Hergü Başbakanın nutku F.R. ÂAtay aşbakanımız Celâl Bayarın son nutku, hiç şübhesiz, siyasi bayatına aid vesikaların en mühimleri Arasında yer tutacaklır. Üslübun Üç vas- “fı hemen dikkate çarpıyor: Açık, kat'i ve © gamimi olmak! Nutuk, devletin belli başlı meselelerin- dan temas duğu gibi okuyanlar, onun h — poktasının yeniden tahlil veya tefsir edil- ' Mmesine lüzum hissetmemişlerdir. Cumhuriyot hükümeti 1938 yılında milycm lira harer k»u hır hazine ,yıd elde etmi — nun 3 de birinden bıraz fazla r.ık:ımla lıışhınş ar. Bunun — manas Bizler Türkiyeyi baştanb Nevi inşa edilmek vazi Emsalsiz bir hız ve hamle ile çalışmak, normal sây değil, adet ak gartları içinde uğraşmak mecburi; mn'ıı: bulduk. — ğer pek iyi dikkat edilmezse, bir taraf- ftan parlak ve ani semercler v ken, di- V ğer taraftan milli kudreti tü ) yığınlarının, mi emadiyen, | * Suyat gerginliği içinde yıpranarak, ge- Jecek nesiller hesabına ıstırab çekmele- Tine İmkân var mudir? Halbuki, bunu ci- bana Nân edebiliriz, büt gözönünde tutulacak olursa, y n beş yıl içinde, yapılabilecek olanın aza- | ,misini vücüde getirmiştir ve bu inşa faa- Tiyetlerini, millt kudreti yıpratan ve tü- ,keten değil, şevklendiren ve canlandıran ' tedbirlerle tanzim etmiştir. 10 milyona y:unn wergi indirirken, gelirimizin eksi- İeceğinden tasalanmıyoruz. Demiryollar Yımıza kadar her şeyi kendi paramız ve emeğimizle yapıyoruz. Sivil ve harb sa- nayalimizi kurmakta devam ediyoruz. -— Beynelmilel itibarımız, Osmanlı impara- torluğunun son asırlarda hiçbir zaman erişemediği kadar mükemmeldir. Kuv- İ't vetli, ileri ve garblı bir Türkiyenin me- deni âlem içinde, kendi hissesine düşen — milli ve insani vazifelerini yaparak, de- vam ve istikrar şartlarını hergün daha fazla takviye ederek, dünyada kendine lâyık yeri almış olduğuna hiç kimsenin ' gübhesi kalmamıştır. '_ Celâl Bayarın nutku, mümkün olsa da, — 1908 ile 1914 arasındaki meşrutiyet dev- — rine dönüp, oradan okunabilse! Bizim on beş senemizin meşrutiyette, hiç olmazs — gsra yakın bir müddetle ölçülmüş oldu- nu hatırlarız. Fakat bugün dahi asra yakın ölçüler Çöerçevesi içine giren sayısız hizmetler karşısındayız. Onları başarmak için lâ- zım gelen madde, kültür ve rTuh kuvve- /—tine sahib olduğumuza şübhe etmek ar- “tık en bedbinlerin bile aklından geçmez: Kendi mazimizin en büyük değeri, belki Meydana koyduğu eserlerinin Üstünde değeri, Türkiyenin istikbali için sarsıl- P maz bir inanca olmaktadır. Mazi bize is- tikbali, esas ve hedeflerini Atatürk'ün hazırlamış olduğu muazzam istikbali Bösteriyor ve kalblere ona mutlak mak emniyet ve huzurunu vı Bir Hatay gölgesi var: O da göklerimi- zin mavisi üstünden çekilecektir. Celâl Bayar, Kamutaya, 29 ilkteşrinde, 300 milyon lira büdce, Eşsiz bir bereket, 100 milyonluk kredi, Ve Hatay, Senesinin yeni saadet haberlerini ve- recektir. F.R. ATAY Dolmabahçe stadyomu Dolmabahçe uvarındaxı yerinde stadyom ide getirilec den buradaki havagazı tesisatının baş: ka tarafa nakledileceğini E- | lektrik şirketinden sonra tramvay, nel ve havağgazı şirketleri — de sıra ile Nafia Vekâletine devredilecektir, Na - fia Vekâleti bu şirketlerin tesisatı ü - zerinde esaslı değişiklikler ve yenilik- Jer yapacağından belediye gazhane - -— nin taşınacağı yeri Nafiadan verile - cek Mmalümat üzerine tesbit edecek - tir. Bu sebeble Dolmabahçe civarında- & ki stadyom inşaatı —da bu şirketlerin ha *ükümet tarafından satın alınmasına iktada 'ar gecikecektir. a satırı. n. Kendisini muvın ç idik. Böyle hallerde alınan tedbirler, & | bıraktı. Vazifemiz bu vazi; kolaylaştırmaktı Bir öpücüğe 32 kuruş ceza 4 Londrada bir otomobil tehlikeli zik- zaklar yaparak Rişmond caddesinden iniyordu. Gelip geçme intizamın! muha- fazaya memur bir polis motosikletle oto- mobili takibe girişti ve otomobilin arka eamından gördü ki, bir delikanlı hem ©- tomobili idare etmekte, hem de gayet za- rif giyinmiş bir genç kadını tatlı tatlı öp- mektedir. Polis memuru sür'ati artırarak otomo- bilin yanına geçti. Delikanlı buna rağ- men nevazişlerine devam ediyordu. Po- lis bir zabit yazdı. Hâdiseyi mahkemeye havale etti. Polis mahkemesinin verdiği ceza beher puse hesabına birer şilin ol- mak üzere 5 şilindir. Boş alkol fıçıları insanı sarhoş eder mi? Bir vapur İsveçe ihraç edilmiş partisinin boş fıçılarını Röşele geri getirmişti. Gelen fıçılar da gümrük- çe müayene — edilerek ftamamen — boş oldukları görülmüş masıma müsaade edilmişt! Gece iki deniz askeri boş fıçıları nında sarhoş olarak yere yatmış te bulundular, mahkemeye verill kanunen mevcud olmıyan bir teki ile na- sıl sarhoş olabilirlerdi? Beraet ettiler, Hâdise sonra anlaşıldı: Fıçılar alkolü emmişler, bilâhare gü- neş hararetinin altında terlemişlerdi. Her birinin dibini rikmişti. Fıçı olan arımşar, her birinin kuf etmişlerdi İSTER Dün ga: rde okumuşsunuzdür: «Yunan kasablar şirketi kasablık hayvan almak için inceleme yaptırttı ve nihayet bir firma ile mutabık kaldı. Şimdi Türkiyeden ayda 15-20 bin liralık mal alacaktır.> İSTER tte kadını tayib duğü' fakat teşci gü Bununla beraber mecburiyet e çalışan kadını mecburiyeti olmadığı halde çalışan dan ayırmak ta ayni derecede mühim bir vazifedir. İNAN, tanbula bir İNAN, Hayatı sırf süs, eğlence ve sefahet sanan kadın ne kadar zararlı ise, hiçbir mecburiyet duymadığı halde tabil yolunu evvel bir yuva kur! C Hergün bir fıkra | İ İ İ İ Aleksandr. Dümanın İ doktorluğu ! Aleksandr Düma bir gün tanıdığı # bir doktora gitmişti. Doktor, meşhur ! muharrire: B — — Başım çok ağrıyor! İ — Dedi. Aleksandr Düma bir tavsiye- ] de bulundu: | — — Ayaklarını sıcak suya koy! İ — Doktor düşündü: — İyi olur, dedi, şunu yapayım, — Ver öyle ise viziteyi! — Ne vizitesi? — Sana doktorluk yaptım. Doktor, Aleksandr Dümaya baki — Viziteden vüzgeç, dedi, eğer v geçmezsen, sen pişman olursun; sai $ hiyetin olmadan doktorluk yapı için vizite parasının belki yüz misli ceza verirsin! B a Duş yapan ayılar İngilterede caklar azam! şid- detle bastırmıştır. Her tarafta plâj- lara hücum olmaktadır. Bu a- arada, Londra hay bahçesinde Bi vaki vanat sıcaktan fena hal- de bunalan ayılar memurların, bah- çe kovası ile dök- tükleri serin su- dört beş defa düş yap- larla günde makta, ve ancak “| bu suretle ferahlı- yabilmektedirler, İpnotizma ile doğum kolaylaştırılıyor? Beş çocuk arası olan bir İngiliz kadı- allıncı çocuğunu doğuracağı sırada, otf kocasınin kendis ği ipno- na ile uyı ni İSTER bırakarak kazanç yoluna sapan kadın da memleketi çocuk- Suz bırakacağı için © derece muzırdir. Kadının her şeyden mak ve anne olmak vazifesi ile mükellef bulunduğunu unutmayınız. Bu yoldan çıkan bir kadın hayat müusluklarından birini körletmiş demektir. Merinos koyunları İçin heykel dikildi Avustralyada yün kaynağı olan Meri- nos koyunları için, pirinçten muazzam bir heykel dikilmiş, ve bu vesile ile de coşkun şenlikler yapılmıştır. Gümrük memurunun dama bilmesi ne işe yarar? Budapeşte (Haziran) — Romanya - Ma- çaristan hududunda açıkgöz bir gümrük memuru mühim bir elmas kaçakçılığı keşfetmiştir. Bu zat yolcuların eşyasını geldiği zaman iki yolcuyu bir dama tah- tasının üzerine eğilmiş olarak bulmuştur. Yolcular öyüun oynamaktadırlar, Gümrük memurunun kendilerini rahatsız. etme- mesi için bavullarını da açık bırakmış- |lardır. Fakat gümrük memuru valizleri ihmal ederek doğrudan doğruya dama tahtasını yakalamıştır. Damanın bütün taşları vidalıdır, içlerine de kıymetli pır- lantalar saklanmıştır. Gümrük memuru- na bu açıkgözlülüğü gösterebilme imkâ- nını veren şey kendisinin mükemmel bir damacı oluşu ve taşların damaya usül- |suz bir şekilde Sıralanmış - olduklarını görmüş bulunması olmuştur. Bir yarış atı 60 bin liraya Fransada — yapılan at — yarışlarında Derby galibini yenen İtalyanların moş- hur Nearco atına, bir Amerikan şirketi, tam 60 bin İngiliz lirası teklif etmiştir. Atın sahibi, böyle bir satışa razı olmak- la beraber, İtalyan hükümetinin müsaa- desini almak lâzım geldiği cevabını ver- miştir. DA sancı duymadığını, iztırab çekmediğini İNANMA! Bu haberi okuduktan sanra eti buradan aldıklarına göre Z h Yunanistan lokanta mümessil yolladı; üleğesi. yolladı İ 5 gi daba Şabah dlarında et yemeğinin İstanbul lokantala- olacağını tahmin etmişsinizdir değil mi? Bu takdirde biz söyliyelim: Yunan lokantalarında yemek fiatı İstanbul lokantaların- dakinden yarı yarıya eksiktir. İSTER İNANMAI! tedkik ederken ikinci mevki bir vagona | * Sözün Kısası Beyaz kadın ticareti Gazeteyi açıyorum: Boylu boslu bir kadın resmi. Saçları ondüle, Vücudü Venüs vücudünden gü- zel, ayakları vücudile mütenasib.. — Acaba bu nedir? Diyorum ve altındaki yazıyı okuyorum: «Filân fabrikanın karamelâsını yiyi- niz.> * Biri bir bilet gişesi açıyı çine, otuz beşlik esmer bir kadın koyuyor. Bir baş- kası onun karşı tarafımnda bir başka gişe açıyor. O da gişesine otuzluk bır kumral oturtuyor. Ertesi gün bakıy a ertesi gün gene de öteki gişedeki 0- liblerin yakışıklı olmhan şa u ne demek? gazeteye İlânı n ve veren ya giriyorum: — Buyurun bay, emriniz.. Esmer güzeli genç kız, kirpizleri boyalı gözlerini süze süze karşıma geliyor: Bır tüp macun çıkarıyı daklarında bir tebes: leri görü: — Ben de dişlerimi bu macunla yıka- Tım. Hiç lüzumu olmadığı halde bir tüp diş macunu alıyorum. Fakat bu sayede kışıklı satıcı aramalarının sebebini anla- dım. Mağazadan çıkıyorum, a bir kadın büstü var. Öteki meemuanın ka- pağında da iki kadın bacağı. Sanki bu iki mecmua bütün bir kadını paylaşmı kadın vücudünün yarı yukarı kısn rine kapak, yarı tşağı kısmı da ötekine kapak olmuş. * Kendi kendime soruyorum: — Bütün bunlara ne ad vermeli? Gene kendi kendime cövab vetiyorum: — Beyaz kadın ticareti! * ** Memleketimize gelen seyyahlar Bursayı da gezecek Belediye Turizm şubesi Bursaya sey« yah celbetmek için hariçte propaganda yapmaktadır. İtalyan seyahat kumpan- andan Adriyatika acentası ile anla- ekelimize gelecek sey bulla beraber Bursayı da gezeceklerdir. Seyyahların rahatça gezebilmelerini te- min için yakında acentanın iki mümessi- li Bursaya gidecektir. Pazarlıksız satış hazırlıkları Pazarlıksız satış hakkında Vekâletine sal dikten sonra, İktısad Vekâleti b hi e sevkedecek, hey' e kararile, belediy tiyaçlara gör tesbit edecekleri bu esas- ların tatbikine başlanacaktır. Pazarlıksız satışını, lcabında, İktı - sad Vekâleti kontrolörleri de, belüdiye ile müştereken veya resen mürakabe edebileceklerdir. TAKViM