Hâdiseler Karşısında | ahvede, sokağa bakan pencere - K nin önündeyim. Elimde bir ga - zete var. Serlevhalara göz gezdiriyorum; işte bu garib: «Somada bir dilencinin kulübesinde çu- vallar dolusu para bulundur. ”— Hele serlevhanm altındaki yazıyı da okuyayım! «Burada bir — Allah rızası için bir kuruş verin! Yazıyı okuyamadım. Başımı kaldırdım, baktım. Saçı sakalına karışmış, üstü ba- şi yırtık ve kirli bir dilenci avucunu aç- miş karşımda duruyor. İşte onlardan biri daha. dime soruyorum: — Acaba cebinde kaç parası var, Gene kendim cevab veriyorum: Her halde bir kaç yüz lira! — Ya evinde? — Belli olmaz, evinde değilse de ban- kada; bir kaç bin, bir kaç yüz bin Jirası saklıdır. İçinde oturduğum kahvenin ma? bi belki odur. Karşıdaki muazzam apartıman belki Oonundur. Kendi ken - sahi- DİLENCİ Biraz evvel geçen lüks otomobil belki cnun otomobili idi. Lüks otomobildeki şahane giyinmiş, şe hane kadın belki onun karısıydı. Gene kendi kendime soruyorum: — Bugünkü kazancı acaba nedir? Düşünüyorum: — Elli, yüz, yüz elli, hayır hayır bin. Hem de kutuş değil, bin lira O şimdi istese neler yapmaz ki: En iyi terziden giyinebilir. En pahalı lokanta- da karnını doyurabilir.. En eğlenceli yer- İ peşisıra koşarlar. O şimdi istese bana en büyü | m: yapabilir. Yakama sarılan alacaklılar- dan beni kurtarmak onun içi değildir. Yüzüne bakıyorum.. Avucu açık, ilk sözünü tekrarlıyor: — Allah rızası için bir kuruş verin! Bir kuruş çıkarıp uzatıyorum. Fakat! böyle yaparken ceketimin önünü ilikle yip, bürmetkâr bir tavırla elimi uzata - rak: i Allah rızası için, bana beş yüz lira güç veriverin! dememek için kendimi zaptediyorum. İsmet Hulüsi | Bunları biliyor mu idiniz? | Çinlilerin sevdikleri garib yemekler Çinlilerin en çok sevdikleri yiyecek- lerden biri de kok- muş yumurta ve köpek (| balığının kanadlârıdır. Bu balıklar o tutulur tutulmaz balıkçı lar tarafından ke- silir, tuzlanır, tu! güneşte kurutulur. Çinlilerin çorba için pek beğendikleri bir maddei iptidaiyedir, ç yuvası da, * Erkek hayvanların dişilere karşı yaptıkları cilveler Erkek kuşların dişilerine yiyecek taşımaları (Oonun ihtiyacını (gider. mek maksadile de- ğildir. Sadece he- Şuna gilmek eme. iledir. Ayni hal bazı böceklerde ve örümceklerde de Almış bin franga satılan nadide! bir gül fidanı Geçen sene Sak- sonyada nadide bir gül fidanı 60 bin franga satıl - mıştır, Bu rakam, çiçekçilik âlemi - nin son senelerde rekorunu teşkil et mektedir. Maa- mafih bundan iki sene evvel Boston lu Mister Lavson iki cins karanfil - den birine (170) bin, diğerine de (150) bin frank vererek almıştı. k Uyku hayat için gıdadan daha mühim bir unsurdur Zihni ve bedeni her türlü messiden kendini kurtarabilmek ve arasıra yalnız su İle gıdalanmak şartile bir insan azam! üç hafta yaşıyabilir. Hiç uyku uyuyama- dan ise sekiz günden fazla yaşıyamaz. * At yarışlarının tarihi Şarkla hangi tarihte başladığı tesbit edilmemiştir. Fakat garb memle - ketlerinde ilk at yarışı 1726 da ve bir bâ- his üzerine az galiba müşâhede edilmiştir. Fakat sulu minta- kalarda yaşıyan bir nevi sinek vardır ki dişisine kur yapmak için getirdiği yiye- ceği, hayvanın etrafında ahenkli bir dan- $a tutulmak suretile parça parça sunar, Okuyucularıma Cevablarım.. *M, Ke ya Tam beş ay evvel bana şöyle bir mek- tub yazmıştınız: — Parzediniz ki, hayatta İyi bir mevkie sabibainiz. Fakat gönlünüz hasta, öyle bir kadını seviyorsunuz ki, evlidir, bir de ço- tuğu vardır, onun tarafından sevildiğinizi de biliyorsunuz, ne yaparsınız? demişti- niz. Ben de: — Ben gönül bahsinde «bissei şayiasdan hoşlanmam, satırlarile başlıyan bir cevab vermiştim. Bugün elime geçen ikinci mektubunuz- da bana bu hâdiseyi hatırlattıktan son- ra: — Derdim yanlış anlaşılmış, evli olan kadın değil, erkektir... diyorsunuz. Buna rağmen meselede değişiklik gör- müyorum. Ben kadını daha ince, daha te- mix, dabâ hisli bilirim. Muvakkat bir za- man için «hissesi şayla» ya yaklaşan erkek vardır, kadına daha ender rastgelinir. “ şmektubunuzda verdiğiniz tafailâ- © ta gelince, dalgınlık eseri hirkaç kelime — unutulmuş, ir müsbet ile menfi de Xİ En çok tokessir. eden hayvanlar Memeli hayvanlar arasında en sık te- kessür eden hayvan tavşan, kuşlar ara- sında ise güvercindir. ayni cümlede bağlanmış. Kat'i bir fikir edinemedim. İsterseniz tekrar ediniz: e Ankarada Bayan F. K. ya: Yüzde kezzab lekesi. çıkmaz, deriyi büzmüş, hüceyreleri yakmıştır. Buna mu- kabil derinin lekeli kısmını kesip çıkar- mak, yerine vücudün bir başka yerinden alınmış bir parçayı eklemek mümkündür. Doktora sordun, böyle söyledi. Fakat ö- nünüze çıkan ilk döktora yaptırtmanızı tavsiye etmem. Mülehassis bir operatör bulmak lâzım, o Bayan M. D.ye: — Erkek hodbinlik ediyor, derim. Bir defa baba olmak zevkinden kendisini mahrum bırakan âmilin kadında olduğu- nu nereden biliyor? Hangi doktordan hü- küm almıştır? Hükmü hangi mütehaasısa temyiz ettirmiştir? Mektubunuzda hiçbir kayıd olmadığına göre ortaya atılan «indi bir mütalen» olacak. Bunun harisinde si- zc kadının anne olmak şerefinden ve zev- kinden mabrumiyelinin -kendi #shasın- da- yüzde doksan ârarl olduğunu söyle- mek isterim. Ekseriya baslt ameliyata te- yakkuf eden bir meseledir. Tedkik ediniz. TEYZE lerde gezebilir. En güzel kadınlar onün | işten bile İ SON r Posta İngiliz meclisinde tokat yiyen mebus hastalandı Avam Kamarasının geçen pazartesi hararetli bir müzakere esnâ- sında, bir arkada- şından sol yanağı na müdhiş bir to- kat yiyen mebus Bower — birdenbi- re hastalanmıştır. Doktorlar, sol ku- lağını, beynini ve içtimsında, kafa t . ee 2 asını muaye | ne etmişlerdir. Me busun o hastalığı devam etmektedir. Doktorlar, hastalı- fı lâyıkile teşhis edememekle bera- ber, kendisinin yanından tadırlar, ayrımamak- İngiliz denizaltı gemilerinde bir sultan laskat ve Amman sultanı İngiltereyi resmen ziyaret etmiştir. Medeniyet icab- larının bütün vasıtalarını inceden ince- ye tedkik eden sultan, tanklarla gezmiş, denizali gemisine binmiş, manevralarda bulunmuş, amiral gemisinde de şerefine büyük bir ziyafet verilmiştir. Pariste hazırlanan enteresan bir sergi Pariste dünyanın en garib bir sergisi hazırlanmaktadır. Bu sergide kurşundan yapılmış 20.000 asker teşhir ndilecektir. Kurşun askerlerin en meraklı koleksi- yoncuları zannedildiği gibi çocuklardan ibaret değildir. Âlimler, siyasi şahsiyetler, diplomatlar vesaire kurşundan askerlere çok düşkündürler, Bunların hepsi bu ser- gide topladıkları her devre aid bütün as- ker ve silâhları teşhir edeceklerdir. Bu! suretle sergide bütün dünya ordularının silâhları, kıyafetleri, teşkilât vesaireleri görüleceğinden herkesin fevkalâde alâ- kasını celbedecektir. Hamburg'un Viyana kızlarına hediyesi Hamburg şehri, Viyana kızlarına 900 çift ipekli çorab hediye etmiştir. İD EDEB Yeni bir roman: Kürek cehennemi l Yazan: Halid Fa İşte bir roman ki içinde ne aşk şairanelik! Buna, sadece, ızlırab çeken sefil insanların sonu gelmez bir bedba! lık destanı diyebiliriz. Flnubert'in ölçülü realizmine ve Emil Zola'nın insana çok! defa hayattan ve insanlıktan nefret his- si veren natüralizmine karşı bu modem eserde, bu Kürek Cehennem'inde, (*) yalnız, dehşetle karışık derin bir mer - hamet duygusuna kapılıyorsunuz. Ka - tillerin ve hırsızların cehennemi bir çark içinde döndükleri kürek hapishanelerin- de çarpan kalbler, her şeyden evvel, ha- yatın insafsiz bir darbesile vurulmuş bi- çarelerdir. Hepsine ayrı ayrı acıyorsunuz ve bütün bu ahlâksızların hangisi öte- kinden Insanlıkça daha farklıdır diye dü- şünüyorsunuz. Günden güne, aydan aya, yıldan yıla çoğalan ve bir türlü teskin edilemiyen ihtiraslar gittikçe bir kızıl alev kesiliyorlar. Artık hiç birisi şuuru- na sahip değildir. Karınları daima aç veli etleri dalma ateş halindedir. En tabii ih- tiyaçlardan mahrumiyet onları yavaş yâ- vaş birbirlerini yiyecek, birbirlerinin kanıma ve ırzına susıyacak bir hale geti- riyor. Hayvanlaşıyorlar, zalim ve aiçak kesiliyorlar, Ve eseri okurken çevirdiği-! niz her sayfa ayrı bir ok ucile ciğerleri-| nizi kanatıyor. Vâkıâ kendisi de bu ce - hennemin içinde on yıl çürümüş olan İtalyan müellif, bunun mes'uliyetini ba- zan bu düşkün eşhastan bir kısmma yi ler gibi görünüyorsa da hakikatte bir çok sayfalarda cemiyeti mes'ul tuttuğunu gizliyemiyor. Öyle ki bu roman, bütün bü acıklı safhaları ve tahlilleri içinde en açık manasile cemiyetin bilerek veya bilmiyerek işlediği haksızlıkların lâne - ti ile düğümleniyör. Hüseyin Cahid Yalçının kalemile lisa- nımiza çevrilen Kürek Cehennemi'nin müellifi Tullio Murri, eserindeki her hâ- dise ve mükâlemenin aynen hakikat ol- duğunu iddia ediyormuş. Hüseyin Cahid Yalçın da bunu tasdik ediyor, Hani tas- dik edilmiyecek gibi de değil! Çünkü e- serde öyle karanlık ve karanlık olduğu kadar sürükleyici bir hakikat akışı var ki bunda hayalin hissesi ile hayatın öz inti- balarını ayırmak güçleşiyor. Zaten bü - na İüzum da görmüyoruz. Kürek mah - kümlarının içinde kendisi de yıllarca ya- şamış ve ıztırab çekmiş olan Murri'nin cürmü nedir? Hakkındaki rivayetlere ba- kılırsa hemşiresi ile birlikte ve bir baş- kasının da yardımı ile eniştesini öldür - müş.. siyasi bir sebebden dolayı.. Sonra bir skandal halinde bu koca ve enişte ka- tilleri muhakeme edilmişler, Netice idam hükmü olmadığına bakılırsa ortada Mur- ri'yi ve hemşiresini mazur gösterecek se- bebler de olmalı. Eserinde katilleri bil - hassa meşru katilleri hırsızlardan ve dn- lardırıcılardan üstün hislerle gösterme - sinde ihtimal ki kendi vaziyetinin, kendi cürmünün de bir tesiri vardır. Maamafih eserin, ruhlara ürperme veren realitesi karşısında başka realiteler aramağa ne lüzum var? Eserin kuvveti her halde mülessiri düşündürmiyecek kadar derin ve geniştir. Romanın kahramanı Cesarino genç, gü- zel ve kürektekilerin bu yaştakilere ver- dikleri isimle «tüysüz» bir delikanlıdır ve onun asıl cehennemi de ba yaşı ve yüzünün bir kadın cildi kadır beyazlığı ve nerminliğidir, Etrafında halkalanan ve gittikçe sıkışan ihtiras okasırgasından ©) Kemzt kütübhanesi, Flatı 50 kuruş. | Bacahsızın maskaralıkları : ar, nefX “İki okuyam bir tütsü gibi sarıyor. İYAT Ari Ozansoy ne ile, hangi kuvvetle koruyüğl ysiyetini korumak istedikçe & İl dümeni tutun da en miskin mas) Jkümlara kadar herkesin tehdidi ve # l mü ohun üstünde toplanıyor. Bilhassâ ği) tira bu cehennemin en müdhiş silâhiğii ve alnına böyle bir iftira ile yapıştır namussuzluk İekesini Cesarino, üstüste ne değiştirdiği hapishanelere de yapiğğ kan bir bataklık çamuru gibi berabe” türüyor: Çünkü ii ile de olsa bu © çuruma bir kere iyi bun dan kurtuluşu y: i şöhteti de, her ri ii gar rın sadece fenalık etmek için hariçi İdiğer hapishanelerde yaptıkları dedikö üzünden kendisinden evvel git? mektedir. İşte Kürek Cehennemi'nin batlında bu ızlırab ve dehşetin, bir anasina hasret yaşıyan Cesarino'daki Jen mukaddes sevginin yürekler parala ti tahlilini buluyoruz. Sonra ne tiple ne kürek tipleri, Yarabbi! Hayatta bir 8 saadeti, bir tek sevgisi bir saka kuşu mahkümun hikâyesi gibi... Bir gün alçak ruhlu bir gardiyan İkuşu öldürüyor ve zavallı mahküm | cuğu gibi sevdiği kuşunun öldürüldüği işitince kendini asarak intihar ediy n Müdhiş derecede realist kürek sahnelsfi arasında bazan böyle derin bir şiirle, #88 | kat hazin bir şiirle örülü sayfalar da YAĞ Hek | mahtümların bir isyan gününde dari çıkarak, uzakta kiras bıraktığı ya rusuna kavuşmak hırsile kendisini bir boşluğa sarkıtan ve düşüp parçala ran Moto Perpetuo'nun ölümü,. İşte 8 serin tahkiyesinden bir misal vermek iğ © babın ortasından ve sonundan bazı p çaları buraya naklediyorum: suw Filhakika, Moto Perpetvo dama * manmağa muvaffak olmuştu. Hiç gözü görünmeden, sokağa inm çin ça grrini mış olduğu noktaya kadar gitmişti. Fa kat birdenbire, firarın, bilhassa gündüğ tamamen imkânsız olduğunu görmüştü. Avlunun duvarı üstünde bekliyen nöbef | çiden ve avluda toplanmış askerlerde başka hapishanenin. karşısındaki evler pencerelerinde kadınlar vardı. Bu meş'um duvarların içinde patlığf maldamadan, hiç bir şey görmeden, me * raklı meraklı, gözünden kurtulmağa muvaffak olsa le onların gözlerinden kaçmasını imköf yoktu. nin bir ucunu kornişe bağladıktan son?de üç saat damın kenarına yatmış bir halde karmağa başladı. Aşağı inmek kararı dan hiç vaz geçememişti, İle fırsatlar © tifadeye hazırdı. İnce ip bileğin: saril idi, Boşluğa doğru atılmak için, komur dana homtrdana, küfrede ede bekliyof” İduz Nihayet nöbetçi onu görüyor. Müzi bın sonunu okuyalım: «Gardiyan son defa olarak haykırdı? © — Teslim ol, yoksa ateş ederim, Moto Perpetuo ise, bahçe duvari yanına yeklaşmış, atlıyarak onun üzeri © (Devamı 13 üncü sayfada) gürültü sesleri üzerine pencerede, hiç Ki) saatlerce beklemişlerdi! Moto Perpetuo damdan inerse askerleri$” İşte böyle yeis ve heyecan içinde, ipi © kaldı. Akşam olunca başımı kornişten Çit vaziyet! Burada iki sayfa atlıyarak ba “ ne düşmeğe hazırlanıyordu. yi