7 Haziran SON POSTA T Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda 1 Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Daüy_e Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım İki defa Nazırlık, altı şehirde müteaddid defalar valilik, Şürayı Devlet âzalığı, Meb'usluk, idadilerde hocalık ettim. Belki inanmıyacaksınız ama hiçbir Üniver- siteden, hattâ hiçbir idadiden diploma almış değilim darağacı altında biten memuriyet hayatı : Müsaadelerile, o- iYucularıma — ev « Velâ en kısa yoldan kendimi takdim e -| im: E 1864 yılında «Niğ €» nin «Tepevirana Mevkiinde, — Yenice | Mahallesinde doğ - Büm, Fakat —© devrin mekteblerinde, di - siplin, nizam yeri - ne, hatır, gönül hâ- kimdi, Bütün mahalle - H gibi, mekteb ho- caları da, benim ne kadar gözde olduğu- mu, ne kadar sevil - diğimi bilirlerdi. Ba ç *Tepeviran» mev küne, Niğdeliler Te bamı saydıkları i - Ğ:;rın deıeraogm: Çin, bana ayni mü - _arladı: . samahayı onlar da d“_âum yerin halk f gösterirlerdi. Bu mü dilindeki ismi olan samaha — yüzünden Vepeyran — kelime - ' de, mekteb beni sık- Mi soyadı. edin - tim, mazdı. Çünkü ora - gda da hemen her is- tediğimi yapabili - yor; dilediğim dere- tede şimarabiliyor - dum. — Mektebden, bittabi, hiç bir ha - yır gördüğüm yok - tu. Henüz birer kor kunç işkence âleti - hin resmine benzet- tiğim «hurufu heca» ya ısmımamamıştım bile!... Elifbanın, hıhl gençliğimde Lmçok memuriyet - e bulundum. )İk Vüzifem, — Niğdenin *Tahriri emlâk» da- €sindeydi. Ondan ONra, Konya maa - Tf meclisi kâtibli - Üne terfi ettim. Ay: 4 zamanda, orada İltişar eden — Vilâ » €t gazetesinin müm Muharrirleri a - fasında mevki aldım Talih yardım etti: Kastamonu mek- Muharrir ğeri benden küçük iki de biraderim | başına, yaya, merteğe benzetilen harf kuzu vardı. Avukat iddiasını hâkime, Geçen mayısın ilk günlerinde Amerikâ- da Missouri şehrinde Şayanı — dikkat — bir muhakeme — cereyan |etmiştir. Müddei bir çifilik sahibi, müdde- asaleyh bir tüccardır. Tüccar çiftlik sahi- binin köpeğini öldür« müştür. Sebeb olarak «müdafaa nefs> i ile- ri sürmüştür. Buna mukabil çiftlik sahle bi tüccarın kendisine karşı eskidenberi ki- ni olduğunu iddia et- | miştir. Bundan sonra mild. deinin avukatı. söz almış ve «Köpeğin insandan çok- üstün bir mahlük» olduğunu isbat etmek üÜzere uzun bir hitabede bulunmuştur. Hâlâ Amerikan gazetelerini meşgul eden, bu müdafaayı hülâsaten nakledi- yoruz: «Sayın jüri heyeti; Baylar... Bayanlar... İnsanın en iyi, en samim?! dostu günün birinde muhakkak kendisinden yüz çe- virir. Hattâ yüz çevirmekle kalmaz, &- leyhinde bulunur, düşmanı kesilir... Bir adam çocuklarını büyütür. Bunla- rı adam etmek için her türlü mahrumi- yetlere, fedakârlıklara katlanır... Fakat | gönün birinde çocuklar velinimetlerine karşı kıyam ederler... Onların nazarın- ÇçevteransenaenAseee eee ee eee erenAnASeLLeLe L LRAALAALER AAA KELEnALLEAAALELARA e LeLA LA LA AA DA ALAA DA ( Amerikada çok şayanı dikkat hırıyuhaken_ı) «Köpek, insandan üstündür! » jüri heyetine ve samiine kabul ettirdi, müdafaa biterken salonda hatibden başka ağlamayan kalmamıştı da babalığın, analı« ğin — küdsiyeti kal maz. Bir adamın en gü« vendiği dostü onun en samimi düşmanı- dır... Bundan emin olunuz... İnsanların hepsi rle yakârdır. Dünyada Ban yoktur; insanların — riyakâk lıkları derece derex cedir... Bir insana parast olduğundan — dolayı hürmet edilir... İne Banlarda hürmet &e sası riyakârlıktır. Bu adam parasını birdenbire kaybedin; ce karınca gibi etrafına üşüşen dostlarıme dan hiç biri kalmaz... Hepsi onu tek bas |gına bırakırlar... Tek başına bırakmak ile de kalmazlar, onun düşmanı kesirlirı ler... İnsanın menfaat hissi ile meşbu olmu yan bir tek dostu vardır. O * köpektin Köpek efendisini bırakmaz, ona karşı hi yanet etmez, ona fenalık etmez. Köpek iyi ve fena günlerin dostudur, Köpek efendisinin sıhhati ile çok yakın. dan alâkadar olur. ı Efendisinin ölümü neticesinde intihar, eden, ortadan kaybolan köpeklerin had (Devamı 13 üncü sayfada) tubi mümeyyizliğine yükseldim. Me - Türiyet hayatıma pek uğurlu gelen Muharrirliği orada da bırakmadım. Üymni zamanda, idadide; mülkiye ka- lı'İlkmm, ve mecelleyi-okuttum. Ta İhim biraz daha parladı: Sırasile İzmir mektubeusu, - Edirne Vali muavini, : Dedeağaç mutasarrıfı üm, Dâha sonraları, İstanbul, Hicaz, Be- Tut, Bursa, Trabzon, Sıvas şehirlerinde İzün müddet ve müteaddid defalar va- h.ik ettim, Şürayi Devlet âzalığında bulundum. Bir müddet mülkiye daire- reislik, bir müddet te maarif dai- (s inin başkanlığını yaptım. Nihayet iki defa dahiliye Süm. En son vazifem de, Bü —';lül—ünde Niğde saylavlığıy tüm bunları okuyanlar, pek haklı Yarak: ? — Kimbilir, diyeceklerdir, bu kadar ğlıdı ve şerefli mevkilere yükselen Bahtiyar faninin koynunda, kaç üni- itenin diploması vardır? Halbuki, böyle düşünenler, belki i - —Nmyıcıklırdır ama, itiraf edeyim ş'btn. hiç bir üniversiteden, hattâ hiç İdadiden diploma almış değilim. Az uhı de yazdığım gibi, idadi hocalığı yaptım. Fakat ayn! samimiyetle —h'lr edeyim ki, idadi tahsilim bile nâzırı ok ük Millet Yoktu. Ve bütün malümatım, bütün |) im (1) İsparta, Antalya ve Niğde 'hdiyolır'mdı gördüğüm derslerden i- _';'lkıı. memuriyet hayatına atıldık - Sonra, bir çok şeyler okudum. Bir Sk şeyler öğrendim. Fakat, — bittabi, %lı bulunup okunan o kitablar, be hiıp derdime, hayatıma, malümatıma Tühim bir şey ilâve etmedi. tuhafına bakın ki, ben, az kalsın, ..m?lnm yamalak tahsilden bile mah- %Olıaknm. Fakat beni tam bir tah- mMahrum bırakan sebeb, tahmin & iz gibl sefalet veya kimsesizlik ıh] ilâkiş, annem de, babam da sağdı, u"lem; vakitleri oldukça — yerind: Ü ikisinin de en büyük emelleri, taklarına muntazam bir tahsil yap- ._Şinkn. annem de, babam da münev- di. —:I&“ onların en büyük günahları Veço; SO$ fazla sevmeleri idi. Bana te- Bir eden bu büyük sevginin hazin Sebebi vardı: Biz, altı kardeştik. Üç ve birisi benden büyük, di- ayırdı. Ve ailenin erkek evlâdı olarak bir ben kaldım. Bu endir ki, va - siz ecelin anncı ve babamın yü- klerinde bıraktığı kocaman boşluğa ben varis oldum. Onlar, ölen yavrularından artan bü - fün sevgilerini, bü şefkatlerini ba- ürce titriyorlar, ni Öyle Ürkütmüş! , hattâ bir f, Şaşırtıyordu. ©O kâdar ki, evin içinde, üç hemşirem, Üvey ana, baba eline düşmüş birer «besleme» mevklinde kalmışlardı. Benim yüzümden, ana baha şefka » tinden mahrum kalmak, onların masum yüreklerinde de, tabit bir hased, haklı bir kin uyandırmıştı. Beni âdeta, bir |üvey kardeş gibi görmiye alışır g'bi |idiler. Muhabbetin, şefkatin bu derecesi, |Beni iyiden iyiye şımartmıştı. Hayli zararını çektiğim bu şımarık- hığın, bana ilham ettiği bir kanaati ilâve |etmeden geçemiyeceğim. Bunu, mana- s17, Ve fuzuli bir ukalalık saymayın. Bence, && mezarımızın bâşına kadar kötü itiyad- beşik e&tra - miz günlerin mahsu- | Bu kötü tohumları besliyen, anamı- İzın, babamızın Müfrit muhabbeti, müf- İrit şefkati ve müfrit müsamahasıdır. Vâkâ, çocuk, ana, baba şefkatine muhtaclır. Fakat, yaşayabilmek için muhtac bulunduğumuz suyun fazlası bizi günün birinde boğabilir, mahvede- bilir, Çöcuğu sevmeli, fakat bu sevginin hudüdsuzluğunu ona hiç bir sürette hissettirmemeli... Kim ne derse desin, bence bu sevginin gizli tutulması, ço- duk terbiyesinin temelidir. Bir çok bedbahtlar, şımartıcı ana, baba şefkatinin kurbanı olmuşlardır. Ben de, şefkat ve sevgi gördükce şımardım, Ve şımardıkça, kahrına kat- lanılmaz bir mahlük oldum. O kadar ki, günün birinde, annem bile, sabrını, ta- hammülünü tüketti, ve beni başından uzaklaştırmanın çaresini düşündü. Bunun neticesi olarak da, henliz beş yaşıma bile basmadan, «defibelâ» ka - bilinden mahalle mektebine gönderil- İdim, Ecel, iki erkek kardeşimi, aramızdan | tim, lerinden bir tekini bile belleyememiş -| (Devamı 10 uncu sayfada) Loadrada bir kumaş fab- rikasının — İaboratuvarı menstcata anti — septik yaşhiyet verecek bir illiç keşletmiştr. — Bu ilkea batırılan kumaş mikrob tatmaz, yıkandığı raman aati septik mabiyeti kaç- 102 yaşında baba olan çiftçi Lituania'da Kaunas'da yaşayan buçiftçi 117 yaşındadır.,, Hergün tarlasında sabanın başında çalışır. 102 yaşında iken baba olmuştu 100 yil evvel yazılmış olan ba mektub daba geçen ay Kanada pestahanesine vası| elmuştur 19 uncu ssrın ortalarında yaşayan bu zat * Bay içinde Yunanca, Lütince, Franmrca ve Yagilirce Mügetleri baştan aşağı ezberlemiştir. 17 yaşpında iken da Homer'in meşhur Dü ile Aristefanesin bütün medilerini — hatmetimişti