16 Nisan * < Yazan: H. Hü Halk Şu'nun zulmünden “.: Şu, babasının yerine geçince: Vo.Yi ilâ Biraktı! _-:"“Mm düşüncesini tahakkuk ettir- %:'huşı-m sarayında, hayallerdeki k_m.' rekabet edecek derecede mü - ttit Ve güzel bir cennet vücude getir- Buranın da harileri, yulmanları, Cehennem köprüsü İmparatorluğunun — son evl.idıl SON POSTA Hancıoğlu İki uzun yıldır. &- lüm kasırgalarının e- t &e ese pembea ufkunu kavruk, çorak bir cee vatan bekcileri, o sa- bah kötü bir. haber almışlardı. Yıllardır wvatan yollarının bu en yakın kapısında, kuş uçurtmaz bir dik- gehirleri terkediyordu katle içeri kaymak Şimdi evlere hücum ediliyor; çarşılar- listiyen düşman tek- dan, pazarlardan, insanlar toplanıyordu. |ntlerine meydan o- 'Tüccarlar dükkânlarını açamaz hale gel- |kuyan yiğitler, al- mişlerdi. Halk, kafile kafile bu Raddarın | dıkları bu habere ça- elünden kurtulmak için dağlara kaçıyor- İşıyorlar, bir türlü du. inanmak — İstemiyor- Münevverler, bu zulümden kurlulmak lardı... için bir tek çare düşünüyorlardı. Bu ça-| —Aldıklarâkötü h - re de, bu havalinin gerbindaki Türk di-| ber şuydu: Bolayir önündeki kayveçılar, haberin asılsız olduğu şaylalarını tekzib etmişlerdi !.:%ll havuzları, gölleri, danizleri var- Te larının al yer yer çalgıcılar eştirilmişti. Binbir çeşid koku neş- yyarında adaletile şöhret bulmuş 'Türk ha-| — Marmaraya bir kanı Şu-U'ya dehalet ederek onun mü -| düşman tahtelbahiri girmiş! dahalesini rica etmekti. 'Türk bududlarının iç denizi olan bu rini bulmak, tutmak veya batırmak için| İngiliz kabinesinin harbiye nazırı ve icab eden her türlü feragat ve fedakâr- | başkumandanlık sıfatlarını nefsinde t in Büller, çiçekler; ve sonra bunların fida dolaşan ilâhlar ve ilâheler mev- fc'x"ş Cennetin tam ortasında kendisi n iİnşa edilmiş bir taht bulunuyor, iki Ahitda, karısı ve gözdesi için kurulmuş ©r küçük tahtlar duruyordu. Bunlar m“"'üü:r. yakutlar, elmaslar, pırlantalar, de süslenmişti. Bütün bunların arasında imparator Şu, İendisi en büyük ilâh ve karım Ta-KI yi e en büyük ilâhe olarak lân etmişti. İrıhp de boeraber olduğu halda, kadın Eekek, herkes çırçıplak danseder, Şu bun- sarhoş kafasile seyrederdi. Onun bü- zevki bu cennette yaşamak, buriler, Bulmanlarla hembezem olmak, şarabla ve beyhuş sızmaktı. Şu, babaları derecesinde gaddar ve za- ::ıdi— Kendisine bir gün insanların kal- İN nasıl olduğu sorulmuştu. Bunun :_:"hn verebilmek için veziri Pi-Kan'ı dme göndermiş sordurtmuştu. Vezir — Haşmetmeab insanların kalbletinde varmış! hw Bözlerini açmış hayretle dinliyor- Z e galeyan etti: '_ı— “!lüy_ıııı'ı! ":&hh ben değil, beni yanıma gön - Slim söyledi, dedi. î.h. Ta-Ki de söze karıştı: "'ım.hh"'*'“ olup olmadığını öğ - dar güç bir şey değil ki.. T Nasıl? eV NT YEr Hş_"" o'ac:î bizzat vezirin kalbini lş Şu, bu buluştan meminun gü- hîw;“l Bir yılan ağrındaki dişleri andı- - Böstererek: ee Vi , hoş bir fikir değil mi? er:ı?' _:'"" içinde kalmıştı. Kekeli - tak: i':ı.,u""" Hnetmcab bunu bir vezir üzerle- Ka; Hasıl olabilir? diyebildi. Tüyongat Ta-Ki çirkin kahkahalarla gü - h;d, *hin kalbin diğerlerinden daha sağ- Ti 7 da onun için! Sülüşo imparator da iştirak etmiş- ".;.. tlin, vezirin kalbini çıkarın. Ba - Zavağltl delik var mı? diye bağırdı. tek ah vezire kendisini müdafan ede- bile bırakılmamış, hemen o - k işe Gen V kalbi çıkarılmış, Allahlık iddiz &- konmanldar hükümdarın gözü önüne titç * Bu kalbi bir müddet tedkik * lq.__"“"'u kalbi deliksizmiş, dedi. Bap- Betirin! wîî'k Sarayın önünden geçen berkes, Mlm.' Çocuk tutuluyor, kalbi çıkarılarak 'ol;g:d""' önüne konuyor, o da bir ı.m_sfnl bunları muayene ediyordu. Ve ö bir gün zarfında yüzlerce za » ’.qı Ürülmüş, hiç bir kimse o taraf - ı 'N geçemez olmuştu. Halkın, Türk hakanına şçikâyete git -| gölcüğe nasıl olur da böyle bir düşman tikleri haberi sarayın cenneti içinde gök gürültülerile karışık bir patırdı husule getirmişti. Şu, kudurmuş gibi bağırıyor, karısı Ta- Ki bir kaplan gibi çırpınıyordu: — Şu! diyordu. Türk hakanına şiklyet teknesi girebilirdi? Payitaht kapıları- nın merd yaradılışlı, aslan yürekli te- miz bekelleri, bunu kendi dikkatleri i- çin bir ayıb sayıyorlar her yürekte kö- püklenen bir kin, yuvarlandıkca büyü- yen bir kar topu gibi ssatler geçtikce etmeğe gidememek, onun ellerini, etekle. | 4rtryor;bu mikrobun tutulması, boğaz ile payilaht arasındaki yolun emniyet altına alınması için çareler düşünüyor; tertibat alınıyordu. Mıntaka kumandanı Liman paşa dikkatlerini — artırmalarını lığı göstermekten çekinmiyeceği ma-|cem'eden Lord Kiçner bu işin en kısa lüm olan torpido filotillâsı kornodorlu- İhal çaresini şöyle buluyordu: ğunun derhal tertibat alarak takibe| Osmanlı imparatorluğu -her türlü İ- başlaması» nı da ilâve etmişti. dareye rağmen- saltanatın mutlak âr- Ertesi sabah, erkenden toparlanan | zularına tâbidir. Saray, bu memlekette Taşoz, Basra, Yarhisar destroyerleri|her müesseseden üstün, her teşekkül. Marmaraya açılmışlar, yeni vazifeleri-|den yüksek tutulur. Hükümetin aldığı ne başlamışlardı. bütün tedbirler; verdiği her türlü ka- e rarlar sarayın mürakabesine tâbidir. i SEİNE Sultanların karakterlerine gelince; ken- _Us:n:m.ı unpara:c_)rlı'ıgu büyük barbe| g; sandalyelerini tehlikeye düşüren hâ- girerken o zamanki imparatorluk do- İ iseler karşısında hassas, ve fevkalâde nanmasını yetiştiren İngiliz talim beye çekingen bulunurlar. Bu ülkede mu- ti veisi Amiral Limbos (paşa) sadarete | vaffakiyot için sarayı ya elde etmek ve yeni bir ordu emri çıkartmış, lübiye toplarının tavsiye etmişti. Ayrıca boğaz mıntaka- sındaki Osmanlı donanmasının deströ- yer filosuna da donanma kumandanlığı (kanalile tebliğ edilen bu emirde maym tarlalarının iç ve dışında datmi bir ta- rassud nöbeti yapılmasını, bir muhri- İbin bu sularda dolaşarak karako! hiz- metinde bulunmasını istemişti. İki gündür karakol devriyeleri gece igündüz bu mıntakada dolaş:yor, mayın hatlarının aralarındaki gizli geçidleri sıkı bir göz hapsinde bulunduruyar- du... İki gün süren bu araştırmalardan rini öpernemek için, bütün halkın ayaksız (çonra Marmazada gizli denizaltı korsa- İmparator kaçıyordu, fakat mereye gidecekti? ve cisiz kalması lâzımdır. minm vücudünden hiçbir. koku sezil- Alık hükümdar da bu fikri tasdik edi -| momesi, yavaş yavaş bu fena haberin yerdu; İyalan olduğu kanmatini doğurmağa var karıcığım! Öyle yapa- (haşlamıştı. Hattâ, Bulayır önlerinde Lım! kendilerin! görünce suya daldığını iddia — Bu Işi bana havale eti eden, ve tahtelbahiri gözlerile gördük- — Poki sen yap! Sen böyle işleci be -|Jerini yeminlerle söyliyen balıkcıların cermekte mahirsin! rüya gördüğüne inanılmıştı. Fakat; işte — Gör bak, neler yapacağım.. © akşam, Erdek kıyılarında balırılan bir Kraliçe hemen işe başlamıştı. Cennetin İmotörün nasılsa kurtulup karaya çık- kenarında, büyük ve geniş bir arazide |mağa muvaffak olan bir tayfası, bunun kömür yakabilecek büyük bir çukur yap- tırdı. Üzerini ince demirle ördürdü. Bu'ği molörlerini bir torpille batıran tah- demirin üzerine tutunabilmek için 82 - |telbahiri mumarasına kadar gördüğü- mir çubuklar diktirdi. Bu iş için tamam nü söylediği zaman iş anlaşılmış, bu gö- ö Bu zaman zarlind& İze görünmez düşmanın korkusu Mar- Aki ay çalışılmıştı. . lardı, Halk da be -| mara havzasına yayılmış, açıktaki mo- Te p n a nn işile gücile |törler kıyılara kaçışmışlar, kenar Ti- mancıkları heyecan kaplamıştı. Bahriye nezâareti de Marmarada bir tamamile bazırian -| Türk motörünün bir tahtelbahir taar- mini taktığı bu yer kılmağa baş- | ruzuna uğradığını ve batırıldığını haber kömürler atılarak , mıınuı:tı. UBP: ;n gün devam etti. alınca bu hâdiseye ehemmiyı! vuîı; halini almıştı. | donanma kumandanlığına — gönderdi; Dairler GS bir emirde, Marmaradaki bu gizli düş- bilirdi. Yanındaki cen- BERŞE huriler, gutmanlar gı—'mın sefinesinin meydana çıkarılmasını, için de her şey | tutulup imha edilmesini bildirmişti. artık emarini| Dananma kumandanlığı boğaz sula- rında bulunan deniz kuvvetlerinden a- sın, şehirde kadın, er- yırdığı destroyerlerine ayni emri tebliğ buraya getir- ederken: «Osmanlı imparatorluğunun biricik edilmişti Sayısı bi - iç denizine giren bu düşman tahtelbahi- bür, halk Hütlesi, h- (* Alman Liman Fon g generallerinden köptTüsünün Ya- Ç nder Ozmanlı müşirliği ile orda müfettiş- lğine getirilmiş; ve dütün dikkatini bu mın- nete de şarablar, tirilmişti. Zevk ve eğlence hazırlarvwestr Kraliçe de verebilirdi: —Askerler çık: kek, çocuk kimi bulurlarsa sinler! Bu emir de infaz linmiyen kalabalık baçlar altında cehennem bir muhtıra vermiş; bahriye nezareti bu kanalla her işe hâkim olmak, yahud kanalile hükümete giden bu muhtuıra-|da sultanı tehdid ile neticeyi elde et- da: «Eğer, Osmanlı imparatorluğu dün- yayı tehdid eden yakın harb tehlikesi karşısında bitaraf kalmağı bırakır da muhakkak muharebeye karışmağa kal- kışırsa, itilâf devletlerinin tarafını il- tizam etmelidir, Alman fikirlerine uyu- lur ve bu harbe Almanya - Avusturya ittifakile birlikte girilirse netice ne o- mok lâzımdır. Sultan, memleketin ecnebi işgaline Hğramasından çok korkar; çünkü işga- H, netice itibarile kendi sandalyesinin devrilmesine, hiç olmazsa salâhiyetle- rinin tahdidine ve memleket bünyesi- nin uyandırılmasma çevrili sayılır ki bu da padişahın hiç işine gelmez. İngiltere devletinin menafii aleyhine kursa olsun muhakkak imparatorluğun bugün harbe karışmış olan Osmanlı im- aleyhinde tecelli eder; ve bu . tecelli| , Aratorluğunu bu işden caydırmak ve hüsran ile nihayet bulur.» demişti. bir münferid sulh akdettirmek için en Fakat hükümeti elinde iyi çare sultanı, İstanbulu işgalle teh- (İttihad ve Terakki) partisi, bu muh- | 4(4 etmektir. Binaenaleyh, İngilterenin tıraha ehemmiyet vermemiş ve beyeti, Göben ile Breslavın donanmasına iltihakını müteakib Lon- draya dönmüştü. İşte bu sırada Osman- sayı topa tutmuş, Rus filosile çarpış- mış, Osmanlı imparatorluğunun harbe girmek hakkındaki fikirleri henüz ta- savvur halinde iken bu emrivâki üze- rine Rusyanın tlânıharb kararını kabul etmiş, ve ittifak büyük kan ve ateş davasına karışmış- &. Alman ve Avusturya kuvvetlerini Orta Avrupada Z İkuvretli donanması - casusların verdi- ği malümata göre - zayıf istihkâmlarla örtülü bulunan Çanakkaleyi tazyik e- derse kolayca buradan geçer ve İstan- bul önlerine vararak Boğaziçinin serin gölgeli sularında demirlerdi. Bu demir- Teyiş, sultanı korkutmağa ve hükümeti henüz eline geçirmiş bulunan İttihad ve Terakki fırkasın) yıldırmağa — kâfi gelir; Osmanlı imparatorluğu çaresiz kalarak istenilen münferid sulhu İngi- devletlerile birleşerek | Z menfaatlerine uygun olarak imza- lamağa razı olurdu. İşte bu kararı verdikten sonra Akde- nizde, Malta üssü bahrisine istinad e- den — İngiliz — filosunu takviye İ Z ; hareket eden İngiliz - Fransız - Rus -Jeden başkumandan 23 birinciteşrin Belçika ve Sırbistan hükümetlerinin | '30 da başlıyan boğaz tazyiklerine de müşterek orduları, muhtelif cebhelerde| VaAm etmiş, müttefiklerle harbe tutuştukları sırada gerek Baltık yolu ve gerekse Avrupa kara tariki ile ittisal hattımı kaybeden Rus - İngiliz münasebetlerini temin e- decek tek yol Karadeniz-Marmara- deniz yalu kalmıştı. İngilterenin bütün gayretlerine rağmen Osmanlı impara- torluğunun Rusya - İngiltere aleyhine harbe girişi, bu yolu da kapatıyor, Rus- yanın müttefiklerile münasebetler; çok güç bir safhaya giriyordu. İşıe bu düşünce, Osmanlılar aleyhin- /de galeyan halinde bulunan İngiliz ef- kârı umumiyesini tahrik ediyor, İngil- tere hükümeti evvelâ Osmanlıları harb- den vazgeçirmek tedbirlerini araştırı- yordu. B iş, # mart tezyikı da akim ka- Jınca, $ mart 1331 günü umduğu ka- dar zayıf olmiyan ve kudretlerin en büyüğünü, kuvvetlerin en yenilmezi- ni gösteren Çanakkale müdafilerinin karadan mağlüb edilmesini tasarlıyarak Çanakkaleye asker çıkarmağa teşebbis etmiş; çıktığı topraklarda ya gömülmek yahud da Türkün heybetli sillesinden canını kurtarmak için köstebek gibi toprak siper çukurlarına saklanmak mecburiyetinde kalan itilâf kuvvetleri- we mensub fiırkalar da bir adım ilerli- yememişlerdi. — * (Arkası var) ö erayaı I Çocuk insanlarım çiçeğidir. Sevinlz, kok- Yayınız fakat öpmeyiniz.