l? Haziran — BON POSTA BN N 5e Üle kasabları birleşerek bir şirket tesis ettiler Bu Yüzden 50 bin küsur nüfuslu kasabada hem et flatları yukseldı. hem de et buhranı başgösterdi Zileden bir ç Şinde k ı“k.]"'iwa çarşıyı in sokmuş, rın bir örnek gömlekler giyme- n “emin etmiştir. H KatYön ve kasabanın caddesi üzer 'Bir yerinde geniş Betirilmiştir. Yarıda bırakılan or- *&b binası bu sene içerisinde ikmal Miey ektir. Yakında asri bir mezarlık ı._h_" Betirilmesi için faaliyete geğçile- Belediyenin geçen yıl büdcesi 42 iken bu yıl büdcesi 50 bin lira 1*k kabul edilmiştir. Kaza imar pll- hi Füatından olan müstakbel kaza » “ da hazırlanmaktadır. Enin & lira ç üi hemen bütün yolları : sedir. X*’ııı ik vaziyeti iyi, doktorlar - ihtiyacı dardır. Yalnız, birkaç ebe- n"ll!ıtirlık işleri A (Hususi) — Bugünlerde ge - Me 3 €rkezde, gerek köylerde üşım du inşa Biga merkez baytatı Resul Uğurlu cins boğa ve Geçen - sene - rastalığı sırasında geceli t yden köye köşmak süre - n.ı,__"'fım hakkile yapmış, salgın £€len Şap hastalığının kaza ha- i muvalfaki - den - fazla tiştirmiştir. nvmşur görünüş.. Zilenin bir orta, bir de tam teşkilâtlı ilkmektebi vardır. 128 köyün yedisinde ilkmekteb olup bunlardan iki tanesi tam teşkilâtlı ve pansiyonludur. Ortamekte- bin talebe mevcudu 280 dir. İlkmekteb- lerden her sene 150-200 kadar talebe me- zun olmaktadır. Kasabanın okuma çağın- da 2500 kadar çocuğu vardır. İlkmekteb- lerdeki talebe sayısı 1100 kadardır. ve bunlardan üç yüz ellisi kızdır Zilenin son mali yıl maliye tahakkuka- tı 118.769 liradır. Bunun 97.323 lirası tah- sil edilmiştir. Zilede son zamanlarda bir et buhranı vardır. Burada bulunan dokuz kasab dük- kânlarını kapamışlar ve aralarında bir şirket vücude getirmişlerdir. Koyun eti 34-35 kuruşa satılmaktadır. Tarihi bir kasaba olan Zilenin 2440 ki- lometre murabbat atrazisi, 26.433 ü kadın, 18$.963 Ü erkek olmak üzere 50402 nüfusu, bir nahiyesi, 128 köyü vardır. Zilede ziraat hayli ileride olduğu gibi bağcılık da epey ilerlemiştir. Başlıca zi- raat maddeleri buğday, arpa, nohud, fa- sülye, mercimek, burçak, haşhaş, afyon, kendir ve tütündür. Tavukculuk da alıp yürümüştür. Bu maddelerin dahil ve ha- rie piyasalarda senevi satış kıiymeti 1.200.000 lirayı tutmaktadır. Zilede 150 kadar ihracat, manifatura, hurdavat taciri 600 kadar da küçük tacir Bergyamadaki dramın beşinci perdesi Bergamada iki adam öldü- ren Hilmi Trakyada da bir karı kocayı öldürmüş İzmir (Hususi) — Son Postanın Ber - gama muhabiri orada cereyan edön gö - rülmemiş bir zabıta vak'asını haber ver- miş, bu hâdiseyi dört perdelik bir dram halinde anlatmıştı. Bu dramın eksik ka- lan bir perdesini İzmirden ben yazayım. Bu beşinci perde Trakyada geçmektedir. Yakalanan katillerden Hilmiı Edirnede kayıdlıdır. Edirne nüfus kütüğünde kayıdlı bu - lunan Hilmi hakkında Edirne zabıtast: dan malümat istenm üzerine bu sın Edirnede de müdhiş bir cinayet işle- diği meydana çıkmıştır. 937 yılı 9 eylül gecesi Hilmi, da bir şahısla birlikte Fatma ve kocası Aliyi evlerinde bastırarak parasına ini de balta ile öldürmüşleri suç ortağı Falk yakalanmış, Hil- mi İzmire firara muvaffak olmuştu, E - dirne zabıtasında aranmakta idi. Bu cinayet davası, halen Edirne ağır- cezasında devam etmektedir. Hilmi aslen Niksarlıdır. Edirneden zabıtaya vaki ihbarda Hilminin müdhiş bir cani olma - sına binaen kaçmaması için tertibat a - lınması istenmiştir. Hilmi, 936 senesinde Buülgaristandan 'Türkiyeye kaçak suretile gelmiştir. Ken- disi Kırcaalı civarında bazı cinaye: ve eşkiyalıklarından dolayı 15 sene hapse mahküm edilmişti, Fakat Hilmi, mevkuf bulunduğu Bulgaristanın Hasköy ceza - evinden kaçarak Edirneye gelmiştir. Hil- minin sorgusu tamamlandıktan sonra E- dirneye gönderilecektir. 122 yaşında bir ihtiyar Zileye bağlı Endürüzlü köyünde 122 yaşında Hasan isimli bir adam var- dır. Vücudce pek dinç olan Hasan bir hayli uzak o - lan köyünden ka- sabaya yaya gi - dip gelmekte ve köyünde her gün davar gütmekte - dir. Görenler bu ihtiyarı henüz alt- miş beş yaşında kadar tahmin etmektedir, Faik adın- Boyabad gençliğinde spor sevgisi Boyâbad gençleri arasında spora gösterilen alâka çok geniştir. ekzersizler yapmaktadır. Resimde Boyabad Gençler fırsat buldukca İsporcularından bir grup görülmektedir. Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: H '*'ı “san Bey nedir bu süt- l'u— “hirlenme vak'aları ya- “ tin halkı gene beş altı kişi zehirlen- miş.. « Geçen gün koca bir sem- « İstanbullulara miz bir süt içmek mıyacak mı? zehirlenmişti. Dün şöyle te- nasib ol- Hasan Bey — Olüur ama, koca İstanbul mandıraya dö- ner.. — Niçin Hasan Bey? Hasan Bey — Bütün şehir halkının inek, koyun — besle- meleri lâzımdır. Sayla $ Bitlisten mektublar : Atlıspor teşekkülünün müessisi Agâh Yüce Bitlisten ayrılıyor Fakat bu ayrılış onu çok sarsmış. Gözlerinde hem bu acının, hem de Bitlis topraklarına gömdüğü yavrusundan ayrılışının acısı var Bitlis (Hususi) — Bitlis caddelerinde gene nal sesleri duyuluyor. Şehrin muh- telif semtlerinden koşarak caddeye akan sarı ve mor formalı atlılar; belediye bi- nası önünde iki takım halinde toplanıyor- lar. Gün, hhk var, yun günü. Geçen yıl olduğu gibi gene Arab köp- ü civarmdaki meydanlarına gidiyor- Şehirde göze batan bir can- ispor ve cirid klübünün ©- larında oldukca heveskâr bir ka- var. Bunlar yaya kısmını teşkil e- | n hazır olduğu görülü- bün kurucusu ve başkanı Agâh Yüce; duru atının üstünde öne düşüyor. Onu, Bitlisin sarı - m lâdları takib ediyor. Gidiyorlar.. durmadan, yorulmadan ko- şüyorlar. Gene ayni canlılıkla dönüyor- lar. Bu, onların her hafta yaptıkları bir İğen. hor formalı genç ev- y Bu pazar da onları futbol meydanında gördüm, Oldukça kalabalik bir halk küt- lesi önünde güzel bir cirid oyunu oyna- dilar. Birçok genç ve yaşlı binicilerimizin iştirak ettiği bu oyun, çok zevkli oldu. Cidden Atlıspor'un sarı-mor formalı ya- man evlâdları bu meydanda yüksek hü- nerler gösterdiler, Saatlerce koştular. Dinlenmeden kova- laştılar. Bu at oynatan delikanlılar ara- sında bu defa beyaz bir kısrağa binmiş e- mekdar başkanları da vardı. Esasen 0: Her zaman ve dalma onların başında ve arasında... Şimdi bile durma- dan etraflarında geziyor ve onları teşci ediyordu. İşte şimdi de yakınlarımızdan geçiyor. Her zaman olduğu gibi gene neş'eli, her- kese gülüyor. Tanıdıklarına iltifat ediyor. Belli ki gençlerinin gösterdiği muvaffaki- yetlerden memnun. Yanımdan geçerken gülen bu sevimli çehreye dikkatle baktım; Alın kırışmış, gülen gözlerin içinde yaşlar birikmişti. Birdenbire bu değişikliğe bir mana vere- medim. Düşündüm. Nihayet anladım ki, Atlıspor'un bu emekdar binicisi; artık ço- cuklarının arasında son günlerini yaşı- yor . Onların etrafında dahâ şimdiden ayrı- lığın acısını duyarak dolaşıyor. Evet, ya- kınlarda Maraşa gidecek. Çünkü oraya tahvil ettiler. Memuriyet hayatı bu., Hiç şübhesiz şimdi atının üstünde heş- eli gibi görünerek dolaşan bu babanın içi- ni iki büyük aleş yakıyor: Hem Bitlisin topraklarına gömdüğü yavrusunu hatırlı- yor, hem de alıştığı ve yetiştirdiği bu gençlerin arasından nasıl ayrılacağını dü- Şünüyor. Maraşta yeni bir Maraş (Husust) — Yeni yapılacak ö- lan sinema binasının temelleri atılmıştır. Bütün su yolları tâmir ve ıslah edilmek- tedir. Belediye tarafından alınan Ayar düdüğünün tecrübeleri yapılmıştır. Ya- kında şehrin mürtefi bir yerine konula- Agâh Yüce Bütün bu hatıralar ve bütün ölümden daha derin olan bu azab, içini yakıyor, benliğini sarsıyor ve her halde göz yaşla- rını kalbine akıtıyor. Dikkat ediyorum: Yerinde duramıyor. Bir müvazenesizlik içinde beyaz kısrağı- ni sağa sola koşturuyor, gençlerinin ara- sında dolaşıyor, Onlardan bir türlü ayrıl- mak istemiyor Evet, artık Atlıspor'un bu cefakâr ya- pıcısı bir daha bu evlâdlarının arasında görülmiyecek. Bir daha Bitliz meydanla- rında at oynatmıyacak. Gün gelecek onu; Maraş gençle 3 rasında göreceğiz. Orada da böyle bir te- şekkül vücude getireceğine şahld olaca- ğiz. Buna rağmen, ne Bitlisin kadirşinas ço- eukları onu unutacak ve ne de o; arkada bıraktığı evlâdlarını hatırdan çıkaracak. Buna hepimiz eminiz Yolun açık olsun başkan. — Kayaoğlu vefakâr ve değerli Ulus nahiyesi Atatürkün Heykeli ile süslendi Zafranbolu (Hususi) — Kazamıza tâbi Ulus nahiyesinde Atatürkün vuncdan bir heykeli dikilmiş, heykelin küşad merasi- mi yapılmıştır. Muşta bir cinayet Erzurum (Hususi) — Narman muha- cirlerinden olup Muşun Norşen köyün- de iskân edilmiş olan Mehmed oğlu Sırrı tarlada çift sürerken ayni köyden Örnet oğlu Ado tarafından kama ile ağır suret- te yaralanmış ve kaldırıldığı Muş dispan- serinde ölmüştür. Katil yakalanarak ad- liyeye teslim edilmiştir. sinema yapılıyor caktır. Halk büyük bir alâka ile zehirli gaz kurslarına devam etmektedir. Yakın bir zamanda vilâyette gaz kursu görmeyen kimse kalmamış olacaktır. Resimde kura görenler görülmektedir.