€ Sayfa KAZALARA B kisinin de ismi kazadır ama, bir- birlerine benzemezler, Biri gizli gizli dolaşır, hiç kimseye Wıbı'ıhııxın, fenalık etmek — istediğinin tâ yanıma kadar görünmeden sokulur. Çöolme atar, düşürür; isterse başını kı- rar, isterse gözünü oyar, isterse ha - yatını alır. Hattâ bazan daha ileri gi « der, hanları yıkar, hanumanları söndü- Tür, Yüzlerce insanı açıkta bırakır, bin- lerce insanı cansız yere serer. Ondan kaçmak, korunmak imkânı yoktur. Öna (Görünmez kaza) derler. Öteki de arkadaşından geri kal - maz; Fenalık etmek, kırmak, dökmek, yakmak, yıkmak, can almak, insanı sa- kat bırakmak ister. Fakat onu görün - ::1 kazadan ayıran bir husüsiyeti var- Gizli gizli dolaşamaz, fenalık etmek istediklerine görünmeden sokulamaz: a — Ben geliyorum! Diye bağırır. Sesini duyanlar kaçar- lar, kendilerini Şerrinden korurlar, Adı: Görünür kazadır. e Dünkü Son Posta'da feci bir kaza - nin tafsilâtını okudum: «Hopada yapılan mekteb binasının üst katı için çürük malzeme kullanı! - miş. Bu yüzden mekteb — maili inhi - dam bir halde imiş.. ve talebenin mek- tebde olduğu bir zaman çürük olan kat yıkılmış, yirmi bir çocuk yaralanmış - lar..» e Bu bir kazadır.. fakat hiç de görün- mez kaza değil... Maili inhidam binayı yıkmayı aklına koyan görünür kaza: — Ben geliyorum! Diye bağırmış ama, bunu duyan ol- mamış. İsmet Hulüsi D Bunları biliyor mu idiniz? —| Hayvanların dişlerinin rengini değiştiren madde İngilterenin Es- seks eyaletine tâbi Maldon — mıntaka- sındaki ekser hay- vanların dişleri ay- ni renkte değildir. 'Türlü — renklerde- dir. Merakı mucib olan bu hâdise ted- kik edildiği zaman bu mımtakanın sula- rında ve otlarında fazla mikdarda flüorin maddesi bulunmuştur. Dişlerin rengini bu tuhal hale koyan meğer bu madde imiş. * Beyaz ekmek yiyenlerde kanser hastalığı fazla oluyor Kepeği fazla a- hınmış çok beyaz ” ekmekle gıdalanan insanlar arasında kanser — vak'aları- nın fazla kepekli ekmek yiyen in- sanlardan daha zi- yade olduğu bu- # gün tahakkuk etmiş bir fen hakikatidir. Fazla beyaz ekmeklerde az magnezyom vardır. Bu madde ise vücudü kansere karşı muhafaza eden başlıca zırhtır. Bu hakikati meydana çıkaran Fransız profe- sörü «Passy>» olmuştur. Hâlâ Evlenemedim «— 30 yaşımdayım. Maaşım kırk liradır, hâlâ evlenemedim, Birçok ar- kadaşlarım evlenmemi tavsiye edi- yorlar. Fakat ben kendimde o cesa- Teti bulamıyorum.» Ankaradan «Ş. Ş. T.» rumuzile ba- nâ bu satırları yazan gence kendisth- de evlenmek cesaretini bulamadığı için hak vereceğim: 30 yaşında bir genç için henüz evlenmemiş olduğu- mu anlatırken «Hâlâ» kelimesini kul- lanırsa fazla sabırsızlık gösterdiğini anlamış olur. Kendisi izdivac çağına yeni gelmiştir. Ve bu «Geliş», «Va- rış» da mutlak değildir. Alâkadarın servetini değilse de, âtisini yapmış elup olmadığına bakar, Maaşı 40 lira olan bir genç için hareket çanı henüz Çalmış değildir. Alelhusus bu genç Ankara gibi hükümet merkezi olmak itibarile tabii şekilde daha pahalı bir yerde oturursa, Okuyucumun bu vaziyette, bu yaş- ta evlenebilmesi için tek bir çare yardır. O da zengin, kendizini çekip çevirecek bir zevce bulmasıdır. Bu- mu ise hiç tavsiye etmem, kendisin- de bulunduğuna kani olduğum er keklik sıfatma yakışmaz. Hülüsa evlenmek için evvolâ veazi- Zenciler öbür dünyada beyaz olacaklarmış Amerika zenci- leri Nevyorkta ye- ni bir kilişe yaptır- dılar, bu kilisenin mimarı bir beyaz- dır. Miyaar kilise. Bin harici cebhe- sine dört tane me- lek resmi yaplır- mak istemiş. Fakat bunların beyaz renkte mi, yoksa siyah renkte mi olmasında tereddüd etmiş. Bir pazar âyininde mesele bütün zencilerin İreyine arzedilmiş. Ekseriyet, öbür dün- yada cümlemiz beyazlaşacağız. Melekler beyaz olsun demişler, Ufak bir ekalliyet meleklerin siyah renkli olmasında ısrar etmişler. Nihayet üç meleğin beyaz, bir tanesinin siyah renkte resmedilmesine karar verilmiş ve herkes memnun olmuş. * Dünyanın en obur böceği Ejder ismi veri- len bir nevi böcek vardır ve bu, o ka- dar oburdur ki, bir tanesini yakalayıp, vücudünden — bir iğne geçirseniz ve' yahüd cüz'ice klo- roformla bayıltır- | sanız aldırmaz, e- Ili:ıe geçirdiği avı kemali iştiha ile yer, daha olmazsa kendi vücudünü kemirir. yetinin salâh bulmasını beklemeli- dir . e Hangi kızı alayım? Bu suali bana (Tire) de oturan o- kuyucum H. B. soruyor: Kendisinin gördüğünü görmedim, işittiğini işitmedim, duyduğu hisleri duymadım. Elimde malümat namına hiçbir şey yok. Nasıl cevab verebili- rim, Bununla beraber iki nokta hak- kında tenvir edeyim: Bir genç kızın müsbet teklif kar- şısında sükütü ihtiyar edişi red ma- nasına gelmez, daha ziyade bu tek- lifin ebeveynine de iblâğ edilebile- ceği manasını tazammun eder. Sa- rahat karşısında delâlete itibar yok- tur, derler. Artık bu sükütün şu ve- ya bü sebebden ileri gelebileceğini tahlile kalkışmak beyhude zaman kaybetmek olur. Kızın bir diğeri ile Bişanlanacağınızı işittiği zaman size tebessümlerini saçmıya başlaması da bunu gösterir. Birinciden beklediği- niz #tifatı alamayınca atmayı düşün- düğünüz ikinci genç kıza gelince fa- kirliğinin bir mania teşkil edebilece- ğini sanmıyorum. Hattâ zengin bir erkek için tercih vesilesi bile olabi- bir. Son söz sizindir SON POSTA Kadın Köşesi Brode süsler Brode çok moda. Fakat acaba - nereye ve ne işletmeli? Modayı yalnız bilmek kâfi değildir. Yerinde kullanmak — daha büyük hünerdir. İşleme kadın süslerinin en güzellerindendir. Fakat bir şartla... İyi seçilmek ve en uygun yerde kullan- mak şartile... Yoksa fazlası göze batar, azı farkolunmaz, lüzumundan fazla göz alıcı renkler âdi görünür. Ölü renkler si- lidir, Şu rob güzel işlenmiştir. Çünkü: Kendi gri ipeklidir. Çiçekler pembe ile mavi karışık, yapraklar yeşildir. Her üç renk te griye uyar, Demetin büyüklüğü, yeri de çok düşünülerek seçilmiştir. Dümdüz korsaja, hattâ bütün elbiseye tek başına €en şirin bir süs oluyor, Şapka da şıktır. Biçimi düz mü düz. Öyle olmasa bir de üstü işlenince lüzu- mundan fazla süslü görünür. Şıklığı ka- /çar. Büyük brovaletle biraz brode onun sade şeklini en hoş bir tarzda süslemeye kâfi gelmiş Bu robun üstünden giyilirse hıkıın olur. Çiçeklerin renkleri robunu- |zun tıpkısıdır. | Bir robu süslemek için yalmız sentür |gene iyi seçilmiş bir brode yaptırılse da olur. Brode tam öne getirilir ve geniş bi- rakılır. Diğer taraflar daraltılır. Çünkü bu sene ensiz kemerler modadır, Çiçekli renk renk ipekle işlenir. Fakat kemerin renkli mutlaka roba uymalıdır. İşte üçüne de işlenecek demet: Yeşil yapraklarla saplar arasında pembe - ma- vi ufacık çiçekler... Hepsi ipekle işlen- miştir. ü ,,d—"r'—'hl © Prenses İhtiyar bakkalı Fethiyeye kurşun atan n muhakemesi Dün dinlenen şahitier bakkalın Fatma Aliyeyi nasıl yaraladığını anlattılar, bir şahid atılan kurşunu santimine kadar söylüyor Ortaköyde Fatma Aliye isminde bir ka- dını öldürmek kasdiyle ve tabancayla yara - hyan, ayni gün Kuruçeşmede Prens Baba - baddinin yalısına giderek Prenses Fethiyeye gene katil kasdiyle Üç el silâh atan bakkal Hüseyinin Ağırcezada görülen muhakemesi- ne deyam edilmiştir. Dün mahkemede yeniden bir çok şahid dinlenilmiş ve dava son safhaya varmıştır. Dinlenilen şahidlerden Arnavudköyü kâ- rakolunda polis memuru Ahmed şunları an - latmıştır: Buçlu bize verdiği ifadesinde — vak'ayı söyle anlatmıştı — Fatma Aliyenin daveti üzerine evine gittim. Orada, önüme iki erkek çıktı, üstü - me hücum ettiler, İçeri, arka bahçeden gir- miştim, Bu hücüm karşısında — tabâncamı çektim, kaçtılar. Fatma Aliyeye ateş ettim, © da dışarı kaçlı, — kovalamağa — başladım. Sonra kendimi kaybetmişim.» Vak'ayı böylece anlatan suçlu — Prenses Fethiyenin evine gittiğini söylemiyordu. Ka- rakolda her ikisini de yüzleştirdik. FPethiye, evine girerek kendisine ateş edenin, bu a - dam olduğunu söyledi. Buçlu Hüseyin kendisine soruldukta, ka- rakoldaki bu itirafatını kabul etmemiştir. Bilâhare dinlenen şahid Raşel de, vak'ayı göyle anlatmıştır: — Altı ay var. Bir öğle vakti, evde yemek hazırlıyordum. Bir kadın feryadı. duydum. Bir de baktım ki, bir kadın koşuyor sokak- ta... (Maznunu göstererek) Bu bay da, pe - ginden koşuyor. İkl elinde siyah, parıl parıl bir tabanca tutuyor. Sonra bir alev parladı, bu bay iki kurşun ettı. Kurşunun alevini ka- dının omuzunda gördüm. Kurşun, 11 santim | vardı. Şahlâ Raşel, hiç bir noktayı kaçırmadan anlatan, bu izahatından sonra dinlenen Mar yanti de: — Yolda giderken, karşıma bir kadın çık- tı. Peşinden biri koşuyordu. Önce iki, sonra da bir el ateş edildi. Kadın: * «— Ah, vuruldum!» diyerek, bana saril- dı. Korktum, Sonra, sokağın İçine — kaçtı. Buçlu, burada da ateç etti. Kadın yere yakıl- dı, demiştir. Duruşma, gelmiyen şahidlerin celbi için, balik edilmiştir. 6 kumarbaz yakalandı ve mahküm oldu Emniyet 2 inci şube memurları tarafın - dan Beyoğlunda Sami lsminde bir terzinin evinde kumar oynatlığı haber — alınmıştır. Memurlar apartımanı tarassut — etmişler ve Ani bir baskınla içeri girdiklerinde İsak, Sü- leyman, Bünyamin, Avram ve Mişon istim - lerinde beş kişiyi, kumar oynarken cürmü meşbud halinde yakalamışlardır. Ortada dö- nen 44 lira parayla, iki deste oyun kâğıdı ve |fişler de müsadere edilmiştir. Beyoğlu adliyesine verilen suçluların Bey- oğlu 3 üncü sulh cesm mahkemesinde duruş- maları yapılmıştır. Neticede, ev sahibi Sa - İmi 1 gün hapse ve 50 lira para cerasına, di- ğerleri de $ şer lira para cezasına mahküm edilmişlerdir. Bir dolandırıcılık suçlusu tevkif edildi Aksartayda oturan ve dokumacılık — eden İhrahim isminde birine, arkadaşı terzi Sıd- kı arsa satacağını söyliyerek, muhtelif za - manlarda 300 lira parasını atmıştır. de etmiştir. Nihayet, İbrahim noterde bir se- ned yapmalarını arkadaşına teklif etmiş ve bir noter dalresine gitmişlerdir. Sıdkı, bu se- ter de İbrahimin verdiği 760 kuruş — noter maarafını alarak, ortadan sir olmuştur. Bü yaziyet kargısında, İbrahim de polise mü - rTacamt etmiş ve suçlu bu iddia üzerine, bu - Junarak, adliyeye sevkedilmiştir. Bultanah - med 1 inel sulh cezada yapılan sorgusunda, Bıdin: — Ben, bu adama armsa satacağım deme - dim, Ödünç olarak, âsdece 63 liraanı aldım. Fakat ne arsa satmış, ne de bu parayı la- | Notere de bir başka iş için gitmiştik, f uyuşamadık. Noter masrafını alıp gitmi demiştir. Buçlu, tevkif edilmiştir. (1 yaşında bir hirsız yakalar Zabıta 11 yaşında Mehmed iszminde hırsız çocuğu yakalıyarak, Beyoğlu mük umumiliğine teslim etmiştir. Mehmed Galatada Çirikötiye ald mari gozhaneye bahçe tarafından atlıyarak, ZİK miş ve cevis tahtalarını sırtlayıp götürürl türmü meşhud halinde, yakalanmıştır. Suçlu çocuk İsmail isminde bir adamı Hise göstererek: — Buç ortağım budur, Bana, bu işi * tırmak için 50 kuruş verdi, demiştir. Bunun üzerine İsmall — de yakalar Beyoğlu adliyesine verilmiştir. Pakat, İs” İ böyle bir işden haberi bile olmadığını S0f © Temektedir, Gören de, yoktur. b Suçlu çocuğun, fariki mümeyiz - otup l4 madığının tahkiki için, adliye doktoruna *'. derilmiştir. Poliste : Esrar kaçakçılığı yapan bir şebeke yakalandı Emniyet kaçakçılık bürosu — mem! çoktanberi eroin ve esrar kaçakçılığı yapll |Talkt ve dosta Sabahatle avenesinden Mi teşekkil bir kaçakçı şebekesini yı muvaffak' olmuştur. Talâtın Galatada Karakulak - sokağındiğ | ki 20 numaralı evinde yapılan aramada gram esrarla 20 gram eroln bulunarak 5 sadere edilmiş, suçlular Azsliye beşinci mahkemesine gönderilmiştir. Bir şoför arkadaşınin burnunu ve kulağını kesti ö Beyoğlunda Parmakkapıda iki şofür ı::' sanda kadın yüzünden çıkan bir kavgadâ för Altındiş Muzaffer, arkadaşı İıııllll;.'.' nunu ve kulağını çakı İle kesmiştir. şudur: İzi arkadaş otomobillerinin yanında rup tatlı tatlı konuşarak müşteri bel ken sokağın başından güzel bir kadın SÖĞ rükmüş ve iki şoförün önlerinden &” Altındiş Muzaffer kadına huhnaıılılw miştir. İsmall de yaptığı hareketin i olmadığını sözlemiştir. a Bu yüzden çıkan kavga WW sırada çok keskin çakışını çeken v ağıtcâ V4 B KA y gr İsmalli burnundan ve kulağından ralamıştır. Yaralı Beyoğlu hastanesine dırılmış, suçlu yakalanmıştır. Bir adam merdivenden düştü, ol Mahmudpaşada Müradyan bınınw hanesin elbise mağazasında çalışan a“ Kürkeiyan omuzunda taşımakta olduğü ıı"' biselerle hanıt merdivenlerinden aşaği ken ayağı kayarak düşmüş — ve yücudük” , muhtelif yerlerinden ağır surette yi mıştır. Sıhhi imdad otomobili ile CerrA' İAi şa hastanesine kaldırılan Mihran sonra ölmüştür. Askerlik işleri: Yedek sübay yoklamasi Bakırköy Askerlik Şubesinden: 1 — 988 yılı haziranının 1. munAH gününe kadar şubede kayıdlı yedek pıla ve askeri memurların yaklamaları )' caktır. 2 — Yoklamaya geleceklerin nüfüf yet cüzdanile ve tabiblerin yedlerini tisas vesikalarile gelmeleri. el 3 — İstahbul haricinde bulunup  tubla yoklamalarını yaptıracak “, A sınıflarından başka bulunduklari oe kıv'aların hangi kısımlarında ihtisaslâri, « duğunu da behemehal yazarak gönderi Jeri Hân olunur, ____—————_—_—/ 'ki ahbab çavuşlar: Bahşişimi unu(mıyıı“"