleri hazırlıyanlar ve getiren- ler!.» Sulhi bu sözlerini alkışlar arasında | söyledikten sonra, gene bu sene mezun- larından Naşid Kızılay kürsüye çıkmış, bir nutuk söylemiştir. Naşid ezcümle: «— Arkadaşlar! Başsızlık, bir devlet i- çin-en büyük felâket ve sebebi izmihlâl olur ve oldu, Türk milleti yuvarlandığı girdabdan halâs olmak bir baş bek- ledi. Asaletine, civanmerdliğine — itimad edilecek ve ona baş olmanın şeref ve mes'üliyetini idrak edecek bir şel bekle- di. Lozan, doğan, beklenen bu altın başın önünde dünyanın eğilmesinin serebolü- dür. Lozan, Türkün yaşama kudret ve kabiliyetinin şahlanmış bir — timsalidi demiştir. Naşid nütkunu bitirdikten sonra tek-| rar profesör İsmail FPazıl kürsüye çıkmış, başta Atatürk olmak üzere büyüklerimi- ze tazim telgrafları çekilmesini teklif et- miş, teklif, alkışlarla kabul olunmuş ve merasime nihayet verilmiştir. Etimes'ud radyosunun açılış hazırlıkları Etimes'ud radyo İstasyonunun — bütü hazırlıklarının bitmiş olduğunu yazmış- tık. Posta telgraf umum müdürlüğü müte- hassıs ve mühendislerinden Fuad, Emin ve Mazhar, tesellüm muamelesinde hazır bulunmak üzere Ankaraya gitmişlerdir. Diğer taraftan yeni radyo istasyonu- nun müdürü Hayri de artistleri angaje etmek üzere şehrimize gelmiş ve tedkik- lerine, başlamıştır. an n ma- görüşmüştür. Vekil, öğleden sonra tek- rar kültür direktörlüğüne gelmiş, Maa sinde yeni açılacak mektebler ve mual- lim kadroları üzerinde bir müddet da- ha meşgul olmuştur, Kültür Bakanı, akşama doğru Sara - ya giderek Atatürk'e tazimlerini ve do- ğu seyahatindeki tedkiklerinin netice - |den Bir ciğerci bir kasabın karnını deşerek öldürdü Evvelki gece Balatta Draman çeşmesi ö « | nünde feci bir elnayet olmuş, Receb isminde | 22 yaşında bir ciğerci kendisinden — 12 yaş büyük olan Yahya isminde bir mezbaha ke- sicisini biçakla karnını yacıp — barsaklarını dışarı dökmek suretile öldürmüştür. Vak'a « nin - tafsilâti şudur: Maktul Yahya bundan beş altı sene ev- vel Draman mühal nde 43 numaralı evde turan Badiye isminde bir kadınla evlen - ir. Bir müddet sonra Yahyanın hemşi- telerinden birisi de katil Recebin ağabeysi Mustafa jle evlenmiş ve bu suretle Receb ile Yah; asında bir akrabalık tecssüs et » Bir müddet sonra Receb Yahyayı, karısı Sadiyeden ayırarak kendi kız kardeşi Şükri- ye İle evlendirmeği kurmuş ve o & ya ile arası pek iyi olduğu için gün onü iknaa muvaffak olmuştur. Bundan bir sene evvel Yahya Sadiyeden kurtulup Şükriyeyi almak için mahkemeye müracaat etmiş ve karısı aleyhinde boşan - ma davası açmıştır. Davanın — açılması ile derhal Sadiyeden ayrılacağını — ümid eden Yahya derhal bir nişan merasimi yapmışlar ve Şükriye ile nişanlanmıştır. Fakat sön za- Katil manlarda Şükriyeye birkaç muvafık talib ü hur edince Şükriye bu boşanma işinin daha bDek çok uzayacağını anlayarak — Yahya İle olan nişanından vasgeçmiş ve nişan yüzü - ğünü geri göndermiştir. İşte o gündenberi Yahya ile Recebin arası açılmıştır. Yahya, Şükriyenin yüzüğü iade etmesine, Recebin sebeb olduğunu ve hem - şiresini, kendisine tercihan — bu son talihe vermek istediğine hükmetimmiştir. Bundan on beş gün evvel bu yüzden ikisi arasında bir ağır kargası olmuşsa da mü - dahale edenlerin gayretleri — sayesinde bir hâdise çıkmasının önü alınmıştır. Evvolki gece Yahya, elinde büyücek bir paketle Karagümrükte Sarayağası cadde - sindeki evine gelmekte iken Draman çeşme- 31 önünde Recebe tesadüf otmiştir. Ve Re - çebin kendisine pek dik dik baktığını gören Yahya birdenbire sinirlenmiş ve ona: — Ulan, ne o kadar dikkatli bakıyorsun. demiş, Receb de: Göze yasak yok ya, bakarsam ne olur- muş. cevabını verince Yahya birdenbire sinirle- nerek elindeki paketi Recebin başına çarp - mıuştır. Bir bakkaldan döndüğü — anlaşılan Yahyanıt paketi, Recebin başında yırtılmış ve içindeki sabun kalıbları sokağa dökül - Müştür. Bununla hırsını alamıyan Yabya bu sefer bıçağını çekmek istemiş, fakat daha ev vel davranan Receb dalma üzerinde taşıdığı keskin ciğerci bıçağı ile Yahyanın — üzerine saldırmış ve bir vuruşda önun midesinin Ü- zerinden karnının alt tarafına kadar yırt - mak suüretile büyük ve korkunç bir yara aç- mıştır. Yahya kanlar içinde yere yuvarlanır ken Receb de elinde bıçağımı sallıyarak bir müddet yürüdükten sonra önüne tesadüf e - bir kuyuya biçağını atmış ve ortadan kaybolmuştur. Vak'adan haberdar olan zabıta, — derhal faaliyete geçmiş ve telefonla bir cankurta - ran otomobül çağırarak yaralıyı Cerahpaşt hastanesine küldırtmış ve suçlunun yaka « lanması için Jâzım gelen tertibatı almıştır. Yahyaya hastanede bir amcliyat yapıla - rak hayatının kurtarılmasına — çalışılmışsa da yarası tehlikeli olduğundan — bu #anada ölmüştür. Katll Receb zabitanın iki saat devam € » den sıkı bir araması neticesinde Eyübde Ba- bahaydar mahallesinde Kuyu sokağında ba- € |bası Azizin evinde yakalanmıştır. Hüdiseye müdelumumi — muavinlerinden lerini arzetmiştir. Vekil, iki üç gün buraıla kalacak, muhtelif meseleler üzerinde tedkikler- de bulunduktan sonra Ankaraya hare- ket edecektir. Necati Kütükçüoğlu el koymuştur. Hâdise yeni cürmü meşhud kanununun şürmulü da- hilinde olduğu için tahkikat — sür'atle Intaç adilecek ve Receb doğrudan doğruya iddin- ile Ağırcezaya sevkokunacaktır. Şirteti Hayriyenin İstanbulda inşa et- tirmiş olduğu 76 numaralı (Sarıyer) va- puru Boğaziçinde işlemeğe bâşlamadan evvel dün birinci defa olarak ilk seferini yapmıştır, gâhlarda yapılmış olan 75 numara tipin- de küçük bir vapurdur. Şirketi Hayriye- nin bu tipteki vapurları inşa ettirmekte- ki maksadı Boğaziçindeki seferleri sık- laştırmak kaygusudur. Vapur memleke- timizde inşa edilmiştir. Mühendisi Şirke- ti Hayriye fen müdürü Bay Herrmann Dülgdir. Şirket fen müdür muavini hendis Bay Hâmid Rızanın m e gayet kısa bir zamanda yani on ay içinde inşa edilerek sefere başlamış Lulunuyı Bu vapur 1937 senesi 15 eylülünde kızağa konulmuş ve yirmi dört temmuzda de ze ihdirilmiştir. Fakat bu vapur inşa e- dildiği zarman içinde ayni tezgâhlarda başka vapurlara ehemmiyetli ve ehem- miyetsiz tamirat yapıldığım da kayâ mek lâzım gelir, Vapur içinde kullanılmış olan malze- me (birinci mevki salonundaki kanapele- rin yüzleri müstesna olmak üzere) tama- mile yerlidir. 76 numaralı (Sarıyer) vapurunun sür'ati 12 buçuk mildir. Makine devir a- dedi iki yüz yirmidir. Makine beygir kuvveti üç yüz ellidir. Vapurda beş yüz yetmiş üç yolcu için oturacak yer vardır. Vapurun inşasında yüz seksen işci ça- hşmıştır, Dün vapur birinci defa olarak hususi davetliler ve gazetecilerle Boğaziçinde İbir gezinti yapmıştır. Tenezzüh büyük bir neş'e içinde geçmiştir, Şirketi Hayriye fen müdürü Bay Herr- matın Dilg tenezzüh esnasında orada bu- lunan bir muharririmize: — Türk işcisi dünyadaki işcilerin en iyisidir, demiştir. Ben bu gemiyi ancak onların gayret ve yardımlarile bu kadar az bir zamanda bu kadar mükemmel ola- İrak inşa edebildim. Dünyanın hiçbir ta- rafındaki atölyede mühendisin söz'inü bir baba sözü gibi seve seve dinleyip tatbik eden-işciler yoktur. Türk işcisi dünya yüzünde bir tanedir. Benim .onların başı olduğumu hiasetmişlerdir, fakat ben de onların benim kolum olduğunu pekâlâ müdrikim. Başsız parmak ve kol, kolsuz, parmaksız baş ne yapabilir. Türk işcisi pek yakın bir tarihte memleketine hariç- ten hiçbir şey aldırmıyacak, hariçte hiç bir şey yaptırmıyacak bir seviyeye yük- selecektir, | 76 numara daha evvel gene ayni tez- Şirketi Hayriyenin İstanbulda yaptırdığı yeni vapuru dün sefere başladı 76 numara dünkü tenezzüh esmasında * hayet meziüh & at sekiz buçu, ermiştir. â doğru nis * *kk İktısad Vekilinin tedkikleri İktısad Vekili Şakir Kesebir, dün ğleden evvel Türkofis İstanbul şube « ine gelerek bir müddet meşgul olmuş, acirlerile görüşmüştür Galatasaraylılar deniz gezintilerini 13 ağustosta yapıyorlar Gelatasaraylıların maaile melerini temin için cemiyet tertib edilen 938 senesi deniz gezintisi 13 ağustos cumezsesi günü yapılacaktır. Sa- at on dörtte Köprüden har-tet edecek vapur, Kadıköye uğradıktan sonra Mal- tepeye, oradan Adalara gidecek ve Mlo- dada bir müddet tevakkuf edilecektir. Mehtabda, Modadan hareki Boğaza idilecekti İstanbul müddelumumi muavinlerin » den Necati Kütükçüoğlunun bir erkek ço cuğu dünyaya gelmiştir. Nevzada uzun ömür ve saadet dileriz. Acıklı bir Ölüm Sümerbank meclisi idare âzasından eski Posta Telgraf Nazırı, Devlet De * miryolları Umum Müdürü Haşim San - verin Pariste ölen oğlu Düyunu Umumis ye Komiserliği sekreteri Baki Sanverin cenazesi bugün saat «ll» de Şişli Osman- beyde Baytar Ahmed sokağındaki — «Za No. lu hanesinden kaldırılarak Yahyae « fendi mezarlığına gömülecektir. Mevlâ rıhnet eyliye. Esbak Orman ve Maadin Nezareti mu- hasebecisi merhum Muhiddin Beyin oğlu Mehmed Ziya irtihal etmiştir. Cenazesi bugün saat on buçukta Anadoluhisarın- da kardeşi Alj Rızanın yalısından kal « dırılacak ve motörlerle Eyübe nakil ve öğle namazı Eyüb camiinde kılındıktan sonra âile kabristanına defnedilecektir. Köprüden Anadoluhisarına vapur saat dokuzdadır. (L14) kzeese caLAAaLLLALELEYALADAELALALE KELELELERELELEAAEKAAEnAEEE VEFAT Adliye müfettişlerinden Sırrı Ankara- da tedavi edilmekte olduğu Nümunt hastanesinde, üremi hastalığından veiı’î etmiştir. Cenabıhak rahmet eylesi Sabahleyin, öğleyin ve akşamleyin ağızınızı iyice Odol suyu ile yıkarsanız ve dişlerinizi Odol dişmacunu ile tırçalarsanız nefesiniz daima hoöş kokar ve artık ağızı- nızda dişlerinizi çürütebilecek şeylerden eser kalmaz. Dişlerinizin güzel ve sağlam olma- sını İstiyorsanız büu dediğimizi yapmakdan başka care yoktur.