8 Sayın Ö ——— — KIRILAN VAZO *Son Posta,, nın Melâhat, saatlarca ayna kargısında kal- mış; saçlarını düzeltmiş, yüzüne pudra- sını, pembeliğini, dudaklarına kırmızısı- nı sürmüş, en güzel ve kendine çok yara-|, şan elbisesini giymiş. kocası Nihadı bek- liyordu. Bütün bu süse sebeb; o günün, evlendiklerinin ikinci yıldönümü olma- zıydı. Bir yıl evvel Nihad, eve gelirken eli boş gelmemiş, Melâhate güzel bir kol saati getirmişti. Herhalde bu sefer de gene bir şey getirecekti Bu getireceği acaba ne olurdu? Melâhat bunları düşünürken kapının zili çalındı. Melâhat koştu. Kapıyı açtı, gölen Nihaddı. Elinde büyük bir paket vavdı. Melâhat, evvelâ Nihadın boynuna, — Hayir ben açarım. — Ben sicimini koparayım, — Olmaz, ben keserim. Nihayet sicimin birazını kestiler, birazı- n kopardılar, ambalaj kâğıdını didik di- dik etiller, paketin içindeki meydana gıktı. Bu bir vazo idi. Lâalettayin bir çi- çek vazosu.. herhalde pek kıymetli olma- Ba gerekti, fakat Melâhat bunların hiç birini düşünmemişti. O, sadece kocasının, bu yıldönümünde kendisini hatırlamış olduğundan memnundu. Fakat bu arada, pat, diye bir ses duyuldu. Birdenbire ye- re düşen vazo, dört parça olmuştu. Karı koca dört parça vazonun parçalarına bir müddet baktılar. Sonra birbirlerine bir şey demeden, parçaları topladılar, birleş- tirdiler, Vazo gene biraz evvelki gibi idi. Yalnız çatlak yerleri görünüyordu. Ni- had vazoyu bu vaziyette bir sehpanın Ü- Nihad gülümsedi, güldü, kahkaha attı. Melâhat gülmedi, surat astı, ağladı. Nihad onün yanına gitti, saçlarını ok- şadı: — Üzülme karıcığım, dedi, bu vazonun büyük bir kıymeti yoktu. — Nasıl olmaz, ben onu evlendiğimizin İkinci yılman hatırası olarak, saklıyacak- ti — Gene saklarsın.. — Dört parça olarak değil mi? — Hayır, ben demin niçin güldüm bi- Jiyor musun? — Sen benim niçin ağladığımı biliyor musun? — Tabif biliyorum, fakat sen benim niçin güldüğümü bilmiyorsun! — Benim ağladığıma gülüyordun ha- in. — Hayır canım, ben hiç senin ağladığı- na güler miyim., sevincimden — gülüyor- dum. — Vazonun kırildığına güldün değil mi? Dur, biz seninle her işde anlaşırız, fakat konuşmak — işinde anlaşamıyoruz. Ben bir bitireyim, sen on- B Son Posta'nın edebi romanı: 55 e Ah, Şu Paketin içindeki meydana dan sonra söze başla. — Peki sustum. —— Bu akşam Necmi bize gelecek. O- nün sakarlığını bilirsin, sokak kapısından Birip, oturacağı koltuğa gidinciye kadar, etrafında bulduğu birçok şeyi devirir. Devrilen koltuklardan özür diler, kıvır- dığı halıyı okşar, yere düşürdüğü bir çi- çeği kaldırır öper. — Çöocuk mu avutuyorsun sen? — Hayır ciddi konuşuyorum. — Bu mu ciddf konuşma? — Hani sen vüdetmiştin, sözümü kes- meyip beni dinliyecektin? — Dizliyorum peki! — İşte Necmi gelecek, Necmiye bu va- aldık kırildi, diyeceğiz değil — Ne münasebet, ben ona: «Bak bu vazoyu evlendiğimizin yıldö- nümü hatırası olarak karıma aldım. Tam altmış lira verdim> diyeceğim! — Hani vazonun kıymeti yoktu. — Gerçi yoktu. Ben onu z liraya almıştım, fakat © 'nereden hilece — E sonra? — Sonrası.. bu altmış liralık vazoyu yakından görebilmek için sokulunca, ta- bil sakarlığından sehpayı devirecek, va- zo yere düşecek, Necmi mahcub olacak ve yarın muhakkak altmış liralık bir va- zo alıp getirecek. Nasıl iyi değil mi? Melâhat, Nihadın boynuna atıldı — Benim âkıllı kocacığım! * Necmi geldi. Vazoyu göstermek iste- diler.. her zamanki sakarlığile vazonun altındaki sehpayı devirdi, vazo bir kere daha yere düştü. * Ertesi gün Melâhat, Necminin gönde- receği vazoyu bekliyordu. Öğle vakti, Necminin kapıcısı elinde bir paket ve bir mektubla göl m T Hayat! lll Yazan: Nezihe Muhittin — —— Bana Sireti gösteriniz. Ne olur, bir defa, son defa onu göreyim.. Müdür facia göre göre yüzü ve göz- leri derin mânalarla kırışmış orta yaş- L bir adam.. sesinde şefkat var.. genç kıza yürek acısile bakarak: — Ben de insanım kızım -diyor- si- zinle bu kadar uzun konuşmak bile me- muriyetim için bir tehlikedir. Fakat benim de yüreğim var.. ne kadar acı çektiğini görüyorum.. her şeyimi ayak altına alarak sizi bir defa için olsun yüz yüze geti » fakat istemiyor!. Ne yapayım istemiyor ki... miyor öyle mi?,. Beni görmek » artık benden nefret ediyor ç 'ret etsin? Senin ne tak- sirin var a kızım?,. Fakat buraya giren insanların ruhi haletleri derhal deği - gir.. en sevdiklerini görmek istemezler. Bazan da sevdiklerinden bir saniye ay- rılmak istemezler. — Ne yapmalı? Yarabbim! Onu kur- tarmak için ne yapmalı? — Size bir insaniyat dostu olarak söylüyorum.. bu çocuk müdhiş bir buh- ran geçiriyor. Ben artık senelerdenberi tecrübelerimle bu işde âlim oldum.. e- ğer bir iki gün daha devam ederse bu genç mahvolacaktır!. Celile müdürün ellerine yalvarıyordu: — Söyleyin! Söyleyin! Onu mahvol- maktan nası! kurtarmak mümkündür? ğer bir hayat lâzımsa can:mı Vere - Ö, kurtulması için ne yap- satılarak L en me - calsiz; bitkin genç kızı süzdü: — Ne bileyim.. bu genci kurtarmak için kuvvetli bir arka lâzım., Celile haykırıyor: — Anladım, anladım!... Bir - iltimas değil mi? BON POSTn çıktı, Bu bir vazo idi. Melâhat zarfı açtı, mektubu okudu: «Nihadcığım, Dün senin kırılan vazona, çok dikkat etmiştim, onün aynini aradım, buldum ve Kat'iyyen htiyarlamıyan Kadının sırrı 45 yaşında olduğu halde yüzünde hiç bir çizgi, hiç bir buruşuk yoktur. Cildi açık, yumuşak ve bir genç kızınki gibi kusursuzdur. Âdeta bir harikal Fakat, bunun da fenn! bir i - zahı vardır: O da; Viyana Üniversite- si profesörü doktar Stejskal'in şayanı hayret keşfi olan «Blocel» nam cevhe- rin sihramiz tesiridir. «Biocel», yu - muşak ve buruşuksuz bir cild için ga- yet elzem gençliğin tabif ve kıymetli aldım. Sana o vazoyu satan, senden tam | bir unsurudur. Bu cevher, şimdi pem- 52 lira fazla almış, ben eşini sekiz liraya aldım. Selâmlarım. Necmi» YARINKİ NÜSHAMIZDA: Sinirlilik Çeviren; Faik Beremen Neşesizlikmi? (3 - SS 5 - ı"iıi.Fî_/, ) B Üa Neyeziz olmanızıa sebebi kanı- nızi zehirleyen * Torin” lerin vücutta artmasındandır. Bu tehlikeli ** Toxzin ” leri ENO “MEYVA TUZU"” içerek def edi- niz. ENO leziz ve kuvvet veri- cidir. ENO kanınızı temizler, yücuddaki zebirleri atar, neşe- sizliğin ve kabızlı önüne geçer. ENO size sılhatınizi ve küvte- tinizi iade eder “MEYNA TÜZÜ' aht OAT ? O zaman iş kolaylaşır... orum.. tanıyorum., hem şim- di gidip ayaklarına kapanacağım.. Komşu kadın göz yaşlarını çarşafının pelerinine içirerek Cellleyi kolundan tutuyar: — Dur yavrum!.. Zehirden şifa bek- leme! Sana yazık olür! Nereye gidiyor- sun? Genç kız silkinerek kolunu kürtarı- yor: — Onun zehiri varsın beni öldürsün!. Bırak beni nineciğim!., Siret kurtulsun da varsın Celile ölsün!.. Siretin arkadaşı'bu sahneye hayretin Üstünde bir hisle bakmaktadır.. hasta ve solgun kız yeniden can bulmuş gibi kendisini korkuyla bakanların gözleri önünde bir hamlede fırlıyarak koşa ko- şa kapıdan çıkıyor. Celile narin vücudünü kavramış ate- şin hızile sokaklardan koşuyor, koşu- yor, Alev fışkıran beyninde son ve kat'i bir karar kızıl bir demir gibi yapışmış, bitkin vücudünü kıvrandırıyor. Madem ki artık Siret onu istemi- yor! Ondan nefret ediyor, ondan iğre- niyordu.. o da bu menfur vücudünü o- bun halâsı uğrunda çamurlara atacak, ««Münir, genç kızı kefenini parçalıya- be rengindeki Tokalon kremi terki - binde mevcuddur. Siz uyurken o etl - dinizi besler ve gençleştirir. Bu suret- le her sabah daha genç olarak uyanır ve yüzünüzdeki çizgi ve buruşukluk- ların kaybolduğunu görürsünüz. Gün düz için beyaz rengindeki (yağsız) 'Takalon kremi kullanınız. Bütün gi « yah benleriniz erimiş ve cildinizi be- yazlatıp yumuşatmış ve on yaş genç- leşmiş olursunuz. Çirkin tenden kurtulmak, daha genç görünmek, taze ve nermin bir yüze malik olmak için mutlaka hakik? cild unsuru olan Tokalon kremlerini kul- lanınız. Bayanların nazarı dikkatine: Satın aldığınız Tokalon kremi yazolarının büyük bir kaıymeti vardır. Onları bayiinize iade et- tiğinizde beheri için S kuruş ala- çak, ayni zamanda kıymettar mü- kâfatları bulunan Tokalon müsa- bakasına iştirak hakkını veren bir bilet takdim edilecektir. Makara satıcılarının NAZARI DiKKATiNE İstanbul ve taşrada Rust makarası sa- tanlar İstanbulda — Asmaaltında 12 nu- marada Rus Makarası Umum Satış De- posuna müracaatları menfaatleri iktiza- sıdır. Fiyatları öğrenilmesi ehemmiyetle rica olunur. (1059) — Tanıyor musunuz böyle nüfuzlu |rünce şaşırdı. Kinini, kendine göre çek- tiği acıları unutarak onu karşıladı. Eli- le bir koltuğa oturtarak karşısına geç- ti Celile: — İşte geldim! - diye inliyordu - gel- dim artık"! — Safa geldiniz Celile hanım.. zaten sizi bekliyordum. Ne emrediyorsunuz? — Kurtarınız onu!.. Sizden başka bir|terih olunuz! şey istemiyorum. — Fakat benim istediğim şeyler var.. — Söyleyin, hepsini kabul ediyorum. Yalnız onu öldürmeyiniz!. O günahsız genet kurtarınız.. — Bir şartla... yaparım! Celile son kudretile bu hain canava- rın Üstüne atılmamak için kendini tu- tarak sordu: — Şartlarınızı hiç itiraz etmeden ka- bul ediyorum. Münir, genç kızın nefretle ürperen ellerini tutarak: — Bir daha onu görmiyecekainiz! — Zaten ben istesem o beni istemi- yor!.. — Varsın istemesin.. bu da derd mi? Derhal emirlerinizi — Söyleyiniz. Söz veriniz.. bir daha onu görmiyeceksiniz.. ondan bir haber|tirerek Celileye döndü: almak için çalışmıyacaksınız! Ve.... — Oh, rica ederim artık yeter, derhalİniz o!du işte.. kurtuldu... yrak ortaya cıkmış bir ölü halinde gö-lonu kurtarınız. Nisan 29 BZ N A GA Nezle hastalıkların kara habercisidir. Bir kale gibi sizi müdafaa eder! Gripin nezleyi ve gripi geçirir, Baş ve diş ağrılarına, romatir- ma sancılarına, sinir ve adaleler- deki ıstırablara karşı en kuvvetli deva Gripindir. Havaların çok karışık ve tehli- keli olduğu günlerde sıhhatinizi korumak için şüphesiz Gripin kuk lanmalısınız. İcabında günde 3 kaşe alına- bilir. İsmine dikkat. Taklidlerin” den sakınınız. B ER KA ANİ A e Tokad Sulh Hâkimliğinden: Tokadın Ab” dülfettah mahallesinden Behzatta Joran * tacı Bekir oğlu Mustafa ile mahallel mef ” kürdan İbrahim karısı Arife ve kızı Mel Çavuş karımı Bıdıka, pazarda Çöpçü oğlu 5#” lh karısı veİbtrahim — kızı 3 Din Mmahallel mezkürda kâin sağı İb * rahim Çavüş ve Çatal Hasan oğlu Huci İB * rahim ve Mehmed Çavuş ve solu MHehmed oğlu Kadir hane ve bahçeleri af * kam ve cephesi yol ile mahdud tapunun 2f tarih ve 11 numarasnında — mukayyed nısfı Teşrinlevvel 983 tarih ve 91 cild ve numara ile Bekir oğlu Mustafa namına 16f” eli edilen bir bap hanenin satılmak sured” le guyaun izalesine dalr Tokad Sulh Hukuk mahkemesinden verilen 11/11/036 tarih * 615 - 749 N. lu ilâm Tokad Sulh Hukuk mâİ” kemesine tevdi olunmakla cephede iki yafl nmmnmüqımhnodıbirwxn' mağaza ve iki helâ ve her ikisinin gelgeç #” yu ve üst katta iki oda ve 2200 metre mü ” rabbar bahçeyi havi 400 lira kaymetli olduli keşfen anlaşılan bir bap hane — 938 sentil Mayısının 28 inci cumartesi günü saat 12 “ satılacaktır. Talip olanların — pey birlikte Tokad Sulh Hukuk müracaat etmeleri ve 6 gün haddi — Tayıköfi bulmadığı takdirde — 15 gün sonra yani Bf günü taktb eden 938 senest Haziranmın 18 Üü cü pasarlesi günü sâat 3 de Tüalel kat'iştl ferâ olunacaktır. Bu hane üzerinde bir DF kı irtifak fddiasında bulunanların 20 içinde Sulh Hukuk mahkemesine mi etmeleri ve aksi takdirde Iddlaları mesisi — Fakat bir şartım daha var.. Katf edecek misiniz? — Hepsini diyorum size!. EGFİJ kabul ediyorum. Hemen onu kı İ nız!.. Münir genç kızın elinden tutarak Kat dırdı: — Geliniz öyleyse. Telefon bl?’ beraber gidelim. Kulağınızla işitip mÜf Celile sürüklenir gibt yürüdü YA tarafta bir odaya girdiler, Müntr, !:,'. rmetini gösteren bir tavırla telefon şına geçti. Bir dakika sonra ıınzıl' aradığı numara ile konuşuyordu: ' — Derhal emir veriniz mi 'e ğ kadar mümkünse o kadar sür'atle bf muharrir Siret beyi tahliye etsinli — Ne zarar var efendim.. bir gü * vel böyle., bir gün sonra da böyle ıti z mü?.. Ne dediniz?.. Bir SAf7 kadar mı?.. d — Tamam, Demek, bir, nihayet İğ saate kadar Siret bey tahliye bulunacak — değil mi?.. Mülmm'"dş Tamam.. teşekkür ederim.. Allahâ marladık.. öf Münir, telefon âhizesini yerine —İşittiniz ya? - diye sordu - (Arkası