BON POSTA Yazan: A B Birdenbire karşıdaki geminin direğine bayrak çekildi. Antuvan bu bayrağı g örünce bütün vücudü buz kesildi: “İşte bu gemi bize, dur! İşaretini veriyor!,, diye düşündü Bütün yelkenlerini açmış ve rüzgâ- rın önüne katılmış olan gemi, iki mil kadar açıkta, tamamile kendi hizaları- na gelmişti. Antuvan, henüz sabah ibadetini bi- tirmiş olan kaptanın yanına ilerlemişti: — Banjur kaptan!. — Bonjurno senyor. — Bu gemi, İspanyol korsan gemisine benziyor. Çok şükür ki, değil, hattâ, düşman | olmak şöyle dursun, tam bir dost. — Tam bir dost mu?. — Evet. Bizim limanın gemilerin- Gen.. farkında değil misiniz?. Biz kalk- tığımız zaman, bu gemi de bizim dü - men sularımızda demirli yatıyordu. Bu sözler, Antuvanın zihnini bulan- dırmıştı. Fakat sükünetini hiç bozma- mMişti. — Acaba bu da Nise mi gidiyor?.. — İşte, ben de onu düşünüyorum ya... Biz hareket ettiğimiz zaman, kap- ftanı ile veda etmiştim. O zaman, kap- tanın böyle bir sefere çıkmıya hiç niye- ti yoktu. Nasıl oldu da birdenbire yola çıktı?.. — E.. Ne olabilir?... — Ne mi olabilir?.. Ya, işi pek acele olan zengin bir müşteri çıkar. — Evet.. — Veyahud.. Hükümet tarafından mühim bir emir verilebilir. — Yada ?.. — Evet... — Sizce, hangisi daha muhtemeldir? Zengin bir yolcunun zuhur etmiş olmasını tahmin , ediyorum... Garip şey. Görüyorsunuz ya. Gemi, Üzeri- mize dümen kırmaya başladı. Antuvanın, bir anda gözleri karar- Büyük tehlikeler karşısında se- lâmet çaresi düşünürken, bu çareyi et- rafında arıyanlar gibi; her tarafa göz gezdirmiye başlamıştı. Birdenbire karşıdaki geminin dire- ğine bir bayrak çekilmişti. Epeyce za- man, Poyraz Alinin filosunda bulunan 'Antuvanın, bu bayrağı görür görmez, bütün vücudü, buz kesilmişti. — Düşüncemde, kat'iyen aldanmıyo- rum. İşte bu gemi, bize (Durl.) işareti veriyor. Ve hiç şüphesiz ki bu işaret te, şu anda gemide bulunan rahib Löyola tarafından — veriliyor. Yer yüzünün bütün şeytanların boynuzları üzerine yemin ediyorum ki; rahib Löyola, bi- zim firarımızı haber aldı. İzimizi keşf etti, Bizi takip ederek Fondiye geldi. Orada da, bu gemiye bindiğimizi öğren- di Şimdi bizi, tevkif edecek. Fakat, nasıl ve ne kuvvetle tevkif edecek?.. Eğer yalnızsa, bunun hiç ehemmiyeti yok. Onun dev gibi vücudünü, çevik bir çelme ile sırtüstü yere devirece- ğime eminim. Lâkin, yanında bir de yardımcı kuvveti varsa, o zaman ne ya- pabilirim?.. Bunlardan bir kısmı; beni oyalarken, diğer kısmı da Civannayı a- hp götürebilirler?... Hay aksi şeytan.. Nereden bindik şu gemiye... Fondide Asvar edip de Tulondan bir Türk gemisi getirtmediğime ne büyük hata etmişim. Diye düşünmeye başlamıştı. Fakat, nedametle vakit geçirecek za- man değildi. Gemi, hem yoluna devam ediyor, hem de yavaş yavaş kendilerine yaklaşıyordu. Ayni zamanda, geminin direğindeki bayrak ta hafif hafif dalga- lanıyordu. Antuvan, tekrar kaptanın yanına git- ti. Güya, bilmiyormuş gibi davranarak suallere girişti: — Dostum!.. o geminin çektiği bay- rak nedir?.. — Bize, durmamız için işaret veri- yor. — Niçin bizi durdurmak istiyor?.. — Kimbilir. Her halde, bize yakla- şıp iyeceği bir şey var. — E, siz duracak mısınız?. — Tabit, durmak lâzım. Fakat, şim- di tam akıntının içindeyiz. Eğer bura- da durursak çok yol kaybederiz. Bir iki saat sonra, akıntıdan kurtulacağız. O zaman, dururuz. Ne istediklerini an- larız. Antuvan, kaptanı şüphelendirmemek için fazla bir şey söylemiye lüzum gör- medi. Sükünetle geri çekildi. Ve çeki- lirken de, kendi kendine şöylece söy- lendi: — Bir iki saat daha vaktimiz var. Bu müddet zarfında, tertibat almalıyım. Her ihtimale karşı, hazırlanmalıyım. Diye söylendi. Evvelâ baştan başa gemiyi gezdi. Yol- cuları, birer birer gözden geçirdi. Gemi nin tam ortasında durarak ince bir ta- kım hesaplara girişti. Sonra, Madmazel Civanna ile görüşmek için kamaraya geldi. Kamaranın kapısından girer girmez en evvel Civanna söze başladı: —Antuvyani, Pencereden gördüğüm şu gemi nedir?.. Dedi. Antuvan ağır bir sesle; — Madmazel!. Ben de onun için si- zinle görüşmeğe gelmiştim. Diye cevap verdi. Ve bir iki saniye süküt ettikten sonra, âdeta — fısıltıya benziyen bir sesle, sözüne devam etti: — Bu gemi, beni son derecede şüb- helendiriyor, Madmazel. — Niçin?.. —Evvelâ, Fondiden geliyor. —Ya. Günün Bulmacası 8 BOLDAN SAĞA: 1 — Hoşnudsuzluk. 2 — Gayla çıkarmak - İşaret. 3 — Bir isim - Baçsız. 4 — İki kişi, iki zümre arasında anlaşa- mamazlık - Ced. $ — Vermek. $ — Şart lâyikası - Yemek masdarından emrihazır. 1 — Söylenilmiyecek geyleri söylemek. 8 — Kekiden çingenelerin sokaklarda oy- mattıkları hayvan - Fenanın zıddı. 9 — Çoök sengin - Karikatüristimzlin soy- #dı. 10 — Ayın - Beerler. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Kerre - Baki kalmak, 8 — Merkep - Boymak masdarından 1smi fall. $ — Maliyeye aid - Fazla ileri gitme, 4 — Rütubetli - Bir çalgı. $ — Dalre, * — Bir tetifham nidasi - Üzüntü. T — Hissettirme - Ezmek — masdarından emrihazır - Akil. & — Doğru olmıyan - Yüz kuruş. * — Efrad - Salatalık. 10 — Birbirinin zıddı (Edebiyat ıstilahıdır) - Bir nevi toprak. — Sonra da, bayrak çekti. Bize, dur- mamız için işaret verdi. — Ne tahmin ediyorsunuz?.. — Rahib Löyolanın bizi takip etti- ğini zannediyorum. — Fakat, bizim bu gemide olduğu- muzu, nasıl haber alabilir?.. — Şimdi, uzün uzadıya bunu tahlil edecek vaziyette değiliz, Madmazel. Ben, en fena ihtimali nazarı dikkate alıyarum, . Ve ona göre hazırlanıyorum. — Pt . ne yapacağız, şimdi?.. — Yapılacak işi, bana bırakınız, Mad- mazel... Şimdi sizden, bir kaç şey isti- yorum. — Ne gibi şeyler. — Evvelâ, son derecede metanet. — Bundan, çok emin olabilirsiniz. Başka?.: — Fedakârlık. — Ne gibi fedakârlık?. e; ne söylersem, en küçük bir tereddüd göstermeden derhal söyledi- ğim şeyi yapacaksınız. — Buna da emin olabilirsiniz. — Şu halde, bana itimad ediniz, Ve beni bekleyiniz. yolculara göz gezdirdi. Gemide, ekseri- si tüccar olmak üzere on beş kadar yol- cu bulunuyordu. (Arkası var) Bugünkü program İSTANBUL 17? Haziran 1988 Cuma Öğle neşriyatı: 12.80; Plâkla Türk musikisi, 1250: Hava- dis. 1303: Flâkla Türk musikisi. 18.30: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı; 18.30: Plâkla dans müsiklai. 19.15: Konte- rans: All Kâmi Akyüz: (Çocuk Terbiyesi). 1945: Barsa haberleri. 20: Grenviç rasad- hanesiden naklen saat âyarı. 2002: Muzaf- fer İlkar ve arkadaşları tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları. 2045: Hava ra- poru. 2048: Ömer Rıza tarafından araboa söylev. 21: Müzeyyem ve arkadaşları tarafın- İdan Türk musikisi ve halk şarkıları. 2145: |Orkestra, 22.15: Ajans haberleri. 2230: Plük- |i sololar, opera ve operet parçaları. 22.50: Son haberler ve erlesi günün programı. ANKARA 17 Haziran 1938 Cuma Öğle neşriyatı: 4230: Karışik plâk neşriyatı. 12.50: Plâk: 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Dahill ve harici baberler, Akşam neşriyatı: 1820: Plâkla dans musikisi. 19.15; Türk musikle! ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve arkadaşları). 90: Saat âyarı ve araben neşri- İyat. 20.15: Türk musikisi ve halk garkıları |(Randan ve arkadaşları). 21: Çocuk Esirge- me Kurumu namına konuşma. 2115: Stüd- yo salon orkestrâası, 22: Ajans haberleri. 22 15: Yarınki program ve İsliklâl marşı, Nöbetci eczaneler Bu gecene ı&î ıl:ı cezaneler şunlar- dir: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri), Alemdarda: (EB- sad), Beyazıdda: (Cemil), Bamatyada: (Ridvan), Eminönünde: (Beşir Kemal), Eyübde; (Arif Beşir), Fenerde: (Emll- yadi), Şehremininde: (Nazım), Şehza- debaşında: (Üniversite), Karagümrükte: (Suad), Küçükpazarda: (Yorgi), Bakır- köyünde: (İstapan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâi oaddesinde: (Galatasaray), Tü- Antuvan; kamaradan çıkar çıkmaz, | tahkir mi Bu iddia ile Güneş şild Geçen hafta Şeref stadında şild ma- çı için Beşiktaş takımile karşılaşan Gü- neş klübü gerek maçta ve gerekse maç- tan sonra oyunculardan ve Beşiktaş ta- «afdarlarından gördüğü fena muamele- yi öne sürerek İstanbul şild maçların- daki bakkından vazgeçtiğini İstanbul futbol ajanlığına resmen bildirmiştir. İstanbul bölgesi Güneş klübünün bu müracaati üzerine icab eden tedbirleri almış, bu hafta tekrar edilmesi lâzım gelen maçın bitaraf bir saha olan Ka- dıköy stadında yapılmasını temin et- miştir. Güneş klübü bu suretle halledilen meseleye rağmen noktai nazarında 1s- rar ederek Beşiktaşla maç yapamıya- cağını bildirmiştir. İstanbul bölgesi |mutlak surette şild maçlarından çekil- |miş olan Güneşi mağlüb addederek dö- |mi finali beklemekte olan Beykozla Be- şiktaşı karşılaştırmağa karar vermiş- tir. Bu hafta Şeref stadında Beşiktaş - |Beykoz maçı yapılacaktır. | Diğer taraftan Güneşin ileri sürdüğü iddiaya karşı Beşiktaş klübü ikinci rei- si ve belediye fen işleri müdürü Hüsnü şunları söylemiştir: «— Geçen haftaki maçta klüb taraf- darlarının yaptığı hareket normal ha- Önümüzdeki pazar günü Taksimde mevsi- min ilk atletizm hareketi başlıyor. Memleke- tn muhtelif mintakalârından gelecek müs- tald gençlerle İstanbul alletleri arasında seç- meler vyapılacak. Türk atletizmi için bir ka- zanç sayılan bu faaliyet üzerinde alınncak derecelerden evvel, meveud elemanlarımızı bir gözden geçirelim. Sür'at koşularında artık Semih ve Raifi göremiyoruz. Meydan tamamile — gençlere kaldı. Bu mevsim bu gençler arasına birkaç &y evvel Viyanadan gelen bir Müsevi de ka- rıştı. Anlattığına göre bu atlet yaman bir şeymiş.. yüz, İki yüz, ve dört yüzde Türkiye rökotlarını kıracakmış. bu Viyana pastala- rile yetişmiş atletin kıracağı rökorları, hâlis Türk ekmeğinden kuvvet almış olan Melihin kıracaklarına tercih edemeyiz. Elimizde böy- e mükemimel bir eleman varken hâlâ top perlade koşturulmasına ve atletik kabiliye- Unin mahvedilmesine müsaade ediyoruz. Ankarada çok güzel derece tutan Receb 800 de rökor kızabilir. Mukayemet koşuların- da da ayni üyar koşucular ve aşağı yukurı hiç de fena olmıyanlar var. Atlamalar, şübhesiz müsabakaların en zevklisi olacaktır: Polyos'u, Büreyyayı, Nec- deti uzunda, Üç adımda, yüksekte rökor pe- şinde çekişirken göreceğiz... Atmalarda hep parlayıp sönen atletler var.. bunlar bazı mü- sabakalara giriyorlar, bazılarına da yanaş- mıyorlar. Birgün güzel, birgün düşük dere - celer elde ediyorlar. Ankara, İzmir ve Kastamonudan gelecek atletleri de seyredeceğiz. Üç şehir müsaba- kalarında Ankaralılar büyük bir varlık gös- terdiler. Hele Galatasaraylı Falk 110 mani- alhıda gene kendi rökorunu egale etti. Gülle atma, ve üç adım için Ankaralılar arasında iyi elemanlar var. Misir, Rumen milit maçları elyarında bu- Tunduğumuz bir sırada ve diğer şehirlerden de gelecek atletlerin iştiraklle yapılacak bu atletizm hareketinde birbiri arkasına rökor- ların kırılması Ihtimali çok kuvvetiidir. Çoktandır toplu olarak güzel defeceler elde eden atletlerimizi görmemiş olan İstanbul- lulara, Taksimdeki bu atletizm maçını kâ- çırmamalarını tavsiye ederiz. Doğuda maliye tayinleri Akçağbad (Husüsl) Süreyye Özger Vakfıkebir varidat memur muavinliğine, bunlardan, açık kalan yerlere Ot varidat memuru Tahsin, Vakfıkebir va- ridat memur muavini Hasan tayin edilmiş- lerdir. Kırşehir valisi mezuniyet aldı Kırşehirden yasılıyor; Vali Mithat Saylam bir müddet Ankara Nümune hastanesinde tedavi altında kaldıktan şonra tekrar bu- raya gelmiş, vazifesine başlamıştır. Sıhhi variyetinden dolayı Üç ay istirahat alan va- H Mithat isftrahat müddetini İzmirde ge- çirmek üzere buradan hareket etmiştir. Va- H, evvelâ Ankaraya gidecek, mamleket işle- lunacaktır. i — Küçük Memleket Haberleri — Akçaâbad maliye| — Çanakkale (Hususil) — On yaridat memuru İbrahim Oral Maçka veri-|Biga baytarlığında bulunan Resul 5 dat memurluğuna, varidat memur muavini|terflan Van baytarlığına tayin baytk? ri hakkında Dahiliye Vekâletfle temasta bu- ı—mwwwnw Güneşliler Şeref stadındâ edildiler? maçlarından kat'i surett? , çekildiğini bildirdi. Beşiktaşlılar ise: “Tarafdaf” larımızın yaptığı hareket normal harekettir,, diydl' haftaki Ü evvel Şeref stadında rekettir. Her maçla bu ve buna ” Güneş oyuncuları geçen hareketler görülür. Maç tizamsızlığı tevlid edecek bir D" görülmemiştir. Görülseydi, her olduğu gibi zabıta müdahale ederi” Atletizm seçmelerine | Tokyo Ölimpiyadlarıni Pazar günü başlanıyor. hazırlık devam e İki yıl sonra Tokyoda yapılacak nl;': piyadların hazırlıkları devam v Japonlar bahar Jümanlarına bi ’ dır. 50 kadar atlet çalışmaktadır. BU Ü dünya üç adım rökorümeni Tajima, Öl y Murakozo da vardır. Genç .' Yazava, sür'at koşularında Nakimurâ / mori yarı mukavemet, Kojima 5000 de, Hirota 110 manialıda ümld ı-lJ.' ler. Adaşl de gırıkla yüksek x we 26 1 göçmektedir. Bir Alman atletireii Ü mı eyiti ayında Japonyaya gidecektif: 'I rada İtalyanların da Tokyoya seyahı$Ü temeldir. e y Olimpiyad komitesi 1.887.000 — yenlik Öğr büdoe kabul etmiştir. Bu para ile n:', ve kare genişliğinde bir salon inşâ " tir. İçinde 500 metrelik bir plst ve 25 yf relik bir yüzme havuzu olacaktır. Sek” seyirei alabilecektir. * mııuhwunmmmd'ğ larına atletizm, tutbol, güreş ve ll larile iştirak edeceklerdir. * ıeıuıoıımıııııındıııuııuıı/ yad ateşi yarışı Tokyo olimpiyad na da konmuştur. 1996 da Atinadan Berline kadar KOt götürülen olimpiyad ateşi 1040 da Atinadan - 'Tokyoya götül Halkevi maçları Eminönü Halkevinden: Evimiz€ lt klüplerin 19/6/938 Pazar ; İğidaki fikstüre göre yapacakları F lar: Kar sahasında: AltıOK ” gf kurd, Akınspor - Alemdar, Altıok” kurd, Akımspor - Alemdar. , Rami sahasında: Rami - Y! Van baytarlığı * Resul Uğurlu burada bulunduğu ı# çinde bir çok gençleri sporcu türmiş enerlik bir aportmendir. ten ayrılışı münasebetile Halkı yurdu elemanları tarafından bir vEĞ Yeni baytar Necati Umay gelmiş yf tesine başlamıştır. Mezun bulunab Hâkimine vekâlet etmek üzere BiSt Tiyet Müddelüumumlis! Hakkı miştir. yek Ü & & B Tekad baytar müdürlüğü 'Tokad (Hususi) — Sinob yin edilmiş, gelmiş ve vazifesine