Hâdiseler Karşısın. G ir haftadanberi bazan «isten isten bir) perde, bazan di koyu renkli bö: Yutan bir yorgan altıda 2e kendini göstermiyen r evvelki gün tertemiz ve apaydınlık or » taya çıktı. «Affedersiniz sayım karilerim, birdenbire şaşırmış, (o kendini (o Dir edib o zammet - miştim, fakat yarmin altını geliremeyince edib olmadığım, mizahcı olduğum aklıma keldi, bundan ölesini kendi bildiğim tarzda yazarağım. Rasadhane müdürü güneşi gördü: Yaza kadar rahatız, dedi, gazeteler- den mütemadiyen telefon edip yarın kar yağacak mı, öbür gün güneş açacak mı? sormtyacaklar, tarzında sualler Kömürcü güneşi gördü: Eyvah, dedi, hapı yuttuk! Doktor güneşi gördü: — Henüz korkulu değil, dedi, gripi tamamile yok edecek adar kuvvetli Bunları biliy Frandada yarib imlâh kasaba isimleri Aşağıdaki t Fran: da| birer kasaba ismi- Bu isimlerin sol dir busüsiyetleri olduğu Sus, Sos ve il Japon hamamlarındaki sular çok di Ter fenalık geçirir. Ter, Japonlar da bu sırak suda ancak birkaç dakika kalır, sonra soğuk su ile yıkanırlar. Fakat hamamdan çıktıktan ve soğuk insanın vücudü 36,5 derece yer ilâ 39,5 derecelik bir hararet yüksekliği kayıd ve bu hal, birkaç sat böyle devam eder. ORuyucularıma Cevablarım Amasyada Bayan «F. P.» ye: Kadın ve erkek sinirlilikte yekdiğe- rile müsabaka edecek karakterde ya- ratılmış iseler hayat bir cehennem ha» Jini alır. Hakkınızı teslim ederim. Fi kat kabahat kimde? Anlattığınız h selere bakarak hüküm veremem. Kar- $ı tarafı da dinlemek lâzım. Maamafih kabahatın afdiyeti cihetini yı bir tarafa bırakalım. evvel bulanan suyu duru buriyetindeyiz, size basit bir çare tav- siye edeyim: — Bütün kabahatı üzerinize alınız kapıl- ükün bu- lacağından emin olabilir: Fakat hâdise gene tekerrür edebilir. Bu tax- dirde kendi kendinizi şöyle düşünü ye icbar edeceksiniz: nraştırma- Her şeyden ak mec — Koesm iltizamen böyle hareket ediyor. Maksadı beni kızdırmak, sab- rım: denemektir, Bu imtihanda mağ- lüb olmamak lâzım. Son gülen iyi gü- ler. Göreceksiniz, bir Jeiniz güler yüzlülü bakaya kalkışacaktır. müddet sonra 2€V- sizinle müsa- ÜN EŞ Sinemacı güneşi gördü: — emil dedi, bu baftadan sonra iş "Eb bezirgân güneşi gördü: — Yağmura şemsiyeler. Diye bağırıyordu, birdenbire rdi: - Güneşe karşı şemsiyeler! Diye bağırdı. Evin erkeği güneşi gör parayı saydı: — Bir yerden biraz borç bulup almalı, dedi, baharlık elbiselere, baharlık şap - kalara bu para yetişmiyecek! Petrol lâmbası güneşi gördü, elektriğe baktı: — Mağrur olma, dedi, sözünü dü, cebindeki senden işikli süne düşkün kadın güneşi gördü, dikkatle bal — Beğenmedim, dedi, İ göremiyorum. içinde kendimi İsmet Hulâsi | Hulüsi or MU idiniz? — Amerikalıların başa | çıkamadıklarr kelebek iğ >. Amerika nevi deve vardır ki bu ot bir nevi kelebeği dalandırıyordu. A- merikalılar bu otu, ziraate zarar veri- yor diye tarlalar e dan ötemizlediler Gadasız kalan ke- r de bu sefer asıl faydalı nebatla- ilat olmuş ve Amerikan ziraati nin başına belâ kesilmiştir. Bu de keni, meğer, çiftçi için şerlerin * Kaz, ördek ve horozlar arasında hâkimiyet ümese kaz, dol kümesin hâkimiyetini Obe- men horozlar ele ördekler de hâkim dek alır, kazlarini ler, Fakat horoz! rı yola getiren gene ördekler o * Londrada arziyat müzesinin nakli Londradaki arziyat müzesini ih başka ve yeni bir binaya rdir. Nakil işi tamam bir sene Cibalide Bay Şükrüye: Kız kardeşiniz kendisini size karı nızdan daha yakın addetmekte haklı. dır. Bilmukabele zevceniz de, hele ar- ne olduktan sonra böyle düşünürse haksız sayılmaz. Maharet her ik'sini de hislerinde incitmemektedir. Kız kardeş, enişte, görümce vesaire bir çatı altında oturmakta devam etmeni- zi doğru bulmam. Hâdiselerin önüne geçmek insan kudreti dahilinde değil. dir: Ayrılmaklığınız, fakat bunu da gücenikliğe meydan vermeden yap- manız lâzım, Teklifin karşı taraftan gelmesini temin ediniz. * Nazillide Bayan K, C. ye: Bir kabahatın vukuundan şüyyu fe- nadır, derler, unutmayınız. Bu mese- lede kardeşinizi ikaz etmeniz bence bir vazife değil, bir cınayettir, buna mukabil görümeenize hâdiseyi bildi. ğinizi söylemek, hatalarını anlatmak, kendisini doğru yola getirmeye çalış- mak üzerinize terettüb eden bir in- sanlık vazifesidir. * Aksarayda Bay (P. C.) ye: El yazısına bakarak yazanın karak- terini anlamak mümkündür, derler. Fakat teessüf ederim ki bende bu ih- tişas mevcud değil TEYZE E| ehveni | POSTA Sere en SON Mevsimin ? en güzel mantosu »evsimlik manto kahve Açık renk gi Arkanın ort sında © sımlar sarı deridir. muzdan başlıyan iki di Her kadın bilmelidir: Demet halindeki' çiçeklerin tazeliği n çiçeğe şu üç şekil. Bir parça kâfuruyu ispirtode eritir- siniz, İçine epeyce de âdi su katarsınız. Çiçeklerin saplarını bu suya batırıp çi- karırsınız. 2. Vazonun suyunu her değiştirdikçe içekleri içinden çıkarır, mahalli bir zetenin üstüne yayar, elinizle soğuk s ni başka bir ıslak ge zete ile örtüp birkaç dakika bırakırsınız, tekrar vazoya yerleştirmeden önce ma- serpersiniz. Ü: kasla uçlarından birer parça kese 3. Âdi suyu elinizin dayanabildiği ka bu rsınız. İki Üç dakika sonra çi- dar ısıtırsınız. Çiçeklerin saplarını Suya batır: karir, bir yere koyarsınız. Üzerlerini de- rin bir kapakla örtersiniz. Hararet çiçek lere geçici bir canlılık verir, Renklerini tazeler. Bu usulle dirilen çiçekler ancak birkaç Sonra bütün bütün Halbuki ilk iki şekilde çiçeğin ömrü uzar. Bunun için ancak bir akşam v leden sonra salonunuzu şenlendirmeleri- ni istediğiniz çiçekleri sıcak $u ile taze- lemelisiniz. Başka zamanlar öteki iki tar- zı tercih etmelisiniz. #ast yaşar. solar. ya bir öğ- ğumuzu, muhtelif veçhelerde ayr Yazan: Koyunculuğumuzu bugünün icablarına uygun bir tarzda ileri götürmek için, he- le şu son yıllar zarfında ne kadar çalışıl- dığı malömdur. Henüz işlenmiyen geniş arazisile çok müsaid bir (o koyunculuk memleketi olan Türkiyenin, bu bak dan geri bir durumda kalışı hiç te hoş lemezdi. Milyonla koyun beslerken; yünü dışardan getirtmek, hattâ komşu memleketlerden peynir almak milli ik - tısadiyatımıza yakışmıyan bir münase - betsizlikti. Devlet büdeesine her yıl on milyondan fazla gelir veren koyunları « mızı, elbette ki bir yoluna koymak, on - ları istenilen çapta verimli kılmak lâ - zımdır. İnkâr edemeyiz ki, milli hükümetin işe başladığı gündenberi, fasılasız mazharı alâka olan işlerimizden biri de koyun - culuğumuzdur. Koyunculuğumuzun da- ha düzenli, daha verimli olması yolunda şimdiye kadar alınan kararlar da arlık eserlerini göstermeğe başlamıştır. Bu cümleden olarak yüksek kalitede - ki yün ihtiyacımızı karşılamak maksadile Bursadan Çanakkaleye kadar uzanan Sâ- ha, Merinos koyunu yetiştirmeye ayrıl - mış ve üç senedenberi burada dile kolay işler başarılmıştır. dokuma sanayiinin a- radığı evsafta yünü, ancak Merinos ko « yunları vermektedir. On altıyı geçen yer- un ırklarımız arasında, Merinos a- da bir yün ırkı bulunmayışı, şimdi- ar bizi avuç dolusu pi vermiye ıma da engel oluyordu. Ne yapıp, yılda en aşağı üç milyon kilo ka - yapağı yetiştirmek mecburiyetin. de bulunuyoruz. İşte bumun için, az ev- vel nos babalarile tedrici bir melezleştir: tâbi t ş ve bu işin devamına büyük bir ehemmiyet verilmiştir. Şimdiye kadar geen üç yılın ilkinde, sun'i tohumlama yolile 18 bin koyun gebe bırakılmış, ikin- ei yıl bu mikdar 52 bine, üçüncü yıl ise 135 bine çıkarılmıştır. Şimdi dördüncü mevsimde bulunuyoruz ve bu yıl, 200 bin koyunu aşılıyabilmek hazıriıklarile uğ- raşıyorlar. (*) Devlet bu işler için para harcamak - tan çekinmiyor.. Köylüye her türlü yar- dımı yaptığı gibi, üstelik damızlıkların - dan ötekilerine bakarak yarım nisbette vergi almak, elde edeceği yüne kilo ba - şında 15-30 kuruş gibi bir prim vermek imtiyazını da bağışlamıştır. Velhasıl ko- yunculuğumuzun yapağı bakımından kal kınması esbabı tamamen hazırlanmış ve tatbikata geçmiştir. Geç ve güç olsa da bir gün Bursadaki Merinos fabrikasının, yabancı yünlere kapısını kapıyacağı gün ge! Fakat koyunculuğumuzu sadece yün bakımından kalkındırmak kâfi gelmez. Gerçi bugün kıvırcıklara kattığımız Al - man merinoslarının erken büyümek has- saları dolayısile, eyni zamanda etçi ol - dukları ileri sürülüyorsa da bu ikinci va- sıf bizim için pek te üzerinde durula - tak gibi değildir. Çünkü Merinasların et verimi, kıvır » cıklardan üstün olduğu halde, et lezzeti onlardan çok aşağıdır. Avrupada «sas harcanan, domuz ve sığır eti olduğundan koyumum lezzetli oluşu veya olmayışı göz 9 Merinosculuğumuz, Son Posta 1/3/9538: | Bacaksızın masharalıkları : mecbur ettiği gibi, dokuma sanayiimizm |lâr söylediğim yerlerin koyunlar:, Meri-| M » * » Türkiye iktısadiyatında ehemmiyetli bir mevhii bulunan koyun » ayrı inkişaf ettirmek a tindeyiz. Yün verimi kadar et, süt ve deri veriminin de Tür büyük bir kıymeti vardır. Tarımman yur sürüsü önünde bulundurulmaz. Yetiş! böyle bir yön takib edilm Türkiyede koyun eti, b safında gelir. Ve b sını bilhassa ararız. nların-o güzel W an itibari meliyiz. randı gül » kaide haline girmi yoloj yi il vasıf rinos kanı ile yüncülüğü ileri 8 rülen ri anin eski et lezzeti #iki kilo söylediğim Türkler için kilo kadar lezzetin de © miyeti Ve bu itibarla kivi rm saf olarak üretilm e Yüzu vardır. Bu maksada en elverişli saha (Tr: dır. Trakyanın feyyaz mer'alarındâ vırcıkların eh müstesmi nümune rastlanır. Buradaki sürülerin bi idaresine itina gösterildiği kadar &8” rının da safiyet ve ıslahına çalışılma” rektir. Böylece bir gün başka koyum larımızı da islah edecek bie esas nesi de edeceğimizi sanıyorum. miyetli bir veçh© Bizce pek ehe koyunların sütçülüğüdür. Malüm © üzere süt koyunculuğunun bizdeki meti Avrupadakinden üstündür. MU sıran koyun şütü istiyen kaş cı yoğurtçuluk Avrupanın bizim kadafği nimsemeğiği bir şeydir, Onlar süt (hi larının çoğunu sığır sürülerinden ederler. Halbuki Türkiyede onların tam 45 sığır sütçülüğü mahdud şehirler civi mış küçük işler halindedir. g4 i yerleşmiği 3 ki « Doğu orta Anadolu ileri müst i dolunun bütün koyunculuğu ki gözünde, süt içindir. Bu arada biri kuzu satmak onun yegânğ şüncesidir. Demek ki, Türkiyede bi süt bakımından koyunculuğa bir lük nasib etmek lüzumu vardır. (Devamı 10 uncu sayfain) aaa Paris modeli şapka