Günlerden cumartesi: — Hayır, hayır, senin dediğin gibi de- ğil! — Fikret oynamazsa nafile! — Reşad oynasın alimallah kırar dö- ker. — Gene mi Fener? — Yok Galatasaray mı olacak? — Vallahi bizim Süleymaniye bir or-< taya çıksın! — Haydi canım bir kere onu geç. — Neye geçecekmişim? — Ben sana bir şey söyliyeyim mi? — Ne söyliyeceksin.. Muhakkak Güne- gi müdafaa edeceksin! — Ne hakla? — Ne haklası var mı?.. Klübüm. — Sanki bir klüb olsa! — Beğenmedin mi? Sesler yükselir: — Artık seni dinlemiyeceğiz, spor de- diğin... — Sporu senden mi ögı-er.ccîüı? Hay- di mahalle çocuğu! — Mahalle çocuğu sensint — BSensin! Çat, çut, pat, küt! * Günlerden pazar, Stadyom dolmuştur... Sahada yirmi iki kişi didişir. Tribünlerde binlerce kişı ba- ğarırlar: — Vur, kır, öldür! — Yuha! — Ayağın kırılsın! — Kafan kopsun. — Hakem kör müsün? — Kaleci çolak mısın? — Sağ haf topal mısın? L Bunları biliyor mu idiniz ? | Şehirler ne zaman tenvir edilmiye başlandı? .M%y/ Biliyor musunuz ki, ilk sokak fene- i “hi 7 üi gee danında yakılmış- ğ hır. Parisin umumi dzee vürette tenviri ise :':ı 1667 de başlamış- ş tır. O tarihte şeh- X rin muhtelif yer- /İııx lerine 2738 mumlu fener dikilmiştir. Sokakların yağ kandi- H ile tenviri ise 1744 de başlar, I vessire..> Hakem şaşırmıştır. Gol saymak ister, gol saymamak istet! — Hakemi al aşağı! — Vurun hakeme! — Neye vuracak mışın? — Vur, kır! Çat, çut, pat, küt, çat, çut, pat küt! * Günlerden pazartesi... Gazetelerden: «Dünkü maçtaki müessif hâdisenin spor sahalarımızda sık sık tekerrür elmemesi çareleri vesaire...> Sokakta: — Mahdumlar nasıllar? — Efendim, dün birlikte maça gıtmiş - tiler. Maçı seyrederlerken bir aralık a - ralarında münakaşa çıkmış; küçük mah- dum büyük mahdumun başına vurmuş, başını yarmış. Büyük mahdum da bil - mukabele küçük mahdumun kolunu kır- mış, şimdi hastanedeler, Dairede: — Bu memur yerinde yok mu? — Bir ay daha gelemez; dünkü maça| hakemlik etmiş, hastaneye kaldırmışlar. | * | Karakolda zabit tutuluyor: «Dünkü maçta çıkan kavgada kırk kiçi muhtelif yerlerinden ağırca, allmış kişi de hafif surette yaralanmışlardır vesaire İsmet Hulüsi Kuyruğu 4 metre uzunluğunda Japon horozları Bildiğimiz — ehti harozların Japon- yada yetişen bir $e7 cinsi vardır ki u - | saçlar Kadın Köşesi Hangi şekilde saçlar hangi enselere gider? Moda saçları bazan uzatıyor, bazan kı - (saltıyor. Bazan enseyi, bazan kulakları açıyor, kapıyor. Bu modanın kaprisi... Güzel kadın, şık kadın modaya körü kö- rüne boyun eğmez, onu kendi tipinin tcablarile uzlaştırır. Zaten - güzellikte şahsiyet - seri halinden çıkıp kendine|dan 10 aylık Necatinin ölümüne sebebiyet |ra, vak'a mahalline gittik. Fakat mahsus olma - de bundan başka bir çey değildir. Meselâ: Enseyi ele alalım. Kimi kadı- nan ensesi uzundür, kiminin kısa, kiminin zayıftır, bazısının bilâkis yağlı ve dal- gun, bazılarınınki tabil ve düzgün... Bü- tün bu erselere, moda böyle, diye ayni tarz kuvafür tatbik edilemez. Edilirse biri pek güzelleşir, biri hiç değişmiyebi - rkinleşir. Her ense -. kendine uyan bir tarza vardır. Her yüzün olduğu gibi... Enselerin bu muhtelif şekillerine göre icab eden saç kesme şekillerini sıralıye- ruz. 55 V C./A / Solda: Dolgun, ve biraz yağlı bir ensede | Bu | ifrata , en - ortası sivri — kesilmelidir. sivrilik tatlı bir şekilde bıraktlr gidilmezse fazla dolgunluğu gizlı seyi ince gösterir. Sağda: Zayıf bir ensede - bunun tama- men aksine - saçlar yusyuvarlak kesilmiş olmalıdır. Onların yuvarlaklığı cılızlığını saklar. ensenin zun kuyrukludur. Bunlar 4 metre u- zunluğundadır. Ja ponya belediyesi bu gibi horozların üretilmesini teşvik için, sahiblerine se - nede (15) lira ikramiye'verir. Bu Japon horozları 9 sene yaşarlar. Sevgilisinin Mektubuna cevab Vermiyen genç Bana Aksu imzasile mektub yazan genç kız okuyucumun derdi şudur: Bu genç kız uzak akrabasından bir genç erkekle sevişmiş. Bu sevgi gayet temiz bir sevgi ve gencin bütün Arzusu tahsilini bir an evvel bitirmek ve sevdiği genç kızla evlenmektir. Genç erkek tahsilini bitirmek üzere- dir ve genç kızın bulunduğu yerden uzak bir şehirde bulunuyor. Genç kız sevdiği erkeğin bir başka kızla alâkadar olduğuna dair bazı şey- ler duyuyor. Bu sırada da erkek has - talanmıştır. Genç kız yazdığı bir mek- tubda hem erkeğe sıhhat temenni e - diyor ve hem de duyduklarını bildiri- yor. Erkek bu mektuba cevab vermi- yor, fakat kızm ailesine bir mektub yazıyor. Bu mektubda da iyileştiğini söylüyor. O zamandanberi erkekle kız mektublaşmıyorlar. Fakat erkek mun- tazaman kızın ailesine mektublar gön- deriyor. Genç kiz okuyucum diyor ki: — Beni âilem zengin bir erkeğe ver. mek isterler. Benim sevdiğim bu er- keğe vermek istemezler, Ben onu se- viyorum. Fakat onun hakkında duy- duklarım ve yazdığım mektuba cevab vermemesi onun sevgisi hakkında beni düşündürüyor. Acaba benden bık'tı mı? , * Kızım, Vaziyet gayet açık, sevdiğin erkek ihtimal bir kabahat yaptı. Bir zaman için geçici bir hevese kapıldı. Ve bu- nu da sen duydun.. Sana mektub yaz- maması senden utandığı için olabilir. Allene muntazaman mektüb yolla « ması da geni unutmadığı, seni istediği içindir. Seni ona vermek istemeyip bir zen- gine vermek istemekte yakınların doğru hareket etmiyorlar. Anlattığına göre sevgilin tahsilini yapmış, ve ha, yata bilgiyle atılmış bir gençtir. Mu- vaffak olacağına muhakkak nazarile bakılabilir. Bugünkü zengin yarın fa- kir olabilir ama, bugün bilgi Kamüle- sile hayata atılan yarının zenginidir. Madem ki sevişiyorsunuz, evlenin! * Bir okuyucuma cevabım Hasta Gönül imzalı mektub sahibi - ne: Oğlum, sen bu sevdadan vazgeç ve bilhassa onu vazgeçir. Evli bir kadın yalnız kocasının malıdır. Evlendikten sonra ne kimseyle mektublaşabilir, ne de başka birisinde gönlü olur. Yapmak istediğiniz şey hem ahlâki cihetten doğ Tu değildir, hem de kanuni bir cürüm, dür. Artık 0 kocasına bağlansın, sen de kendine başka bir kısmet ara. TEYZE Solda: Normal bir enseye, en güzel, en | hoş kesilme şekli olan beyzilik pek yara- | şır. Sağda: Düz bir çizgi gibi kesilmiş saç- lar, en ince enseyi bile kalınlaştırır. ve bozar, Buna hiç bir vakit özenmemeli. X A p 4 Solda: Lüzumundan fazla uzun ense - leri uzun bırakılmış saçlardan — yapılma geniş bir rulo pek güzelleştirir. Sağda: Fazla kısa olanlara, bilkkis, en- senin yanlarını icab ederse tüyleri ala- rak - yükseltmek, ortasına beyzi bir şekil vermek pek iyi olur. Çııııkları zevkaları esrarkeş İşlediği suç ölüme sebebiyet değil, katil ve cinayet mahiyetinde görüldü, buna göre tecziyesi istenildi — Bundan bir müddet ervel Kasımpaşıda | Aciçeşme karakolu komiser muavini 36t çi Salih işminde bir adam, metresinin çocuk larma çanavarca işkence yapmak ve bunlar- vermek suçundan, müddelumüumiliğe veril - mişti. Yapılan ilk tahkikatı müteakib, hâdise - nin her saman vukubulan alelüde vak'alar- dan olmayıp, çok daha feci bir mahiyet ta- gdığı görülmüştür. Balihin esrarkeş, alkolik bir adam olduğu, zavallı yavrulara yaptığı bu işkencelerden üdeta zevk duyduğu anlaşılmıştı. Hâdise etrafında müddelumumtlikçe de- vam eden tahkikat, neticeye varmıştır. Buçlunun çocukları ateşde yaktığı, sar.ra da soğuk sular içine sokarak işkence yap - bu hale dayanamıyarak öldüğü, Salihin mü- temadi inkârlarına rağmen, delillerle — sabit olmuştur. Buçlu ise, ifadesinde, demiştir ki: — Çocuğu ateşe ben atıp yakmadım. Hele eilmden mangala düşlü, demiştir. Fakat metresi ve çocukların Meryem: - Salih, her akşam eve sârhöş — gelirdi. Esrar içer, sonra da yavrulara türlü işken - celer yapardı. Necatiyi ateşte yakan, soğuk sularla yıkayatı, odur, demiştir. Tahkikatın sonunda suçlunun bu hare - keti vefata sebebiyet olmayıp, — doğrudan doğrüya katll şeklinde görülmüştür. Metresi Meryemin ise, suçta iştiraki ol - madığı anlaşılmıştır. Salihin işlediği bu fecl cinayette, müptelâ olduğu esrarın — verdiği Krizlerin de rolü olduğu, zannedilmektedir. Salih öldürmek suçundan — mubakemesi ve tecziyesi talebile Ağırcezaya verilmiştir. Müuhazemesine bugünlerde bakılacaktır. Ortaköydeki kamyon kazası anası olan İdcia makamı şoförün ce- zalandırıln asını taleb etti Ortaköyde tramvay caddesinde vukubu - lan fecl bir kazanın Ağırcezada görülen du- ruşması son safhaya varmışlır. Hüdisenin suçlusu şoför Hayri, idare et - tiği kamyonetle, tedbirsizlik yüzünden Hu- rive isminde bir kadının ölümüne, Şahende işmindeki arkadaşının — da, yaralanmasına sebebiyet vermekten, muhakeme olunmakta- dir. Dünkü ceksede Müddelumum! Badan mü- taleasını serdederek, demiştir. ki: — Kamyonet çok fazla bir sür'atle gittiği sırada yol üstündeki elektrik direklerinden (birine çarpmış, bu sademe neticesinde karö- seri, şaseye bağlıyan 20 cıvata yerinden ko- parak, karöseri şaseden fırlamıştır. Kamyo - net ayni sür'atle 28 metre daha giderek, ya- ya kaldırımdaki Huriye ve Şahendeye çarp- mıştır. Huriye ölmüştür. Ayni hızla yoluna de - vam eden kamyonet, ancak 30 metre lerde durabilmiştir. Fen memuru Yakubun mufassal raporu ve mahkemedeki etraflı şahadeti de, saçlu Hayrinin aeyrüsefer nizamnamesine aykır hareketinin ve fazla sür'atle gitmesinin, ka- yzaya sebebiyet verdiğin! sabit göstermiştir. Suçlunun 'Türk ceza katununun — 455 inel maddesi, '? inel fıkrası — hükümlerine göre, tecziyesini isterim. Dava, müdafaaya kalmıştır. Edirnekapı cinayetinin muhakemesi Edirnekapıda kale duvarları üstünde, ra- kı içtikleri sırada çıkan kavgada, Mükrimini öldürmekten maznun Piç Hasan ile Kuşgöz Niyazinin muhakemelerine Ağırcezada bakıl- tar. Dün müahkemede dinlenen işkence ile öldürmekten ağırcezaya verildi. gunları anlatmıştır: — Hâdise karakola ihbar edildikten #0 Mükertt * mi yaralı bir halde o civarda İsmailin EAİ Gisini ikna etmiş olacaklar — ki, Mü tekrar karakola getirdiler. Yeniden ifadt rerek, bu sefer de: — Beni, Piç Hasan vurdu, dedi. Dinlenen diğer bazı şahidler de, mf,;’ mi Piç Hasanın vurdağunu işittiklerini BÖT lemişlerdir. Şi Fakat, maznunlardan gerek Piç ”â gerekse Kuşgöz Niyazi suçu birbirlerinin T tüne atmaktadırlar. ü Mahkemede Asabına — hâkim maktul Mükerremin anası, müteaddid Ö lar hiddete kapılmış, suçlulara karşı; “-| — Bu katiller yavrumu ürkütmüşler. *. olasılar, aslan gibi delikanlıya nasıl KÜ nız? Allahtan da mi, korkmadınız, ııı;; kırmış, sonra da hüngür hüngür ağlamli Duruşma, diğer şahidlerin celbi içie Hik edilmiştir. Adembaba müşahede altına alınıyor ş Birkecide Bahrisefld oteli müsteciri RE ) şadı, tabanca ile yaralıyarak, malül DUĞİ kan 80 yaşmda Âdem Babanın Ağı ç duruşmasına devam edilmiştir. v İhtiyar suçluda bazı gayritabil zihni yönl görüldüğünden, mahkemenin gördüğü IÜ, özerine, aâliye doktoru Salih Haşime MÜt yene ettirilmiştir. gi Doktor, Âdem Babanın Tıbbı Adlide şahede altına alınmasına karar vermiştlr Kadıköy sulh mahkemesinif yeni binası ” Kadıköy sulh mahkemesi Haziranın İ İj de, Kadıköyünde eski su şirketi binasılA gınacaktır. Dilencilerle mücadele yapıll.!; Dün adliyeye yeniden 8 tane — dili ıhj suçlusu Gaha verilmiş, bunlar - Sultanahili 1 inel sulh cexa mahkemesinde 20T80? İ kilerek, belediye hizmetlerinde — çal $ mahküm edilmişlerdir. el İçlerinde «Nazike Kur Binayı €i garib soyadlı bir de kadın vardır. Adliye tebligat müdürü Vekâle emrine alındı Adliye müfdttişlerinin gördükleri u'*'; ve adliye encümeniniz verdiği karar ÜğE 4 mdliye tebliğat kalemi müdürü Mustafür kâület emrine almmıştır. V Pollste » Kadın yüzünden 3 kişi rakiblerini yaraladılar li Son 24 saxtte İstanbulun ıuunuüf"pı lerinde kadın yüründen üç yaralama lolmuştur. Bu vak'alar şunlardır: Şehremininde Köprülü Mel kağında oturan Yakupla gene o em.rf',- turan Şükrü arasında müştereken S#VÜL 4 ri bir kadın için kavga çıkmış, ŞÜKKÜ "i — kubu ustura e muhtelif — yerlerindel Ç surette yaralamıştır. Suçlu yakalai ,_) Eyübde Otakcılarda oturan Ara? per ile ayni mahallede oturan arabacı KN l rasında gene bir kadın yüzünden kAYFA JL mış, Hamdi, Kemali kunduracı g y Kiz on yerinden yaralamış, N yakalanmıştır. . Kadıköyünde Nizam Cedid sokaör uj"" turan seyyar yoğurtcu Ahmedle besi di İbrahim de gene bir kadın için —ylf".’ mişler, Hdsi de birbirlerini bıçaklk şahidlerden İ mışlardır. ki ahbab çavuşlar: