Münasebatı ve Arab matbuatı Yazan: Muhittin Birgen ürkiye ile İngiltere arasında son günlerde imza edilen kredi ve ticarf anlaşma mukaveleleri Arab mat - buatında geniş bir tefsir sahası buldu. Suriye ve Kahire matbuatının sütunla - rında bunlara dair bir çok şeyler oku » dum. Takriben yüz milyon Türk İirası temsil eden bir kredinin büyük bir kıs- manin Türkiyeyi iktısaden kuvvetlendi- recek işlere tahsis edilmesi ve altmış milyon Liralık bir kredi ile Türkiyenin İngiltereden ordusunu ve bahriyesini takviye edecek şeyler alabilmesi hâdise- lerini tedkik eden Arab matbuatı, bızce dikkate değer bir takım neticelere varı- yorlar. Vardıkları neticeler şunlardır: «Tür - kiye son senelerde milli müdafaa kuv - vetini yükseltmek için büyük fedakâr - lıklar yapmış, büyük paralar sarfetmiş ve yeni yeni tahsisatlar vermişti. Bu defa İngiltereden aldığı kredi ile hem ik- tısadi kuvvetlerini arttıracak ve binaen- aleyh ordusunu yeniden takviye imkân - larını veren varidat kaynakları tedarik Mhdldı!ınymîndüı liralık siparişler ve mübayaalarla ordusuna ve donanmasma yeni yeni kuvvetler ilâve edecektir. Şu halde Türkiye yakın çar- lan ve Balkanların en büyük askeri kuv- vetini temsil eden bir memleketi olu - yor. Bu sözlerin doğru olduğunu kabul e - deriz. Türkiye, milli müdafaasına çok e- hemmiyet verdi; çok gükür, iktısadi iş- lerimizin gidişi ve dahilf vaziyetimiz de buna müsaiddir. Zayıf olmanın bütün fenalıklarını tecrübe ile bilen Türkiye kuvvetli olmıya karar vermiştir ve bu - gün, emsaline nisbetle çok mükemmel bir milli müdafaa makinesine sahib ob muştur. Bu noktada Arab matbuatı ile mutabıkız. * Ancak onlar, mütalcalarında burada durmuyorlar; daha ileri gidiyorlar. Di- yorlar ki: «Türkiyeye bu yardırm İngil- tere niçin yapıyor? Çünkü Türkiye kuv- vetlidir. İngiltere de Yakınşarktaki — ve Balkanlardaki polilika işlerini Türkiye- ye havale etmeğe karar vermiştir. Tür- kiye, İngilterenin Yakınşarkta ejandar - ması> vaifesini görecektir. Bu sölere de diyecek yoktur. El Mu - kattam'ın şark siyasetinde mütehassıs, maruf muharriri Emin Saidin son bir makalesinde gayet açık olarak ifada et- tiği bu vaziyette hiç te gayri tabiilik yok- tur. Bugünkü dünyada hiç bir devlet yoktur ki yalnız kendi kuvveti ile yaşa- gın, Her memleket kendisine dost arka - daş, müttefik aramakla meşguldür. Tür- kiye İngilterede, İngiltere de Türkiyede dost, arkadaş, yardımcı ve hattâ mütte- fik aramış olsalar bundan bir şey çık - maz. Tarihte iki memleket arasında dost- Juk hareketi yeni bir şey değildir. İngil- tere, Türkiyenin Yakınşarkta ve Balkan- larda en yüksek milli kudret olduğfuna kanaat getirince siyasetini değiştirdi. 'Türkiye de, İngilterede bugünkü dünya fartlarına göre bir dost görmeğe başla - dığı zamandan itibaren o da, her mil - letle olduğu gibi, İngiltere ile de dostluk yapmıya karar verdi. Bunlar gayet tabil şeylerdir. * Fakat Arab matbuatı burada da dur- muyarak daha öteye gidiyorlar; diyorlar ki: «İngiltere Arabistanı avucunun içine almak istiyor. Bu işte de Türkiyeye da- yanmak, ondan istifade etmek fikrinde- dir. Buna mukabil, Türkiye de İngilte - reye bu yardımı vâdediyor.> İşte, Arab matbuatı ile mutâbık olma- diğımız nokta buradadır. Bir kere İngil- teranin Arabistanı avucunun içine al -| mak isteyip istemediğini bilmek bize düşmez. İngiltereyi Arabistana sokan da biz değiliz. Arab matbuatı cihan harbi - nin rüznamelerini okurlarsa işin mahi - yetini görürler. İkinci derecede, eğer İngilterenin böyle bir maksadı varsa © evvelâ kendisin! ve sonra da Arabları alâkadar eder. Hangi millet her hangi bir miletin avucunun içine girmeğe razı o- larsa o milleti avucunun içine alacak bir millet bulunması da tabildir. 'Türkiyenin İngiltere ile olan dostluğu- SON POSTA Resimli Makale: m İlk Arasıra hayatınızm muhasebesini yapmak itiyadında mı- sınız? Mesainizin bir hesabını çıkardığınız var mıdır? Geç- tiğiniz yolları düşünüp varmak istediğiniz merhaleyi he- sablamak âdetinde misiniz? Elinizde mantık ve muhakeme terazisi yürümek kaideniz midir? O halde insaa gibi yaşa- yıp insan gibi öleceğinizden emin olabilirsiniz. devir insanları, son asır insanları .. İlk devir insanlarını son devir insanlarından ayıran baş- hıca fark ilk devirdekilerin sevki tabillerile iş görmelerine mukabil sön devirdekilerin her hareketlerine mantığı ve muhakemeyi hâkim kılmalarıdır. Hayatınızın her merhale- sinde düşünmeyi ve hesablamayı unuttuğunuz dakika ilk insanlarm vaziyetine rücu edeceğinizi hatırdan çıkarma- yınız. SOZ ARASINDA Hollyvood'un en büyük Ağızlı insanı 12 yaşında Bir tenor 12 yaşında olan James Moran sesinin güzelliği ile tanınmıştır. Meşhur tenor Gigğli'nin rol aldığı Toska operasında, ©- nunla birlikte oynıyacak, ve çoban çocu- ğu rolünü yapacaktır. Her Amerikalıya 50 dolar! Amerikalı bir iktısadcı Amerika birle- şik hükümetlerinin tedavülde bulunan parasının halka isabet eden nisbetini he- | sablamıştır. Bu hesaba göre tedavülde banknot müsavi surette taksim edildiği takdirde her Amerikalıya 50 dc- lar düşmektedir. na ve bu dostluğun hedeflerine gelince, bu yalnız bir düstur ile ifade edebiliriz: Sulhun muhafazam. İngiltere, bugünkü dünyada sulhun de- vamına taraftardır. Türkiye de sulhun hararetli bir taraftarı bulunuyor. Eğer iki memleket, bu gayenin temini husu - sunda birbirlerine yardım etmek gibi bir siyaset üzerinde anlaşmışlarsa - ki böyle olmaşını temdani etmek vazifedir - o zaman bizimle beraber bundan herkesin memnun olması icab eder, Sulh bizatihi güzel bir şeydir. Sulhun idamesi bahsinde biz sade İngiltere ile beraber — değiliz. Dünyada hangi millet sulh istiyorsa o - nunla beraberiz. İngiltere ile beraber olup Arablığa harb ve husumet ilânı Türkiyenin hatır ve hayalinden geçmi. yen bir şeydir. Harbde İngilizlerle be - raber olup Türke karşı harbetmiş bulu- nanların bugün İngilizlerle birlikte sulh için çalışan Türkiyeye karşı söylenebile- cek tek bir şikâyet veya serzeniş sözüne İSTER, İ Hergüıı_b_ii'îıi;a Bir daha vermem Dördüncü Murad, içkinin yasak ol ğiştirmiş, bir bektaşinin sandalına | taşi cebinden bir şişe rakı çıkarmış. Bir yudum içmiş, ve şişeyi dördüncü Murada uzatmış; öteki: — İçmem! Deyince bektaşi kızmış: — Ya içersi? ya sandalı batırırım! Diyerek tehdid etmiş. Dördüncü Murad da çarnaçar şişeri almış, bir yudum içmiş. İçtikten sonra bektaşi nin yüzüne bakmış: — Sen bu işi fena yaptın.. benim kim olduğumu bilsen yapmazdın! — Sen kimsin? — Padişah! Bektaşi gülmüş: — Bir daha vermem, demiş, sen bir yudumda sorhoş oluyorsun! ei $ ğ Ş $ g $ Ş : TEREEEER DA DA GANEE AAAT RRERARA AAA GEREDE SEREEELEEEETEETEREEEOSEE esesecelP z ! | | sahib olamamaları neden dolayı — zaruri olmasın? * Bir şey daha söyliyelim: Türkiye kim- senin jandarması değildir; Türkiye ken- di kendisinin, kendi evinin ve kendi sul- | hunun Jandarmasıdır. Evet, Türkiye bir |jandarmadır. Bütün jandarmalar sulh ve asayişi muhalaza için jandarma olmuş - lardır. Jandarma silâhlıdır, fakat eşkiya değildir, kimseye hücum etmez, kimse- nin evine girmez. Türk jandarması, Türk evini ve Türk asayişini muhafaza eden bir kuvvettir. Emrini de yalnız Türkün menfaatlerin- den alır, Türkün menfaatleri de Türkiye hududunun içindedir, dışında değildir. 'Türkiye İngiltere ile de dosttur. Arab - larla da asla düşman değildir. Türkiye, bütün sulh dünyasının dostu, müttefiği we bütün Arablığın da hayır ve selâmeti- me dua eden hüâlis bir komşudur. Bütün hakikat bundan ibaret! Muhittin Birgen NAN, İSTER binmişti. Sandal kıyıdan açılınca bek- ! İte co0000000000000DOELCECEE DELELANDENAEN” * * vASAKAOEEECARALEAAEKEAAE AAA Hollywood'da en büyük ağızlı insan Joe Brown'dur. Brown «Büyük ağızın faydamı vardır. Az söyler, çok yiyecek alır.. işte böyle» diyerek ağzım açıp sözünü bilfiil isbat et- |mektedir. Harb gürültülerini nakleden yeni bir âlet Fransa hükümeli, muharebe esnasın - da harb ve müsademelerden çıkan ses- leri uzak mahallere nakledebilecek bir makine keşfeden Maxim Bazın keşfi hak- kımı satın almıştır. Bu makine ayni za - manda çok hassas bir ület İle tayyare taarruzlarının yerini kat? olarak tayin etmektedir. Tayyareden atılan bomba - lardan husule gelen bütün gürültüleri, bombaların düştüğü yerlerde halk ara « sındaki karışıklıkları bütün teferrüatile meganona geçirmyektedir. Parmak izi gibi göz izleri de tesbit ediliyor Danimarkadan — mücrimlerin hoşuna gitmiyecek bir haber verilmektedir: O - ranım meşhur göz doktorları ptıkları tedkiklerden sonra insanların gözbebeğinin kat'iyyen biribirine benze- mediği neticesine varmışlardır. Doktor - ların bu keşfi şimdi mücrimlerin hüvi « yetlerini tesbit etmek için tatbik edil - mekte olan «parmak izi» yerine kulla - nılacakmış. İNANMA! Hükümet yaz münasebetile memurlarını bunaltıcı gıcak- larda eriyip yıpranmaktan koruyacak bir tedbir aldı: Ha- ziranın 15 inci gününden sanra bütün dairelerde iş sabah- layin 8 de başlıyacak, fasılasız bir şekilde 6 saat sürdükten sonra saat 14 de bitecektir. Resmi iş saatlerinde yapılan bu değişikliğin hem faydalı olduğundan, hem de alâkadarları arasında büyük bir sevinç uyandırdığından şüphe edilemez. Fakat üç dört aylık yaz mevsimi bittikten sonra eski vazi- yete dönmek için mutlak bir lüzum mevcud mudur? Yazın bunaltıcı sıcağı İşin erken başlayıp, erken bitirilmesi için İSTER İNAN, muhakkak bir sebeb ise kışın öğleden dürt saat sonra ka- ranlık çökmesi de aile sahiblerinin şahsi işlerini görebilme- leri için ayni derecede kuvvetli bir sebebdir. Nitekim Avru- panın birçok memleketlerinde öğle tatili yapmıyarak işi erken bitirmek usulü kış aylarında da tatbik edilir. Yaz mesaisi ile kış mesaisi arasında biricik fark yazın İş zama- manin 8 de başlayıp ikide bitmesine mukabil, kışın da 9 da başlayıp 3 de bitmesinden ibarettir. Binaenaleyh biz yeni kabül edilen messi gşeklinin küçük bir tadil ile kışın da devam etmesinin birçok cihetlerden faydalı olacağına ina- mıyoruz. Fakat ey okuyucu şen: İSTER İNANMA!J Sözün Kısası Yazı Ç;k—Olduğıı İçin Bugün Konamadı ae P Yurdun sıhhi vaziyeti (Baştarufı 1 tnci sayfada) «— Vekille beraber şehirde muhteh tedkikler yaptık ve şehrin sıhhi vaZifi, ti hakkında sıhhat müdüründen İi aldık. İstanbulun sıhhi durumu bu geçen senelere nazaran fevkalâde ; maldir, Şehir, bu seneye gelinciye _— böyle mes'ud yıl görmemiştir. Haf wak'alarına çok az rastlanmakta, DU ha susta alınımış olan tedbirlerin faydülüü görülmektedir. Bu tedbirlerin de İ sine çalışılmaktadır. yabi Bu sene memleket dahilindeki hasi mücadele teşekküllerinin sahaların! nişlettik ve bu teşekküllerin tahsisa! ziyadeleştirdik. Adana havalisinde vereme karşı 75 makta olduğumuz mücadeleyi ikiye # dük. Bu işle uğtaşmak üzere Marâ$ Mersinde birer riyaset ikdas ediy' Böylece Maraşın Pazarcık ve diğef rinç ekilen yerlerindeki mücadele de nişletilmiş bulrmmaktadır. 'Ankarâ Kayserideki mücadele de tevsi oıun-"".P tır. Evvelce İstanbula bağlı bulunan lova mıntakasındaki mücadele nmı Bursaya bağladık. Frengi ile yapacağımız mücadeley? * lince Giresun ve civarında da bir W" dele teşkilâtı vücude getirilecektir. nun haricinde frenginin kesif — olMlZ zannedilen kazalarda mütehassıs heytl ler tarafından tarama yapılar-' _ılf lece memleket dahilinde frengi vaziYtii ni daha yakından tesbit etmek irakâf bulunacaktır. Trahom mıntakası tekemmül ettiriğ cek, yeniden doktorlar ilâve edi yapılan yardımların sayısı ınınlltl’: Hastanelerde bu husustaki lulî)'“'“ galtılacak, sabit köy muayene mahi tesis olunacaktır. Her vilâyette köylerde de doğüm g rini fenni şekle sokmak ve büylect D fus sayısını ziyadeleştirmek için çent köy ebe mektebi açılacaktır. Bü Konyada bir ebe mektebi açmektalik Bundan başka bazı vilâyetlerde d07 evleri de vücude getirilecektir. Memleketle yeniden hastaneler YERÜ €ak ve böylece en yakın zamanda Fı:, lerimizin hastane ihtiyacını gidermif lunacağız. Trabzon Nümune hıı“"'d'd inşaatı ikmal edilmek üzeredir. Aı;:, 'Tıb Fakültesi doğum ve kadın ha » Tarı kliniğinin inşasına yakmda bB!::"]J caktır. Diğer hastanelerin avanpro| Si hazırlanmaktadır. Ankarada Tıb Fi tesine bağlı hastane kısmı büyük müessese hâline konacaktır. Bu _wı tamamlanması için Avrupa - fakül mimarlarından da istifade edilmiştir g€ Yugoslavyadan alınacak paraların ld’ halli sarfı için Büyük Millet Mecd bir teklif yaptık. Bu teklife göre ıııv*: paşa verem pavyonu ile Heybeliadi e natoryomunun tevsiini istiyoruz. BU içt ra ile bu iki müesseseye veremliler Üç yüz yatak ilâve edebileceğiz. , Sihhiye Vekâleti, doktorların H! yit devlet tekâmül kursundan geçirett Bu işle Ankarada esaslı surette M ge olunmaktadır. Bilhassa genç d-ık!:;" dan azami surette istifade yolunu etmekteyiz. Yakında Üniversitede de bir ( kursu açılacaktır. Üniversitedeki KUĞA memleket dahilindeki bilâmum doktL lar sevkedilecek ve tıbbın dım adım takib edilecektir.> İzmitte tabanca ile Bir hadın, ve bir Erkek öldürüldü İzmit (Husus9 — Burada Ni köyünün Döşerte mevkiinde — tA9Ü , ile feci bir şekilde öldürülmüş İK ge sed bulunmuştur. Bunlar Nuriye li bir kadınla, Celâl isimli bir ©p siddir, Cinayetin bir aşk ve gön“ly selesi yüzünden işlendiği tahmin mektedir. Tahkikata başlanmıştır. iyt Rize emniyet müdürü Vekâlet emrine alındı Sf Ankara, 6 (Hususi) — Görülen | üzernle Rize emniyet müdürü Kutertan vekâlet emrine alınmışt!"