U ” “ | Hergün ! Romanyada Yeni rejim Yazan: Muhittin Birgen enüz tarihi bir varlığın uzun seneler ayni kazan içinde kay- panıp milli ve müttehid bir varlık hali- ne getirememiş olduğu milletler arasın- da hükümdarlık denilen müessesenin herhalde bir kıymeti olduğunu kabul et- mek İâzım. Böyle bir memlekette yaşı yan nüfus kütlesi, Osmanlı imparator gğunda olduğu gibi, muhtelif zümreleri ile birbirine yapışmış bir hale gelmemiş olursa, 6 memleketin hududları — içinde mühtelif ve zıd kuvvetlerin birbirlerile mücadelesi şiddetli oluyor ve bu müca- dele esnasında bir takım kütlelerin mer- kezden muhite doğru dağıldıkları ve bunların arasına ecnebi nüfuzunun ka- rıştığı görülüyor. Bu gibi ahvalde krallık müessesesi ba- zan teydalı ve toplayıcı bir rol oynama- ya muvaffak olmuştur. Hattâ, muvakkat bir zaman için de olsa. Balkanlarda Yu- goslavya, Yunanistan böyle bir tecrübe gören memleketlerdendir. Şimdi de gö- rüyoruz ki Romanya ayni tecrübeden geçiyor * Yeni Romanya, iki devir geçirdi. Bi rinci devir, yeni Romanya teşekkül et- tikten sonra, Fransanın bütün Avrupada hâkim olduğu zamana şamildir. Bu sıra- da bu memleket, dahili mücadelelerin her türlüsünü tanıdı: Fikir, prensip, şah- si, mılli ekalliyetler mücadeleleri. Bu mücadeleler devrini kral Karolun tekrar Bükreşe gelip makamına göçmesi ve ar. kasından da Almanyanın Hitler eline girmesi devri kapadı. Kral Karol Roman- yayı toplamaya muvaffak olduğu za- man, Avrupada da bir sosyalizm - de- mokrasi ve faşizm - nasyonal sosyalizm mücadelesi başlıyordu. Romanya sırf da- hili olan bir mücadele devrini kaparken bu defa da harici tesirlerin altında hare- ket eden yeni bir mücadele devrine gir- miş oldu; bu da ikinci devirdir. İkinci devirde Romanya, hem dahili, hem de nüfuzlar ve tesirler altında ken- dt varlığını müdafsaya ve milli birliğ'ni kuvvetlendirmeğe çalıştı. Fakat, Tüta- resco hükümetinin riyaset ettiği son in« tihahların neticesi gösterdi ki Romanya- da dahilt bir perişanlık vardır ve bunda haricin tesirleri de az değildir. O zaman hükümdar işe doğrudan doğruya karıştı ve Goga vasmıtasile bu perişanlığı izale e- decek bir teetübeye girişti. Goga hükü- | meti ile yapılan kısa tecrübe, bunun sa- Hm bir netice elde etmeğe kâfi olmadı. ı gösterince 0 zaman hükümdar işi daha kuvvetle kendi eline almâya zaru- ret gördü ve bügünkü milli hükümeti kurdu. Bu milli hükümetle hükümdarın yap- mak istediği şey, birinci derecede, hü- kümdara karşı kat'1 bir muhalefet vazi- yeti almış olan köylü fırkası hariç, mem- leketin bütün kuvvetlerini bir araya top- lamaktı. Bunda muvaffak oldu. İkinci derecede de, Yunanistanda olduğu gibi, Romanyayı da siyasi fırkaların ve zümre- lerin mücadelelerinden kurtarmaktı. Bu- nun için -Romanyaya, siyaseti ikinci plâ- pa atan yeni bir Ana Kanun vermek is- tedi ve bu kanun kısa bir zamanda hazır- lanarak neşrolundu. Bu yeni kanun, Romanyada çok derin.- lere kadar giden bir rejim değişmesi âe- Mektir, Bununla hükümdar, Romanyayı, parçelayıcı ve yıkıcı bir siyasi faaliyetin | elinden kurtarmak, ona sükün içinde ça- lışma imkânları vermek istiyor. Bugün- ki vaziyet, bir bakımdan bundan ibarct- tir. İkinci bakımdan da vaziyet şudür: Yeni Romanya rejimi, kralın idaresi al- tında bulunan bir faşist rejimidir. Bövle bir rejimin şartlarından biri olan olorite doğrudan doğruya kralın eline geçmiş- tir; başka bir diktatör yoktur. Gaga hükümetinin düşmesini Roman- yada demokratik rejimin tekrar avdeti manasında anlıyanları, hükümdar bu yeni kanunla bir sürpriz karşısında bı- rakmıştır; çünkü yeni kanunun esas pren- | sipleri faşist prensipleridir. Bundan do'a- yıdır ki iki gün evvel Ramanyada Demir SON'POSTA Resimli Makale : Bir meclisde hazır bulunanlara dikkat ediniz, Bazıları yalnız söylemek, bazıları yalnız dinlemek isterler. Bazı - ları da çevrelerinde olup bitene tamamen lâkayd kalır- lar- Açık gözle rüya görmeye dalarlar. b olanlar, mıyanlardır. VE Üç sınıf insan... Söz hakkını yalnız kendilerinde bulanlar kara cahil, yalnız dinlemek isteyenler ya fazla kurnaz, ya fazla ap - tal, açık gözle rüya görenler hareketlerinin de miskin insanlardır. Akıl- hiç birini göze çarptır - Söz * İngilterenin en Güzel kızları HERGÜN BİR FIKRA Dalkavuk Adaman birinin daima kavuğunun önile çakşırının dizleri eskirmiş, Bir gün merak edip sormuşlar: — Senin niçin dalma kavuğunun önile, çakşırımın dizleri eskir? Cevab vermiş: — Kavuğumun önü, herkese dal - kavukluk etmek için temenna ettiğim- den eskir! -- Ya çakşırınım dizleri? — O da dalkavukluk etmek için tes medlna ettiklerimin hiç birinden bir fayda görmem. Bu yüzden, dizlerimi döverim de ondan eskir! Amerikalı rakibelerile boy — ölçüşmek üzere beş yüz İngiliz kızı arasından seçi- len bu güzeller, «Biz sAmerikalı hemcins lerimizden daha güzeliz» diye iddia ct- mektedirler. Siz ne dersiniz? Japon kadınları berberlik öğrenecekler İngiliz gazetelerinin yazdıklarına göre Tokyo Evişleri mektebine yeni bir ders * İngiltere tahtına bir Talib zuhur etti Daily Express gazetesi İngiliz — polisi eski onbaşışı Antoni Wilyam — Holl'un kendisini İngiltere tahtına namzed ilân ettiğini ve bu hakkının istihsali için fa- daha ilâve edilmiştir. Mektebin kız tale-|aliyete giriştiğini bildirmektedir. — Holl besi kocalarını traş etmeği öğrenecekler- bugün ticaretle meşgul olmaktadır, Fa- dir. Traş hergün masrafı icab eden ve bir | Kat adamları tarafından <İngiltere krah ailenin senelik büdcesine — ehemmiyetli | Attoni: fsmile yâdolunmaktadır. Anto- bir paraya malolan bir iştir. İyi bir ev |Binin bu Ünvanı sekizinci Hanri AA kadını kocasının ve çocuklarının hem | ttidan başlamaktâ imiş. Bazı tarihçilee vakitlerini tasarruf etmek, hem de fazla |1t Nazaran sekizinci Hanri Katerin ile masratan kurtarmak için traş ve saç evlenmeden evvel Ana Polenadan bir ço- kesmeği bilmek mecburiyetindedir. Bu- | “Uk kazanmış ve bu çocuk Susex'de Holl nun için Evişleri mektebi talebesine ber- istmminde bir köylü tarafından büyütüle- berlik öğretilmektedir. zek Con Holl ismi verilmiş imiş, Binacn- aleyh bu Cah Holl güya «krâal Antonis hanedanının bânisi bulunuyormuş. Şimdi Con Holl ber pazar günü öğle- den sonra Hayd Parkta «millete, hilab etmekte imiş. Malüm olduğu üzere bu- rada herkes her istediği şey için serbest- çe konuşmakta ve dalma da kendisini dinliyen birçok samiin bulmaktadır. Con Holl son nutkunda kendisinin kanunla- ra pek riayetkâr olduğunu ve cebrin son derccede düşmanı bulunduğu için İngiliz milletini isyana davet etmekten çok u- zak olduğunu hakkına emin bulunduğu ehetle nihayet 1940 senesinin kral ilân edilerek muzaffer olacağını söylemi; nazaran, bu katar kralın mevküni kuv. vetlendirmiş ve muvaffak olma imkân- larını artırmış demektir. Şu halde Romanya kat'i olarak yeni bir tecrübeye girmiş bulunüyor. Bu tac- rüben'n bu dost millete hayir ve selâmet vermesini temenni etmek vazifemizdir. Yeni rejimin hususiyeti, kralın idaresin- de bulunan ve muhtelif cereyanları kal. hyarak memlekete sükün ve intizam ver- mek istiyen mutedil bir faşizm şekli ver- mekilr. Demir Mukafızların - dağılması, yi bir alâmettir. Eğer, kral diğer kuv- ci de bir araya toplayıp onların da «vakâlet» ve «teslimiyetlerini» temin e- derse Romanya sükünete kolaylıkla av- det edebilir. Görünüşe nazaran bugünkü hükümet devam edecek değildir. Plebis- sitc müracaattan bir müddet sonra vazife- sini başka bir hükümete devredecektir. Fahkat, her ne olursa olsun, nüfuz kralın elinde bulunacaktır, Şimdi her şey hü- küradarın işlere vereceği istikamete bağlı görünüyor. Kuşlarile beraber can veren ihtiyar 87 lk bir İngiliz, kuşlara olan sevgisi ile şöhret bulmuştu. Evinde türlü türlü kuşlar, papaganlar besliyen meraklı gü- niün birinde ölmüş, aradan birkaç saat geçince de, beslediği kuşlar, onun bu ö- Kimüne dayanamıyarak onlar da carila- rıtu. vermişlerdir. Muhittin Birgen Muhafızlar toşkilâtının, keodi kendisini dağıttığını gördük. Bu teşkilât, yeni ka- munu, kendi davaları için kâfi sayarak kendi kendisini dağıtmış ve bu suretle krala serbestçe bu dava lehinde çalışma imkânlarını vermek istemiştir. Demir Müuhafızların Ramanyada çok — mühim bir siyasi kuvvet sahibi bulunmalarına Dün çıkan bir gazetedo şu satırları okuduk: «Limanımıza gelen bir Fransız vapurunda gümrük | lunmuştur. muhafaza memurları tarafından görülen lüzum üzerine araştırma yapılmış ve vaziyetinden şüphe edilen bir Er- İSTER ARASINDA Müzayedeye çıkarılan İmza albülmü | İçinde birçok kralların, sporcuların, boksürlerin, Kipling-Barrie gibi muhar- rirlerin kendi imzaları bulunan bir imza albümü Londrada müzayedeye çıkarıl- mıstır, Sahibi 18 yaşında bir genç kızdır. Vaktile 12 bin lira verdikleri halde gene satmamışlır. Resmimiz, şimdiki kral ve kraliçe, Vindsor dükü ve diğerlerinin imzalarını Bösteriyor. Bir Hindli milyarder doktor arıyor Hindistan milyarderlerinden Set Ya- lan müptelâ olduğu hastalığı teşhis ede- bilccek doktora 50,000 İngiliz lirası vere- ceğini ilân etmiştir. Şimdiye kadar Av- İrupanın en maruf doktorlarından on be- İşi Hindli milyarderin hastalığını teşhtse teşebbüs etmişlerse de hiç birisi bir ne- tice elde edememiştir. Son günlerde Hindli bir doktor Set Yalan'ı görmek is- tediğinden milyarder bir tayyare gönde rip doktoru getirtmiş ise de bu da Avru- palı doktorlar gibi hastalığı teşhis ede- memiştir. Bu çok zengin Hindli garib bir hartalığa müptelâdır. Hindli âyağa kalk- mağa muktedir olamıyarak aylardanberi yatmaktadır. Şimdi Hindlinin sarayı et- rafında toplanan yerliler sabahtan gece yarılarına kadar dualar okumaktadırlar. Fransanın nüfusu 9 ayda ancak TI artmış Fransa nüfus idaresinin neşrettiği bir istatistiğe göre nüfus meselesinin Fran- sı için pek ümid kırıcı olduğu anlaşıl- maktadır. 1937 senesinin ilk dokuz ayın- daki nüfus artması ancak on birden iba- Tettir. 1937 senesinin dokuz ayı zarfındaki ev- lenerlerin mikdarı 1936 senesi ayni ay- larına nisbetle 4000 noksandır. Doğum mikdarı da 1936 dan 13,000 noksandır. 1938 senesinde ölüm mikdarı doğumdan fazla imiş, 1937 de ölüm mikdarının azal- ması doğumla ölüm arasında bir muva- zeno husüle getirmiş ise de nüfus art- ması ancak 11 rakamını göstermektedir! İSTER İNAN, İSTER İNANMA! meni kadınının belinde kaçak olarak ipekli kumaş bu - Bulunan kumaşın mikdarı ne kadar dersiniz? Topu to- pu (bir buçuk) metre, İNAN, İSTER İNANMA! 5 özün Kısası Yaş farkı E. Tsla v izim gazetede, Gönül İşleri şesini idare eden Bayal b daşa, okuyucularından hergün % gelen mektublara -eğer sır olll_'“ # edilmemiş ise- bazan şöyle gö TİrİM. . Dikkat ettim: Mektub yazıp öğÜÜ teyculerin çoğu, kadınla erkek "' daki yaş farkına temas ediyorlar. hef Dünya evine girecek - olanlarıl, " geyi önceden ince eleyip sık d'*'.,:. t rı şüphesiz ki âkilâne bir harekettif #4 kat böyle inceden inceye dü gereken bir sürü şeyin içinde M’ı’ meselesi en az ehemmiyetli olanıdır Evet: Yaşı elliyi epey geçmiş keğin, evlâdı, veya torunu yııli"ı kızla evlenmesi gülünç ve hat dir. Fokat aralarında sempati”” N bulünan bir çiftin üç aşağı, beş 9" bir yaş farkı yüzünden te melerini de kat'iyyen manasız rum, Kadinlar bilirim ki, k yaşca büyük, yahud ki onunla yaşta oldukları halde, güzel u meziyetleri, ve kendilerine itinâ & leri sayesinde, ilk günlerin sevgisiti ” #hengini devam ettirmişlerdir. Ve gene erkekler de tanırım Kİ, larma kır düştüğü, yüzleri kıl ihtiyarlığım ilk ârızalarını d! h başladıkları halde, genç — ze' ııM üzerindeki maddi ve manevi rinı el'an muhalaza runekte, içine baktırmaktadırlar. Karı - koca arasında, yaş farklı başıns geçimsizlik tevlid eden bif değildir. Bu fark, ancak başkâ rin üzerine katılır ve onları Kendine bakmasını bilen, daimâ cazib görünmeyi gaye Z nelerin eksilttiğini başka # telâfiye çalışan erkek veya kadıi O A bir zaman ibtiyarlamaz. — | İnsas kendi kehdin! sevdirir. çel Ğ ŞA GK ak Ç x jane etmek, gençliğe ve taff güvenmek çok defa sukutu hayal€ b tükler. Evlilik hayatında, #|) yaşlılar kadar, ve belki de onln' 4 yade bedbaht olabileceklerini adli)”i, boşerima istatistiklerile isbat etmek | laydır. s.| Akıl yaşta değil baştadır, | Saarlet için de aynı şeyi, hafif bİF Tüğy — la tekvar edebiliriz: Saadet yaştâ gönül ve ruh birliğindedir! AZAR z Denizyolları koopef.dfı kongresi Denisyolları kooperatifinin yıllık toplantısı dün saat 3 de Denizyollar! sebe salonunda yapılmıştır. Teplantıyı Denizyolları Müdürü tin Serim açmış ve İktısad Vekâleti da müfettiş Saad Şakit hazır buramff Denizyolları kooperatifinin 937 yili mi satış yekünu 607,217 - itrayı DÜNATÜ, Benelik umumi satışın 163 bin Jirüsi jî ların, 126800 Hirası ortakların, ve / 817417 lirası da ortak olmiyan Wı!, müşterilerin yaptıkları mübayaatâ Te Batışlardan hasıl olan kür yekünü ,İ rak 40.474 lira 47 kuruştur. İ Bu yıl içinde bütün Denizbank . rinin kooperatife ortak olmaları lecek, bu suretle kooperatifin günkünün birkaç misline yükselecekti p j | | j