Ganj hâ Titredim. — Bir ölü!... Peki amma. —Kat'i bilmiyoruz. Yalnız. sin mezarcılarla - sıkı bir irtil Bundan eminiz. Çok akşam, Yarengiz gölgeler, prensin giz r tüne, henüz ötmüş kadin cesedle- rler. Bunlar, kanaatimizcc, 'k;ı T ler için prense birer teerübe li daire- ıdır. : ik çenem kilidlenmiş gibiye ğımı hissettim ve bir sedir üze- | düştüm. olmalıyız ki önümü yarabilelim. n bilmem ne oldu, yer fırladım. Fenalık etmek istiyen bi navara hücum eden bir insan gibi şımdakinin yakasına doğru alıldım. — Siz yalan söylüyorsunuz. Hiç kımıldanmadı. Yavaş bir hare- kar- ketle elleri, yakasından ellerimi sıyır” |. dı. Acı bir gülümseme dudaklarını Sizi haksız bulmuyorum... dedi. .. F Seviyorsunuz!.. Seven,sevilen ha enmesine tahammül lehde görmek ister. Ama... Ne Ççare ün söylediklerim bir hak tir, müsaade ederseniz arlık çeki yorum, yarın akşam ayni saatte yanı- nızda bulunacağım. İlmi heyet reisi profe:s prensi ziyarete : gflı:wkur. Gizli bir geçid biliyorum. Sizi, ontarın cakları yeşil salona kadar Rötü- dinliyeceksiniz. o itimad buluşa l receğim, Her şeyi n € zaman sözlerime be'lkş _!n;.a eder, bizlerle elele verirsiniz. Kendi kendimden utanmışlım. Fa—,mı' ellerim arasında, düşünüyordum. Da- ha bir kaç dakika önce, samimiye - tinden şüphe edemediğim bu delikanlı- yı nasıl da kırmıştım. Gözlerimi kaldır- ;lığım zaman meydanda kin_u'e :;oktq. ileri doğru kaştum: Ne bir gölge, ne bir Te j hâ jani arlari, Yalnız «Ganj hâkimesi»nin nazarları, ufuklarını saran sırrın bir yabancıya verdiği heyecan karşısında daha gurur- lanmış gibi geldi. mi Ne kadar uyudum, nasıl u_vu_vabıl_— tim... Kendim 'de bilmiyorum. Fazla heyecan insanı uyutmaz demiş_nm. ya- lan. İnsan vücudü o kadar zayif ve k!ı—- yecan denilen şey © vücude öyle rafkıîn ki uyku kaçmıyor, bilâkis zavallı vücud bir müddet için dalıyor, kalıyor. Bir Devi yarı ölüm. «Ganj hâkimesismin timsahlarının Gişleri dihinde yatakalmışım. İçeri kahvaltımı getiren cariyeler, gözleri- Mi açtığım vakit, alnımı hayat verici losyonlarala ovuyorlardı. Cevab al * Mayınca merak etmişler, kapıyı Z0r- la açmışlar. Birisi: - Yatmadınız mı?.. dedi, Öteki ilâve etti: ; — Prenses.. Hindin en büyük bir Şâheseri olan bu tablonun canlılığı sa- kın asabınızı bozmasın. Onü seyreder” ken dalıvermişsiniz gibi. Alnımı ovuşturan bir üçüncü Tay İnsanlarına mahsus bir dalkavuk- lukla dudaklarını büktü: Uyumadığını prens haz- Tetleri dııyurl:ız;:a çok müteessir ola * taklardır, eminim. Kimseyi görmek, kimse ile konuş- Mak istemiyorum. Ruh, sükünet içinde olmadıkca en büyük bir rahat bile 1z- tıtabdan farksız. İpek tüylü ve altın tüllü bir yatak böyle vakitlerde sanki öldürücü bir ıztırab çanağı Akşama kadar yalağımda kıvrandım. Korkunç bir kâbus her lâhza' başımın lcunda gibi. Bir akşam önce olup bi- ferdlerin bir rüya olup olmadığından | kuşkulanacak kadar şaşkın ve bunaltı deyim. En göz kamaştırıcı bir saa- det havuzunda, bir lâhza içinde bed- baht kalıverdim, bunu söylesem, ltinse inanmaz. Şu dakika kimbilir kaç yüz ü, sa” ö v edemez.. | * raya her parçar demirler, sert kâ di SON POSTA Yazan; Yedad Ürfi kimesinin tablosu Genç adam: «Prensin mezarcılarla trtibatı olduğuna eminis'» dedi. tıran muhteşem bir dekorün azame daha fazla şa: ıim, Bu ihtişam, rekli bir alkış kazandı ve bu dekor, iç taraftan derme çatma gibi görd kâğıd parçala lan başka bir şey gildi. Hakiki hayat jile sahne arasında- ki f hayatla an'atkârlar öoynuyor, öbürü hin genç kız, mevkiimi hâasroe' r. Hakları var, Uzakta el ve okadar c birisinde çarpışan hayatı sir kız rolünü OŞ 1 geçkin olduğu İtaklide memur tlerin yer ölüm döşeğindeki ken meğe çalışa m altmışır leri vakit ben de inanr perde açılı sİ gezdir söyledik ak isti halkı sahte kahkaha memiştim. Bir gün artist gibi yer yüzün yatro Sa) PN « : y de mevki icabı güler gibi görünen in- ın rühu kimbilir ne türlü ıztırab- liştirilmiş mukavva 1 arkasını oldum. Niçin mi?,. Sevdiğimden emin lanlar. bulun am bir insanın esrarengiz bir ar |adam olduğunu öğrenmek beni öldü - yor, Bir çiftin en büyük saadeti, <«yakınlıke ve «samimiyet» değildir de şaşmış, kalmışlım. Ama, seyirciler a- pedir?.. mden üç dakika sonra, perde açildığı vakit gözlerimi kamaş- (Arkası var) ——— — e —e Devlet demiryolları yedinej işletme müdürlüğünden: Yedinci işletmenin ihtiyacı olan aşağıda yerleri, miktarları, muhammen be - delleri ve muvakkat teminat miktarları yazılı balast 2490 sayılı kanuna tevfikan kapalı zarf usulile ayrı ayrı eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksiltme 11 ağustos 938 tarihine tesadüf eden Perşembe günü saat 11 de Af- yonkarahisarında yedinci işletme binasında eksiltme komisyonunda yapılacaktır. İstekliler 1/7/988 tarih ve 3645 sayılı Resmi Gazetede ilân edilmiş olan talimat- namede 2400 sayılı kanunda ve eksiltme şartnamesinde yazılı vesikalarla muvakkat teminat banka mektubları veya makbuzlarını ve teklif mektubların: havi zarfları 2490 sayılı kanunun 32 ve 33 üncü maddesindeki tarifat veçhile hazırlıyarak ihale günü olan yukarıda yazılı günde saat onda eksiltme komis- yonu reisine makbuz mukabilinde teslim etmiş bulunmaları'lâzımdır. İstekliler | bu husustaki şartname ve mukavele projelerini Afyonkarahisarda işletme yol başmüfettişliğinden parasız alahilirler, Balast ocağının bulunduğu hat İzmir - Afyon | 234 — 235 İzmir - Afyon | 400 — 401 Afyon - Konya | 227 — 2274700f 10000 M3 Bir. M3 nin muhammen bed>li kuruş 102 186 182 Muhazamse | Müvakkat Kilomeltresi İnhisarlar U. Müdürlüğünden 1 — Şartnamesi mucibince 27 aded dürbün açık eksiltme üstdile satın alına- caktır. 2 — Muhammen bedeli maateferrüat 2 adedi beheri 115 lira 25 adedi 65 şer lira hesabile tamamı 1855 lita ve muvakkat teminatı 139,12 Tiradır. 8 — Eksiltme 27/7/988 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat ll de Kabataş- ta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. 4 — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen şubeden alınabilir. $ — İsteklilerin kanunen kendilerinden aranılan vesalk ve ©© 7.5 güvenme pa- ralarile birlikte eksiltme için tayin edilen gün Ve saatte yukarıda adı geçen ko- misyona gelmeleri ilân olunur. — «4380> İstanbul orman başmühendisliğinden Florya toşcir sahasında yaptırılacak sulama tesisatı kapalı zarf usulu ile ek- siltmeye konmuştur. müstelzimdir. ş |larla esir. İşte ben de bunlardan birisi | k. 'Keşiş manastırın avlusuna |beri hazır duran mezarını bahtiyar mahlüklarından biriyim. Ölünce hergün göre göre bir yatak gibi alıştığım bu mezara gömüleceğiml,. akam bey kızmış, kötü | sövmüş! Kocam da müteessir ola- rak, «Ben kalıpsız, küçük bir kayık ka- dar büyük bir ayakkabı yapamam'» demiş kaymakam bey büsbü- tün hiddetlenerek kacamı hapse attır- mış! Şu tuh tarzda | ulunma- İneboluda iken adam hapsetmek sına kızdı. Yavere: — Haydi, dedi, hemen hapishaneye git, kunduracıyı salıver, kaymakamı da buraya çı Yaver gidince; paşa: — Akıllı, uslu bir adam gibi görünen Nahifi şişkosuna ne ceza verelim, di- ye bana sordu. — Gayri meşru hapis, kanuni cezayı Bir daha böyl etmemesi için | isini tekdir ve reketleri tekerrür ederse bü- | ratılacağını ihtar buyu- eyfi bir cür'etindi ıya bir, iki lira verme- irursa buy manastıra götürülerek bir de cismani ceza verile- bilir, dedim. | Abdurrahman paşa: — Çok iyi, mukabelesinde bulundu. | ceza fazla olur. Bir lirayı biz inın karısına verelim. Kay - mı da tekdir etmekle beraber c zib ile cezalandıralım. akam, senelerdi i hayvana rek itizar etti ise de paşa kab Kepekle semirtilmiş bir ekmekçi bey- giri bulduk, yola kayulduk. Fakat dağa tırmanmağa başlayınca, |beygirin terleri sabun köpüğü gibi yol- Jara akmağa başladı. Paşâya: — Efendim, biz kaymakama ceza ve- relim derken, zavallı suçsuz. hayvanı tahammül edilmez bir işkenceye mah- küm etmiş olduk, dedim. O da mütale- amı doğru bulduğundan kaymakamı geri çevirdi. Kızıl ve parlak meyvaları üzerlerin: de duran elma ağaçları altından sağa, sola büküle büküle yükselen sarp keçi yollarından ilerliyorduk, Güneşin ışık- larile yer yer 'harelenen Karadenizi son derece güzal olan tabiat levhalar nı seyir ede ede iki saatte manastıra |vardık. Elma ağaçları altından geçtikçe, u- şakların ve jandarmaların meyvaları koparmadıklarını merak eden paşa, bin |diği katırı kâh öne, kâh arkaya çevire- |rek evelâyeti âmmessi vazifesinin koru yuculuk kısmını pek güzel yerine ge- Denizden, yeşil dağın tepesine kor muş bir kaç akbaba gibi görünen ma ısında, keşiş bizi karşıladı nin çabucak iade e- dilmesinden pek memnun olduğu anla- şılıyordu. Keşiş, manaslırın avlusuna girer girmez, senelerdenberi hazır du- ran mezarını paşaya gösterdi: — Dünyanın en bahtiyar mahlükla- |rından biriyim, dedi. Çünkü, Allah ne |kadar ömür vermiş onu, kanadlı insanlara hâs bir gönül rahatlığı ile böyle cennet gibi güzel ve yüksek or- manlar içinde geçirmiş olacağım. Ölün- | ce de hergün defalarla göre göre sene- lerdenberi bir yatak gibi 4lıştığım bu mezara gömüleceğim, Sen, büyük bir paşa, bir vali olduğun halde, ne kadar çok ta yaşasan, gene İpek kısa olan ömrünü bin çeşid dağda- ğa içinde geçirecek ve nerede ölece - Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı veeski meb'us Ebubekir Hâzım girer girmez, senelerden- gösterdi : “ Dünyanın en lâl Cenabımevlâ bi olmak, ne yapmak istediğimizi sorarak göndermiyor k O, ne takdir etmiş, rünmez harflerle ne yazmış biz bilir bilme: onun bu dünyaya ne ise Kıyafet için hattâ duğ iş bir müslüman, hiç olmazsa bir veli nam manastırın m olduğu anlaşı vali odasmın yanın d yordum, I'a.sîl,.kk'qiq']e tekrar görüşmek arzü- sunu izhar etmişti. Fakat o, mürn hâkim: olduğu zümrüd gibi yeşil | DOYÇE ORİENT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubeleri: Galata - İstanbı İzmir Deposu: İst, Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi * Develi Asliye Hukuk Hâkimliğinden: Develinin Reşadiye M. den Mehmed karım Zehra tarafından kocası İstanbul Kasımpaşada Büyük Hamamda su yolcu Göstelek oğullarından Müustafa — oğlu Mehmed aleyhine açtığı nafaka davası « nın esnayi rüyetinde müddeisaleyh da « veti kanuniyeye igabet etmediğinden hakkında giyaben duruşma icrasıtıa ve gis * yap kararmın tebliğine muhakemenin 5-8-938 cuma günü Sa, 8 talikan karar ve- rilmiş olduğundan beş gün içinde itiraz etmediği surette mahkemeye kabul o « lunmiyacağı müddeialeyhin mahalli ika- meti meçhul olduğundan ilânen teblij o- lunur. YHALKRRAKAKN A UKN ’g:MANLI BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ : 1863 Bermayesi: 10000000 — İngiliz Hrası Türkiyenin — başlıca — şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de, Mısır, Kıbrıs, Irak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistanda Filyalleri vardır. İRAAAA AA UAKARALAAD YUD KA AAA KBA AUAY Her türlü banka muameleleri yapar. HÜTUUN GA TNA Tn EN GÜZEL Hıfzıssılhha — noktal — nazarın- dan her busuüsta iyi imal edilmiş ÇOCUK ARABALARI, en İyi şeralt ve en uduz fiatlarla yalnız. er Mağazalarında satılmaktadır. 1 — Tesisatın muhammen bedeli 10.000 liradır. 2 — Teminatı muvakkatesi 750 liradır. k 3 — İhale 5 Ağustos 938 tarihine müsadif cuma günü saat onda vilâyette Or- man Başmühendisliğinde orman alım satım komisyonu tarafından yapılacaktır: 4 — Tesisata aid projeler şartnameler ve evrakı' sairesi Başmühendislikte' gö- rebilirler. Talibl teminat mektublarile birlikte ihâle gününde sdat ondan ev- vel komisyona müracâat etmeleri lâzınidır. — <4692> ğini, nereye gömüleceğini bilmiyecek- sin. Seni Kastamonuya vali, beni bu- raya küçük bir keşiş yapan Allahın, hangimize daha büyük lütufta bulun- duğunu düşün ve anla! Paşa: — Pek doğru söylüyorsunuz, dedi, Son Posta Matbaası Neşriyat Müdürü: Selim Ragıp Emeç , 8. Ragıp EMEÇ SAHİPLERİ: / çiyem UŞAKLIĞİL