23 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—ttt SON POSTA ş"m"ye kadar kadını himayeye muhtaç gören ve onu harb sahasının dışında "'“" telâkkiler çok değişmiştir. Şu halde bugünün silâhlarına fark gözetilmeden hedef ittihaz edilen kadın, acaba o silâhı yarın bizzat idare etmiyecek midir? Yarı nki Harbde Kadının Rolü WİNSTON CHURCHİL İngilterenin eski Bahriye Nazırı ve muruf siyaset adamı adınların harbe girmesi fikri bi- ze acı geliyor: Çünkü bütün garb İyeti, hâlâ kuvvetli bir tesiri olan şövalyelik an'aneleri ulmuştur. Kadınlarla çocuk - | e v tehlikeden karunması yığit millet « Ödeta bir sevki tabil haline girmiş- vmide kurtarıcı sandal « | erleştirilir. Yanan evden | ar. Ne kadar tahrik edi- ee olursa olsun bif kadına Ra, *? eden erkeğe alçak gözile bakılır. Rtkeği *din kadını koruması, hattâ bu yolda E:”bwın kanlı siperlerde erkekle yan- Üle tak, 'Oğuşmasına işte bu kanaatin tesi- ’ib:_ Mammül edemiyoruz. Ve bunu gayri | hnı Yri İnsani, utandırıcı bir şey görü | Bu telkin bize şövalyelik zama » 'dan kalmadır. .î'ki'- yaşlıyı, çocuğu ve zayıfı koru- hiristiyanlığın en mübim kaldele « den biridir. — Putperestlik — dev - u'î: bilâkis, yalnız kuvvetlinin ya- Ya hakkı olduğu kabul edilirdi. Has- Buz l*'l’un sağlamlar tarafından Gövüle “le öldürülmesi gibi... Hattâ ülimler, Süretle «yaşamıya en elverişli oların | Yette rini müdefaa eder mahi - “Selye ddi eserler yazmışlardı. Hıristi - Üz Nlk bu telâkkileri yıktı, onların yet UVvetlinin zayıfı koruması gibi yük- "T kaide kurdu. Acaba modern dün. bi G U Yüksek kaldeden Bötün bütün ay- Mi, işte mesele buradadır. Kadınların masuniyeti fikri dinların masuniyeti bize o kadar Bar "'kük geliyor ki, bu masuniyetin ne ** tecavüze uğrıyacağını kestiremi- | %'" Tecavüz iki cepbeden geliyor. Bi- Si Kadına erkeğin bütün hakkını i'5'=ı'ıaıı buna mukabil onlar bütün i Üyaslarını almakla öğünen femt inizm, | öldürmekten başka kanun tanımı- arbarlık. Gittikçe şiddetlenen bu ©İ kuvvetler kadını tehlikeye — ve An önüne sürüklüyor. Ti Sasea çövalyelik idealleri dünyanın K alina kök salmış değildir. Bu ide- Rünye fönnin daha ziyade İlerlediği, bu- Tüpa ç Shlâki telâkkilerin ölmüş bulu - Belecek devirlerde, bütün bütün yacağını kim temin ede - ? İptidaj devirlerdeki vahşi kabile - Bu Ve imha harblerinde cins gözetil. 4 Yüzden kendini müdafaa me hı kı â #arç 'Nadan birbirile çarpışırlardı z saşen sivil harb her zaman Ü,, erde kadını korkunç ağı içine n Ç Piştir. Yavrusunu aç kur hr, piP'üdafaa eden anayı herkes alkış ehi ,” gün insanlar da canavarlar gibi | Bndaj *firse savaşt erkekle kadın ara - la | fark kendiliğinden ortadan kal - tır, Bip *ba bu olacak mı, medeniyot ışığı Hte n 'o'ıccık mi, düşünülecek nokta » Sönerse, vahşet dö « Kihda 6 'Mşıı kadın mutlak erkeğin ya - ki “î' &lacaktır. Ve bunüu ©o zaman RRaktız nnlış. ne de anormal sayamı - ııııln»srrsh ki hayvanların di- '*fa erkeğinden daha kuvvetli ve 3'mudır Kadın ve harb hakkında eski telâkkiler Unan DE İarafı Söyılan | zofları kadının harbe ardılar. Bunlar a ve di inyaya kuruma Dağı olan rl âtun, x,, hudud ı_ ımıı dö. ğ n izlarla, kadınlar talim, * biye | — Yazan | | Aralarına erkek sokmazlardı. Hattâ riva» |Büyük harbda Sırb ordusunda çarpışan asker kadın ve silâh kullanmayı iyice öğrenmelidir. Düşman ordusunun ülkemize girmesi her an m ür, Kadınlar buna karşı ö- losiye çarpışacaklarına dua lere koşarlarsa utanılacak bir şey olur> der. Bunlar ne bir Avrupalı diktatör, ne bir İspanyol veya Rus komünist propagan « dacısı, ne de (Nietzsche) gibi eli en ufak kini ile göstermek isti- n sözüdür. u fikri fından pek m o ların & muasırl. Fdt cenk eden <göğüssüz kadın» la- rın hikâyelerile dolu idi; Adlarından da “Cappâdocla amâzonları * | Janlaşılıyor. Bu kadınlar iyi ok ve harbe kullansınlar diye memelerini keserlerdi yete göre (başka kabilelerle geçici mü - nasebetlerinden doğan) çocukları erkek olursa derhal öldürürler, kızları kendi - leri gibi birer cengâver yetiştirirlerdi. Bu menfur telâkkiler, pek haklı ola - rak binlerle yılın terakkisi ardına atıl-| dı. Bugün en iptidai kabileler bile kadını harbe katmak âdetini tamamen değilse de, hiç cimazsa kısmen terketmiş bulu « nuyorlar. Onu köle gibi çalıştırıyorlar, yük hayvanı gibi kullanıyorlar, inek gibi ve onun kadar ucuz alıp satıyorlar, fakat savaşa sürüklemiyorlar. Erkek kıyafetinde harb eden kacınlar Kadınlar arasında bu mevzuda müs - tesna olanlar yok değildir, Bilhassa erkek kıyafetine girerek harbeden kadın - bizi hiç sinirlendirmez. Çünkü: Bir ata Ü- nün dediği gibi (göz gör yürek yanmaz). Fakat bunlar münferid hâdi - selerdir. Yaradılış iti pek benziyen bir kadının erkek kıyafetine girmesi, bütün kadınların harbe girme - sine misal tutulamaz, Tarihte ve larda cinsiyetlerini gizliyerek, b yatlarında birer erkek rolü oyı ile erkeğe dınlara çok rastlanır, Bunlar |kı erkek gıbı yürümüş, 9rıuk g lü vak'aların değişiklik ve gar ister istemez tesir etmektedir. Ve bir çok | şürlere, destanlara dokunaklı birer zu olmuştur. Fakat bunlarla o ka Gvülmüş değil, sadece hikâye edilin Maamafih bir millete önder olan ku mevzuu bahsolunca meselenin yüzü ta - mamile değişir. Cleopatra Antuvan'a| Aetium harbinde yenilmemesi için ce - saret verebilseydi hakkında daha iyi şey- ler düşünülürdü. Vatanseverliğin sembolü —olan Jan Dark pek haklı olarak bugün Avrupa ta« rihinin en büyük kahramanı gibi taziz ediliyor, Ateşli, mistik h: ve mızraklar arasında görür gmı ruz. Yakılmasa idi bile, yalmız Papa de - ğil, bütün modern dünya onu bir azize Bgbi takdis edecekti. Halbuki eğer Jan Dark maharetle silâh kullansa ve eğer | l:.ırıh onun kendi elile bir çok kurbanlar "yere serdiğini kaydetseydi hakkında bu kadar coşkun bir saygı duyulmazdı. Hü- lâsa kuvyetli erkekle! ret veren, zayıf bir k. ruz. Fakat erkek öldüren kadından neiret | ederiz. Çünkü: Bu, kadını tehlikeden ko- | rumak gibi erkeğin şerefini okşıyan şeyi ortadan kaldırıyor. 1917 de Petrograc'da teşki: edilen kalın ordusu 1917 de Rus - orduları ği vakit, —Petrogradda — bir kadınlar, Bolşevik ve Alman pro- pagandası tesirile, bir ördü teşkil et. tiler. Kendilerinde bu bir eksantriklik - den ziyade bir vatan ve yurdseverlik te- zahürü sayılabilirdi. Ne olursa olsun he- zimetle neticelendi. Zavallılar — cephede harbedemeden asi kuüvvetler tarafırdan imha edildiler. Bölşevikler galib gelince, bugünkü Kızılardunun esası olan Kızıl muhafızlar teşkilâtında kadını erkekle tamamen bir tuttular ve yeni bir kadın ordasu hazırladılar. Bugün Rus safları arasında gerçi k&dın nadiren ras!l yor ama, askerliğin daha teknik & bavacılıkta binlercesi yetiş , | ider olan, dına hâ; cesa. an olu -| dağıldı - kıs ım üyük harb bile kadım s'perlere sok . F erek Ru tlerde bir çok & 'dı. Ateş hatlarına sokulan keri hizmetl, -|Bir dakika sonra da bir çığlı | girecekti (Devamı 10 uncu sayfada) “Son Posta,,nın zabıta römanı: 10 Üstkattaki cinayet Nakleden: İbrahim Hoyi Birdenbire bir çığlık koptu. Ark kapandığımı — Kiracılara hava parası verip — dişa- rıya çıkarmaya muvaffak olamayınca iş- | ler çatallaşlı. Daha doğrusu, diğerleri ikinci katta oturan bunak ayak diredi. Kerata, Nun dedi, peygamber demedi. Her - türlü yoldan gittim. Oluklar gibi para vâdet- Üm. Fakat h , iİhtiyar bunak bir tür- lü çıkmak istemedi. Teklifime yanaşma- dı. Üstelik razı olanlar da başka yerlere taşınmışlardı. Yenilerle anlaşmak — icab etti. Bütün bunlar üç ay evvelki hâdise- Fakat baylar, ben kendi kendi- me yetişmiş bir adamım. Öyle kalay ko- her şeye pabuç bırakmam. Hattâ me- ram etsem şeytana bile pabucunu ters giydiririm. Kafam kızmaya görsün. celik takkemi çıkardım, önüme koydı ğ ır, dedim. Bu iş böyle sö mez. Madem ki bu herif, adam lâfından anlamıyor, bunu an öyle bir oyun oyna ki, duyanlar parmak, ısırsınlar ve bu işi bir an evvel bitir. Meşhurdur: «Dağ sana gelmezse, sen ona Baylar, ku tabi hoşunuza £ k. Zira razı olmuştu da, lerdir. m e » kadar garib ve nev'i şahsına münhasır usuldür ve ihtimal ki başkalarını da lü- zumsuz yere ürkütecek bir mahiyette Fakat, mantıki, kanun dalre Yi an bir teklife karşı gelindi miydi bitta: bi duramazdım değil mi?., Ben de pilâv- Her ıi dan dönenin kaşığı kırılsın dedim. ne hal $i d brrakalır dönelim: di bu usul musül ı da, o mahud cinayet gecesine O gece, sırf gayeme erişmek ve evi de deima göz altında bulundurmak için kis rolamış olduğum odamda bulun Birden bir çığlık koptu. Arkas bir kapının şiddetle kapandığını duydum. sesi dalha geldi ve merdivenlerden aşağı bazı ayak seslerinin koşuştuğunu işittim ordum. ndan da Sahanlığa çıktım. Ağır ağır ve etralı- mı kollaya kollaya üst kata çıktım ve ©- İrtada, o odada bir kadın cesedi gördüm. Kadın ölmüştü. Şaşırdım ve bu şaşkın- iikla sokağa koştüm. Etrafta polis filân görünmüyordu. Bir müddet sonra, ayazs Ga üşümüş olmalıyım ki kendime geldim ve bulur dım, Korkt Hemen köşedeki telefon kulü- b im, yakın dostum olan avuka- fırna telefonu açtım, aman dedim, Ne ka- dot mümkün ol çabuk gel Adresi tekrarlı çıktırm. Aradan kadar — geçti — bilemsem, Başka bir hüdise oldu ve siz, Sir Tamsle, tasdi ladı Kul'off sözüne devam ederek: - Evet siz kapıyı çaldınız. Ben de açtım. Hatırladığınız gibi konuştuk, Son- ra siz yukarıya çıkmaya başlarken, fır- satı ganimet bildim ve şapkamı, paltomu a'arak evden hırsız gibi elimden geldi ka silr'atle uı:u:laş.ı'n Tamsie sordu: — Ya cesed ne oldu?.. -- Ne demek istiyorsunuz Sir?. — Yani bu cesed & da, Athenacum klü larına kadar ulaşabild orum. Mister Kuloff, omuzlarını silkti. ve Efendiler, bu hususta hiçbir. malü. fikrim yok.. diy ğa kalktı — Bir teklifim var. sine gir irse o kadar ne k makamında başını sal- n nasıl sır öldü ünün taş basamak- matım, cevab vere: a Sonra: Daha erkendir. mak gerek. Ona | bir | asından da bir kapının ş'ddetle duydum. Şerbet mi, içki mi ne emrederseniz, şöy« le & pasını giderinciye kadar, le ben de giyineyim, Birlikte Rum sokağındaki 175 numaraya gidelim. Zira daha bilmediğim ve esrarını muhafaza e- den birçok şeyler var, beklersiniz, değil mi?.. deği, 20 dakika sonra, dört adam, Rum <0 kağındaki 175 numaralı evin önünde bır lunuyorlardı. Kapıda bekliyen, sivil bir memur Tamsleyi inceden —inceye süz- dükten sonra, hepsini içeriye bıraktı. Karanlık sofaya girdiler. Amerikalı böbürlendi: — Ben daima elekirik fenerimi yanım- da taşırım. 'Tom karanlıkta gene sendeliyerek: — Çok iyi bir âdet, dedi ve sordu: — Ne yapacağız, yukarı mı — çıkaca- pız?. mızın iznt apkaranlık merdivenin daha ilk akları takılıp az kalsın oyun kapanacağı sırada parmake du. Tutunmasile de, gene o mâ« en, perde yükselerek, ık haline gelen ses bütün perde aplodı rinde küfreden yalnız yüzbaşı Ves reker oldu. Diğerleri ses bile çıkarmâdı- İlar. Tam bu sırada kabak kafalı milyo- nerin sesi işitil - Alfedersiniz centilmen, Bu çığlık hâdisesinin böyle mevsimsiz, yersiz vukubuluşundan ziyadesile müte- € im. He sirizdir. Sizi buraya getirerek, bunu gös- termek arzusundayım. Ürkütmek, hele boş yere korkutmak istemezdim. Kusü« rumu aflediniz, baylar Tamsie, hiddetten boğulacak gibi ole diyordu.. özrümü kabul edecek. muştu. Ancı — Ne maval okuyorsun be - herif!... Bununla altıncı defadır ki aklım zivana- dan çıkıyor. Nedir bu Allahın belâsı, in mi, cin mi?.. Sonra bu sesle ne alâkan var senin?.. diyebildi. Mister Kuloff elektrik fenerini sıktı. Yükarıya ve bir köşeye takılmış tozlu elektrik kantörüne döğru etti ve: olan tevcih m ve doğru odama | şişe viski ye — Lütfen yukarıdaki odi buyuru« şunu bilhüssa r parmaklığa ız da ilk iki 2 taraftan a takılmasın, d sözile de loff öne geçti. Üçüncü kattaki dal kapısını açtı. Misafirlerini içerle Çıp masanın üzerine de bir eştirdi. Elini cebine soka» rak söze başladı Şimdi bazı şeyler anlatacağım. Bun- pek garib gelecektir. Kabül ede- ı. Hattâ 1 yerler benzeteceksiniz. Bunu da tabili görürüm, Zira kendim baştanbaşa (melodram) ım. Fakat evdekileri ürkütüp çıkartmaak için de bundan daha fevkalâde bir yol bula azdım. Hatırlarsınız ki, içinde doğdu. ğum evi elde edebilmek için her türlü çareye baş vuracağımı söylemiştim. Telk iâllarım vasıtasile, mahud deli bunağa tam 3000 lira teklif ettim. Ne içindi bu?a ünüz, aldı ni bir melodrama Bunu anlamak | Sırf kuntratını bana devretsin diye.. fas kat kabul etmedi bir oyun öye kutayım ki, a- n emdiğin süt burnundan d ır misiniz, rif huzzetti. korkutulmak Adetâ Mese duydua Hunuz şu hafif sescik —”'Arkan var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: