7 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

7 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

el Hoş sözler Hafıza Ş Doktor, şik giyinmiş ihtiyar kadın has- | tasına sordu: — Rahatsızlığınız? — Başağrısı, tansiyon, Tomatizma, «Ayni zamanda hafıza da kuvvetini ta- Yürüyordu. Ve i l da sırada yanında | n * h iğü beyaz tüy- Pu köpeğine bir Dondurmacıda *';:l' söylüyordu. — Garson! Y Necmi gözle - — Efendim.. Tni kadından î;îrı - c Bıî bir dondurma getir, fakat dün- | Biz oldu. Kadın va- kü kadar soğuk olmasın. Bugün hava o İ Şita bindi. Bay Nec- | kadar sıcak değili h.:“"wını geçip ©- * ı İ Cahk kad Yükseld D :::l !ı:j:ır;nj kucî — Nişanlım mesleğinde az zamanda Ş almıştı. Köpeği yükseldi. ğ ';:'ıokpa,opm — Nişanlın ne iş görür? y — Bir güzellik enstitüsünde manikür yapar, on beş gün evvel pedikür yapa - rak işe başlamıştı. * Niçin Dans ediyorlardı. Erkek acemi, kadın usta idi. Kadın erkeğe sordu: .!n “m:::bî::m:! n < ST l D — Dansı çok sever misiniz? Ytara, — (Radyo mikrofonunda) biz çalışan kadınlar, her za- — Pek çok bayan! e. kli"ll.yehıglçikı:':ı-rı':“: n:wmııhuhıpıhvivhııuu kat'iyyen — Öyleyse niçin dans etmeyi öğren - hı"* tuvalet yapmamalıyız! mediniz? L A ——— —— Bizim ev de Fotografcıda "&_%ı iki tarafına yalpa yapa yapa . Bir tramvay direğinin önüne :""! direği tuttu, durdu. Bir polis gör- Fotoğrafçı, fotografını çıkaracağı genç kıza baktı: — Sizin isminiz? — Leylâ! Söylerim, birer birer; Canıma tak, deyince.. Beklemez, kaçar gider; ;“î'ldı'ne yapıyorsun? Hele bir bak, deyince.. — Şimdi resminizi çekiyorum.. Bana Sarhoş cevab verdi: İ bakınız.. Âşikane bakmız. Adınız Leylâ 'xmîb_’ bütün evler gidip ge- Mhııl_ouıhd? Mer. Yyadn. a Va B F **hn Belnp(:ı:m ev de buraya ge-| $ Ettirmez bir gün rahat, B ae Buruşur çehre surat; num, şimdi âşıkane bakabilirsiniz. e kolayca kapıdan girerim. B EEK , hiç bir Kaçırmaz hi; çayır Derhal ister akçeyi; Yanılıp ak, deyince.. Kavgayı o hazırlar.. Durmadan dır dir dırlar; Beynime kanım fırlar, Hele bunak; deyince.. * * Haber ver — Ben çok cesur adamım, Afrika or - manlarında kaplan avladım. Viyanada iken sekiz defa dücllo yaptım. Şimat kut- bunda..., Dinliyen sözünü kesti: — Ne olursun, bizim eve kadar git, ka- rıma bu gece eve gelmiyeceğimi haber Doktor — (Hastayı muayene eder - ken) içki kullanır masınız? Hasta — Bunun için rahatsız olma- mıza lüzum yoktu ama doktor, ma- dem hi öyle istiyorsunuz, bir kadeh arkamdaki de ayni kumaş. konyak, yahtıd bir bardak viski ve - ©n senedir giyiyorum. ver! yirseniz içerim! ik t Güzel fıkralar I muıî:i':m : İnanmam ö t :.’c_'"'"ı bağırdı: ı tün kadımlar heı::ı aleyhimde dediko - du yapıyorlarmış. İhtimal ver - —e e L ——— ——— ——— ——— — — mem- — Neye? * — Ben bütün ma- İ Ufak mahzur halledeki kadınlarla y faç kız konuştular: konuşmam ki! Müdem ki bu kadar beğendin, niçin Evet S te Ysun, x:?k bir mahzur var, *;—;“" kayınvali - So Mahzur nedir? Senimle evlenmek istemiyor. Dilinizi çıkarı - nız. * Dedi. Kayınvali - W , Orada mı ? Meöüri güzetk D *)üq_. Bösterdiler: tor baktı. Ncminekıdırurı. — Fena! D Ber dir. Damad, derhal tas- 'N., ilk hastalığına orada mı yaka - — — Sen hep kendini düşünürsün.. Bana bir tob yaptır - — dik etti. mazsın, kendine gelince apandisiz ameliyatı yaptırırsın!.. — Eveti Tarihten sayfalar: Yanlış anlaşılan işaret.. * * * Tiberyüs zadegânın kendisini öldürmek istediklerini uzakta olan taraftarlarına sözle anlatamadı. O Milâddan 183 sene evveldi. Roma cum- buriyeti altı yüz yaşında, büyük Akde- niz civarına hâkim olan büyük bir dev- letti. Bütün zaferleri (Roma vatandaşı) denilen adamların kurdukları ordular kazanmıştı. Fakat kanlarile bu kadar ge- niş toprakları zaptettikleri halde İlal - yada bir karış yerleri yoktu. Bütün arazi senatörlerle zadegân elinde bulunuyor - du. Tiberyüs bu hali bir nutkunda şöyle anlatmıştı: — İtalyada vahşi hayvanların bile in- leri vardır. Halbuki İtalya uğrunda kan- larını döken insanların, teneffüs ettikleri hava ile güneşin ışığından başka şeyleri yoktur. Tiberyüs bir arazi kanunu teklif etti: Araziye sahib kimseler kendileri — için 500 dönüm yer alakoyacaklar, fazlasımı bükümete vereceklerdi. Hükümet de bu araziyi her alle başına otuz dönüm üze- rinden halka dağıtacaktı. Hesaba göre bu kanunun arazi sahiblerine zarar ver- mediği anlaşılıyordu. Her şeyden evvel arazinin kimlere aid olduğunu anlamak Tâüzımdı. Çünkü Romada tapu kayıdları henüz yoktu. Bunun için üç büyük me- mür tayin edilecekti. Halk bu kanundan memnun oldu. Fa- kat zadegân ile senato bütün varlığını kaydedecekmiş gibi korktu. Tribün olan Oktavyüs buna müâni olmak istedi. «Ve- to «« menederim) dedi. Bu hakkı ona ka- nun vermişti. Tiberyüs arkadaşmdan bu sözü geri almasını rica etti. Fakat razı edemedi. Bunun üzerine kanun kabul edilinciye kadar iş görülmemesi için hazineyi ve mahkemeleri kapattı. Zadegân onu ö - Tümle tehdid ettiler. Fakat korkutama - dılar. Nihayet Oktavyüsü azlettirmek ü- zere halkım reyine müracaate karar ver- di. Zadegân intihab kaplarını kaldırdı- lar. Buna rağmen ahali kabile kabile ge- lerek reylerini vermiye başladılar. On yedi kabile Oktavyüsün azline rey ver- di. Ön sekiz olunca ekseriyet hâsıl olu- yordu. Tiberyüs arkadaşını azilden kur- tarmak için «veto'» yu geri almasını tek- rar rica etti, Kabul olunmadı. Oktavyüs azledildi. Buna rağmen mec- listen dışarı çıkmak istemedi. Halk onu öldürmek için üstüne yürüyünee çekildi. Arazi kanunu kabul olundu. Ayrıca bu kanunu tatbik edecek üç İzayı da seçti. Bunlar Tiberyüsle kaynatası Apyüs ve kardeşi Gayyüsdü. Bunlar Ramayı o yı- hın sonuna kadar idare ettiler. Tiberyüs yaptığı işi ikmal edebilmek üzere ertesi sene için de tribön seçilmek istiyordu. Düşmanları onu öldürecek « lerini söylediler. Bunun üzerine Tiberyüs halktan kendisini muhafaza etmelerini rica etti. O gece evinin etrafında bekle- diler, Ertesi gün kapitol'a gitti. Halk da rey vermek için oraya toplanmıştı. Bu sırada senatörlerden Tiberyüsün dostlarından biri ona yaklaştı: — Zadegân seni öldürmek için esizler- den bir fedal müfrezesi teşkil ettiler. Ken- dini sakm! Dedi. Tiberyüs bu baberi hemen yanmdaki- lere söyledi. Şimdi herkes birbirine tek- rar ediyor, halkın arasına yayılıyordu. istedi. Bulanduğu yerden elile başını gösterdi. Fakat kapitolun alt tarafındaki halktan bazıları bundan başka mana çıkardılar. «Tiber- yüs taç giymek isti zaman bu işi işaretle yapmak Tiberyüs yüksek bir yere çıkarak elile başını gözterdi Halk liktörlerin omuzlarında taşıdıkları demet demet sopaları kaptı, kırdı ve si- lâh yerine dağıtarak müdafaaya hazır - landı. Fakat bu haber bir türlü, uzakla olan- lara kadar ulaştırılamamıştı. Bağırarak anlatmak mümkün olmayınca Tırebyüs işaretle bu işi yapmak istedi. Yüksek bir yere çıkarak elile başını gösterdi: — Benim başımı kesmek istiyorlar! Demek istedi. Kapitolun alt tarafındaki halktan ba- zıları bu işaretten başka mana çıkardılar. Bu kadarla kalsalar ehemmiyeti yoktu, fakat ayni yanlışı senatörlerle zadegâna da söylediler: — Tiberyüs başma taç giymek istiyor! Romalılar cumhuriyete çok sadık in - sanlardı. İçlerinden hiç birini diğerinden üstün saymıyorlar, tam bir demozrasi ila idare ediliyorlardı. Yalnız şu farkla ki memleketteki bütün haklar sadece Ro- ma vatandaşı denilen mahdud bir züm- rTeye mahsustu. Yani bir çeşid zümre do« mokrasisi... O zamana kadar kendilerini tutan, ka- nunsuz bareket edilmediği için hiç bir hücuma cesaret bulamıyan zadegân ile senatörler birdenbire köpürdüler, — Tiberyüs taç giymek istiyor! — Tiberyüs kral olacakmış! — Alçak! — Zalim!... Küfürler birbirini kovalıyordu. Zadegündan Sipyo Nasika hepsinden ileri gitti: « Zalimi öldürün! Diye haykırdı. Fakat mahkeme kararı olmakşızın bit Roma> vatandaşının öldürülmesi yasaktı Bunun için konsül bu işe mâni oluyordu. Nasika ayağa kalktı ve bağırdı: — Madem ki konsül cumhuriyete iha- net ediyor, kanunu muhafaza etmek is - tiyenler arkamdan gelsinler! İleri atıldı Zadegân ve senatörler de yürüdüler, Togalarını kollarına sarmış - lar ve ellerine kırık sıra parçaları 4l - maşlardı. Onların ardından evvelce ka- lın sopalarla sılâhlandırılmış olan bir e- sir kafilesi de hücum ediyordu. Tiberyüs neye uğradığını anlıyama - mıştı. İlk şaşkınlık geçer geçmez ne müd- hiş bir tehlike karşısında bulunduğunu anladı. Kendi taraftarları üçer beşer ye- re seriliyorlar, yahud kaçıyorlardı. Kendisi için de kaçmaktan başka kur- tuluş çaresi yoktu. Adamlarının arasına katıldı. Geç kalmıştı. O kargşalıkta bir aralık yere düştü. Doğrulmak istedi. Fa: kat kalın bir sıra parçası havaya kalka« rak bütün hızile onun başına indi. Halk dostu Tiberyüs sendeledi, başından kan- lar karak yere düştü, kıvrandı ve öldü. Onu bir senatör öldürmüştü. Orada Tiberyüsün adamlarından üç yüzden fazlası sopa ve taşlarla öldürül. müştü. Tiberyüsün Ölüsü günlerce orta- da birakıldı. Diğerleri Tiber nehrine atıldılar. Tiberyüsün bazı dostları da öldürüldü. Hattâ bunlardan birisinin engerek yilan- Tarile dolü bir fıçıya atılarak kapalıl - dığını yazarlar. (Devamı 12 inci suyfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: