25 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

25 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“btzahal sayfiyelerinde TU yarı çıplaklık salgını (Baştarafı 1 inci sayjada) bi gökten insafsız, müdhiş bir sıcaklikla akan güneşin harareti altında kalmağa kendilerinde cesaret bulamadılar galiba! Şimdi denizin üzerinde hâlâ bir takım siyah benakcikler var. Tıbkı bir rc_çel te- | bağının içine düşüp yapışmış, kanadlarını | kurtarmıya çabalıyan sinekler mş,; dııır- Madan çırpınan bir takım benekcikler!.. Bunlar denize girmek için şehrin enıu zak semtlerinden buraya gelen biçareler Olacak. Pazardan azami istifade eL:zekwl— saatin tahammül edilmez Vi e =lxcı sıcaklığına rığmenıf:lneşın altın- dan kaçmağı düşünmüyorlar. ; Kalamış iskelesinin sağında, ilerde de- niz banyoları var... O taraftan doğru Bö- len ve sahile yanaşen sandallardan çıkan €rkeklerin ekserisi kısa bif deniz donxu Biyiyorlar. Kadınların igmâe_ may?hr a Belenler, mayoları üstüne birer pıjm: Pantalonu geçirip omuzlarına yarım y mMalak örten ceketler atmış olanlardan dahâ az... Kalamış iskelesinin selmdaki koyda bedayacılar banyo yapıyor. Burada bir deniz bınyı;s'u Syîu;lıdı: kayaların üzerini d"ilîıgnnmşy:lıînm.. şimdi kenarlara çe- d ufak bor- sonra da mayoları üzerine bir " noz atmağı düşünmeden yerlertnden kal- kıyorlar. İskelenin üstünde kolkola dola- şıyorlar. Yi yE ipek bir etel 'az kloş bi ke?ğ;:;p;kp kırmızı mendille örtülü bir başka bayan iskelenin yanıbaşındaki lıa_r— sergisinden bir karpuz almak - için e Tlığa girişmiş Üç erkek arkadaşına :.ııı;osunun ıslak olduğunu göstermek i- eteklerini beline kadar sıvıyor ve ma- îunun paçalarını sıkınca sızan sularlâ :ı'rızlırlnın hakikat olduğunu 1sbat ediyor. Ve şaşilacak bir şeyl... Ne arkadaşları, ne karpuz sergisindeki salıcılar, ne ora- dan vapura giden yolcular, ne ilerdeki kayıkcılar, hiç hiçbir kimğe bayanın açı- fan eteklerinin altından görünen mevzun bacaklarına bakmıyorlar. Hava mı çak sıcak!.. Kadın mı erkekle- erindeki tesirini ve füsununu kay- Jarına çıplak kadın reaimlgri koyarak satış yapacağını vehmeden mşo. mua sahiblerinin aklına şaşmak ümhı; İhtiyar bir bayan tanırdım. İkide u söylerdi: deış;î şeyin kıymeti nedrelindedir..» Eski kafalı değilim... İtfetin böyle za- biri şeylerle alâkadar olmadığını bili- rin Üze betli? Kapi isk--Sılrilı milisler bir tecavüzde bulunmak istediler (Baştarafı 1 inci sayfade) lis derhâl 'Türk kuvvetleri kumandanını| — Ne zarar var canım!?. keyfiyetten haberdar eylemiştir. Bunun | — Bu zarar için değil ya, hani... Üzerine mütecavizlerin teşhisi için faali-| Kahvelerimiz bitmişti.. Hemen kam « yete geçilmiş ise de Şeyh Haddad ve kar- | yondaki yerimi aldım.. Hırlıya, puflıya, deşi kendilerine gösterilen Suriye asker- | kuvvetli gıcırtılarla makine yeniden ha- leri arasmda mütecavizleri bulmıya he- | rekete geldi... Düz muvaffak olamamışlardır. Gerek za- bıta, gerekse kumandanlık ehemmiyetle tahkikata devam etmektedir. Uzun bir âsüyiş devresinden sonra bu hâdisenin vukuu teessür ve teessüfle karşılanmıştır. (Baş tarafı 7 inci sayfada) sert.. * — Burası neresi? — Hamsiköy.. — Saat te gecenin on ikisini buldu.. — İsterseniz burada yatalım.. — Otel var m?.. Antakya, 24 (A.A.) — Anadolu ajansı-| — Mükemmel.., nin hususi muhabiri bildiriyor: Manzara da iyi., Hafif mehtab ışığı ai - Kayıd muameleleri dün de bütün bü- |tında, bir çam ormanı içinde olduğumuz rolarda devam etmiş, bugün pazar olma- | anlaşılıyor... Epey de çıktık.. Yüksek bir sı münasebetile bürolar tatil edilmiştir. | dağda, çam armanı içinde «mükemmel» Müntehiblerin reylerini kullanmak hu- | de bir otel. Derhal karar: susunda gösterdikleri tehalük ve büro-| — Kalalım!. lardaki memurların ve evvelkinia tama-| — Amma bayım, yarın sabah erken çı- men tersine olarak, halka karşı nazik ve | karız... Meselâ sabah dörtte!.. ihtiramkâr muameleleri yerli ve yabancı| — Olur!.. bütün müşahidlerin dikkatini çekmekte-| — Elinde, isli bir gaz lâmbasile önümde dir. Şimdiye kadar en küçük bir vak'a| bana yol gösteren adama sordum: kaydedilmemiştir. — Yemek var mı?. Adana, 24 (Husüsi) — Kudüs konsolce-| — Tabil!... lüğuna tayin edilen Antakya konsolosu-| Allah Allah, ne medeni bir köy burasi!, muz vazifesi başmâ hareket etmiştir. An- | Her şey mevcudi.. Ama kapısından içeri takya konsolosluğuna tayin edilen İsken-| doğru ilerledikçe otelin şekli de bozulma- derun konsolosu yeni vazifesine başladı. | ğa başladı. Gacırtılı merdivenleri dikkat- ' deam arkası rim.. Plâjda mayo ile yüzen, ıumı ıııyvı:]: yatıp güneş banyosu yapan bir kadını : çabsızlıkla itham etmem. l'ıhl' umumi bir yol olan deniz kıyısında mayo ıZe, Şort- la, pijama ile bile değil, iç SÜ'_FİeILe olur- mak; bir vapur iskelesinde vücudü umm " an kısacık mayolarla dolaşmak; kar- puz sergisinde Maâyosunun ı.—ılıtk'ı:î, üstermek için eteklerini gıyırmak; e :ny yolunda pijama ile gezmek lğoçuır_-ı gitmez. Ve böyle yapanları tenkid ede- mârudı çıplak vücud teşhir etmek gibi birşey de mevzuubahs dahi olmasa bu tıb- kı smoking'le tenis oynamıya, gece tü- waletile kotra kullanmağa, frakla ata bin. yüöğe benzer:.. Ve bence güzel değildir... Bilmem haklı mıyım? kilmiş, yaygılar yaymışlar.. kenardaki â- H#açların gölgesinde yemek yiyor.. gramo- fon çalarak eğleniyorlar. s.î.m,. Weshrı;;nâı pijama, şort, de niz elbisesi, bornoz falan yok. Karamanlı, Fişman ve yaşlı bayanlar yakası (ısıolu Patiska gömleklerle, daha gençleri eski ipek elbiselerden bozulmuş, yıkana yıka- Na renkleri solmuş kombinezonlarla en u- fak bir hicab hissi duymadan yabancı er- keklerin arasında oturmuş muum; çıkardıkları yemekleri kemali Yiyorlar. Tam iskelenin solundaki küçük kahvede şişman ve yaşlı bir hıysnlak::- likte gelmiş, yaşlarına rağmen korkunç e şişko iki genç kız daracık vî!ıı;ıoı larla oturmuş.. bütün ömürlerince vücut: çıplak göstermek sanki A'H!;da:ı Tındanmış git fütursuz Şütüfsiz KÖ D0 ekmek yiyip üstüne çay işiyorlar. Kraliçe Marinin cenazesi kaldırıldı lamıştır. Büyük kilisenin kapısı önünde Transilovanya metropolidi son Tuhant â- yini yapmış ve saat tam an sekizde, milli birlik kraliçesi Marinin tabutu çan sesle- ri, top atımları ve kraliyet marşı nağme- deri arasında kabre indirilmiştir. Kral Karol, refakatinde cenaze töre- nine iştirak edenler olduğu halde husust trenle Bükreşe dünmüştür, Belgradda Belgrad 24 (AA.) — Romanya — Valide Marinin cegaze merasimi münase- Hatice Hatip (Baştarajı 1 inci sayfada) ge- Mumi sükün ve huşuu içinde Se$ taht €eden sonra bu sabah, kral "'_”ıdwm. salonunda, kralın, kral allesi € n Yabancı krallık mümessillerinin, kral Hvirlerinin ve yüksek devlet mvâ di Ni- Dün huzuru ile, Moldavya metrop! pılmiş tarafından bir dinf âyin SOP Ve saat 830 da Valide Kralişe * €tnaze alayı saraydan haruket rmlğm_ Bir top arabasına konulmuş n_’—“’k oe fun arkasından, kral, veliahd b"yo. pe aa €vod, Prens Nikola, Dük dö Kent, 7 ib Prens Pol, Bulgar Prensi Ktrüu;f:“n_ Hohenzollern, yabancı hükümet deri ieteilleri, hükümet Azaları, yüksek dür Memurları, generaller yürümekte tesadtif edilir bir merasim yapıl - Bu esnada bütün kiliselerin çanları â';::: :.;'“"'" , Rümen — hükümeli bütün TMaktı l havası Ça " essillerine ve bu arada Mos- ta, ıo;î,'f:î,'::ı.':um:ğî' TayYArOdEN Te a a Da a ae rlçe Marinin tekkeb bir hava filosu alay Üzerindi VS| airanati rubl iein dini Avinler yaptırılmamı Makta idi, :i ni mnylm'g dememişlerdir. İşte bu Kra) sarayından' lstatyona / kadar yöl | xamları hiç Üz wip Sele ü Crn l lardaki bütün evler, yarıya kadar inik | guretle ataşamiliterlerin ve hariciye halk Matem bayrağı ısm;şlır mor renkli tül- | matlı lere , Toamlserliğini terasli eden protokol gefi Bar- bürünmüş ve kırmızı çiçeklerle güs- kovun huzürile bir dini âyin — yapılmışlır. Sovyet makamlarının Romanya 8 Sokaklarda, huşu içinde 500 ae Kürgi bu. DARİR, / Jbeti, Bovyet işi bulunuyordu. :"ım Ortodoks kilisesine — kurgı olan İlisüylada gett hareketinde herhangi — bir değişikliği Zafer takının altından geçen ölay, İKi | şazamımun etmektedir. Baatte varmıştır. İstasyı ”Yd' a Ana Kraliçe Marinin ölümü Mor zenklere bürü ü. Burada Yü-| — Romanyı mn"'ı"" ,:ı:ııb DeK A Mari, Prenses | münasebetile dün sast bir buçukla Tak « 5 riştan sokağındaki Ortodoka izabet, Prenses İleana, Grandüşes Elen, m:.:ıı Tuhani âyin yapılmıştır ( ç s dö Olga ile Patrik e İstanbul Vali ve belediye relsi Kent, Prenses Olga Ayindı Miron Kriste, tu beklemekte idi. İ yryhiddin Üstündağ, konsoloslar, Romanya Ssat 1145 ;mu süvari alayı zabit- | gonsolasu ve Ramanya kolonisi hazır bulun- Jerinin elleri üzerinde, bususi vagona yer- | muştur, leştirilmiş ve kral ile alaya iştirak eden T bütün zevatın da bi tren, Tam saat 12 de defin merasiminin yapıla- Cağı Kurtea - Agrose hareket etmiştir. ç Etimes'ud radyo istasyonu yakında faaliyete geçiyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) Muvakkat kabul yapılır yapılmaz neş- — Kraliçe Marinin |riyata başlıyabilmek için hazırlıklara de- m:ıt 16 da|vam . Etimes'ud radyo neş- Argeşe varmış ve Bükreşte ol- | riyatı başladıktan sonra da İstanbul rad- tanzim Ruslar Japonyaya karşı ateş püskürüyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) mıştı. Bunun sebebi de, Japon militarist- lerinin halen Çinde başında aşkın işi bu- lunmasıdır. Fakat halen Çine yeni yar- dımcı kuvvetler gönderilmesi icab et- mektedir. Bütün mevcudiyetini Sovyetle- re karşı bir harb için kuvvet toplamak keyfiyetinde gören Kvantung ordusu, kuvvetlerinden bir kısmını, halen Çinin bitmez tükenmez arazisi içinde boğazına kadar batmış bulunan Japon ordusuna yardım için göndermekten korkmakta- dır. Bu ihtimalin önüne geçmek üzere Kvantung ordusu, nazarı dikkati kendi üzerine çekmiye ve Mançuko hududunda yaziyetin sakin olmadığını göstermiye ka- rar K Sovyet « Mançu bududunda, bu erkâ- maharbiye, hiçbir Kızılordu askeri ve hu- dud muhafızı hududu bir metre bile geç- mediği için her hangi bir sebebe dayan- madan sun'i surette hâdise çıkarmıştır.» Gazete makâlesine şöyle nihayet ver- mektedir: «Fakat Tokyo ve Çançumgdaki tahrikâ. tin âmillerinin şu ciheti unutmamaları feab ederdi ki, Sovyetler Birliği hududu bütün muantakalarında, geçilmez budud- Jardır. Sovyetler Birliğinin Japon tahri- kâtını durdurması, bugün ilk defa öe- Bildir. Japon militaristler hizbinin ateşle oynamaktan vazgeçmesi zamanı acaba gelmemiş midte? Zira bu ateşte bir gün elini yakması muhtemeldir.> Güreş teşvik müsabakaları (Baştarafı 8 inci sayfada) Alınan dereceler şunlardır: Müptediler Tek: Galatasaray birinci, Güneş ikinci, Fener üçüncü, İki çifte: Galatasaray birinci, Güneş kinci, Beykoz (müsabakayı terk). 4 tek: Güneş birinci, Bekyoz ıkinci, Ga- latasaray üçüncü. Kadınlar: Güneş (Rakibsiz birinci). (Galatasaray 11, Güneş 11, Beykoz 3) puvan. Kıdemsizler 'Tek: Beykoz birinci, Güneş ikinci, Ga- latasaray üçüncü. İki çifte: Galatasaray birinci, Beykoz $- kinci, Fener üçüncü. 4 tek: Beykoz birinci, Güneş ikinci, Ga- latasaray üçüncü. Beykoz (15, Gâlatasaray , Güneş 6) puvan, İi Kıdemliler Tek: Beykoz birinci, Güneş ikinci, Ga- latasaray üçüncü.. İki çifte: Beykoz birinci Galatasaray i- kinci, Güneş üçüncü, 4 tek: Galatasaray birinci, Güneş ikin- ci, Beykoz üçünc. Bu yarışta Güneş ekipi, Beykoza çap- raz verdiğinden ihtar verilmiştir. Beykoz (1I, Galatasaray 9, Güneş 7) puvan. Umumi puvan! Galatasaray 27 Beykoz 27, Güneş 24, L Fenerbahçe 2 puvan almışlardır. li çıkıyor, karanlık koridordan e? yorda- mile ilerliyorum... Kapı aralığından ışık sızan odanın eşiğini buldum., Lâmbalı yol gösterici benden evvel odaya girmiş; ya- tağı düzeltiyor., Tahtadan karyolanın baş Ducundaki dört ayaklı iskemle kadar tah- ta masaya lâmbayı bırakıp gitmek istiyen adama sardum: — Oğlum tuvalet nerede? — Tuvalet?? Ha bilirim, abdesthane demek istiyorsun!.. — Evet! Öyle demek istiyorum. — Aha, bu kapıdan çıkarsın.. Biraz jler- leyince karşına gelir.. Tarif etliği kapıya elimde lâmba ile gittim. Kapıyı açınca gelen bir rüzgâr elimdeki ışığı söndürdü. «Ulan!> demeğe vakit kalmadan kapı suratıma tekrardan kapanı verdi.. — Hay Allah!, Abdesthanenin kapısını açık bırakmışlar; cereyandan ışık sön » dü. Kibrit te odada kaldı... rına koydum.. Âmâla me doğru uzanmış bir halde ağır r yü- © (Baştarajı 6 ncı sayfada) mer bir İtalyan eskrimcisine Çok ben. zerdi. Güzel elleri tıpkı bir — eskrimci meharetile, papaların, kralların, kato - lik fesadcılarının tuzaklarırı — bozardı. Walsingham'ın başardığı vazife gerçek ten ağırdı. Çünkü düşmanları sayısız, amansız ve câni emellerle dolu idiler, Kıyafetlerini değiştirerek - İngiltereye sade vaız ve casusluğa değil yakıp yık- maya da gelen bütün Jesuitlerle o mü- cadeleye mecburdu. Kraliçe Elizabeth'i bin bir suikasdden o kurtardı. Bunla - rın belki bir - kısmını Bunda da hakkı vardı. Elizabeth hasis ve dik başdı. Canından koörkmâdıkça bugünkü birinci sınıf istihbarat ve mu kabil casusluğa harcananın yarısını, hattâ üçte birini bile vermeğe razı ol« mazdi., Elizabeth, büyük casus şefinin hiz- Metini takdir etmiyor değildi. Ancak, mütemadi bir korku altında yaşayan İngiliz Protestan âlemini korumak i - çin icab eden casus masraflarına ya - naşmıyordu. Walsingham, mesleğine o kadar düş kün, Kraliçeye de o kadar sadıkdı ki onun önüne çıkardığı müşkülleri gözü görmüyordu. İcab eden parayı alama - yınca kendi şahsi servetini rehine ko - yup borç ediyordu. Bütün bu zozluklar ediyordu. Bir yandan da Elizabeth'in rakibi Kraliçe - Mari Stuart'ı nezaret LAâmbayı k_ıpınm yanına -duvar kena- tepesine doğru ahlıya, r gibi, iki elim önü-| du. üyduruyordu. | $ tüdüm.. Odanın kapısını yakâladım.. İt. — Dik olan yerlerin virajları d çok| tim, açıldı... Yatak tarafından bir horul - ! tu sesi geliyor!.. İki dakikanın içinde bi- zi gelip benim yatağıma yatamazdı ya?. — Acaba yanlış odaya mi — geldim?. — | Öyle ya, yanlış... Hay Allah cezasını ver- W sin!.. İşimi bitirip bir yatağaâ yatuğımı görsem... Şoför de yarın «dört» te demişti. Saat yirmi dördü geçip, bire geliyör.. İki saat ——— bile uyuyamıyacağım galiba.... Bir kapı tokmağı daha elime geçti: — Artık burası benim odadır!., a Buldum.. Ceketimin cebinden kibriti a- bp ayni yoldan lâmbanın yanıma vardım., K Yaktım.. dikkatle abdesthane kapısını açı —| tım.. İçeri doğru bir göz atlım. A!l.. Or » * man.., Mehtabın ölü gibi ziyası kapının —— İ önünde bana bir tahta köprü gösterdi.. j Altından bir su akıyor... Gene mi yanlış —— kapıya geldim?.. Hayır canım; sağında — solunda başka bir yer yok... Her halde burası olacak.. Köprüyü geçtim: Bahçe.. ,L Biraz ilerledikten songg bir tahta kulübe göründü, iş te anlaşıldı: Anadolunun köy 3 evlerinde olduğu gibi, bu dağların otel- lerinde de bu gibi «hacet> li yerler, mese —— ken harici bırakılmıştı., * z Acaba uyudum mu, bilmiyorum.. Her ' halde Biraz dalmiş olacağım.. Büyük bit gürültüyle uyandım.. Kulak verdim.. Ka- Pıyı vuruyorlardı.. Amma diyöüceksiniz ki: «Amma mübalâğa! Kapıyı vuruyor « - larmış. Halbuki: Büyük bir gürültü ile — uyandım! diyorsun'>... Evet amma, bBu — Bizin bildiğiniz kapı vuruşu değil... Ha- ni şehadet parmağını şüyle kıvırirsınız — da, kemikli yerile kapıya etik til> ya a. parsınız... Hah işte buradaki, sizin bil 2 — diğiniz o tarzda değil... Uyku sersemi iyi —— seçemedim ama ya kuvvetli bir yumruk- tu, yahud biraz zayıf bir tekme.. Ha * halde hâli nevmde beni körkutacak ka- dgî şiddetli... «Hay!» diye fırlamamla giyinmem biz oldu. On dakika sonrâ kamyondaki yerimi almıştım... Şoföre sordum: — Dağın tepesine çıktık mıydı?. K — Ne münasebet bayım.. Daha yarısını —— güç tuttuk., — Yal © — Eyet!,.. Büyük ve kuvvetli bırıltılar, hışırtılar, — Bacırtılar... Kamyonumuz kalkmış, dJağıa pufliya ilerliyos. — Vasfi R, Zobu ——— Gasusluk tarihinden birkaç yaprak — Walsingham İngiliz casus. teşkilâtır — mı cidden genişletmiş, kuvretlendir < — mişti. Nüfuzu, ister lehinde ister aley” — binde çalıştığı herkese, âlemşümut — gibi görünüyordu, Yazık ki hasislik bu — büyük nüfuzu bir düşman ağı gibi kıse kıvrak bağlamıştı. Onuy, milli menfaa- tin, memleket — müdafaasının lüzum gösterdiği bir çok teşebbüslere geç « mekten menediyordu. di Mari Stuart ve taraftarlarına karşı tutuları casuslar istisna edilirse, Wab — singham'ın elindeki en iyi elemanları — talyada bulunan talebe teşkil ediyor. — du. Bütün bu casusları o, hiç bir vakit — şahsi hüfüuzuhuü 'arftırmakta kuuınmıı—'- | Mış, daima memleketi menfaatine tah: — sis etmişti. Elizabeth'in tahtını, İngiliz kilisesini korüyan Walsingham ayni za' manda İngilterede ilk milli casuslı da kuran ilk şefdi. On beş günlük ğ Kontenjan müddeti — 30 güne çıkarıldı p (Baştarafı 1 inci sayfada) Kontenjan mahsubunun xllrnrnklmo? ilânı tarihinden itibaren on beş gün için- — de muamelelerini bitirerek gümrük res-, mini ödeyemiyenlerin beyannamelerine verilmiş olan kontenjanların geri ahına- içi d ğ i kararnamelerinde içinde bir yandan Jesuit'ler gibi ya -| SAB1 mefsuh kontenğan d man ve dessas düşmanlarla mücadele | STahaten zikredilmiştir. Halen mer'i * 2471005 sayılı genel idhalât rejimi kararm. da bu hususa dair bir hüküm mevcud ol. — altındâ tutüyordü. Bu mahpus, misalir mamakla beraber bir teâmül haline gire — Elizabeth'in tahtına her an fenalık gelebilirdi. Kaçmak, -İskoç ve İngiliz- bütün düşmanlarını cezalan - dırmak Stuart'ın en büyük — emeliydi. Şahsen cinayetten hoşlanmasa bile Ka- tolikdi. Protestan Elizabeth'e rakibdi. Bu yüzdendir ki büyük casus şefi niha y;:ıun başınm kesilmesine - taraftar 8l miş olan, verilen köntenjanın uzun müde det bir şahsa inhisar etmamesini temin eylemekte bulunan bu usulün gümrük- lerce tatbikimda devam olunmaktadır. Sön zamanlarda tüccarlar tarafından vas :ı üracaatlar üzerine yapılan inceleme- le.bahsi geçen on beş günlük kontenjan! müddetinin kifayetsizliği bus lunduğundan bü müddetin otuz güne gı karılması uygun görülmüstür. v K

Bu sayıdan diğer sayfalar: