X J Porsölen vazo Çok eski zamanda, gok uzak bir memle- ket vardı. Bu memlekette buğ- dâay başakları altın gibi — sarı, zümrüt gibi yeşil, a- kan dereler — billür &ibi berraktı. Çok ih- tiyar bir adam olan Hakan dünya yüzün- deki bükümdarların en iyi kalblisi, en merhametlisi idi. Her kesin derdi ile uğra- Şır, haklıyı, haksızı hiç yanılmadan &a - yırd eder, fakirlere yardımda — bulunur, kimsesiz çocukları ox kutur, — kuvyetlinin " —— gayıfı ezmesine ta - hammül edemezdi. Köylü, asker, herkes hayatından mem- nundu. Memleket senelerdenberi harb yüzü görmemiş, bütün millet çalışıyor, Tefah içinde yaşıyordu. Hiç kimse bu rahatın bir gün sona ere- bileceğini düşünemiyordu. Bu iyi yürekli hükümdarın çok fena bir oğlu vardı. Ba- basında ne kadar meziyet varsa, oğlu da © kadar meziyetsizdi. Kumar oynar, içki içer, avuç dolusu para sarfeder, önüne gelene küfürler basar, gözüne kestirdi- ğini döverdi. Annesi bile senelerdenberi Oğlunun yüzünü grmemeğe yemin et - mişti. Yavfş yavaş ihtiyar hükümdarın &h - hlti bozulmiya başlamıştı. Artık eskisi Bgibi akşama kadar tahtında oturup mem- leket işlemile uğraşamıyordu. Gitgide kuvvetten düştü. Hekimler yatağından çıkmamasını söylediler. Bunun Üzerine hükümdar tahtım tacını terketmiye ka « rar verdi. Bir gün bütün vezirlerini ya - tağının etrafında topladı, onlara kararını bildirdi. «Ben, dedi, artık bir işe yaramıyorum. Hekimlerim yataktan kalkmamı, çalış - mamı menettiler, Böyle hiç bir işe yarm- mıyan adamın memlekete ne faydası do- kunur ki. Onun için karar verdim, hü - kümdarlıktan çekileceğim. Siz benim ye- rime iyi bir hükümdar seçin. Yalnız size | son bir nasihat, sakın oğlumu benim ye- e - a lardı. Düşündüklerini yaptılar, prens he- men o gece hareket etti, Ertesi sabah saray halkı, ve şehir xi -< leriyle uyandılar. prens peşine taktığı adamlarile kapı- işti. Bu| sarayın önüne gelmiş, nöbet açıp yol vermelerini c emri dinlemiyen nöbetçileri, kılıcını çe - kerek ikiye bölmüş, atıyla iç kapıya ka- dar gelerek, yukarı çıkıp babasından kü- lan tahta oturmuştu. Neye uğradıkları- nı şaşıran hükümet erkânı, birbirlerinin yüzüne bakıp prensin, işin iç yüzünü na- sıl olup da öğrendiğine hayret ediyorlar- di. Prens onların merakını gidermek iç'n izahat verdi: — Sadık uşaklarımdan biri bana olan | biteni ve sizin kurnazca kararınızı ha- ber verdi. Hiç bozmadan, adamlarımla yakın bir yerde konaklayıp geceyi geçir- dim, sabah erkenden işte gördüğünüz g.- bi gelip tahta oturdum. Şimdi bana itaat etmekten başka yapacağınız bir şey yok- tur, İşte 0 günden sonra memlekette rahat namına bir şey kalmadı. Bütün komşu memleketlerle harbler oldu, o kadar çok kan döküldü, asker telef oldu ki çalışa - cak insan kalmadı. Bu yüzden de mem- leket harap olmiya yüz tuttu. Bu sırada prensin yeni bir merakı her- rime geçirmeğe kalkmayın, çünkü o, mil- | kesin başına belâ oldu. Prens Japon por- letin başına belâ olacaktır!» Etrafındaki- | söleninden bir vazo koleksiyonu yapmış- lerin hepsi evvelâ itiraz ettiler, onun göl-|tı. Bu koleksiyondan başka bir şey dü - gesinin bile memleketi her felâketten kö-| şünmüyordu, hep aklı fikri vazoların - Tuyacağını söylediler ama, bir türlü ih-| daydı. Her gün bir gürültü çıkarıyor, va- tiyar Hakanı kandıramadılar, |zoların tozu iyi alımmamış diye uşakları Hakan, hemen ertesi gün, sayfiyedeki | kamçılıyor, birinin yeri biraz değişmiş bir küçük saraya çekileceğini söyledi. Ve- | diye sarayın altımı üstüne getiriyordu. zirleri bir düşüncedir almıştı: Ahlâksız| Bir gün, uşaklardan biri, nasılsa en kıy- prensi nasıl baştan atacaklardı. Babası -| metli vazolardan birine çarparak kırdı. nın çekildiğini duyar duymaz tahta otur- | Prens hiddetten ne yapacağını şaşırmış mıya kalkacaktı. Düşündüler, taşındılar | bir halde derhal idam emri verdi. Bir bir çare buldular. Tâ uzaktaki sınır köy-|kaç saat sonra Prense ihtiyar babasının lerinden birinde, isyan çıktığmı söyliye- cekler, kepdi adamlariyle beraber prensi, isyanı bastırması için, oraya yollıyacak- saraya gelmiş olduğunu haber verdiler, Koşarak aşağı indi, babasının elini öp - tü. Merak ediyordu, acaba babası niçin Peçetelerimiz — için güzel ve şık halka - lar yapmak ister mi- Siniz? Gayet kolay. Size lâzım olan mal- zeme 1 veya 2 san - timetre — kalınlığın -« da bir tahta, bir de Ooyma testeredir. Re- simde — gördüğünüz gibi bu halkalara is- tediğiniz — hayvanın geklini verebilirsiniz, meselâ bir civciv, bir kedi gibi. Dört köşe çizgili bir kâğıd almaz. — Son- ra aşağıdaki resimlerden imi bü kâ - Bıdın üzerinde büyüterek çiziniz. Tah -|törpü ile düzeltiniz. Boyamak işi kalı - tanın üzerine bir mavi kopye kâğıdı bü- | yör: Parlak,bir boya İle ve güzel bir renk yüttüğünüz resmi de bunun üzerine ko-| seçerek boyayınız. yunuz. Kalemle bir kere üstünden çizi »| Meselâ civciv için açık sarı, kedi için niz, resim tahtanın Üzerine çıkmış ola -|siyah veya gri iyi gider, Ortasındaki de- caktır. Resim tahtanın üzerine çıktıktan | liğin içini kurmızıya boyarsanız güzel o - sonra, etraf çizgilerini takib ederek tah-|lur. Gözleri ve tasmayı ince bir fırça ile fayı oyma testeresi ile kesmeğe başla -| yaparsınız, yınız. Kestikten sonra etrafını ince bir İ 3&7 ğ | Meraklı ve Faydalı Vahşi insanlar Dünyanın — en vahşi insanları A- vustralyada — bir kabilenin zencile- ridir. Bir çok yer- lerde tedkikat ya- pan ilim adamları onlardan daha vah şİ insan bulunma- dığında ittifak et- mişlerdir. — Fakat bu insanlar da yavaş yavaş terbiye edi- lerek vahşi hallerinden vazgeçirilebilir. Si e 22872 cildlik ansiklopedi 1407 senesinde Çince hir ansiklopedinin son cildi çıkabilmiştir. Bu ansiklopedi| tam yirmi iki bin sekiz yüz yetmiş yedi cildliktir. e Dikiş yüksüğü Dikiş yüksükleri - ni pek yeni bir i -| cad zannetmeyi - niz. Bundan asağı yukarı 200 sene tagilterede | edilmişti, oradan evv icad Dünyaya yayılmıştır. gelmişti. Nihayet Babası gelişini söyledi: «İşittim ki, dedi, en kıymetli vazoların - dan biri kırılmış, keder — içindeymişsin, dayanamadım, bende bu vazoyu tamir et- mek için bir ilâç var, haydi beni oraya götür de tamir ed n>. Prens sevinçle | babasının önüne düştü, vazoların bulun- | duğu odaya girdiler. İçeri girer | bahası elindeki sopayı kaldırdı, bütün vazoları kırdı. Oğlu, gözleri faltaşı gibi | açılmış «baba ne yapıyorsun» diye ba « ğırınca ak saçlı başını kaldırdı. «Ne ya- payım, dedi, düşündüm ki bu vazoların her biri bir insanın hayatına malolacak, hepsini karmak daha İyi. Haydi şimdi emret, beni idam etsinler». Babasının bu fedakârlığı karşısında oğlu öyle büyük bir vicdan azabı düydu ki, derhal diz çöktü ve babasından yaptığı fenalıklar için af diledi. O günden sonra genç kimse şikâyet etmez oldu. girmez, hükümdardan ** KUŞUM Kuşumun saka adı, Vardır iki kanadı. Kafesinde oturur. Çıkar tünekte durur, Öter öter hep öter.. Neler neler neler der. Uyandırır her sabah, Güldürür beni kah kah.. Yemini ben verir'm, Suyu değiştiririm.. Temizlerim dikkatle, Kalmaz bir tek toz bi «Biraz hava al» diye, Asarım pencereye.. Çok sevin'r o zaman, Öter öter durmadani Su içer, yemini yer., Açık havayı sever. Kuşumun adı Saka, Daoayamam baka baha! — * * — Teyzemin — evindt koltuk yok ama benili lm var ya, ben koltul Tatmasım da bi — Antreyi nasıl güzleme- Biyim?.. Şimdi buldum. Ora- ya şık bir koltuk koymalı! — Yıldız, bugün kibar bir malsafirimiz gelecek, anire- yi güzelce süslemelisin! — Peki teyze! — Arkasına da saplı ©Dr- — Kibar misaftr gayı köyup Gzerini ürttüm —oturacak defü ya, mü oldu bir koltak. ranneder, "örür, geçef İşte bu masayı tarsine gevirir koyarım. İnsan böy- le şeyleri bilmeli! — Buyrun bayan! Teyzem — Bu koltuk da çok hoş, — Balona buyurun, Of| de sizi bekliyorda. Buyuru- Yoruldum, gurada oturup oturursanıs daha rahal | nuz, böyle büyurunuz. dinleneyim. Yıudız — Kibar Bayanın burnult garptığına mı yanayım, yoksa te) - mahcuhiyetine mi? — Aman kemiklerim kırıldı, bu naal kotukmuş, bir daha evinize gelmiye töbe- ler töbesi. ENİ Ressamımız, — tar - lasında çalışan — bir köylünün — resmini yapıyordu. Resim bitmek üzere idi. Fa- kat tam o sırada res- samımızın bir işi çık- tı. Köylünün elinde tuttuğu iş âletini re- simde — gösteremedi. Bakalım siz bilebile- cek misiniz? Bu & - dâmın elindeki — âlet ne olacaktı? Ve bu av dam ne yapıyor? Bi- Jirseniz resmi — kesin ve altına yazıp - bize gönderin, Bir kişiye bir futbol topu, bir kişiye madeni kaplı şık bir. masa — blok notu ve diğer yüz ki- şiye de Son Postanın küçük — okuyuculara için yaptırdığı hedi- yelerden — vereceğiz, bilmeceye cevab ver- me müddeti on beş gündür. Bilmece cevabını bize gönderdiğiniz zarfın «Bilmece» kelimesini ve bilmecenin gazetede çıklığı tarihi yazınız.