e Çek hükümeti Henlay > ilemüzakereye girişiyor © Südek Almanları şefi Henlayn'ıı ın n Çek - Sovyet paktı — Sirafında ısrar etmiyeceği tahmin edilmektedir i Prag 17 (Hususi) — Südet Almanla - ŞE m e. yakında başlanacağı bil- p üzere, hükümet Henlayni Praga da- Londra 17 (A.A) —Henlayn ile Çe - e ak hükümeti arasındaki müzakere- Pek yakında başlıyacağı tahmin € - Mek Zira bu an çok müsald te - ediliyor. Henlaynm müzakerâtın Mattakiyetle neticelenmesi için Çek - a misakının terkini mutlak şart o- ileri sürmekte ısrar etmiyeceği zan- #ilinmaktadır. Vaziyet çok nazik adde- ise de ümidsiz sayılmamaktadır. kü Henlaynın itilâfgirizane bir hattı ir hareketin n tehlikelerini temamile müdrik taleblerini tedkik ve müzakere et-| olduğu tahmin olunmaktadır. Berlin 17 (D. N. B. bildiriyor) — İn- giliz liberal meb'uslarından oMander'in bir istizah takriri üzerine Avam Kama - rasının yarın Almanyadaki Çeklerin va - ziyetini müzakere eyliyeceğini mevzuu bahseden Berliner Börsen Zeitung ez - cümle diyor ki: Liberal meb'us Mander, Almanyada yaşıyan 400 bin Çekin vaziyeti hakkın- da İngiltere hükümetinin Almanya nez- dinde «dostane teşebbüsler» de bulun - masını İstemektedir. Hakikatte Alman - yada Çek pasaportu ile yalnız 301,700 ki- şi vardır. Bunlardan 273000 i Alman milletine mensuptur, 25,700 ü Çek ve 2,700 ü de Slovaktır. almanya Ren ve Tuna - hehirlerini birleştiriyor g ii Li id işler 1945 senesinde nihayete yete erecek, Tuna nehri Almanya hududuna kadar genişletilecek yn IT (A.A) — Alman hükümetinin aldığı bir karara göre, Ren, Mayn ve hı hehirleri birbirlerile birleştirilecek ve Tunanın mecrası genişletilecektir. hususta neşredilen bir kanun, Avusturyanın Almanyaya iltihakının ve dört Bu pi tatbikinin, bu birleştirme keyfiyetini mübrem kıldığını kaydeyle- iler, 1945 senesinde nihayate erecektir, Tuna nehri de Almanya hududu- Da genişletilecektir. Bu hususta lâzım olan krediler, adi büdceden alma- ... - Hamidiye mekteb gemimiz Varnada m 17 (AA) — Türk mekteb ge - li Hamidiye bugün saat 13 de Varna gelmiştir. Gemi limana girer - ri top ateşile selâmlamış ve sahil Ya; N yi Türkiy da mukabele etmiştir. Rıhtıma a < elçisi, Varna konsolosu, ataşe - el ile Varna belediye reisi, Hami - v. kümandanının mihmandarlığına ta- “âllen yüzbaşı Miralof ve diğer er - İngiliz Kralının Paris seyahati ci 1 (AA) — İvening Standard len sinin bildirdiğine göre hariciye na- ekg haziran başlangıcında İngiliz kral SU 'Çesinin Parise yapacakları seya - gi kendilerine refakft ede - | Sienna y yarışı ; ve öiliz ih bına ağır toplar “eği kabul etmiştir. Bundan maa- ere şimdiden Kanadaya itralyöz sipariş etmiştir. eken yn şirketi o © milyon liraya tin alınıyor “şa elektrik şirketinin 1938 se- iğ kânunusanisinden itibaren va- maşsarifatı hükümete âid ol - te devlet tarafından 11 milyon ina satın alınması kararlaş- haber verilmektedir. Bu para Ve beş faizle 20 yılda ödene- De Şirketin, mdiki halde senelik Ve Seliri beş buçuk milyon liradır. hun üç buçuk milyon lirasını 1 olar rak, göstermektedir. Elektrik iy n sonra âyni şirkete bağlı » tünel, ve havagazı şirketle- aha Ni diğine göre Kana-! parlak bir surette karşılandı kân ve kalabalık bir halk kütlesi bulunu- yordu. Saat 15 de gemi kumandanı fırkateyn kaptanı Necati, mevki kumandanı Gene- ral Popof, donanma başkumandanı ami- ral Varikeçof ve belediye reisini ziyaret etmiş ve bu zevat Hamidiyede bu ziya - retleri iade etmişlerdir. Akşam mevki kumandanı Türk misafir ler şerefine bir ziyafet vermiştir. Londrada yeraltı treninde bir kaza Londra 17 (A.A) — Londra Charing Cross ve Temple Metro istasyonları ara- sında Iki vagon dizisi çarpışmıştır. Kaza neticesinde yedi kişinin öldüğü ve bir çok yolcuların da yaralandığı söylenmek» tedir, Fon Papenin i Eski kâtibinin cesedi Tunadan çıkarıldı Viyana 17 (A.A.) — Göçenlerde Avus- turya - Çekoslovakya hududu yakinin- de Tuna nehrinden çıkarılmış olan cese - din hüviyeti zabıta tarafından tayin e - dilmiştir. Bu cesed B. Fon Papen'in eski kâtibi olup Viyanadaki Alman sefaretin- de ateşe bulunan Baron Fon Ketteler'e aiddir, Bu zatın gaybubeti geçenlerde haber verilmişti, Bolunun bir köyünde 17 evle bir çocuk yandı Bolu 17 (A.A) — Bolunun Sığır - kuyruğu köyünde üç gün evvel çıkan bir yangında on yedi ev ve bir çocuk yanmıştır. Binic:lerimiz Varşovaya vardılar (Baş tarafı 1 inci sayfada) ekipi Varşovaya gelmiş bulunuyor. Ekip 8 hinici ve 15 attan mürekkebdir. Gazeteler Türk ekipinin daha Uk an - lardan itibaren yarışlarda heyecan u - * devlete mal edilmesine çalışı- lenmektedir. yandıracağını tahmin etmektedirler. (AA) Fransız - İtalyan münasebatı Fransa Mussolininin nutku hakkında hayretini bildirdi Paris 17 (Hususi) — Nazırlar Mec- Jisinin bugünkü toplantısı başlıca Bo- ne'nin harici siyaset hakkında izahatı- na tahsis edilmiştir. Bu meyanda Fran- sız - İtalyan münasebetleri de görüşül- müş ve Musolininin geçen Cumartesi günü Cenovada söylediği nutuktan da bahsedilmiştir. Bu nutukda Fransız - İtalyan müzâ- kerelerine temas eden (Mussolini'nin, müzakerelerin neticesi hakkında izhar ettiği şüphe Fransız siyasi mahfelle - rinde hayret uyandırmıştır. Bu hayreti İtalyan hükümetine bil- dirmek üzere, Romadaki maslahatgü - zar Blondele talimat verilmiştir. Balıkesir civarında bir kamyon devrildi bir ölü 10 yaralı var Balıkesir J (Hususi) — Bugün feci bir kamyon kazası olmuş, iki bin kilo yük ve yolcu ile İvrindiden gelmekte 0- lan 34 numaralı kamyon Bahkesire bir buçuk sast mesafede devrilmiştir. Kaza neticesinde İvrindiden gelmekte olanlair. Mehmed oğlu Abdullah ölmüş, yolcular- idan on kişi de ağır surette yaralanmıştır. Yapılan tahkikat neticesinde kaza anın- da şoförün sarhoş © olduğu anlaşılmıştır. Son zelzele muhtelif vilâyetlerde hissedildi Ankara 17 (Hususi) — Ayın on altı - sındaki sarsmtıdan Mardinin Kızıltepe kazası emniyet komiserliği binasının bir duvarı yıkılmış, bazı duvarlar da çatla - mıştır. Ayni günde sarsıntı Diyarbakır, Muş, Mardin, Silrd, Bingöl, Muğlanın Köyceğiz ve Kırşehirin Köşker nahiye- sinde da hissedilmiştir. İstanbul - Edirne bisiklet yarışı İstanbul - Edirne - İstanbul bü- yük bisiklet yarışına yarın saat 7.30 da Taksimde Cumhuriyet ânıtı önünde başlanacaktır. Yarışa iştirak edecek olan sekiz böl- ge bisikletcileri şehrimizde toplanmış bulunmaktadırlar, Çok büyük bir alâka doğuran ve he- yecanla beklenen bu yarış bilhassa E- dirnelileri çok sevindirmektedir. Yarış galiblerine verilecek hediye - ler Federasyonca şöyle tesbit edilmiş - tir; İstanbuldan Edirneye birinci gide- ne bir kupa, Edirneden İstanbula bi - rinci gelene bir bisiklet, her iki mer - halenin birincisine bir bisiklet, her iki merhalenin takım birincisine bir kupa. Bunların haricinde acentaların da bazı hediyeler vereceği söylenmekte - dir. İzmir hastanesinde bir deli arkadaşını öldürdü İzmir 17 (Hususi) — Memleket has - tanesi bahçesinde gezinmekte olan Ah - med isimli bir deli, Sivrihisarlı Paralize Jenerâle müptelâ Aliyi bağına taşla vu- ra vura öldürmüştür. Diğer deliler bu- nu soğukkanlılıkla seyretmişlerdir. Ölen Ali iki gün evvel hastanede asabiyeci İs- | mail Ziyanın verdiği konferansta Para - Mize Jeneralin en mükemmel misali ola - rak etüd edilmişti. Franko kuvvetleri İlerliyorlar Burgos 17 (A.A.) — Franko kıt'a - ları bu sabah Tervelin şimali şarkisin- de kâin Corbalon kasabasını işgal et - mişlerdir. Bilbao 17 (A.A.) — Franko kuvvet leri, Sierra de Gudar mıntakasında i leri hareketlerine devam etmiş ve Mo- ra del Rubielos'i giden yolda Val de Linares ve Alkala dela Selva'yı zap - teylemiştir. | | | “Bu Sabahki “ Gazetelerde —— Gördüğümüz Fikirler Cumhuriyet — Yunus Nadi bugünkü baş- makalesinde Hatayda dönen yeni dala ralardan bahsederken bütün bu $ kasında Fransanın bulunduğunu söylüyor. Ve diyor ki: «Nihayet itiraf ve ilân edeceğimiz gün gelmemiş midir ki cenup hududumuzun ö- tesinde o müstemlekeci düşman bir kuvveti yerleşmiştir, kl ö dn Fransadır» bl Yeni Sabah — Hüseyin Cahid oCiornale d'itallla gazetesinin Balkan nüfuz mıntaka- si hakkındaki tekzibini kaydettikten sonra Beyrutta çıkan Oryant gazetesinin Hatay intihabatının tehiri hakkındaki neşriyatım tenkid etmekte: — «Pransa çok ince görüşlü diplomatlar yetiştirmiştir. Fakat bunlar Şarkı, bilhassa Türkiyeyi bir türlü anişyamamışlardır. Fransızlar Şarka gelirken bir müstemlekeye gitmediklerini anladıkları gün bir çok an »- laşamamazlıklar ortadan kalkmış olacaktır. demektedir. m Kurun — Asım Us bugünkü makalesinde Prostün plânını mevzuu bahsediyor. Ve bu plâna göre liman Yenikapıya nakledildik- ten sonra Haliein temizlenip mükemmel bir tarizm muntakası olabileceğini söylüyor. e Tan — Felek temizlik bahsinde yazdığı bir yazıda belli başlı sokaklarımızın yıkanıp süpürüleceğine dalr okuduğu bir havadisi kaydederek: — Sokaklar şöyle dursun bizde içinde a- dam otursn umumi yerleri bile temiz tut » mak kaygusu yoktur. demekte, bizim hem pisliği lenikid ettiğimizi, hem de umumi yer- leri bizzat pislettiğimizi yazmakta ve * Temizliğin lâfım etmeğe başladık ya, budü kârdır cümlesile yazısım bitirmekte - ğ5 milyonluk yeni banknot çıkarıldı Ankara 17 — Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından bildirilmiştir: Bankamızın 15 ikinciteşrin 1997 tari - hinden itibaren tedricen tedavüle çikar- mıya başladığı yeni harfli banknotlar - dan 14 mayıs 938 tarihine kadar: Beş liralıklardan 24.474 865 Elli liralıklardan 7.014.600 Yüz liralıklardan 13.980.000 .Cem'an, kırk beş milyon dört yüz alt- miş dokuz bin dört yüz altmış beş lira tedavüle çıkarılmış. ve mukabilinde eski harfli banknotlardan ayni mikdar, yani kırk beş milyon dört yüz altmış dokuz bin dört yüz altmış beş lira tedavülden kaldırılmıştır. (A.A) İzmirde bir işci kadın tren altında dörde bölündü İzmir 17 (Hususi) — Sabahleyin Bu - cadan Alsancak istasyonuna gelmekte o- lan 302 numaralı katarda bir facla ol - muştur: İnhisar tütün fabrikasındaki işi- ne yetişmek için acele eden Naciye is - minde 25 yaşındaki kadın trenden atlı - yarak karşıya geçmek istemiştir. Bu sı - rada ayağı kaymış, düşmüş, tren vücu - dünü parçalamıştır. Ölüm çok feci ol - muş, kadının vücudü dörde bölünmüştür. Roma elçimiz geldi Roma elçimiz Hüseyin Ragıp, bu: sabahki ekspresle Romadan şehrimize gelmiştir. Sabahtan Sabaha: ice bir basiret > sözlerde büyük bir hakikat saklı olduğu 4yo uyum © Franso, ordusu ve siyaseti Yazan: Selim Ragıp Emeç 1914-1918 muharebesinden sonra Av - rupa devletlerinin vaziyetlerini ve takib ettikleri siyaseti gözden geçirenler, bun- rdan bir kısmının atak ve tecavüzkâr rünen bir siyaset takib ettikleri halde, diğerlerinin çekingen (davrandıklarını müşahede ederler. Bunların diğerlerinden korktuklarını iddia etmek müşküldür. Çünkü onlar kadar ve belki onlardan da fazla kuvvetleri vardır. Bundan başka mali vaziyetleri ötekilerden daha üstün - dür. Bu, böyle olduğu halde neden umu- mi durumda vaziyetleri çekingen görü - nüyor. Bu noktayı Fransız meb.usan mec- İsi ordu encümeni reisi B. Miyelle varil bir makale İle anlatıyor. Ehemmiyetli ve şayanı dikkat bulduğum için bu yazının bazı parçalarını alıyorum: «Modern dünya davaları karşısında her devletin maruz bulunduğu tehlike ayni değildir. Bazılarının kybedecekleri şey pek azdır veya hiç yoktur, Diğer bir kıs mı için ise zarar ihtimalleri büyüktür. Büyük zararlar etmesi muhtemel dey- İetlerden biri de Fransadır, Avrupadaki kara hududları çok vâsidir ve bu hu » dudlar tabii suretle mahfuz değillerdir. Dünyanın beş kıl'asında müstemlekeleri vardır ve bunların umumi nüfusu 120 milyon kadardır. Bir harb vukuunda yalnız ana vatân hududlarının değil bu müstemlekelerin ve oralardan ana valana (gelecek asker kafilelerinin himayesi lâzımdır. İs- İ panyanın iç harbine Fransayı müdahale ettirmiyen âmillerin başında bu noktalar gelir. Maamafih İspanya harbini Frank3 kazandığı takdirde, Fransaom, askeri ok masa bile, siyasi bir toşebbüsle hayati menfaatlerini korumıya teşebbüs etmesi çok muhteme Fransada mevcud askeri müesseselerin kâffesi demokratik esaslara dayanırlar, Muvazzaf iki senelik askerlik hizmeti herkese şâmildir, Küçük zabit ve sübay kadroları gün geçtikçe halk çocuklarına inhisar ediyor. Ordusunun kuvveti mü « dafaa için de ve tecavüz için de kâfidir. Dünyanın en kdvvetli ardularından bi « rine malik olmasına rağmen Fransa «or dusunun kuvvetile mütenasib> bir siya set takib etmiyor, Yani siyaseti ordusu « nun siyaseti değildir. Ordusuna sadece si- yasetinin bir müeyyidesi olarak bakıyor, Ve bundan dolayıdır ki zamanın tehlike. lerine rağmen vaziyetinden emindir ve telâşa lüzum görmüyor.» Fransız meb'usan meclisi ordu encü « meni reisi Miyelle Fransanın askeri va « ziyetini bu suretle hülâsa ediyor ve şim diye kadar takib edilen ihtiyatkâr hatta hareketi bir korku mevlüdu değil, sade- neticesi addediyor. Ba muhakkaktır, Fakat icabında hareketle teeyyüd etmiyen basiretin çok defa şeye yaramadığı du görülegelmiş olan 73- mane hakikatlerindendir. Bu sebeble, müs harririn sözlerinde göze çarpan haklı te fahüre bir parça mübalâğa karışmış ol « duğunu iddia etmek yersiz değildir, Hazineler Beyoğlu Halkevi başkanı Ekrem Tur ses müsabakasını açan hutkunda dik. kate değer bir vak'a anlattı. Bir defin merasiminden dönerlerken mezar başında toplanan kuru kalabalık arasından billür gibi bir ses işitmiş. durmuş, on iki yaşlarında perişan kıya « fetli bir çocuk mersiyeye benzer bir şeyler okuyor. Tiz, pürüzsüz, istidadi bir ses... Çocuğu derhal elinden tutup Halkevine getiren Ekrem Tur öğrenk yor ki bu çocuk sesi güzel olduğu için yakınları tarafından istismar ediliyor, Manasını bilmeden öğrendiği arabçaları mezar başında okuyup beş on kuruş alıyor. Genç hatib diyor ki: «— Memlekotin meçhul hazinelerini keşfedip işleten rejim halk arasındaki istidadları da meydana çıkardığı için biz de bu çocuğa — düştüğü sefalet ve cehalet uçurumundan çıkardık, yetiştiriyoruz.» Vak'a sade olduğu kadar hazindir de!, Muhakkak ki halk tabakaları arasın da yalnız musikiye değil, nefis san'atlara, teknik bilgilere istidadı olan cev « herler pek çoktur. Bunları keşfetmek için tesadüflerin lütfünü beklersek çok şey kaybetmiş olacağız. Bu davada Halkevlerine mühim bir vazife teveccüh ediyor. Bu vazife şudur: Mıntakalarında bilhassa fakir tabakalar arasında her ne sebeble mektebe gidememiş, bir san'ata girememiş gençleri himaye- lerine almak ve onları kabiliyetlerine, istidadlarına göre bir meslek sahibi yapmak,. Halkevlerinin içtimai yardım, halkçılık ve köycülük şubeleri daha realist olur ve muhitlerile daha yakından temas ederlerse maksada yakla. mış olurlar. Bu memleketin toprağı gibi bu milletin sinesi de Yeter ki meydana çıksın, Bürhan Cahid cevherlidir,