AA Sövılye Cem, sevgilisi Civannanın gelmekte olduğunu öğrenince kir SON POSTA | Yazan: A R. piklerinin ucunda birer damla yaş belirdi ve “Gelir de beni bu halde görürse,, diye inledi vet., lâkin sizden bir şey rica e- HYeceğim. Vedir?.. — Her ihtimale karşı, silâhlı on as- ker. — Niçin?... — Anlattım ya. rahib Löyola peşi- mizde... Olabilir ki, o da bugün, arka- mızdan buraya yetişmiş.. ve izimizi öğ- renmiş olur, — Bu da doğru. Yarım saat sonra, on asker buradadır. l d ŞÖVALYENİN SEVİNCİ Poyraz Ali, şatoya gidip de şövalye- nin bulunduğu salona girdiği zaman © henüz yemeğini bitirmişti. Poyraz Ali- yi görür görmerz; — Gel bakalım, aziz dost, Sana, ho- şuna gidecek bir müjde vereyim. — Hayrola, şövalye?. — Antuvan geliyormuş. Biraz evvel Tokantadan gelen garson haber getirdi. Poyraz Ali güldü. — Öyle ise, ben de sana bir müjde Wereyim. — Seninki de hayrola. Z— Antuvanı getiren gemi, limana girdi bile. — Hakikat mı?. — Tabil değil mi?. Belki, bir iki sa- ate kadar buraya da gelir. — Ah.. onu tekrar görmek beni o ka- dar memnun edecek ki... — Demek ki, o kadar özledin?... — Tabil değil mi? Öyle vefâkâr bir dost özlenmez mi, hiç?, — Şu halde, çok sevineceksin. , — Şüphesiz... Hele, senin ona tevdi etliğin vazifeyi de muvaffakiyetle ifa etti ise, büsbütün memnun olacağım. — Çok ümit ederim... Çünkü, Antu- xanın beceremiyeceği hiç bir iş yoktur. — Buna, hiç şüphe edilmemelidir... onunla tanıştığım ve beraber yaşadı - ğım müddet zarfında öyle mühim ha- diseler olmuş.. etrafımıza öyle tuzaklar kurulmuştur ki; çok zaman, kurtulmak- tan ümidim kesilmişti... Fakat Antü- van, ne yapmış yapmış, bütün o tuzak- ları paralamıştır. Hem kendini, hem beni kurtarmıştır. Otur karşıma.. sana bir kaç tanesini anlatayım. Poyraz Ali, bir sandalya çekti. Şö - valyenin karşısına geçti. Geçmiş gün- lere ait uzun bir takım şeyler nakline girişti... Bunları anlatırken, aradan bir hayli zaman geçmişti. İçeri bir uşak girdi. Şövalyenin ö- nünde yerlere kadar eğilerek: — Mösyö 1ö şövalye!... Şimdi, şato- anun kapısından bir zat girdi. Mösyö Anluvana benziyor. Şayet o ise, der- hal huzurunuza getirelim mi? Şövalye, hayretle uşagın yüzüne bak- tı: — Tabif değil mi?. Sormıya lüzum | bile yok. Birden bire kapının perdesi kalktı. Antuvan, büyük bir heyecanla ellerini semaya kaldırdı: — Aziz şövalyem.. muhterem efen - Diye bağırdı, koştu. Şövalyenin el- lerine sarıldı. Derin bir hürmetle öp- meye başladı. ' Şövalye, sevincinden heyecan içinde kalmıştı. Elleri, Antuvanın kupkuru çehre- sinde dolaşıyordu. Hafif seslerle; —Ah, Antuvan.. sen gittikten sonra, içimde öyle bir boşluk duydum ki... Seni seviyardum. Fakat, bu derece sev- diğimi bilmiyordum. Diye mırıldanıyordu: İlk heyecanlı dakikalar - geçtikten sonra - oturmuşlar konuşmaya başla - maşlardı. Evvelden verdikleri karar mucibin- ce, Poyraz Ali, şöyle bir sual sordu: —- E, söyle bakalım Antuvan? Nasıl, hazinenin yerini bulabildin mi?, Antuvan, gayet tabil bir şekilde ce- vab verdi: — Sanki. elimle koymuş gibi bul - dum, Ali reis. — Nerede imiş?.. — Bir manastırın mahzeninde, — Manastırda kimler var?.. — Hemen hemen hiç kimse yok gibi bir şey... Ancak, bir kaç kapusen ra- hibi... Onlar da hiç bir şeyden haberdar değil... Hazineyi oraya saklayanlar, bu işde kullandıkları adamları öldürmüş- ler.. böylece, bu hazinenin ifşa edilme- mesini temin etmek istemişler. — Sen nasıl öğrendin?.. — ©, uzun hikâye, Sonra anlatırım. — Yolda, nerelere uğradınız?.. — Bir kaç limana uğradık. Fondi li- manına uğramıya da mecbur kaldık. Şövalye, bir an heyecana kapılarak telâşla sordu; — Fondiye mi”.. — Evet muhterem şövalyem. Şövalye, sanki bu suali sorduğuna nedamet etmiş gibi, süküt etti, Başını pencereden tarafa çevirdi. Antuvan, şövalyenin şu andaki his- siyatını tamamile anlamakla beraber; lâkayıd davranarak sözüne devam etti: — Maamafih, Fondiye uğramamız çok iyi oldu, şövalyem... Bizim eski Günün Bulmacası , 2 ; & 5 6 7 8 9 1 — Gazetamizin adı. 2 — Taharri et - Muayyen zamanlarda 1 — İstanbulda hat boyunda bir semt - Uzak bir moesafoeden bahsedilirksa kullanılan edat. 4 — Buğday biçtikleri bıçak - Karamı doy- mamış - Yemek, 3 — Bir meyva - Gösterişli. 4 — Üç ayaklı, $ — Namus - Beyaz. 6 — 'Topraktan çiçek kabı - Müsbotin zıddı. 7 — Marii yuhüdide müfred üçüncü şahıs Jâhikası - Sporda takim. 8 — İsim - Aydınlık - Dahi, 4 — Kamer - Lehde söz söylüyen, Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli Sit ilekkm üü kdlÜe PU Tzi dostlardan bazılarına tesadüf - etlim. Epeyce görüştük. Hattâ bir gece beni misafir ettiler. İyi bir ziyafet verdiler. O gece, orada hep sizin sözleriniz geç- Ü. * Şövalye, başını çevirmeden sordu: — Nerede?. — Vespazyo Kolonanın köşkünde... Ah bilseniz, aziz şövalyem, sizin kıy- metli meziyetlerinizi dizip dökerler - ken öyle hürmetkâr bir lisan kullan- yorlardı ki... Bilhassa, madmazel Ci- vanna... Şövalye, Hirdenbire başını çevirdi. Telüşlı bir sesle Antuvanın sözünü kesti: — Nasıl?.. Civanna mı?. — Evet, aziz şövalyem... Madmazel Civanna... Daha hâlâ size o kadar yük- sek muhabbet hisleri besliyor ki... — Ne söylüyorsun, Antuvan? — Muhterem şövalyem.. bilirsiniz ki, sizin huzurunuzda söylediğim her söz en kuvvetli bir hakikattir. Şövalye derin derin içini çekti: — Şu halde.. Civanna, beni daha hâlâ eskisi gibi zannediyor. Bugünkü hali- mi bilmiyor. (Arkası var) RADYO Bugünkü program İSTANBUL £5 Haziran 1838 Cumartesi 1230: Plâkla Türk musikisi. 1280; Hava- lis. 13.06; Plâkla Türk musikisi, 13.10: Muh- neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1820: Plâkla dans musikisi. 1915: Konfe- " Üniversite nansna, Doçent Sunü İsma- ürkan (Diş bakımının içtimal hayattaki : HBorsa haberleri. 20: Saat âya- Türkiye birin harflerle dizilmiş üç beş satırlık bir yazı gördüm... Türkiye maraton birincilikle- rinin bu yıl 28 haziranda Kadıköy sta- dında başlamak üzere yapılacağını haber veriyor, ve bu müsabakaya girecek cesur gençlere yol gösteriyordu .. Spor haya- tımızın kısa tarihi içinda biz böyle çetin bir müsabakanın bir defa daha yapıldı- ğını hatırlamıyoruz. Demek bu ebirinci- lik» yurdumurzda ilk defa yapılıyor, ve ilk defa bir genç «Türkiye maraton şam- piyonu> ilân edilecek... Bizim bildiğimize görte bu maraton koşusu 42 kilometreden biraz fazlaca bir mesafeyi koşmaktan i- barettir. Sade rasigele koşmak değil, 3 saatlik zamanı da pek aşırmamak lâzım- dır. Bu müsabakaya girecek olanlar bu çok güç kudret ve tahammül ölçüsüne mutlak evvelden hazırlanmışlardır. Yok- ga her aklına gelen herhangi bir vasıta ile bile bitmek tükenmek bilmiyen bir mesafe üzerine kendisini kapıp koyuve- rermez!.. Bu müsabaka hakkında düşündükleri- mizi yazmadan evvel şu nokta Üzerinde durmağa lüzum görüyoruz. Hakiki bir kahramanlık destanı olan bir hâdisenin hatırasını tekrarlıyan bu savaşa karşı bu| gazetenin biraz daha alâka göstermesi.. | bu koşu hakkında iki satırcık ta kendi- sinin ilâve etmesi spor hesabına bir fay- da olmaz mı idi? Sporun meşin toptan ibaret bulunmadığını yeni yeni öğren- meğe başlıyan muhitimizi tenvir etmek, halkta bu işe karşı bir alâka uyandırmak herhalde sporumuzun, ve sporcularımı- zın zararına olmazdı?.. Hele dünya ku- pası maçında Patagonya takımınan aldı- ği neticeden mutlak daha da enteresan olurdu... Fakat bu bir zihniyettir... Maraton koşusu - uzun tarife ve artık efsancye karışan hâdisenin —tafsilâtına - herkesin bildiği gibi ma- ratanda elde edilen büyük zaferin müj- desini Atinaya koşarak getiren ve <Mu- zaffer olduk» diye haykırdıktan sonra :|hayata gözlerini yuman kahramanın ha- Öğle neşriyatı: 1330: Karışık plâk neşriyatı. 13.50: Plük: fırasına saygı olsun diye yapılan bir mâ- Maraton cili «klâsiktir. Çünkü yeni ” oyunları — programına hildir. — Mesafesi —tam kilemetre 1955 — metredir. J safeyi mümkün olduğu kadar düz bif # — razide üç saat 10 dakika hududh;l“' içiir de koşmak büyük bir muvaflaki, mmdnhıkuıhixumndaw_ ise hakiki bir kahramanlıktır. Ve B | genci yetiştiren millet için de yüz y Bidir... Puvan tasnifine bağlı müsabakalara K rışan milletler için bu mesafe üzeril ğ de değerli eleman yetiştirmek bir rettir. Kaldı ki bir koşuda muvatfak ” lanların milletlerine hediye etlikleri #7 — ref hiçbir müsabakada elde edilen ile çülemiyecek kadar büyüktür. Güç işleri | başarmak için yaratılmış Türkün mar” a ton koşularında derece alması gayet Ü — bit görünüyor. Bunun için pazar yapılacak olan müsabakadan muv: kiyet bekliyoruz. Kağıköy Fenerbahçe stadyomundür başlamak üzere Kartala doğru giden ğ da koşulması bizce bu iş için on nol hal çaresi olarak görünmektedir. 42 KN metre düz, yokuşsuz, temiz bir yol « mak kolay değildir... Ne Boğaziçi nin taş kaldırımları, ne onun yu! dan giden yolun İniş yokuşu, ne de Fldf” ya tarafının dik meyilli asfaltı bu işe © — verişli sayılamazdı. Bizi bir tek nokta düşündürmektedir- — Bu yarış hafta içinde yapılamaz mı dit — © yolların pazar günleri nasıl bir j bolluğu ile dolup boşaldığını bilenler bü” nu bir mahzür telâkki etmekte haklı ol taklardır. Hele yölün Fener stadyomul” — |dan Suadiye plâjına kadar olan yaya yürüyenleri bile güçlükte bırakâfi bir vaziyettedir. Çok uzun bir mesafe Ö* | zerinde koşucuların da tabif olarak $87 —| pilebileceklerine ve birbirlerinden uzüP Taşacaklarına göre hakemlerin ve müs* bakada rol sahibi olanların da vazifelefi güçleşecektir... Biz bu nokta ğ tekrar düşünülmesini tavsiye ederiz. ile de limpiyad gün | Profesyonel güreşleri Galatasaray bugün Yunan muhteliti ile gün için futbol faaliyetini — tatil edecek - tir. Mevsimin son oyununu yapacak olan Ga - , Jlatasaray bugünkü maça tam kadrosile çı - vet Adnan ve arkadaşları). 20: Saat Sâyarı ve Arabea neşriyat. 20.15: Türk müsikisi ve halk — gşarkıları (Hikmet Riza ve arkadaşları), X: Ankara İlkba - har at yarışlarının yedinci haftasında koşu- ya iştirak edecek atlar ve kazanma ihtimal- teri hakkında konuşma: — (Abdurrahınan Atcı). 2L18: Stüdyo sadon oörkestrası, 22: A- Jans haberleri. 22.15: Yarınki program ve İş- HKLAI marşı. « Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetci olan eczancler şunlardır: istanbul elihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri). Alemdarda; (E- sadı. Beyazıdda: (Cemil). Samatyada: (Teofiloe), Eminönünde: — (Aminasya). Eyübde: (Arif Beşir). Fenerde: (Vitali). Şehremininde: (Nâzım), Şehradebaşında (İ. Hakia), Karagümrükte: (Suad), Kü- gükpazarda: — (Yorgü. — Bakırköyünde: (Markez), Heyoğlu cihetindekiler: İstiklâ! caddesinde: (Dellâsuda), Tepe- başında: (Kinyoll). Karaköyde: (Hüse- yin Hüsnü). İstiklâl caddesinde: (Limon- diyan), Pangaltıda: (Nargileciyan), Be- giktaşta: (Süleyman Receb). Boğasiçi, Kadıköy ve Adalardakiler: * Üaküdarda: (Ömer Kenan), Sarıyerde: (Osman). Kadıköyünde: (Saadet - Os- man Hulüsi). Büyükadada: (Halk). Hey- belide: (Halk) kacaktır, Maça saat beş buçukta Ahmed Âdemin hakemliğile başlanacaktır. Beşiktaş - Fenerbahçe şild maçı İstanbul şiki şampiyonasının finali yarın Kadıköy stadında yapılacaktır. Milli kümeden çekilmiş olan Fenerbahçe ©6 tarihtenberi iük defa resmi bir maç yap - mış olacaktır. Milli kümeden ayrılmak suretile bu sene hiç bir tesmi muvaffakiyet kazanmamış olan Fenerbahçenin şild birtnetliğini alabilmek - çin çok gayret sarfedeceği şüpbestizdir. Beşiklaşın da birincilik — için uğraşacağı pek tabildir. G.S. ingiltereden yeni bir antrenör getirtiyor Gululusuray mevalmi için İngiltereden yeni bir antrenör getirmeğe karar vermiştir. Kilüb idare heyeti teknik âzası Ömer Besim Londrada iken bu münasobetle alâkadarlarla uzun HzüD Yemaslar yapmış, şimdiye kadar gelen antrenözlerin bütün hususiyetlerini gözönünde tutarak muhite uygun olabi- lecok bir antrenörün getirilmesi için birçok noktaları alâkadarlara anlalnıştır. İngiltere Jutbol cemiyetinin tekdim ettiği beş namzedden biri angaje edilmek üsere klüb idare beyetince muvafık görülmüştür. İngiütere mülli takımında dört defa iç o- yuncu olarak oymamış, birinei lig takımla- İzında kaptanlık etmiş olan bu antrenör Tut- balü meşbur Aleksi Ceymis kadar akıllı oy- 4 b KitbÜ — Önümüzdeki — futbol | Eminönü Halkevi altına almak icab ettiğinden ve bunu KAf * — gilamak için -mümasl) memleketlerde oldu * — u gibi- bir profesyonel teşkilâtin butanmi” — ması da Eminönü Halkevini, bu kontrol vESİ” fesini üzerine almağa sevketmiştir. Bundan böyle yapılacak büümuza secbtti güreş müsabakaları için bir hile ve desist “ — ye meydan vermemek Üzere müsabaka lar Eminönü Halkevi tarafından — tesbik V — Bu cümleden olmak — üzere — Haziranii — 26 incı pazar günü öğleden gonra — Takâiff stadyomunda Tekirdağlı Hüseyin, Kara At Mülâyim ve Babacskili İbrahim vesair bti altı pohlivanlarımız güreşeceklerdir. Gürel ler ciddiyet ve sükünetle devam edecektli” — Dünya şampiyonu Jak Şeri ve Avusieti yalı meşhur şampiyon Core Modrin M ze gelmiştir. ğ Şampiyon Core Modrin ilk güreşini K ra Al ile bu pazar Taksim stadyomunda Jf — pacaktır. Tekirdağlı lle Mülüyim bir |maçı yapacaklardır. Bu güreşin )ıneııılİıd dünya şampiyonu Jak Şeci iera y Davudpaşa Gençler birliğinit toplantısı Davudpaşa Gençlerbirliği Umumi ıııı', | terliğinden: 3/1/1088 pazar günü sant 10 |Birlik merkerimizde senelik kongremle Yâfr lacağından ilişik üyelerin gelmeleri ve miyenlerin yazı ile salâhiyet vermeleri e00 miyetle rica olunur. olf namakla şöhrel yapmışlır. Antrenörün 'ız bol mevsimi başlamadan evvel gelmesi İ7 lcab aden taşebbüsler yapılmıştır.