SON POSTA - ifşa eden idam olunur!,, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele Olanda'nın çiğnediği lokma ağzında kalmış, dehşetle yüzüme bakmıya başlamıştı. Ben Japonun çekik gözlerine bakarak: “ Demek Japonya için çalısıyorsunuz? diye sordum. Japon başını önüne eğerek 'alay eder gibi güldü Kaldı ki demin hayretinizi mucip olan, ve gerek gerek hüviyetiniz hakkında hususi tayyarenizin hazırlanmış oldu -| Bu hakkındaki malümatı da oradan aâl- Miş bulunuyorum. Binaenaleyi nel Ladu'nun sizi şiddetle P_ıa'ı:kuıııa verdiğim haber Buna itimad edeceğinizi ümid € - Esasen burada ikamet ettiğinizi anla - Miş olmayı da kendisinin m akla beraber, Kolonı bulunduğumu gizleyem Turistlik vazifenizde olduğ ederim, Mösyö Yama! Bize verdiğiniz ab bu den dolayı teşekkür Fî.k“t Kolonel bizi ne maksadla takib €© t? Bunu sorabilir miyir son hiç kımıldamadan bi n şimşek gibi bir nazar tt Tekrar gülmesine devam etti. Kısa bir tereddütten sonra: Şüphesiz dedi. aynı olan maksadla!. Japonun bu sözü her ikimizi de bi denbire yildırımlla sarsm. kifayet tİ lokma yüzüme bak mağa başlamıştı. Ben Japonun çekik gözlerinin içine bakarak şüpl dum: Yoksa siz de bi Ö Yamatı. Japon başını kaldırdı. Ayni gülüşle cevab verdi: k ? Si Elbette, muhterem centilmen! Birdenbire üçümüz de susmuştuk. Fakat bu sükütta sanki esrarengiz, müdhiş tehlikeler w 1 birdenbire, a Dit ;Vapnnı döndü. Asabiyetle ve bir soluk- a: — Siz, diye sordu, Kol e GÖM Tmzmiz? ionel Ladunm Japon ayni gülüşle, fakat birdenbire çok ciddileşmiş gözlerle başını kald rıp landanın yüzüne baktı: — Aslâ!, muhterem Leydi, dedi. Bir Jşpon hiç bir zaman diğer bir milletin hizmetinde çalışmaz. : Olanda heyecamfla tokma Sonra birdenbire oturduğu yı ruldu: — Demek Japonya için çabşıyorsu- huz?, - Dedi, Mösyö Yama ayni gülüşle gene önüne bakarak cevab verdi: — Herkes kendi milleti için! Ben bütün dikkatimle bu son d te garip Japonun yüzüne bakıyordum. Gülmiye çalışarak: — Müösyö Yamal., dedim. Demek olu- yor ki Kolonel Ladu, aşağı yuk Men bizi tevkif etmek üzere bulu yor? Mösyö Yama başını salladı: — Hayır!, dedi. Tevkif için hiç bir #ebeb bulamamıştır. mMüre r müsunuz, Mi ı yutür erde doğ- Japorlun son derece ciddiy lediği bu söz üzerine Olanda fe Binirli bir halde: — Ben de, dedi.. buna şaşıyo de m, E- ğer Parise gelen her ecnebi kendileri- | ne hiç bir zararları dokunma levkif edeceklerse Parisi tahli lâzım gelir. Bu deliliktir. Japon Olandaya, gene ayni gülüşünü Muhafaza etmekle beraber, tuhaf tuhaf bakıyordu: — Elbette!. Muhterem Leydi, âedi. | bettel, Fakat sizin de taksi şoförler Yanında gerip gŞözler konuşmak ihtij Yatsızlığında bulunmanız hiç caiz ol- Müsa gerektir. _C'Eand,ı üdeta itham eden gözlerle yüzüme baktı. Ben ilk ağızda, Kolonel b,:ıâu"“" çarpık Litvanyalıdan dolayı hi" Musallat olacağını düşünerek ha- takalen heyecana düşmüştüm. Fakat mi Soförlerinin bazı şüphell sözleri- teçkilâta naklötmelerinden dolayı l:’jmıoısp_ bizim peşimize düşmüş ol- Bunu — öğrenince — ferahlamı te hiîhemmîY!l verilecek — mahiye Japon: ;“*vı_u telâkki edilemezdi. Fakat Sini K,,:m“m"dan Litvanyalı mesele- Mğini & el Ladunun takip edip etme- ik de herhalde faydalı matı Ol- i Olanı yerinden hiç kırnıldaman | ,*as tutulmak üzere serma: e gene menin |bir ihtiy sormuya cesaret edi , kolt gibi hiç kımıldı ta bir Japo kide birde Ş mdik pon sinirlenmek- ırtaramamış gi- bi, birdenbirı Mösyö Yamna Zira elbette ki siz buraya Kolc dunun i t rek sadece mediniz? Japon gene bütün dişlerile güldü: — Şüphesiz! dedi. Sonra gülmı bozmadan başımı yukarı kaldırd — Muhterer niz Türk, her ikiniz de hiç şü ı kahra- manlıklarla istiklâllerini kazanmış iki mihlete mensup bulunuyorsunuz. M Fransa, askeri önüne bakarak cevab verdi |letleriniyin, bunca kan dökerek elde kleri istiklâllerini kıskanç bir aşkla İellerinde tutmaktan ve dünya moıhlni- ğ ti içinde bu mücadeleler yüzünden kay leri mesafeleri sür'atle katet- İmekten başka emelleri olmadığını zannediyorum, Yani demek İ j£nensup bulunduğunuz şarklı |rinizin fütuhat emelleri büyle bir mecburiyet altında bulunmu- .|yorlar. Binaenaleyh sırf fütuhata muk- tedir veya muhtac milletler'n uğraşa » ları bir mesele peşinde kaşmanız! |güvenerek, mazur olduğumu söy ceğim, Ş Olanda Japanun bu garip nutku üze- ine büyük bir hayretle tekrar benim | yüzüme bakmıya başlamıştı. Sonra, na döndü: — Fakat Mösyö, ne demek istiyor- ıx—ımuy* dedi. (Arkı r) ve mali büyü bir kalkınma hareketine girişti (Baştarafı 1 inci suyfada) barkası mevcudunu muhalaza etmek ve milletin maliye ve ek: mek için elzem addottiği tedbirler; tti- haz etmek salâhiyet! verilmektedir, Yeni projenin esasları Paris 4 (A.A.) — Hükümetin meclise tevdi ettiği maliye kanun hası bazı yeni ve cür'etli tedbirleri ih eyle- mektedir. Bunların başlıcaları şunlardır: Hâmiline aid esham ve tahvilâtın kal- dırılarak yerine ciro ile devri mümkün ecek nama muharrer esham ve tah- tın ikamesi, düyunu umumiye tedi- n İtfa dığını ihdas eden kanu- ab ettirmiyecek bir tarzda, iki sene müddetle tatili, yüz bin frank e- € vergi ko- nin bugünkü rayicine göre 1 maden stokuna yeniden ve kambhiyo muamı mürakabe edilmek , Hcaret ihtiyaçları tevsik eden evzak ibrazı su- emer- | küz ettirilmesi, tröstlerin faa? biy tarzda kontrolü, harici ticaret için zarurl olan | iptidaf madde alım ve satımlarının kon. 'ar İşçilerin tekaüdlük hakla- | rının verilmesi. Sosyalistler, ve Radikal Sosyalisiler projeyi tasvib ettiler s 4 (ALA.) — Meclis Radikal alist grupu hükümetin mali proje- 23 reyle tasvib et - la tasvib etmiştir. Meclis mali encümeninin kararı Paris 4 (A.A.) — Meclis finana ko - etmiştir. : Ka Fransız âyanı hükümetin teklifini kabul etmiyecek Paris $ (Hususi) — Kabinenin hazır. lamış olduğu kanun lâyihaları mecliste kabul edildiği takdirde dahi, âyan tara- ornisİn: islah 6t-| gandan reddedileceği Mmuhakkak - sayıl- maktadır. Âyan mecdlisi, şündiye kadar Buumun istemiş olduğu bütün fevkalâde salâhi- yetleri reddetmiştir. Hatırlardadır ki Blum evvelce başye- kil iken teklif ettiği malf proje meclis ta- rafından kabul edilmiş, fakat âyan tara- fından reddedilmesi Üyerine —istifa et mişti. iene gereseeeman e — VzLa DaRMER K AA K T OSMANLI BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ ; 1863 Germayesdli 10,000,000 İngille Uiraaı —— Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de, Misir, Kıbris, İrak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Pomanya, Suriye ve Yunanistanda Filyalleri vardır. Her türlü banka muameleleri yapar. Doktar İbrahim Zati Öget Belediye — karşısında, - Piyerloti €nddesinde 21 numarada hergün Öğleden sonra hastalarını kabul " eder. (Baştarafı 1 inci sayfada) | riye isminde bir kız, biri yedi, diğeri 4 yaşında Ahmed ve Hayreddin isminde iki de oğlu vardır. Anasının ismi Hatun. dur, Karım 6 ay evvel öldüğü için Beki- rin çocuklarına anası Hatun bakmakta- dır. * Büyük anne ile çocuklar kayıp Hayriye her sabah evinden çıkıp lise. ye gitmekte, akşam da evine dönmekte- dir. Şubatın beşinci günü evine döndüğü zaman kapıyı çalmış, çalmış, açtırama- maş sokakta dolaşıp: — Haminnem, kardeşlerim nereye git- tiler diye düşünmeğe başlamıştır. Bu aralık ta babası Bekire rastlamış. — Kapı duvar, evde kimsecikler yok. Neredeler acaba? diye sormuştur. Bekir kızına bakmış bakmışt — Nereye gidecekler demiştir, içeride- dirler, Haydi biz de girelim. Fakat Hay babasının - bakışlarını beğenmemiş, içine bil rküntü gelmiş: — Yok demiş, korkuyorum ben, ninem- gil gelmezlerse girmem ben eve... Bu smırada bitişik komşuları posta ve telgraf memuru Abdi Tamdoğan evine giderken baba kızın önünden geçmiş, Bekire de: | —.Ne var, ne yok Bekir, diye iltifat et- ir. Bekir bu iltifata: — Hayriye eve gelmiyor, diye muka- bele etmiş ve: — Ninemgil evde yok, ben de geh , şuna bir şey söyle de eve gelsin! r nda bulunmuştur. Fakat Bekirin halini bilen, kızın ürk- tüğünü tahmin eden Abdi » hatırma hiç bir fena fikir getirmemesine rağmen - sa- dece kızı teselli maksadile: — Öyle ya demiştir. Kızın evde yahnız canı sıkılır, ninesigil gelinciye kadar biz- ye em “|de otursun, sonra gider eve.. demiş ve Hayriyeyi kendi evlerine götürmüştür. | Bekir bir müddet dolaştıktan sonra Abdinin evine gitmiş! Kızı verin demiş, eve e« kendi evinde yaraşır. — Ninesigil geldiler mi? — Ah, gelmiyecek onlar, köye gitmişli — Peki Hayriye yaln:z başına evde ne götüreyim, çocuklarla yapsın? İşte oturuyor bizde, bırak kalsın. — Olmaz., evde Hizumu var? Bu muhavere cereyan ederken Hayri- ye de komşusunun eteklerine yapışmış: — Amca yollama beni... Ninemgil gel- medi gitmem.. diye yalvarmıştır. Posta ve telgraf memuru Abdi de Hay- riyeyi babasına yermemiştir. Fakat diğer taraftan da Bekirin kapı kapı, komşu komşu dolaşıp: — Anamgil sizde mi? Evde yoklar, ni- yana gitmişler a0eb? Diye sormaya başlaması merak uyan- daırmış, kadının gitmesi mümkün — olan her yer, her köy arannuş, fakat buluna- mamışlardır. Fakat kimsenin de aklına bir cinayet Ihtimali gelmemiştir. Cinayet nasıl meydâna çıktı Cinayet gene Bekirin bir boşboğazlığı neticesinde meydana çıkmıştır. Bekir, komşuları telgraf memuru Abdinin evin- |den akrabaları Muhittin Çavuşun evine giden ve orada ikamete başlıyan kızı Hayriyeye gene sokakta rastlamış, önu gene eve götürmek istemiş, fakat gene müvaffak olamayınca dişlerini gıcirda- tarakı Ah... demiş, sen de onlar gibi elime geçseydin, gösterirdim ben sana... BSeni de onlar gibi parmacıklarımla boğar, ku- yuya sokardım. Ah Indirseydim seni bir mahzene... Hayriye babasının bu sözleri karşısın- da neye uğradığını bilememiş, koşa koşa akrabaları Muhittin Çavuşun evine koş- müuş, babasının söylediklerini anlatmış, bu suretle de iş zabıtaya aksetmiştir. Evde araştırma Bunun üzerine evde araştırma — yapıl. mış, mahzene inilmiş, orada yıkılmak ü- zere bulunan bir duvara yıkılmaması için dayatılmış bir direk (le direğin önünde- ki muntazam bir şekilde yerleştirilmiş |tezekler kaldırılınca bir kazıntı görül- müş, bu kazıntı da eşelenince parçalan. maş, üç cesed meydana çıkmıştır. Cesed. lerin bamı uzuvları eksiktir. Bu uzuvların Bekir tarafından zaman zaman koparıla- rTak kuyuya atıldığı anlaşılmaktadır. Cinayet nasıl işlendi Cinayetin nasıl işlendiği malüm — de- Bildir. Bekir: Sayla 13 — Duvar yıkılıyordu. Anamla, çocuk- larla aşağı indik. Duvarı destekliyorduk, Direk birdenbire devrildi, onlar da altın. da kaldılar, öldüler demek'edir. Fakat tahminlere göre bir gün Bekire evde buhran geldiği, bu bu'nran esnasıı da-evvelâ anasını bodruma indirip balta ile keserek öldürdüğü, sonra da sırasile iki çocuğunu götürerek kestiği, Hayı nin de ayni âkıbete ku: mektebde bulunuşu, son eve - girmekten ietinab ed kurtulduğu tahmin edil ve adliye tahkikata dı n etmektedir. Mülâyim Lonc'ra ve Pariste serbest Güreşler yapacak (Baştarafı 1 inci sayfada) Fakat Tekirdağlı H İ geldikten sonra organiz; gilterede yaptığı teşebbüsler bir şekilde neticelenmiştlir Bu sofer de Tekirdağlı Pariste olmadığından or- ganizatör Asım müşkül vaziyete düş « müştür. Bunun üzerine Yugoslavyada |bulunan Türkiye serbest güreş ikin si Mülâyimi hatırlıyan Asım, kendisi « ne bir mektubla müracaat etmiş, Lon « drada ve bilâhare Pariste — yapılacak müsabakalara iştirak ni — teklil etmiştir. Mülâyim, organizatör Asıma diği cevabda, şartların: kabul ettiğini ve gerek Londrada, pı e Pariste ya- pilacak müsabâkalara maalmemnun; - ye hazır olduğunu bildirmi ülâyimi teklifinde bulunmuştur. Bu teklife Londradan müsbet ce gelmesi hemen hemen Bu takdirde Mülâ; reket edecek ve bir çok caktır. Türkiye serbest güreş ikincisi Mü » lây evvelce bir çok seneler Amcı kada da güreşmiş, büyük muvaffak yetler göstermiş çok teknik bir pehi vandır. İstanbul halkı kendisinin çok müsabakalarını — sevretmiştir. Bu srada Amerika boğası namile maruf Bol Kumar'ı da arka arkaya bir çok defalar yenmiş ve şampiyonluk keme « rini almıştır. Yugoslavyada bulundudu — müddet zarfında da idmanlarını ihmal etme « miş olan Mülâyimin — gerek Londrada ve gerek Pariste bir çok güzel güreş Jer yapacağı muhakkaktır. güreştirmek Kendisine şimdiden muvaffakiyetler dileriz. Güreş Federasyonunun bir tamimi Ankara 4 (Husust) — Güreş Fede « rasyonu Reisliği, Türkiyede yapılacak şampiyonluk müsabakaları hakkında bölge başkanlarına gönderdiği bir ta « mimde ezcümle şöyle demektedir: «Serbest ve Grekoromen — Türkiye güreş şampiyonluğu müsabakaları 4 ve 5 haziranda Ankarada yapılacaktır. Bü yük Şef Atatürk'ün öz malımız ve mil- N sporumuz olan güreşe verdikleri e « hemmiyet millf bünyemizin bu Ata sporuna olan ünsiyet ve muhabbetile mütenasibtir. Yurdun — her bölgesinde alaturka güreş ve karakucak namı al « tında bu güzel spor yapılmakta, Türk yiğitliğinin ve ahlâkının sembolü gibi alâka ile sevilmektedir. Şimdiye kadar usul ve kaidelerc tâ« bi olmadan yapılan güreş, 1938 sene « sinden itibaren bütün bölgelerin iştira- kile an'anevi kıymeti ve ehemmiyeti te barüz ettirilerek yurdun her yerinde yapılacak, bölge güreş ve Türkiye şam piyonluğu ünvanını ihraz eden her sik« letteki sporculara madalyalar verile « cektir.» — DİŞ TABİBİ RATİP TÜRKOĞLU Sirkeci : Viyana oteli — sırası. No. 26, Kat 1 de hergün öğleden sonra saat 14 den 2v ye kadar hastaları kabul eder.