17 Hrsiron — — Derbend ve İpsala cinayetlerinin esrarı (Baş tarafı 1 inci sayfada) la düşüp kalkmış bulunmasından iba - Tettir. Cinayetlerle alâkası olmadığı gibi lenmesi de Muhiddinin artık Yanola ile alâkasını kesmesi ve elinde bulunan Ya- nolaya aid vesikaları, moktubları, resim- facianın kurbanlarını da tarumamakta - |leri kendisine iade etmesi ile mümkün - dir. Ancak birbirini tutmıyan Bbu facianın vuku bulacağını evvelden iladeleri | dür. İşte Ali Rıza Muhiddinden bunu iste - bildiği halde zabıtayı haberdar edip mâ- | miş: Ni olucu tedbirler alınmasını temin et - Mediği kanaatini uyandırmış, bunun için de kendisi muvakkaten tevkif edilmiştir. Tabii bu kanaat tahakkuk ederse hak « kında takibat yapılacak, etmezse 0 da terbest bırakılacaktır. Fakat şü var ki Sevimin yakalanışı ile ümidler sönmüş, ftahkikat yeniden çıkmaza girmiştir. Akl Rızanın karısı Bu vaziyette ihtimaller üzerinde yürü- Mekten, cinayet için mantıkf sebebler a- Tamaktan başka çare görülmemektedir. İlk fhtimal de bir «namus facinsı» kar < #sında bulunulduğu ihtimalidir. Gaze - telerin bu hâdisede şöyle kısaca bahse - dip geçtikleri bir isim vardır: Yanala. Yanola, katil Ali Rızanın bundan se - Delerce evvel Kartalda sevip kaçırdığı, Sonta evlendiği Bulgar dilberinin ismi- dir, Yanola da Ali Rızayı sevmiş, ona Varınca dinini değişlirip müslüman öl - Mmuş, Saadet ismini almıştır. Bu izdivaç- tan Ali Rızanın iki erkek çocuğu da ol - Müştur. — * Büyüğünün ismi Kenan, küçüğününkü Kayadır. Ali Rıza 928 senesinde evlen - " Miş, 929 şenesinin haziran veya temmüz aylarında, Fevzipaşa taraflarında yol in- Şaatı yapan ecnebi bir şirket tarafından karısı ile beraber Adanaya götürülmüş, inşaatta çalışan şoförlerin başına şef ta- Yin edilmiştir. Bir müddet orada çalışan Ali Rıza devlet demiryollarına müracaat ttmiş ve Adanada tamirat atölyesinde ça- Tişmağa başlamıştır. İşte bu sırada Kar - taldaki annesi Şevkiyeye bir paso gön - Gderarek kendisini Adanaya aldırmıştır. 932 sgenesinde annesi ölen Ali Rıza ma - lâm olmuyan bir sebebden dolayı devlet demiryollarından da ayrılmışlır. Bun - 'dan sonra tam üç sene ortadan kaybol - Muştur. Bu müddet zarfında ne iş yaptığı, Nerelerde dolaştığı tamamen meçhüldür. Ali Rıza nihayet 935 senesinde karısı Ya- Nola ve çocukları ile beraber İstanbulda Börülmüştür. Ali Rızanın Kartalda oturan ağabeysi «— O kadımnla alâkanı kes, Ben hayat- ta oldukça onunla birleşemezsin, beni daima karşında görürsün» diye mektub yazmış, vesika ve resimleri istemiştir. Fakat Muhiddin buna: — Bende vesika, resim filân yok diye mukabele etmiştir. Çünkü o da Yano - layı sevmektedir. Bunun üzerine Ali Rıza Muhiddini öl- dürmeğe karar vermiş ve öldürmüştür. Yanolayı öldürmüş olduğuna göre Bu ihtimal Ali Rıza Yanoladan ayrıl - mış olduğuna göre variddir. Eğer Ya- nolayı ihanetini görür görmez öldürmüş ise o zaman da kendisini acı bir felâkete sürüklemiş olan Muhiddinden intikam al- mıya karar vermiştir. Bu takdirde Mu - hiddini öldürmesi için ikinci bir sebeb daha vardır. Muhiddin Ali Rızanın ka - Tısını öldürdüğünü bilmektedir ve dalma bu sırrı ifşa etmesi ihtimali vardır, pek tabii olarak istememektedir. Hem intikam almak, hem de bu büyük sır - rın şüyuuna mani olmak için Muhiddi- ni öldürmüştür. Ömer Lütfünün ölümü Şoför Ömer Lâtfünün ölümüne ge- lince ihtimallere göre o0 biçarenin ö- lümü pek basittir. Ali Rıza belki de jin- tikam kararını tacil eden bir vak'a ile selim bir şekilde düşünebilmek kabi - liyetini kaybetmiş, kendisini hedele en seri şekilde ulaştıracak bir vasıta bu - Tabilmek emelile bu cinayeti irtikâp et- miğ ve bütün bu hâdiselerle hiç de a - lâkası olmıyan bir mazlümu öldür - müştür. Ömer Lütfünün — öldürülme - sinde başka sebeb aranamaz. Zabıta nasıl düşünüyor Aşağı yukarı zabıta da işi ayni şe - kilde düşünmektedir. Şimdi zabıta me- murları Yanola ile Yanolanm yukarı - da isim ve hüviyetlerini saydığımız a - ilesi efradını aramaktadırlar. Fakat muharririmiz gibi zabıta da henüz bunlardan kimseyi bulamamış - Tahsin bir muharririmize bu gelişi b Fü|ür. Ancak zabıta Yanolaya aid bir ip Şekilde anlatmıştır: ucu elde etmiş, bazı bilgilere de malik e— 935 senesi ilkbahar aylarında bir (olmuş vaziyettedir. Zaten Ali Rızanın Eün Yanola çocukları ile beraber bize gel- di. Kocasının nerede olduğunu sorduk, bize dargın olduğu için İstanbulda kal - Gğım söyledi. Akşama kadar bizde kal- Gıiktan sonra trenle İstanbula döndü. İş- te Yanolayı en son görüşümüz budur.> Dün neşrettiğimiz kompoze resimdeki Yanola, çocuklar da Ali Rızanın Çocuklarıdır. Fakat her üçü de meydanda Yoktur. Ali Rıza bunlar için bir gün ab - lası Şahendeye: — Onları Halebde bıraktım, demiştir. Ne için brrakmıştır, Yanoladan ayrılmış “Midir. Yanola yaşıyor mu, ölmüş müdür? Buraları şimdilik meçhuldür. Malüm o- lan cihet Yanolanın İstanbulda — Vasil bir ağabeysi ile fırıncılık yapan bir #mcası, Heybeliadada da sütçülük yapan Yordan adlı bir akrabası olduğudur. Fa- kat dün bunların üçü de arandığı halde lunamamış, kendilerinden Yanola hak malümat alınamamıştır. Maama - fih San Postamın muhartirleri bu adam- ların peşindedirler. Elde ettikleri malü - Matı bildireceklerdir. Yeni ihtimaller Yanclanın şu vaziyeti gözönüne getiri- ilk akla gelen ihtimal şu oluyor: Ali Rıza Yanola ile evlendikten sonra işehir ve Adanaya gitmiştir. Karısı Üa yanmdadır, kadın güzeldir. Al Rıza- Tn Eskişehir ve Adanada tanıştığı Mu- de yaraşıklı bir delikanlıdır. Ya - Bola ile bu delikanlı arasında bir aşk ma- €rası geçmiş olması muhtemeldir. İşte | Yeni ihtimaller bu aşk üzerine bina edil- Mektedir. Ahli Rıza bu aşk macerasına müttali o- karısından ya ayrılmış, yabud da ©u öldürmüştür. Ayrılmış olduğuna göre Ali Rıza ihanetini görünce Yanoladan Ayrılmış olduğuna göre şöyle düşünüle- * Yanolayı sevmektedir. Her şeye Tüğmen onunla beraber yaşamak arzü - r ve onu affetmiştir. Fakat orta - :'.:!muknnal icab eden bir namus İe- Yardır. Bu namüs lekesinin temiz - ablasına: — Yanola bana ihanet etti, onu bo - şadım, demesi, yanında bulunan Sevi- Mi göstererek de: — Şimdi de bununla — evleneceğim, demiş, zabıtayı bu nokta üzerinde de tevakkufa mecbur etmiştir. Bu noktada durulunca — hâdisenin seyrini bu ihtimallere tevcih eden çok kuvvetli bir ip ucu daha elde edilmiş- tir. Ve bu ip ucu yukarıda söylediği - miz gibi cinayetin intikam kasdile ika edildiğini tesbit eden deliller vermiş - tir. Ancak zabıta bu hususta çok ke - tum davranmaktadır. Bu cihetin bu - gün tavazzuh edeceği umulmaktadır. Müddeiumuminin söyledikleri İstanbul müddeiumumisi Hikmet O- nat, dün bir muharririmize: «— Bugüne kadar yapılan adli tah- kikat, her iki katlin de sebeblerini ten- vir edememiştir. İpsaladan gelecek tah kikal evrakına intizar ediyoruz» de - miştir. Sevimin doğruyu söyleyip, söyle - mediği de tahkik edilmektedir. Zira zabıtanın yaptığı tahkikat ne - tiçesinde, bu kadınım çok eskidenberi Ali Rıza ile tanıştığına dair — deliller bulunmuştur. Arabacı Alinin dün de yeniden ifa- desi alınmıştır. Ali, Ali Rızanin kendi- sini otomobilde arka kısma bindirdiği- ni, yanına oturmak istediği halde bu- na mani olduğunu söylemektedir. ——— DOYÇE ORİENT BAKN Dresdner Bank Şubesl Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubeleri: Galata - İstanbul - İzmir Deposu: İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banlta işi * Sabiha Gökçen, “Son Posta,, ya seyahatini anlattı (Baş tarafı I inci sayfada) H kalmadı. Matbaamıza telefon e- dilerek yapılan mütcaddid müra- çaatlarla bu alâkaya bizzat şahid olduk. Sabiha Gükçenin saat 11,25 de, Atinaya vâsıl olduğunu biliyorduk. Malümatımızı bildirdik. Bununla da iktifa etmedik, Atinaya telefon ederek «Son Posta» okuyucuları - nın gösterdikleri alâkaya tercü - man olmak maksadile Sabiha Gök- çeni bulup konuşmak istedik. Alina telefon merkezi bize Tür- kiye büyük elçiliğini verdi. Mak - sadımızı anlatlık. Bir iki saniye sonra pervasız ve sevimli kartalı- mızın sesini duyduk. — Benim... Ben... Sabiha Gök- çeni... Endişelerimizin yerini bir an- da, sevinçle, iftiharla dolduran bu sesin sahibinden, intıbalarım da öğrenmek istedik: — Çok mütehassisim! dedi... Ve ilâve etti: — Beni burada, o kadar tarif olunmaz bir alâka, bir samimiyet ve heyecanla karşıladılar ki, ken- di memleketimde istikbal edili - yorum saridım? — Yalda müşkülât çektiniz mi? — Hayır... Yalnız, İstanbulla İzmir arasında, hava ile epeyce çatıştım. Çünkü hareketimi mü - teakib sikı bir yağmur başladı!.. Fakat İzmirden sonra havanın si- nirleri yatıştı. Ben de, bu sayede, kaybettiğim zamanı kazandım, ve Atinaya tam vaktinde vardım. Atinaya indiğim zaman, saat |1 i 25 geçiyordu. Kahraman tayyarecimizi se - vinçle tebrik ettik. Sabiha Gökçen, İstanbuldaki hava vaziyetile alâkadar — oldu. Kendisine, havanın hâlâ bulutlu, yağışlı olduğumu bildirdik: — Burada da öyle!.. dedi. Bu cevabınin ilham ettiği bir suali sormaktan da kendimizi a - Tamadık: — Şu halde, yarın sabah (bu sabah) hareket edemiyeceksiniz? Sabiha Gökçen her zamanki tevazuu içinde göze çarpan azim- kâr bir eda ile cevab verdi: — Hayır... Yarın sabah, saat sekizde hareket edeceğim! Atina, Gökçeni büyük tezahüratla karşıladı (Baş tarafı 1 inci sayfada) Atina 16 — Yunan matbuatı cesur Türk tayyarecisi Bayan Sabiha Gökçeni hay- ranlık ve samimiyetle selâmlamakta ve resimldrini neşretmek'- Tir. Proja diyor ki: Türkiyenin mukadde - ratına hâkim olan yaratıcı dâhinin ta - hakkuk ettirdiği büyük ıslahat bariz va- sıflarından birini de genç bir tayyareci kızın cesaretinde göstermektedir. Milli faaliyetin bütün şubelerinde temayüz eden Türk kadınının hukuk müsavatını elde edeli sanki birçok asırlar geçtiği zannedilebilir. Reisicumhur Atatürk, kı- zı Sabiha burada ve Selânikte kendisine, Atatürke ve memleketine matuf hara - retli ve samimi sempatiler içinde yaşı - yacaktır. Eleftro Vima gazetesi de şöyle yazı - yor: Sabiha Gökçenin Atinaya gelişi mil- letimize dost ve müttefik memlekete karşı duyduğu en güzel hislerin tezahü - rüne vesile olmaktadır. Daha dün baş - vekil Metaksasın da Miselongi'de söyle - diği gibi Türkiye ile Yunanistan birbiri- ne çözülmez bağlarla birleşmiş bulunu - yorlar ve diğer müttefiklerle birlikte E- gede ve Balkanlarda sulhun kuvvetlen - mesi için sıkı iş birliğinde bulunuyarlar. (AA) Fransız filosu Falerde Atina 16 (AA.) — Akdeniz Fransız |Yamanlık maceraları ve mücadelelerle dolu donanması kumandanı amiral Abrial'in İatalyanlar İspanyol sahillerine — abluka tatbik edeceklermiş —— (Baştarafı 1 ânci sayfada) İtalyanlar, böyle yapmakla mümkün olduğu kadar sür'atle hükümetçilerin kârını itmam edecek surette Franko - nun muhariblik hakkını kabul ve tes- Hime İngilizleri icbar etmek istiyorlar. Htalyanlar, İngiliz tazyiki — sayesinde, Pirene hududunda transiti tevkif et - tirmeğe muvaffak olmuş olmakla ifti - har ediyorlar. Bu hal ve İspanyol Cum- huriyetcilerinin — ellerindeki - sahillerin ablukası, Fransanın bir çember - içine almmasına muadildir. Şu halde kıymetli ve fakat mahdud olan Fransız - İngiliz anlaşmasının bir intihara muadil bulunan bir siyasetin feci netayicini telâfi edebileceği iddi - Yeni bir manevra (Baştarafı 2 inci sayfada) fetmek İstiyorsa etsin; ona diyecek bir şey yoktur. ÂAyni zamanda, Türkiyo ile yapabileceği bür dostlüğüun son imkân - larını da mahvetmek istediği takdirde Fransaya bunu yapmamasını rica ede - cek Türkiye değildir. , Biz yalnız şunu söylemek isteriz. Ve ev- vel ve ahir bep te bunu söyledik: Fransa ile samimi surette anlaşmak kabil değil- dir. Eğet günün birinde böyle bir anlaş- ma tahakkuk edecek olursa bundan şah- san bana teveccüh edecek mahcubiyeti büyük bir memnuniyetle kabul etmeğe hazırım; fakâat, mahcup düşmiyeceğimi zannetmekte sabitim. Gayet sakin bir kanaatle ve tam bir huzur ile bir daha söylüyorum: Türkiye bu Hatay davasını bir gün mutlaka em- Ti vakile halletmeğe mecbur olacaktır. O günün ne zaman gelmiş olacağını takdir etmek Türkiye hükümetinin işidir; Türk vatandaşı — sıfatile hepimizin — vazifesi hükümetimizi kararlarında serbest bırak- maktır. O, her şeyi bizden daha iyi bile- | cek vaziyettedir. Fakat, gene Türk va - tandaşı sıfatile bilmeliyiz ki cenub hu - dudlarımızda işi gücü bir manevradan diğerine geçmekten ibaret olan Fransa asına hangi Fransız ve evleviyetle ha gi Fransız hükümeti sehabet edebilir Frarsanın doktrinini bize bildirmek | Bonne'nin vazifesidir. Lard Halifaks'ın teşebbüsleri Londra 16 (Hususi) — İspanya sahillı rinde İngiliz gemilerine tayyareler ta rafından yapılan taarruz etrafında | giliz hariciye nazırı Lord Halifaksın yı ni teşebbüslerde bulunacağı söyleniyor Almanların tekzibi Berlin 16 (A.A.) — Alman distro yerlerinin Kastellon civarında İspan yol sahillerini bombardıman — ettiğin dair Valansiyadan çıkarılan — haberle salâhiyettar mehafilce tekzib olun maktadır. Siirdde maden araştırmaları yapılıyor Petrol ve kömür damarlar üzerinde yapılan aramala iyi neticeler verdi İ Siürdden yazılıyor: Şehrimize - geler maden tedkik arama gurupu —muhteli yerlerde aramalar yapmaktadır. Bota! nehri kıyılarında petrol izleri üzerind yapıları aramalar iyi neticeler vermiş v şehre beş dakika uzaklıkta bir bahçed külliyetli mikdarda taş kömürü mader bulunmuştur. Bu madenden nüm! alınmış ve tahlil için İktısad Vekâk'l!a gönderilmiştir. ) Maden tedkik arama gurupu bunlardar başka Sürdin muhtelif yerlerinde petro maden kömürü, kükürd ve limon tozt altın madeni izlerine tesadüf etmiştli Bu servet kaynaklarının meydana çıkarı lacağı ve üç hattın birleşme noktası ola! Sürd istasyanunun Sürdin mesiresi ola Zümrüd ovasına inşa &dileceği haber muhitte büyük bir sevinç uyındım#,ıj Sun'i ipek fabrikasında bir kazı Gemlik (Hususi) — Sun'i ipek fabrl "Pürkiye ile samimi bir anlaşma yapacak | kası işcilerinden makinist yardımcısı | değil, belki de Türkiyenin cenub hudud-| yaşında Muradobalı Hüseyinin oğlu Nı larında Türkiyenin istikbali bakımından | işlemekte olan makinelere yağ verirken daima dikkat ve hattâ alâka ile takib et-| sağ eli çarklar arasına sıkışmış, 3 parma meğe mecbur olduğumuz bir takım işler-| ği ezilmiştir. İşci Bursa hastanesine nak le uğraşacaktır. Hatay meselesi bunun birincisidir; bu- nun arkasında Elcezire meselesi saklanı- yor! Biz bunları iyi bilelim ve her şeye ona göre hazırlanalım, Muhittin Birgen Kaşta adliye teşkilâtı değiştirildi Kaş (Hususi) — Hâkim Vehbi Alpte- kin Koyulhisar adliyesine, Korkudeli müddelumumisi Avni Baksi de onun ye- rine kazamız hâkimliğine tayin edilmiş- tir. Kaş adliye teşkilâtında da değişik- likler yapılmış, kazamız mahkemesinin salâhiyetlerinin kısmı azamı kazaya 22 saat mesafedeki Elmalıya verilmiştir. Mahkemeye düşen işleri için 22 saatlik mesafeye gitmek mecburiyetinde kalan kazamız halkı alâkadar makamlara ve Başvekâlete müracnatta bulunmuşlardır. Bu değişiklik halkı çok müteessir — et- mektedir. Köyün Yolu — 1936 da «Çıplakları, 1937 de «Açlik» isimli birer roman neşretmiş olan Muharrir arkadaşımız Refik Ahmed Seven- gü, 1838 yılı için de küçük hikâyelerini top- hyarak *«Köyün Yohar isimli bir kilab ha - linde bastırmıştır. Dağıtma yeri — Muallim Halld kitab evidir. Tavakcülak ve Yumurtacılık Büzileri Salih Zeki Ekimci bu isimde bir eser yaz - miş ve kitab halinde meraklıları için faydalı bir kitabdır. Havacılık ve Spor — 216 ıncı sayısı İnti- Şar etmiştir. Halk Bilgisi Haberleri — Eminönü Halkevi Di, Tarih ve Edebiyat Komitesi tarafından bher ay çıkarılmakta olan bu folklör mecmu- asının SÜ inel sayısı n hayatını sade bir üslüpla hikâye — eden bu çıkarılmıştır. Tavuk ! ledilmiş, tedavi altına alınmıştır. SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi : 1888 u| & $ İdare Merkezi : İSTANBUL (GALA'TA & Türkiyedeki Şubeleri : | İSTANBUL (Galata ve Yenicami) MERSİN, ADANA Bürosu Yananistandaki Şubeleri SELÂNİK - ATİNA BANKA KOMERÇİYALA — iTALYANA