| | | REZ İZ m m i | SON POSTA Hergün Borç alınan para ile İmar yapılamaz Yazan: Muhittin Birgen ükümet İstanbula beş milyon lira verecekmiş! Teşekkür €- deriz. Fakat, söylenildiğine göre bu beş milyon lira, İstanbula hediye olarak ve- tilecek değildir. Bu beş milyon lirayı İs- tanbül hükümete borclanacak ve sonra da onu faizi ile birlikte ödiyecekmiş. Eğer ben Şehir Meğlisi azasından olsaydım, böyle bir istikraza karşı mu- vafık rey vermezdim. Çünkü, insanlar gibi şehirler de, faizle para alıp bunu sü- pe, Ümrüna sarfedecek olurlarsa neticede bunun büyük zararlarını gürürler. Fa- kir yaşamak, İstanbul gibi, yama yama üstüne bir kıyafet içinde örtünmeğe ça-| lışmak, borç para alıp yol açmıyi mürec- eahtır. Çünkü, borç para demek, yarı kazancını bugünden ele geçirmek der tir. Eğer alacağımız borcu m ir i K değilsi sanlar gibi, şel er de mu derler. Çünkü, çünkü bu nevi börç, bı günü muvakkaten belki canlandırır, f: kat, yarını mutlaka tahrib eder ve çö- kertir. Osmanlı imparatorluğunun merkezi olan bu şehir, borç para alıp b müs- mir olmıyan işlere sarfetmenın bir i pâratorluğu yıkmakta nasıl âmil old nü pekâlâ bilir. Osmanlı imparatorluğu- | mu yıkan borç, İstanbul şehrini, hiç ol- mazsa maliye bakımından, daha kolay ie kullana On beşinci asrın dâhi re: Rafsele kiyete götüren kuvveti nereden aldığın, Fakat annem bunları gerçekten görünür ve beni teşvik ederdi. yıkar. Eğer alınacak parayı İstanbul f- marına sarfedecekse, İ yeni kaldırım di faltla bugünkü parkelerin tecekse, sakın bunu yapir u ne alsın, ne de sarf yapacak olan İstanbul şehri, çok sürmez, mutlaka iflâş eder. * Borç para ancak mahsul verecek işler- de kullanıldığı zaman hayır verir. Gün- Yük ihtiyaçların tesiri altında ve sirf !s- #hl4k maksadile yapılan borçlar gayet işleri borela lardır. Bu, gayet mühim bir ik-| zası olaraklır ki istihlâk kooperatifcili- Binin ana kanunlarından biri 'de bakkal. ların ve kasablarm yaptıklarının aksine olarak, ortaklara kredi vermemektir. Bundan beş sene kadar evvel mutad içti- Yoslarından birini yapan Enternasyonal Kooperatifler İttihadı, bu meselenin ik- fısadeılar tarafından bir kere daha ted- kikini ruznamesinin başını koymuştu. Bütün içtimal Iktısad müt I tihlâk için borelanmanın binde bulundular ve bu enternasyonal kooperatif kanunu, kanun olarak muha-| faza edilmekte devam etti. Bunun gibi İstanbul şehri de eğer borç para alıp yol açacaksa, eğer şehirci Pros- tun plânı borçla tatbike başlanacaksa, ya- gıktır, bu işle beyhude uğraşmıyalım. Bu- gün yaptığımızı yarın tamir edemiyecek olduktan sonra neden dolayı masraf yâ- palim? Eğer böyle değil de, İstanbul şeh- ri bu para ile, şehri, gerek belediye ve gerek halk bakımından iktisaden yük- seltecek şeyler yapacaksa, yani sermaye- yi mahsul verecek “işlerde kullanacaksa » zaman bir diyeceğimiz yoktur. * Devletin misali gözümüzün önünde du- ruyor: On altı milyon İngiliz liralık bir kredi aldı; fakat, bunu kazanç getirecek, mahsul verecek işlerde kullanacak. Es- kiden Osmanlı imparatorluğu büyük pa- Talar istikraz eder, bununla yalnız me- mur aylıkları ile yüklü olan büdcesinin| açıklarını kapardı. Halbuki Türkiye Cum. huriyeti böyle yapmıyor, aklı başında bir devlet gibi, krediyi işde kullanmıya hazırlanıyor. 1, İS- iddetle aley- İstanbul şehri de böyle yapmalıdır. Borç para alıp yol yapmakta fayda yok- tur. Yarını bugünden yemek sâdece he- mabsızlık ve müsriflik olur, Bundan ferd olarak ta, şehir olarak ta kat'iyen fetinab etmeliyiz. Devlet bize para verecek yer- de Akay idaresini sin; Elektrik şirke- tini şehre teslim etsin. Bunlar yardımdır; bunlar için şehir istediği kadar taahhüde girebilir ve istediği Kadar borelanır, Bun- Birbirinden ayırd Edilemiyen ikiz Yıldızlar Resim, bir genç kızın aynadan akse - den hayalini göstermiyor. Bu ikiz! Hollywoodun yeni bulduğu, daha doğ - rusu sinema yıldızı Bebe Danicis'in mey- dana çıkardığı genç ve güzel iki yenil artisitir. Birbirlerine o kadar çok ben - zerler ki, birbirlerinden ayırd etmek, bir| cebir muadelesini halletmek kadar güç-! tür. Şimdi ikizlerin hayatını canlandıra- cak olan yeni bir filmde oynamağa hazırlanıyorlar. si de başrol ları veremeyip te devlet bize borç para verecek olursa İstanbul valisi, yahud, İs- tanbul belediyesi bunu almamalıdır. Me- ger ki bu parayı, mahsul verecek bir işde kullanmanın ve borcu kazanarak öde- menin yolunu bulmuş olsun. Ortada böy- le bir şey olmadığına göre, devletten da- hi olsa, borç para alıp imar işine giriş mek hatadır. Bugün imar edelim derken| şeyri yarın iflâsa sevketmiş oluruz! Resimli Makale : nemden cevabını verdi ve şöyle izah etti: — Beş altı yaşında bir çocukken hayvan resimleri yap - miya çalışırdım. Bunlar tabii ikişer, Üçer çizgiden ibaretti, resimmiş gibi kendisini muvsffa- kiyet il vakit sabıt olmuş beğenilmeme karşı: kâraktı ASAYVUT 1 sormuşlardı, an - Önünüze getirilen beğenir mekten usanmayın! Hergün bir fıkra Senaverleri mi, semaverleri mi? Adamın biri bir istida yazmış. İsti- dan altına esenaverleri» kelimesini £ oyduktan sonra imzasını atmış, ve $ stidey götürüp bulunduğu şehrin £ sarrıfına vermiş. Mulasamıf, o- İ kuması, yazması kut bir adanmış. İs- İ tidayı okuduktan sonra, i A birader, demiş, şu istidayı yar- £ dın güzel, fakat altına man bir koymuşsun — Ajjedersiniz, bir yanlışlık. — Hemde ne büyük yanlışlık Kemterleri denilir ama, semaverleri denilmez. Hem onun da imlâsmi bil- miyorsun! Semaver nunla değil, mimle yazılır, 2700 sene evvel Yapılan bir hırsızlık Mısırda Sakkarab mıntakasında 2700 sene evveline aid bir mezar bulunmuş - »İtr, Mezarm kapısmda hiyeroğlif ile ya « zılmış şöyle bir levha vardır «— Benim kebrime dokunmiya kim ce- saret ederse onun hakkında Allahın a « dalet divanında şikâyette bulunacağım ve boynunu bir kaz boynu gibi keparı - Mmâyı temin edeceğim.» Fakat anlaşılıyor ki bu tehdide rağ - men 2700 sene evvel de mevcud olan hır- sızlar mezarı açıp eski Misir âdetlerine göre içine konulmuş olan mücevherleri çalmaktan geri durmamışlardır. Fakat ne olür ne olmaz düşüncesile daha ev - kapatmışlardır. Samandan ipek çorap yapılıyor Almanyada yeni dört senelik iktisadi bir plânın tatbiki neticesinde samandan ipek çorabları yapılmıya başlanmıştır. İ Berlin civarında bulunan bir fabrika yün Muhittin Birgen ve samardan elde edilen selliloidden çı- vel mezarın kapısındaki yazıları slçı ile| maz — ew Muvaffakiyet iltifata tâbidir. &a tifata tâbidir» cümlesi doğruluğu her bir hükmün ifadesidir. Mütemadiyen sında azmi inkisara uğramamış insan edilemiyeceği gibi, teşvik göre göre daha iyisini yapmıya çalışmıyacak adam da tasavvur edilemez. bir eseri fenadır diyerek atmıya, eksik- liğini göstermek her zaman için müreccahtır, Teşvik oet- ız, neticede mutlaka memnün olursunuz. “Mükemmel kadın, Heykelinin Güzel modeli Resmini gördüğünüz genç kadn E - dinburgludur ve şimdi Glaskov impa - İratorluk sergisinde teşhir edilen (Mü - kemmel kadın) heykeline modellik etmiş- tir, Gerçekten mükemmel bir kadın, de- ğü mi? Sahnede rahibe olan kadın hakikaten manastıra giriyar Amerikalı revü yıldızlarından Pilis Stanley rahibe olmaya karar vermiş - tir. Sahnede, oyun icabı rahibe rolleri yapan 23 yaşlarında (ve güzelliği ile meşhur olan yıldız, yalancıktan bürün- düğü rahibe elbiselerini o kadar be - nimsemiş ki nihayet, bilfiil rahi - beliğe heves etmiştir. kan bir nevi sun'i ipeği kullanarak ipekli İçorablar yapmaktadır. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Halk Partisi memleket hesabına en birini daha yaparak emri altında bulunan yarım milyon Ti- yapılmasına tahsis etti, teşebbüsü neticelendirmeyi de Kızılayın himmetine bıraktı. fazladır kl ns büyük olursa olsun bir deği, !ki sanatoryom da bu ihtiyacı karşılıyamaz. Daha fazlasını kurmak ise maddeten şimdi- rayı büyük bır sanaforyom Fakat memleketin ihtiyacı o kadar lik mümkün değil. O halde ne yapmalı İSTER İNAN, hayırlı işlerinden ediyor: Ve kadar | yom tedavisinin ne Bir arkadaş tedkik etmiş, başmakalesinde şunu tavsiye — Sânaloryomları ayni zamanda mekteb haline getir - meli. Hasta olanlar buralara müracaat etsinler, sanalor - demek olduğunu öğrensinler, evlerinde kendi kendilerini tedavi etsinler, diyor. Artik bir hastanın bu nasihati dinliyerek kendi kendini ? tedavi edebileceğine: İSTER İNANMA! 14 ve 717 yaşlarında İki katil... Gi âzeteler geçenlerde ölümle n€ ticelenen iki facia kaydettilef Birincisi İstanbulda oldu, fatli 17 yaşı da bir çocuktur, ikincisi Bursa civarında işlendi. Bunu yapanın yaşı ise 14 dür. Üç beş ay evvel hocasına karşı geli” haylâzdan bahsetmişlerdi, biraz sora o çak çekmek cüretini gösteren heyduğ namzedinin hikâyesini anlattılar, şii tokatla başlıyan yolun biçak çekme me halesini atlattıktan sonra ölümde nihâ” yet bulan sonu üzerindeyiz. Alle terbiyesinde noksan, sokakta #8 na örnek, kula ağza intikal ede cümle. Haydud ve dövüş ım * yetle verilebilecek cevabi bulmak güğ © tör. Terbiye sistemimizi gözden geçirme mecburiyeti (o karşısmdayız, (o münfe vak'adır, deyip geçmiyelim, sari hi tek vak'a ile başlar, önü en güç eli manevi sahada tecelli edenidir. nani * — İlk terbiye beşikte başlar, cümle mazinindir, 20 inci asır iye başları * gıcını çöcüğün sna karnına düşmesinde evvelki zamana aldı, Almanyada her genç kızın dairesine gitmeden evvel husust kampi uğrıyarak ev idaresi ve çocuk bakı öğrenip bir şahadetname almasını ems€ den kanun bugün sadece Cermen top fında nafizdir, yarın bütün dünya Mİ bir model olacaktır. , Fakat anne ve ev terbiye sisteminde Pİ başlangıçtır, sokak, arkadaş, muhit BİS merhale ifade eder, son kısmın eşiğiği mektebde buluruz. Müstakbel anneyi düğür evinden ev staja yollıyan Alman, sokek oyununu Yö sak ederek hoca idaresinde çocuk baht açan İngiliz, üç yaşından Itibaren bütü bebeklere kitabsız yuva açan Ameril J ayrı ayrı birer tedkik mevzuudurlar belediy$ Sözün kısası: Yeni bir anne ve çoc İterbiyesi yaratmak, vasıtalarını da KUE mak mecburiyetindeyiz, bizde hiç Pi yok demek insafsızlık olur, fakat yok * muş gibi işe başlamak ihtiyatın b şınâA gelir. * “Sındırgıda mahkemeye intikal eden bir hâdise Sındırgı (Hususi) — Ziraat bank memuru Ziya Durmuş yanında meri? muavini Halil Kavas olduğu halde SW ı zirai kooperatif idare heyetind€ haddinin dükkânme kari #terini istemiştir. Salâhaddinin bu w tâlebe itirazı üzerine 275 n aralarında şiddetli bir MW olmuştur, Hâdisenin banka memurunun K# mürselden getirdiği Hüseyin adında rinin kooperatif kâtibliğinden çıka masına karar ver nden ileri se. diği söylenmektedir. Hâdise adliy&İ intikal etmiş ie Kaslamonuda dilenci çoğaldi Kastamonu (Hususi) — Son gün'Üğ de vilâyet sokaklarında dilenen 85 af kimsedizler pek çoğalmıştır. Bur f şehrin bazı semtlerinde o kadar 69 turlar ki sokaktan gelip geçenleri le etmektedirler. Bunun önüne gel ye ancak bir âcizler. evinin açılmaz. ey mümkün olduğundan halk beledi” efil sür'atle bir #cizler evi açıp bü edi hemeinslerimize bir melca temin © ps