1 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

1 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Âhlat Douunun ilim ve irfan merkezi haline getirilecek Şam gibi, bağdad gibi Ülesi olan ve şimdi » Kahire gibi bir kurunuvusta metrük kalan bu güzel kasaba gene eski vasfını alacak Ahlattan güzel br görünüş “Ürum (Hususi) — Hükümetimiz, un kalkınması için'tedbirler alır- &n gölü sahilinde de bir Üniver- kurulmasını derpiş etmektedir. Sitenin Van sahili etrafında ku- HĞP) Muhakkak ise de nerede kuru- Üa henüz malüm değildir. Muhtelif qler arasında, Doğunun en güzel inden biri olan Ahlat da vardır. l':ı“'“ hakikaten Şarkın incisidir, de- Bilir, Van'a kadar ip de Ahlata, !'" Büzelliğine hayran olmıyan bir mutasavver değildir. ba bugün harabdır. Üniversite- Ksızlıklı bekliyen Ahlatlılar, ka- Tinin kısa bir zamanda bir Avru- Hâturesi haline gireceğini düşün- B Mesrur olmaktadırlar, h (" baktığınız yerde kz »mı—îlı bir ta- gh'::msıı kümbetler .ı bilmemezlik KyaçEki eserle B te » kendinize: .qhalz.x olmuş bu eski medeniyet diye teessür duvammız. ğda Ahlat Türklerinin vücude i medeniyetin bakiyeleri, €V duvarlarının arasına! sıkıştiı- " Bugün haritada bile göze ilip Ahlat dün, büyük bir medeniye- Hltkezi idi. Ahlatın büyük bir tat- * Bu tarihi İbnt Ebilmutahharı .Vlz.-nıs_sa da kitab ele Zeçme- tabi h dağ*uık"r 'Tonos, İkikasaba, Döşehir ve Ergezer isminde dört '—“!l vardır. hq" kervansarayların kurulduğu 5., muhakkak ki, Bağdad gibi, Şam bi, Kahire gibi meşhur olan bu Vüsta sitesi şimdi iktısadi va- Ş İ tamamile kaybetmiş, gerilemiş- iytli İat kasabası Volkanik bir arözi Ü- *dir. Etrafını, tarihi Alpaslan.n GyÜĞü Malâzgird ile Bulanık ve İ Şi en münbit yerlerinden biri Khtı“wvuan çevrelemiştir. Cenu- Gum'duı.ı şimal rüzgürlarına kapadığı için iklimin de güzel- sebeb olmuştur. Şimendifer ulastığı zaman Ah- İnkişaf edeceği muhakkaktır. 'lmme inşa edilecek kılllyafahrıkasının arsası alındı * (Hüsust) — Sümerbânk .my“mınhııku olan ikinci Z fabrikal Y_u ektedir, G4 _yfıbnkaımmıı_ 939 senesi ha- “h,. Tüdan itibaren işlemeye âç e büyük birk yya fabrikasının uîvın de hazırlıklar vardır. N alınmış ve istimlâk mua- Ynlnııqulır, Makine aksamı #dilmiş bulunmaktadır. Ya- başlanılacaktır. da h Si in N. memlekete büyük servetler getirmesi armudlarından, kayısılarından, vişne- lerinden eser kalmamıştır. Daha doğ- rusu bütün o güzel ağaçlar yabanileş- miştir. Van gölünün suyu fazla mikdarda sodalı olduğu için, halk çamaşırlarını bu gölde pek de sabun kullanmadan yı- kar. Ağız tadile yemek yenen tek bir aşcı dükkânı yoktur. Şeyh Said isyanında halk, mütegal- libeden İzzetin savletine silâhla mu- kabele etmiş ve Şark isyanlarında hay- li hırpalanmıştır. Tren, Vanı merkezlere bağladıktan sonra, Ahl: sodacılık da mutlaka in- )kişaf edecektir. Bir zamanlar Haleb'de- z |ki bütün sabunhanelerin soda ihtiyacı- nı temin eden göl, şimdi âtıl durmakta- r. Ve |dır. Kanallarla tarlalara su alındıktan sonra, tebahhurat olunca toprakla bir parmak beyaz soda rüsubu kalmakta- dır. Ahlat yakında kavuşacağı güzel günlerin hayalile mütevekkil bekli- yor. M. F. Edirne (Hususi) — Halkevi salonun- da tertib edilen edebiyat gecesinde E- dirne münevverleri zevk ve hâz içinde bir gece geçirmişlerdir. Lise edebiyat muallimi Ziya Somar, edebiyatımızın üç büyük devresini canlandırmış, din- leyiciler bunları alâkayla takib etmiş- lerdir. 'Talebeden Namık edebiyatımızın u- mum! inkişafı ve vasıfları üzerinde söz söylemiş, gene talebeden Salâhaddinin halk edebiyatı üzerindeki sözleri bunu ir. Salâhaddin, Dere Kor- kudun Deli Dumrul hikâyesini de an- latmış, bundan sonra, sıra ile, her dev- rin belli başlı şairlerinin birer şiirmi okumuştur. Lise talebesinden Şakir de divan e- debiyatı çağını tebarüz ettirmiş, Âşık Paşadan başlıyarak Fuzuli, Baki, Nef'i, Nedim ve diğe maruf divan edebiyatı şairlerinden birer parça inşad etmiş- tir. Daha sonra talebeden Mazhar tasav- beklenebilir. Bugün, Ahlatın, ıjııoşhm'W Edirnede parlak bir | edebıyat gecesı yaşanıldı SON POSTA Kiraz, üzüm, incir ve çiçek bayramları Cumartesi günü İzmirliler ilk defa çiçek bayramı yapıyorlar İzmir (Hususi) — Kemalpaşada ki- |Jraz bayramı yapılmıştır. Her yıl Ke - malpaşada tekrar edilen kiraz bayranı,, | Nit ovasında yetişen bu nefisş mevsim | mahsulünün âdeta, bir günlük kraliçe- liğinin tes'idi gibi bir şeydir. Kuşadası bandosu bayram münasebetile Kemal- | |paşaya gitmişti. Kiraz bayramı Kemal- İ|paşaya aid bir hususiyettir. Kemalpaşa | belediyesi bu bayramı — ihya etmekle köylünün hareketli bir gün geçirme - | esile olmuştur. | üm, incir ve çiçek bayramları da Manisada bir. üzüm apılacaktır. Geçen sene Ma- nisa Valisi Dr. Lütfü Kırdarın isabetli bir teşçbbüsile tesis edilen üzüm bay - ramına bu sene daha alâkalı hazırla - nılmaktadır. XYüz on cins üzüm göslerilerek ya - pılacak olan resmi geçidden sonra bir | de üzüm müsabakası yapılacaktır. En | iyi üzüm yetiştiren müstahsillere he - diyeler verilecektir. Germencikde de bir incir ba aktır. Bilhassa turfanda le meşhur olan Germenc ramını temmuz ortalarında yapa - |caktır. Bu sene incir mahsulü nefis ve bol olduğu için bayramın güzel olacağı tah in edilmektedir. O gün için nefis ve zarif r içerisinde beş kiloluk in - cirler satışa çıkarılacaktır. Önümüzdeki Cumartesi günü - İz - mirde ilk çiçek bayramı tes'id edile - cektir. Yaşayışımızda çi çok az ehemmiyet verdiğimi: mir belediyesinin teşebbüsile hazırla - nan çiçek bayramı güzel bir teşvik ola- caktır. Çiçek bayramı, Kültürpark'ın bol çi- çekli tarhları arasında, gece ve gündüz devam edecek, beş - sekiz yaş arasında- ki yavrular bir çiçek resmi geçidi ya - pacaklardır. Cumartesi gecesi Kültür - park'da verilecek çiçek balosuna civar vilâyetlerden bir çok kimseler iştirak edecektir. mi incir g— vuf edebiyatı üzerinde söze başlamış, tasavvufi edebiyatın bir tarihçesini yaptıktan sonra büyük Türk mutasav- vıflarını birer birer dile getirmiştir. Bu arada Yunus Emre'nin Bir Nefes ve Bir İlâhi'si çok beğenilmiş ve alkışlan- mıştır. Talebeden Türkân, maziden ziyade ftüiye gözlerini dikmiş olan münevver gençliğin tahassür ve iştiyakını tebarüz ettirmiştir. Mektebli gençler, muhtelif edebi de- vir ve safhalardan bahsederken ve her şaire aid parçaları okurken, o devrin ve © şairin kıyafetile sahneye çıkmışlar ve şiirl şairlerin kendi ağızlarından ©- kumuşlardır. Bu geceye iştirak edenlere hazla dolu bir edebi ziyafet veren İise edebiyat muallimi Ziya Somar ile lise gençleri- ni takdir ve tebrik etmek lâzımdiır. Beyoğlu Halkevi Dün, Tepebaşından aşağıya — inerken, Beyoğlu Halkevinin kapısında sellanan bir levhada, şu kelimeleri okudum: «Dikiş, biçki, çiçek, şapka sergisi açık maştir!» Bu kelimelerin uyandırdığı tabil bir Beyoğlu Halkevinin, birçok faydalı sergilere sahne olan müte lonuna çıktığım zaman takdir duymak- tan kendimi alamadım: Çünkü salonda teşhir edilen kostümler mantolar, şapkalar, sun'? çiçekler, birçok müşkülpesend bayanlarımızı imrendire- bilecek derecede zarif, ve birçok meşhur arını utandırabilecek dere- tecessüsle, moda m cede orijinaldi!.. Halkevi reisi Bay Ekrem Tur: ütün bunlar, amatör talebeler ta- rafından yapılmıştır ve evimizin bu tale- İbeleri yetiştiren sınıfı açılalı bir sene bi- le olmuyor!» deyince, takdir duygula- Tım, hayrete inkılâb etti!. O, bu samimi hayreti, gözlerimde ve yüzümde okumanm haklı sevinci içinde Vizah etti: — Evimizin halk dersaneleri var... Bu dersanelerin kurslar şubesine bağlı olan «Dikiş, Şapkacılık, Biçki» kısmı bu- gün, bir yıllık mesaisini tamamlamış bu- lunuyort.. Bu sergi de, bu vesileyle açıl- Taştür! Bu gördüğünüz eşyalar, satılık değil- Jir. Bu eşyaları teşhir edenlerin maksad- ları, kendi marifetlerini göstermek te de- ğildir, Bu sergiyi açmakla güttüğümüz müş- terek gaye, sadece, kadınlarımıza — tut- maları icab eden çok hayırlı bir yolu göstermektir. Bugün, bizim bu kısmımızda çalışan 140 talebe var... Bu talebeler, BHikmet Akkan, ve Bayan Ulviyo Ersin tarafın yetiştirilmişlerdir!.. Akşam Kız San'at mekteblerinden me- zun bulunan bu muallimler, bir sene içinde talebelerine hemen bütün bilgile- yacak derecede cömerd davran- r... Bugün talebelerimiz İçinde, beşer lira gündelikle iş bulanlar bile var... Fakat bir iş bulmak, çalışmak mecbu- riyetinde olmiyan talebelerimiz 'de, bu derslerden ne kadar istifade ettiklerini anlata anlata bitiremiyorlar. Hepsine bi- rer birer sorun: «— Bir kere, diyorlar, dışarıdan 18-20 Hraya satın alabileceğimiz şapkaları 2-3 liraya mal ediyoruz. Meşhur bir terzide 100-120 Hraya diktirebileceğimiz bir mantoyu 25-30 Hiraya çıkarabiliyoruz. Bu maddi kazanç baricinde de, birçok manevi kârlarımız var: Evelâ, zevkle vakit geçirtecek bir meş- gale kazandık!.. Sonra, giydiklerimize, kendi zevkimizden birçok şeyler katma- sını öğrendik. Nihayet, kendi emeğimizin mahsulü o- lan bir şapka, bir esvab, bir manto giy- menin zevkini, gururunu tadıyoruz! Kocalarına mümkün mertebe az yük olmak, ve bu suretle onları biraz daha kendilerine bağlamak moda meğazala- nnda aldanmamak istiyen kadınlar, bu- rada verilen dersleri kaçırılmaz birer fır- Fotografta, liseli gençler, temsil et- tikleri şairlerin kıyafetile ve muallim- lerile beraber görülmektedirler, .raşunn lar sonunda Yusufun Bayan |? Sayfa $ ( Beyoğlu Halkevinin faydalı işleri Dikiş, çiçek, şapka sergisinde gördüklerim... “Bu muvaffakiyetle başarılmış sergiyi gezmekten duyduğum sevinç, serginin tenhalığını görmekten duyduğum teessüften büyük olmadı,, Yazan: Naci Sadullah sergisinde bir grup vaffakiyetini, ve talebelerin istidadımı al kışlamaktan kendini alamıyor. Hele meselâ, İffet İhsan kartvizitini ta- şıyan şapkalar, en çirkin kadın başlarını bile süsliyebilecek mükemmeliyette bi- rer ziyne sayılabilir!.. Bay Ekrem Tur söylüyar: Birçok ziya Sâ- | retciler, sergide bulunan kumaştan ya- pumiş karanfillerin güllerin,- zarnbakla rın, lâlelerin, menekşelerin — sun'Tliğine, sahteliğine, koklamadan inanmıyorlar, inanamıyorlarmış! Oradaki çiçeklerin tabifliğine bakınca insan, bu iddianın mübalâgalı olmacığı- na inanmakta zorluk çekmiyor!.. Sergiyi gezerken, iki mühim nokta na, zarı dikkatimi celbetti: 1 — Talebeler arasında, Türk kadınla- rının ekseriyet teşkil! edemeyişi... 2 — Ve sergiyi gezimiye gelenlerin az lhığı... Ne yalan söyliyeyim: Oradan ayrılır ken, bu muvaffakiyetle başarılmıs sergi- yi gezmekten duyduğum sevinç, serg- nin tenhalığını görmekten duyduğum te essüften büyük olamadı! Naci Sadullah İzmirde esrarlı bir ölüm İzmir, (Hususi) — Karantinada Mı- sırlı caddesinde oluran Ahmed oğlu Yu sufun dört gündenberi tegayyüb etti - Hi zabıtaya haber verilmiş, yapılan a « cesedi, Dolma önünde denizden çıkarılmıştır. Yusüf 42 yaşlarında bir adamdır. ka )x—(cıd r. Ölümü henüz bir esrar per - desile örtülüdür. Dolmada denizden çıkarılan cesedde yara ve tazyik emareleri görüldüğü | çin otopsi yapılmıştır. Otopsi netice « sinde ölümün boğulma neticesi değil, şedid bir tazyik neticesi — olarak nezfi dimağiden tevellüd ettiği anlaşılmış'- tır. Adliyece yapılan tahkikatta kat'i bir retice alınmış olmamakla beraber, hâ- dişe gecesi Yusufun uyandırılarak Ka- rataş sahilinde bir eve getirildiği, ora- da çıkan kavgada meçhul bir şahıs ta - rafından Yusufun kafasına şedid adr- beler indirildiği, ölümün bu darbele - rin neticesinde vukua geldiği ve cina - yeti örtmek için cesedin denize atıldığı tahmin edilmektedir. Tahkikata devam ediliyor. Yeni sübaylarımız Samsurda Samsun (Hususi) — Harbiye okulu- nun yeni yıl mezunlarından yüz seksen kişilik bir grup buradaki tümen emrine tahsis edildiklerinden dün Tarı vapuru ile şehrimize gelmişlerdir. Kafile li- manda bir bölük asker-ve bando ile kat- gılanmışlardır. Halk orduya yeni illi- hak eden genç zabitlerimizi büyük sev- gi ile karşılamışlar ve çok alkışlamışlar- dır. İzmirde bir rikâh töreni İsmir vilâyeti kadastro mühendislerinden Celâl Orhunla Manisa vilüyeti maliye me- murlarından Nadir Eyüboğlunun kız kardeşi sat, birer nimet saymalıdırlar,» İnsan, yapılan işlerin inceliğine, zarı- fetine bakınca, ders veren hocaların mu- Leman Eyüboğlunun nikâüh merasimi Kar- yaka belediyesinde, iki taraf dostlarının hu. Wl“l çok samılmi ve parlak bir şekilde yu- pumaştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: