BON POSTA <& & Sayfa $ Gürünlüler bir orta okul | açılmasını istiyorlar Mektebe tahsis edilecek bâıııyı hazırladılar ve bu arzu-! larının tahakkuku için Ankaraya bir heyet gönderdiler Sıvas (Hususi) — Gürün Sıvasa 140 kilometre mesafede her çeşid meyva a- çlarile bezenmiş şirin bir kasabadır. ürünlülerin yıllardanbari bekledikleri we diledikleri şey çocuklarının orta tah- Bil ihtiyaçlarını karşılıyacak bir okuldur. Kasabanın kültür durumu ileri olduğu Bibi günden güne de görünür bir inkişaf Böstermektedir. Buradaki Üüç ilk okula 172 si kız olmak üzere 790 “alebe devam ttmektedir. Tam teşkilâtlı beşinci sınıf Üç yıl içinde 92 mezun vermiştir. Gele- k yıl altmış mezun daha verecektir. Gürün çocuklarından 35 kadarı Sıvas Ve Elbistan orta okullarında okumakta İseler de mali vaziyetleri müsaid olmu- Fan çocuk velileri çocuklarını orta tah- Bile devam ettirmek imkânını bulama- Maktadırlar. Gürünlüler orta okul bina- Sinı da ayırmışlardır. Ayni zamanda derz hyacaklarını taahhüd etmişlerdir. Gü- e | B levazımı fle bütün masraflarını da karşı-| Gürünlülerin orta mektebe tahsis için ayırdıkları bina Tünlüler bu dileklerini bildirmek üzere| liğinde Ankaraya bir heyet göndermiş- belediye reisi Fuad Orhanoğlunun rels- | lerdir. Boyabad belediye Ebesinin bir Muvaffakiyet Boyabaddan ya- e zılıyoc. Belediye e- r Meymenei | besi Gökdere Ünlü, Mahallesinde ara- bacı Bekirin karı» Binın ters gelen ve kordonlarla - sarılı Olan çocuğunu iki buçuk saat uğra- Garak baygın bir halde elmış, hem — Ebe sfeymenet Mudanya yolunda İki otomobil Kazası oldu Bursa (Hususi) — Evvelki gün Mu- danya yolunda iki otomobil kazası ol - muştur: 63 hususf plâkalı Rızaya aid bir te- nezzüh otomobili içerisinde iki de ka - dmm olduğu halde Misebolu civa - rında bir telgraf direğine çarpmış, büs- bütün idare edilemiyerek yolu amudi olarak kapamıştır. Sonra da, arkadan gelmekte olan 3 numaralı Alinin ida- Tresinde bulunan diğer bir otomobil Rı- kadını, hem çocuğu kurtarmıştır. Ço" a-|zanın otomobiline çarpmıştır. İnsanca a iki saatten fazla sun't teneffös yaptı-|bir zarar olmamış, yalnız her iki oto - Tarak muhakkak bir ölümden kurtar- Muştır. Termede bir ihtiyar kadının evini soyanlar tutuldular Terme (Hususi) — Tetrmeye bağlı E- Benli köyünde yetmiş yaşını geçkin bir ihtiyar kadının evinden bir dikiş maki- hosi ve birçok eşya çalınmıştır. Failleri Meçhul olan bu hırsızlık vak'asına Emir- Yusuf karakol komutanı yirmi dört saat- te meydana çıkarmış ve eşyaları hırsız- ların sakladıklam yerden çıkartmıştır. Suçlular tevkif edilmiştir. Terme kuraklıktan kurtuldu 'Terme (Hususi) — Üç avdanberi yağ- TMur yağmadığı için tarlalı> işlenmez bir hale gelmişti. Bir gün evvel yağan ve al- h yodi saat devam eden yağmur çok fay- Balı olmuş ve köylü tarlasını çapalamağa ı’lql:.ıuı.,'ıu-. Kuraktan ekilem:yen mbz- VPuat ta ekilmektedir. Bergamada yeni bir otel inşa ediliyor Odalı asri bir otel inşasına be idaresi Kozağın Aşağıbey köyünde 22 başlamıştır. Dtel her türlü asri konforu ihtiva ede- dektir. mobilin çamurlukları parçalanmıştır. Rızanın ehliyetsiz otomobil kullandığı ve sarhoş olduğu tesbit edilmiştir. Ayni gün Mudanyaya yolcu götüren bir ötobüsün yolda —rotu kopmuştur. Terme - Ünye yolunu Ünyeden güzel Eskişehirde garib bir sevda macerası Eskişehir (Husust) — Burada bir vak'a olmuş, Hasan baba isminde ihtiyar bir adam Hüsnü ismindeki oğlunun kayın - validesi ile münasebette bulunmuş, ih - tiyar kadın bu münasebet neticesinde bir çocuk doğurmuştur. Fakat çocuk ortada yoktur. Hasan baba evlidir. Hüsnüden başka Rüşdü isminde bir oğlu daha var- dır. Köfteci Hasan baba, oğlu Hüsnü, Hüs- nünün karısı ve kayınvalidesi, Hasan ba- banın karısı Fıtnat hepsi bir arada Ari- fiye mahallesinde bir evde oturmakta - ! dırlar. Hüsnünün kayınvalidesi Emine ile Haşsan babanın münasebeti de bu evde başlamış, bu evde bitmiştir. Fakat Ha - san baba çok ihtiyar bir adam olduğu, Emine de mariz bir kadın bulunduğu için bu münasebetten hiç kimse şüphelen - memişlerdir. Bu münasebet bir müddet sonra bir çocuğun dünyaya gelmesile meydana çıkmıştır. Eminede albomin hastalığı mevcud ol- duğundan karnının şişmesinden de kim- se şüphelenmemiş, bu şişkinlik te hasta- lığına atfolunmuştur. Fakat kadının kar- nında sancılar başlayınca ve gayri meş- ru çocuk dünyaya gelince işin rengi de - Bişmiş, Hasan baba ve aile efradı çocuğu ortadan yok etmişlerdir. kadını da kov- |muşlardır. Hâdiseye müddelumumilik ve zabıta el koymuş, birçok aramalara rağ- men çocuğu bulmak kabil olmamıştır. Hasan baba, karısı Fıtnat, oğlu Hüsnü tevkif edilmişlerdir. Fakat bu hâmeli gu- reti kat'iyede inkâr etmekte, çocuğu ne yaptıklarını da söylememektedirler, Bergama hava kurumu yeni şubeler açıyor Bergama (Hususi) — Türk Hava Ku- rumunun Bergama şubesi çalışmalarını artlırmış, varidatı 36 bin lirayı bulmuş- tür. Kurum Kınık, Turanlı, Zeytindağ na- hiyelerinde birer şube açacak ve bu şu- belere birer kâtib gönderecektir. Bundan dolayı idare imkânı kalkınca otobüs bir hendeğe devrilmişse de ke- nardaki toprağın yüksekliği devrilme - sine mani olmuş, oraya yaslanarak kal- maştır. Bu suretle yolcular mühim bir lâıuııdın zarar görmeden kurtulmuşlar- n yapılmasına başlandı | « | | bir görünüş Ünye (Husust) — Elektrik işi sona| “Terme ve Ünye arasındaki yolun ya- Bergama (Hususi) — Hususi muhase-İermek üzeredir, Geceleri tesisatın pro- | pılmasına başlanmıştır. Akçay ırmağı ç vaları yapılmakta olup Karadenizin bu çok şirin kasabası az bir müddet için- de nura kavuşmuş olacaktır. üzerindeki beton köprü de bitirildikten sonra bu iki güzel kasaba kış yaz bir- birine bağlanmış ve birer mahalle hali- ne gelmiş olacaktır. Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: Hasen: Bey — Dilkat el fim, sizin köşk komşunuz... modern dahilinde yetiştiriyor. *« Çocuklarını hakikaten bir terbiye sistemi nümune.. *«» Küçük oğlana bak, bü- yük kıza bak.. âdeta bir — Nereden anladın Ha: san Beyt Hasan Bey — Baksana azizim, Ne ayaklarında ço- rab, no başlarında şapka, ne de gırtlarında ceket var!.. Bavulunda 10 sahte nüfus tezkeresi taşıyan mekteb talebesi (Baş tarafı 1 inci sayfada) — Nasil olur, muamelesin! bizzat ben yaptım. Sakın bir dolandırıcılık vak'ası karşısında olmıyalım! diyerek Tahirin hesabınım yazılı olduğu cüzdanını tedkik etmiş, beraber —bankaya — gitmişler, defterleri gözden geçirmişler; işi banka direktörüne anlatmışlardır. Derhal hare- kete geçilerek Merzifona telgraf çekil - miş; Merzifon ve Amasya zabıtaları ha- rekete geçirilmiştir. Aradan çok geçmemiş; işin aslı anlaşıl- mış; Merzifondan gönderilen bir telgraf- ta bankanın Amasya şubesinden telgrafla min eşkâli tarif edil - miştir. Bu eşkâl Amasyada hir mekteb talebesinin eşkâline uygun gelmiş; fakat bu talebe aranınca Cercurum isimli bir yere gittiği anlaşılmış; orada da aran - miş, fakat bulunamamıştır. Tekrar tel - grafla faaliyete geçilmiş; her tarafa bu talcbenin eşkâli tarif edilerek yakalan - ması için emir verilmiştir. Fakat hiç bir yerde de bu talebeyi bulmak —mümkün olamamıştır. Talebe diye anlatılan bu adamın bu- rada Behçet ismindeki kardeşinin yerine orta mekteb imtihanlarına girdiği mey - dana çıkmışlır. İsmi Sadıktır, kardeşi Behçete çok benzediği için muallimler ana girenin Behçet değil de Sadık olduğunu bir türlü farkedememişler, O - nun için bu çocuğun bulunması müşkül- leşmiş, bu arada da Sadık Amaşyadan kaybolmuştur. İşte, bu kayboluş işin meydana çıkma- sında müessir olmuş, Amasya komiser muavini Sedad Acarbay Sadığı arayıp bulmak üzere yola çıkmış ve kendisini Ankara istasyonunda yakalamağa mu - vaffak olmuştur. Gelelim işin cereyan şekline: Sadık, Merzifanda kurdeşi Behçetin yerine orta mekteb imtihanlarına girip durürken bir gün ortadan kayboluver - miş; kalkmış Merzifona gitmiş: Merzi - #onda Amasyalı Tahir Olgun namına bir banka cüzdanı tanzim etmiş; ve Merzi - fondan Amasya bankasına telgraf çeke- rek Tahir Olgun namına iki yüz lira gön- derilmesini istemiştir. Banka derhal pa- rayı Merzifon şubeşine yollamış; Sadık da paraları almış, kâlkmış gene kardeşi- Yakalıyan komizer Sedad “Acarbay nin namına imtihana girmek üzere A - masya: lmiştir. Sııhî l:(e bir alleye mensub olduğu için bütün bu işleri yaparken kendisin - den şüphelenmek kimsenin aklına gel- memiştir. Sadık Amasyada — kardeşinin namına imtihanlara girmiye uğraşırken bir taraftan da bu dolandırıcı'ık hâdisesl de dedikodu mahiyetinde kasahada do - laşmağa başlamıştır. Sadık bu havayı his- sedince hemen izini kaybetmiş, Mecitörü, Çorum, ve Yozgaddan geçerek Ankara- ya gitmiş. Komiser muavini Sedad Acar- bay da Ankara istasyonunda kendisine yetişerek bu kurnaz delıkanlıyı yaka - lamıştır. Sadığın bavulu açıldığı zaman içinde sekiz on tane sahte nüfus tezkeresi, ban- ka cüzdanları, müteaddid dairelere sid klişeli kâğıdlar çıkmıştır. Sadık Amas - yadan Ankaraya giderken de bu sahte vesikalarla zabılayı aldatmağa ve şaşırt- mağa müvaffak olmuş, hattâ Mecitözün- de kendine maliye müfettişi süsünü, Ço- rumda hukuk talebesi hüviyelini vermiş, Yozgadda da muallim süsünü takınarak bir kızla nişanlanmıştır. Sadık başta kardeşi Behçet olmak ü - zere Mahtmud, Yolcu, Kazanoğlu, Fehm Sıdkı, Tahir, Kâmil, Cemal ve Rüşdü ac larını da kullanmıştır. Ankaradan şehrimize getirilmiş, hak - kında takibata başlanmıştır. Fransız ajansı aldanıyor! (Baş tarafı 1 inci sayfada) arasında, pek ciddi bir ihtilâfın halledil. meşine yardım edecekti. Güya bu ko - misyon, her tarafta hücuma uğrıyan, dü- şürülmek ve yıpratı!mak istenen Mület- ler Cemiyeti prestige'ini biraz kalkındır- mak için bu fırsatlan istifade edecekti. Sadece, Hatay davasında doğrudan doğ- ruya ve derinden derine âlâkölı bir dev- let olarak değil, Milletler Cemiyetinin âzası sıfatile de, bu komisyondan şikâ - yetçi ve davacıyız. Komisyonun hareket- lerinden mes'ul olanlar, yalnız Hatay Türklüğüne değil, Milletter Cemiyetinin barış ve nizam idealine dahi hivanet et- mişlerdir. Milletler Cemiyeti müdaha - lelerinin lüzumsuzluk — ve ınanasızlığını iddia eden karşı cephenin eline yeni bir vesika daha vermek için hususf bir va - zife almış olsalar, daha başka türlü mü davranacaklardı? Komisyon meş'um bir rol oynamıştır: Bu rol hemen olduğu yerde durdurulmak ve onun bütün müdahaleleri derhal ber- taraf edilmek Iâzım gelir. Maziye aid haksızlıkların ne suretle tashih edilme - leri mümkün olacağı da ancak komisyon- suz evvelâ Türkiye ve Fransa arasında kararlaştırılabilir.. Le 'Temps gazetesi Fransanın iyi niyetinde ve Türk hak ve menfaatlerini tanımış olmasında ısrar et- mektedir: «Fransa Türkiyenin Hataydaki hususi menfaatlerini esasen tanımıştır. Bu men- faatler, orada bulunan ve menşel Türk olan kesif ve ayni zamanda müstakar ve çalışkan bir halk tabakasmdan doğmak - tadır. Fransa, Hatay topraklarının Kema- list müessesata karşı bir düşmanlık ocağı olmasını asla istemez... Fransanın hüs - nü niyetine gelince, bu kat'ldir., Bütün bu sözlere inanmamak için bir sebeb yoktur: Fakat hepsinin tek isbat fırsatı, Hataydır. Hiç bir temmnat, Hatay davamızın halledilmesi kadar müessir o- lamaz. Burada şunu da işare: etmeliyiz ki bu hal meselesinde, sür'at ve kat'ilik diğer âmillerin başına geçmiştir: —Her türlü aykırı unsurları hemen tasfiye e- derek, hakikf ve pürüzsüz bir anlaşmıya varmalıyız. Hatay bir mesele, bir ihtilâf idi. Mes'u. liyeti bizim olmıyan hatalar ve kasidler yüzünden buhran haline geldi Onu bir facia olmaktan menetmek lâzımdır. Sörzümüzü bitirmeden şunu da ilâve e dolim ki Türkiye hükümetinin Hataydaki komisyonla alâkasını kesmesinin manası, Havasın izah notu ile katifietilecek bir şey değildir. Alâka kesilmek demek, o- nun bütün müdahalelerinin sebeb ol - duğu haksızlıkları şimdiden ve cihan karşisında teddetmek, onun yeni haksız- lıklar yapmasına artık müsamaha' etmi- yeceğimizi illin etmek, ve Mületler Ce- miyetine, bu komisyonun kendi dava - larına hiyanet etmekte olduğunu hatır- latmak demektir. Bahis mevzuu nazari Milletler Cemiyeti davasına yeni bir hiz- mette daha bulunmuş olduğumuza ka - niiz, F. R. ATAY TAKViM â'âa_ Te b SK