Emekli Türk Generall, “Son Posta, eri yarınki dünya harbini , ya anlatıyorlar Alman ve Rus orduları birgün karşılaşırlarsa netice ne olur? e haroden bir ha (Baştarafı 1 wnci sayf lere kar rini farzı arru ak I su cenuk övyet Ru: tehdidi altın m he etmek için üb edebi de bu Ru yetler fza plâ - elâ vyet ordusunun hem ve deceğini ı kati n ticeyi bi cek ol t arebeyi Bence yorum bu caktır, denem Rus örd kuvvetleri de vetleri, Jar içinde r Ayni zamanda, S bütün dünyaca da umduğumuzdan Alman oxdu a daha dir. Fak biliyetini —A de sirayet ederek bir Avrupa harbi şekij- ni ala| indeyim, Yani raberine ala; bir Avrupa har dan vere umMmuyorum. yasetinin veri, taaruz teş zim olu işini ba ordusunun Brenne ile ileride, İtalyı belki ilk m Şahsi fikrime merkezi Avrupaya aid emeller terviç, Fransa için zararlı ol giliz menfatıtlerine mug; gibi görünüyor. İngiliz vasfı Hind yolunun emniyeflidir. tere, harbi, ancak Hind yolu keye girdiğini gördüğü gön €aktır. Nitekim, İ nun bugünkü hazırlıkları da © gün | dir. Yani garbi A e: Alman tehâ için ön plâr emMniyetidir. Bu emn' ye lerimize de uygundur. — Akdenizin emni , birtm K yeti m lurken, İspanyanın yani Fra Yasının ki bugün harbi kâ zanmış $ Sovyet ku ıîv(.—_ı,_ h, Almanyanın pan - | bilir, U- | siniz? — İspanya, bugün bile fiilen harb için de bulunduğundan büs ü ştur. Fakat Alm yardımı ve kudretli bir çalı da kapatabilir. zu n - etin hâdis oL'nıkı tak- tori lır devli na âan ziyade siyat ariz olan cihet şudur k Bi taral, J ın büyür olmak — istiy $tı. Sovyet R ne müâni 'a mı demek istiyor. İngiltere 1le Fransa, Artık söylenecek bir zannederim, şekkür etmek de bana düşüyordu. Sabih Alaçam Amerikada faşizm aleyhdarlığı nasında nutuk söyliyen Dahiliye Na zırı Ayks, bütün Amerika milletlerin leket dahilinde gerek mem- icinde faşist ideolojisine kar- elede bulunmağa davet etmiş Hatib şöyle demiştir; «Faş ım. vakit Ix betmeksizin mü dele eden hile katil hı J'. sandır. Totaliter , kadın ve çocuğa ka j |l.ı merharnet hissi beslememekte bu lunan Faşizm, bizim kadim kapımızın önünde gürlemektedir. Berlin 4 (ALA.) — man ajansı bildi: riyor: Göbbels, neşrettiğ ttiği bir beyanna: sanı «Büyük Alrı nü olarak ilân etmektedir. Bu tarihi gün, | belediyesinin binasının balkonundan i edilecektir. DOYÇE ORİENT BAKN Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubelerir Galata - İstanbul - İzmir Deposu: İst. Tütün Gümrüğü I * Her türlü banfta işi * la. ya ve onun müt « ıkx bulunması muhtemel olan . İsey kalmadığı için sorulacak sual de yok işad B. Yazarı tasdik ve le- Şikago 4 (AA.) — Bir ziyafet es - sleri için hakikf hr ra, vicdandan mahrum o - .|E Ka hürriyet | Alman imparatorluk günü |mede, plebisit gününün arifesi olan 8 ni- imparatorluğu» gü- n tarihinde tam öğle vakti Viyana Şuşnigin gizli dosyası ! xA A.) — ıl)eyh Hcmkıım d Ayvus - rem dos- Londra 4 Prag mu mamile ele almadan evvel Praga k çırılmı Fevkalâde mühim vesika - ları ihtiva eden bu dosya yakında İn - giltereye naklolunacaktır. Cunku Çe - koslovakya hükümeti bu dosyayı elin - de bulunduran zatın Çekoslovakyada emniyet altında olmadığını, Alman ca- sus teşkilâtının faaliyetini bir kat da - ha arttırmış olduğunu bildirmiştir. Vesikalar arasında, Alman siyaseti- nin içyüzünü gösteren Berhtesgaden mülâkatına dair mufassal bir rapor bu- lunduğu gibi, ilhaktan evvel Şuşnig ta- |rafından tevkif edilen Nasyonal - Sos - İyalist Tavs ve Leopold'un tevkifierin - den sonra Nazi merkezinde yapılan ta- harriyatta ele geçen Çekaslavakyada bir hareket h dığını isbat eden kâğıdlar da vard Eski Avusturya Başvekili Şuşnig Çıldırmış mı? Paris 4 (AA) — Paris-Soir ginıh'sı— nin Viyana muhabiri bildir da dolaşan bir şayiaya göre Şuşnig deli n Steinhof ve Al or: Viyana- alar ta-| ış oldu- ştür, r şöyle yazmaktadır: ne civarında muhafız kıt'ası da Şuşniğ'i Viyanada Belveder sara- adamları gördük. uhabir Şuşnig'in anşlusdan bir zaman tamamile bitkin kat TMmümaileyhin a muhafaza cde r tarafından yapılan heyecanlı te- zahüratın bıraklığı intiba Şuş olmasına sebeb olmuştur. Hatay için Yeni kararlar (Baştarafı 1 inci sayjada) gu halde, cenub vilâyet- İlerinde on beş gün sürecek bir ahatine ç ş. Bu seyahatin lerile de alâkadar olduğundan bahsed danlar bu liyor. Hatayda Türkiye Cumhuriyel bayramı günile Hatayın istiklâl gününün birer milli bayram günü olarak ilâm zımı da Tüzam gelen emirnamelerin neşredil diğini gazeteler yeniden yazmakta ve bi nun, Sancağın kat'i olarak Türkleştiri mesinin bir mukadı si olduğunu il |ve etmektedirler. Şam mahafilinde müusırran deveran e- ilğen şayialara göre Hatayda tatbik edile- “|cek İ kanun, nizam ve her nevi müess yede h- küm süren rejim tarzında olması husu- ıdaki Türk taleblerini Fransızlar ka- yul etmişlerdir; Hatayda, medeni, siyasi ve içtimai, her sahada Türkiyedeki pren- siplere istinad eden kanunlar ve nizam- lar neşredilecektir. Ayni rivayetleri kay- n gazeteler, bunun günün birinde iyın <Türkiye olmasır demek olaca- | da ilâve ediyorlar, ntakyada neşredilen Yeni Gün gaze- tesi, bir de arabca nusha neşretmeğe ve bunu Arablara meccani olarak uıgı:m. ya başlamış. Bu hâdiseyi de eselle kay- deden gazeteler, artık Fransanın da Tür. kiyeye mümaşat etmeğe başladığını kay- | detmekte ve bundan dolayı meyus gö- rünmektedirler. Bu meyusiyeti artıran hâdiselerden biri de ötedenberi Hatayda Arablık fikrinin müdafaasını yapmış ve Hatay Türklerile büyük mücadelelere gi- rişmiş olan Bay Mehmed Adalının da 'Türkiyeye gitmiş olmasıdır. «Subhi Bc- rekâttan sanra, şimdi de Mehmed Adalı!» diyorlar. Bunu söyliyenlere göre Meh- med Adalı da nihayet kendisinin Areb değli, Türk olduğunu ve bütün Hatay A- rablarının da hep arabca konuşan Türk- lerden ibaret bulunduğunu söyliyecek- tir. Mehmed Adalının, adı üstünde bir 'Türk olduğuna göre, böyle bir iddiaya| kimsenin darılmaması iktiza ederse de içtimal ve si a|rülür. Hafif şekillerde, astma, ışık değiliz, Halbuki biz ora-|? igin deli B |Hakikaten de h: |tehey: 'n—rl.ıe bu gibi hastaların her nedense Suriyeli dostlarımız bu ye- ni «Türkleşmeyi» hazmetmeğe hiç te mütemayil gürünmüyorlar! Anafilâksi K Atatürk'ü muayene elmek ürere Pa » rislen davet edilen maruf Profesör Fis - senger'in memleketine avdet etmeden evvel üniyersite konferans satonunda bir könlerans verdiğini yazmıştık. «Anafilaksi ve Katofilaksi» mevrulu olan bu şayanı dikkat kenferansın bir hülâsasmı neşrediyoruz. SA Proffsör konferansa, evvelâ Char -ı les Richet tarafından keşfedilen tec rübevli anafilaksinin mahiyetini izah e- derek başlamıştır. Albümin ihtiva eden bir madde, oldukça yüksek dozda zer- kedilecek olursa semmi bir tesir bu - süle gelmez. Fakat 'ayni madde cüzt? mikdarda bile tekrar zerkedi cek olursa, İspazm, kan tazvyikinin ahim hastalık âra: Üürtiker er olur. Astmi bütün bu hâdiseleri: rak telâkkisine Pr dır. Bu ârazı <İn nın mı.luu..ı.ıı a göre bu te sule getiren sebeb sür'atle 1 olur. Aradan birkaç zama alık yem da svrf kendi - sinde ürt Profesör bu hususta gayet hoş i anlatmış ve bu eyiciler arasında bir sebebiyet vermiştir. örün yaşlıca erkek hastalar dan birinin pek sevdiği bir genç | dınla münasebeti var Fakat sovgi- isile beraber bulunduğu her kendisinde gelirmi |dünde ker görül kat'iyen bir bile bulunmamaları be etmiş. Buna rağmen eri te, tak - rüker hasıl olmuş ve| ürtikerin sırrı as anlı bu suretle bu teden ileri geldiği ğu sevgilisini her görüşünde şiddetli üc geçirmiştir. Anafi ve İntolera: y rek olan histamin namımndaki madde - nin vücutta serbest kalmas dır. Muay yen bir sebeb tesirile histamini — açığa| çıkaran bir şah ısda, ilk zamanlarda h tamine ancak ayni tesirin tahtında ma vesile olabilir. : Ultra Viole şuamın böyl histamini meydana çıkardığı anlaşıla bilir ve eskiden beri de malümdur. Fa- kat profesör Fissinger'in bir müşah "İdesine göre su sathından akseden gü - neş şuaları d:ı histamini meydana çı - mağa kâfidir. Misal olarak profesör, maruf bir Fr:ms z edibinin kızı Üzerin- de yaptığı müşahedeyi anlatmıştır. Ka- ryada, en şiddetli güneşde bile bir ta - hammülsüzlük göstern bu genç kız, su üzerinde bulunduğu zaman. , fif ve hattâ batmak üzere olan £ |şualarının tesirile, bütün yüzünü gö n ve yüksek ateşle tikere tutulurmuş. Bunun ü- hi <L.u*nirH ile tedavi etmeyi düşünmüş | iceler elde etmiştir. Bu genç kızda profesörün te leşmiş ve artık hiç bir ra - kalmadan sahilde hat- dolaş ha- İontofore ve iyi ne Meselâ davisile iy hi ğa mâ en kızgın güneşin altında bilmiş. Nihayet konferanscı, mı_kıhl bir de Katafilaksi'den bahset- ti. S insanın bir uzvu, bir semmin tı e evvelâ oldukça hafif bir tarzda hastalanır. Meselâ: Bir ça sa klorofom markozu tatbik edilir ve bunun zahiren hiç bir marazf tesiri gö- rülmez. Üç hafta sonra ayni şahsa rar kloroform ve: ğar bir karaciğer hastalığı tererek ölür. Başka bir müşa buna bir misaldir, Bir çocuk du tulumba ile boya sıkıyormuş, Kimy Anafilaksiye müraka -|& meleri üzer ve atofilâksi yer olmadı. sarılığı geç nsonra çocuk tekrar tü - defa 1_. buki hastalı « rarğız hiren za ında bir nisbet 1 de- | mevci Avam Kamarasında Döğüşen meb'uslar (Baştarafı 1 inci sayfada) y seçim müsaid olmadığını — söyle- Bundan sonra lardan Art Henderson, Notl Bakı ve Corç aüs, | 30 martta söylec çler ve İsp itiraf eden bu nutük cağlnı sormuşlardır. raus'un sualine Chamberlain cevab n İtalya ila müdafaa ©« derken Hodzanın <Chamberlain barış davasına hizmet etmiş olduğuna» dair ö« — Jan sözlerini tekrar etmiş ve l Cem n halen hakiki bir sisteminin esaslarını ziyette olmadığını teslim etmekle iyetinde olduğunu, İxpunvıuh .ıdıı— k tasa agiliz siyasetinim liği hariç olmak üzes mleketler tasvib lı miş ve bütün olduğunu edilmekte ilâve eylemiştir. Bir hâdise Londra 4 (A.A.) — Bazı işciler © | kümeti vâdlerini tutmamakla itham et- he celse çok gürültülü bir almış ve bu sırada muhafazakâr Bu söz ü zerine Sinvel, Boverin üze« lamıştır. Sükünet has a Bover ve Şinvel bir erdir. mış, tokat oları |