2 Sayla m Hergün İngilterenin harici Siyasetinde bir Sevkulceyş hareketi Yazan: Muhittin Birgen eçen hafta içinde Londrada ha * rici siyaset mestleleri üzerinde iki defa da hayli uzun münakaşalar ol » muştu. Bu münakaşalar arasında, hükü- met namına söz alip müzakereyi netice » dere bağlıyan devlet adamları, hiç bir ye- ni şey söylemeksizin, hep eski müphem ve İâstikli formüller içinde kalmışlardı. Ayni zamanda Londradan çıkan dediko- dular, Chamberlain ile, Eden arasında, harici siyaset meselelerinden dolayı ihti- laflar bulunduğundan bahsediyordu. Nihayet anlaşıldı ki, bu münakaşalar arasında hükümetin müphem formüllerle konuşması manasız ve başvekil ile hari- tiye nazırı arasında ihtilâf bulunduğu hakkındaki dedikodular da esassız değil- miş. Kendi arasında harici siyaset me « #elesini münakaşa eden ve ihtilâf halinde bulunan bir hükümet, muhtelif harici meseleler karşısında elbet sarih bir vazi» yet alamazdı. Londrada münakaşa mevzuunu teşkil eden siyaset meselesi ehemmiyetsiz ve teferrüata sid şeylerden değildir. de İngiltere harici siyasetinin geniş çev- rel: bir sevkülceyş hareketi yapınak ari- fesinde bulunduğunu gösterir mahiyet » tedir. Bu sevkülceyş hareketinin istinad ettiği kuvvetlerin mahiyetleri ve teves Belki | mez Hayata bütün msanlar temiz, masum ve ekseriya kabili. yetli olarak gelirler, aralarında hemen hemen mutlak bir müsavat vardır, fakat sonra aile, muhit, tahsil ve tesadüf müsavatı tedricen bozar, herkesi ayrı ayrı yolların başlan. gıcma götürür; fakat neticenin iyi veya fena çıkmasından mes'ul olan insanın yalnız kendisidir.. Resimli Makale: ; SON POSTA Çocuğa daha ilk him bir meselede daha iyi düşünür 9 İrade ve r: isuliyet meselesi. VA yaşlarından ıibaren hareketlerinde ser- besti veriniz, iyiyi kölüden ayırma kabiliyeti telkin ediniz ve yalnız başına yüri arzusunu aşılayınız, biliniz ki mü- mes'uliyeti omuzları üzerine alan adam ve adımlarını daba ziyade hesablıyarak atar, çünkü neticenin hesabını verecek olan kendisidir. SOZ ARASINDA Nazizm aleyhdarı cüh elliği hedef hakkında şu dakikada! Bir musikişinas sarih bir şey söylemeğe elbet imkân yok- tur. Fakat, Londradan istifa haberleri geldiği sırada, Pariste de, pazar olmasina rağmen, hükümet adamları arasında fev- kalâde bir içtima aktedilmesi ve bu içti- mada Fransanın Londra selirinin de ha- zar bulunması gösterir ki İngilterede ce- reyan eden işler ehemmiyetsiz değidir ve sade İngiltere değil, Fransa siyaseti bakımından da hayli mühim bir ciddi - yeti haizdir. * Londra bubranına dair şalâhiyettar ağızlardan söylenen sözlere bakarsak E- denin istifasını intaç eden ihtilâf, İtalya İle İngiltere arasında bir anlaşma vücu - de getirmek üzere yapılan müzakereleri kolaylaştırmak için takib edilecek siya » setten İleri gelmiştir. Fakat, tahmin ede- bi ki söylenmiyen sözlerin arkasın. da daha esaslı bir ihtilâf vardır kl bunun haddi sade İtalyayı değil, Almanyayı ve hattâ İngilterenin bütün Avrupa ve dün- ya siyasetini de şümul dairesine almak » tadır. Eden, genç ve kanaatli bir İngiliz de « mokratı sıfatile, gerek Almanya ve ge « rek İtalya karşısında dalma şu siyaseti tutmuştu: İktısâdi kuvvetleri zayıf olan bu memleketler, İngilterenin geniş vası - taları ve.imkânları karşısında onunla ya- riştan bıkacaklar ve günün birinde yel » kenleri suvs indireceklerdir. O zamana! kadar işleri oyalsmak, Milletler Cemiye- tini tutmak ve Milletler Cemiyetinin hu. kuki çerçevesi içinde İngiliz siyasetini muzafferiyete (götürmek. Anlaşılan, Chamberlain hükümeti, bu siyasette teh. Kke gördü ve dünya sulhününmuhafa - zası namına bütün mes'uliyetleri İngil - tere üzerinden atmak arzusile, bir ta tan İtalyaya, bir taraftan da Almanyaya karşı daha dostane bir siyasetle biran « Jaşma eli uzatmıya karar verdi. Edenin bütün muhalefet tarafından alkışlanan bir kahraman haline gelmesi için başka bir izah ve sebeb gösterilemez. * İngiltere tarihinde pek çoktanberi böy- le bir harici politika münakaşası ve böyle * bir buhran görülmüş değildi. Bu defaki buhranin inkişaf ve tezahür şekilleri ile anlıyoruz ki bu büyük dünya imparatur- Tuğu kendisini büyük müşküller karşısın- dâ hissediyor. Başka hiç bir sebeb buh - ranın bu kadar kuvvetli bir tezahürünü izah edemez. Şimdiki muhafazakârların kütlesi kar- şında hak kazanan Eden değildir; Chamberisin haklı çıkmıştır. Londra ka- Avustüryada vuku bulan son de - tikler yüzünden meşhur bestekâr “anini, bu sene Salzburg'da yapıla- ine iştirak et- ni ilân etmiştir. Toscanini, Nazi rejimine aleyhtar bir musikişinastır. Onu tanıyanlar, beste - İk , San'atine hayran olanları, siya - si görüşlerine kurban etmemesi husu - sunda çalışmaktadırlar. kuvvetli bir hele getirmiş. ve Führerin son nutkunda İngiltere ve Fransa de- 'wokretlarile alay eden fıkraların manası daha canlı mahiyetler almıştır. Genç E - denin bütün kabine âzaları karşısında kuvvetli bir vaziyet almaşı neticesinde husule gelen bu buhran olmasaşdı. yani Bay Eden kabinenin ekseriyetine ayak İ uydurabilseydi, elbet İngiltere karşısın- İdaki meseleleri daha kolaylıkla hallede - İ bilirdi. Buhrandan sonra İngilterenin ya- pacağı müzakere daha güçleşmiş ve gi « rişeceği pazarlıkta vaziyeti daha zayıf » Yarıştı. Bununla beraber temenni edelim ki Chamberlainin dört büyük Avrupa kuv- veti, yani İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya arasında bir dostluk ve sulh an - laşması tesisini istihdaf eden politikası nihayet muzaffer olsun ve dünya, onun dediği gibi, bir nesil için olsun « vuşmuş bulunsun! a ka- Muhittin Birgen binesinin yeni şartlar içinde ve yeni bir hariciye nazırı ile idare edeceği yeni po- litika, İngilterenin fırtınalar içinde bu- lunan siyaset tekmesini selâmete eriş cek ve Avrupaya muhtaç olduğu sulh ve sükünu verebilecek mi? Büvü bize hâ - diselerin yakın inkişafı gösterecektir. Fakat, şimdiden söyliyebiliriz ki Lon- dradak' münakaşa İtalyada Bay Musoli- niyi bugün evvelki güne nisbetle daha 71 aşikâr olarak İSTER İSTER İ İNAN, İstanbul maliye teşkilâtı muamele vergisinin tarhına esas olmek üzere çikolata imalinde kullanılan kakao mikdarını öğrenmek için ticaret ve sanayi odasına müracaat oda da bu müracaati ehemmiyetle karşılıyarak piyasada ge- niş mikyasta tedkikut yapmaya girişmiş... Alacağı neticenin | KERGÜN BİR FIKRA Ayna yerine Amerika mizahçı Mark Twin bir gün tanımadığı bir kimseden bir mektubla bir Jotograf aldı, Mektub. da şu satırlar vardı: «Muhterem üstad, Size kendi fotografımı gönderiyo- rum, Siz de fotografa bakinca benim sima itibarile size pek fazla benzedi. Ğimi, göreceksiniz. Mark Twain mektuba cevab verdi: «Mektubunuzu ve fotografının. al dım. Hakikaten, fotografınız bana benden daha çök Benziyor. Derhal o- nu tuvalet mahalline astım. Sabahları ayna yerine ona bakıp traş olacağım. Açok teşekkür ederim» * Viyanada güvercinlere Karşı harb açıldı Viyana ahalisi şehir dahilindeki gü- vercinlere karşı şiddetli bir mücadele; açan belediyeden şikâyet etmektedir. Viyana şehrindeki güvercinlerin o son zamanlarda pek çoğalmışlar ve mem - leketin büyük binaları ve âbidelerine ehemmiyetli zararlar vermeğe başla - mışlardı. Vivana belediyesi bu halin ö- nün üalmek için güvercinlere karşı a- mansız bir harbe girişmiş ve memur - ları tarafından şuraya buraya (atılan zehirli yiyecekler ile hayvanları grup halinde öldürmeğe başlamışlardı. Viyana hayvanat himaye: cemiyeti güvercinlerin «ekatliâmiz diye tavsif el- tiği bu halden şikâyet ettiği gibi bin - terve imzal; mazbalalar ile de müraca- at edilerek güvercin «katliâma ının ö- nü alınması hükümetten İstenmekte - dir. İngilterede 600 sene sonra açılan mezarlâr İngilterenin meşhur Westminster Ab- bey mezarlığında 1304 ve 1308 senelerin-! de ölen ve İngiltere krallarından birinci Edwardın torunları olan iki prensin ce- sedleri 600 sene sonra yeni baştan açıl- mış ve bunların hakikaten kendileri ol- duğu, fotograf, rontgen vesair fenni â- letlerle tesbit olunarak yerlerine konul muştur. Bu hâdisenin mihim tarafı, bu mezarlığa gömülenlerin pek ender ola rak mezarlarından yeni baştan çikarı!- malarıdır. etmiş, okuyucu gen: İSTER İNAN, zn Yüzüncü yaşına basan Genç bir kadın Bu kadın, bugun tam 100 yaşına basmıştır. Gözlük takmaz, baston kul- ilanmaz. Dimdik yürür. İştiha ile ye - mek yer ve hergün de bir genç kadın kadar el işi yapar. Mükemmel yün ö - rer, Kurdların arasında büyüyen vahşi çocuk Bari Banki on senedenberi hususi bir itina ile görüp gözetilmekte olduğu Bin- gale hastanesinden tam bir adam olarak çıkmıştır. Bari Banki on sene evvel Ba- ri Bankide vahşi bir halde bulunmuş ve onun 1 bu ismi almıştı, Hindistanın © havalisinde vahşi hayvan avlamakla uğ- raşan bir takım avcılar. günün * birinde bir kurd sürüsüne, tesadüf ederek sürü- yü dağıtmışlardı. Kurdların arasından» sana benziyen el ve ayakları ile koşan bir mahlük görmüşlerdi. Avcılar büyük müşkülâtla bu mahlüku yakaladıkları vakit yedi yaşlarında bir küçük Hindi folduğunu anlamışlardır. Küçük Hindili henüz bir yaşında fken vahşi hayvanlar tarafından kapılmış ve o vakittenberi de kurdlar içinde yaşa- makta bulunarak bu hayvanların bütün itiyad ve sevki tabillerini öğrenmişti. Konuşmağı bilmiyor, yalnız kurd havla- malarına benziyen intizamsız sesler çı- karıyordu. Çiy etten başka da bir şey ye- miyordu. Gönderildiği hastanede yavaş yavaş insanlığını iktisab etmeğe haşlı- yan Bari Banki bugün on sekiz yaşında ingilizce ve hindeeyi pek mükemmel bi- len bir kibar genç olarak hastaneden çık- mıştır. En garibi Bari Bankinin ilk ha- yatımdan hiçbir şey batırlamamasıdır. İSTER İNANMA! ne olabileceği henüz belli değildir, fakat biz meselâ İsviçre- de yapılan çikolatalarla memleketimizde yapılanlar tahlil ve mukayese edilmedikçe piyasada yapılacak soruşturma- ların bakikati Wade edebileceğine inanmıyoruz, amma &y İNANMA! Sözün Kısası Sabri Toprak 3 E. Tala 5 pkarada, bundan bir KS vel, bir sosyetede bulun! Yanımdaki bir ecnebi öşins yn köşede tek başına durmakta öi88 j Toprağı işaretle: a — Şu, çok seçkin atmalı zat Kİ yor musunuz? dedi, 1d — Nasıl? tanımıyor musunuğ Eski Ziraat Vekili.. Bükreş Bay Sabri. — YAYI, Adını duymuş, çak Kİ gini görmemiştim. Muhatabım, dikkatle Sabri süzdükten sonra, ilâve etti: geği — Onun hakkında herkesten na işitmekteyim.. 1 Hakikaten de öyle idi, Bu müleri san, aleyhinde söz söylenmiyei * aöl meziyetlerini tezkâr hususuna yad ümmet bulunan nadir şahsiye İnkilâbın ön saflarında - beni meşrutiyetlenberi -, en müs lerde bulunduğu balde bu me' muriyetlerin şereflerinden, mii şerefine bir zerre bile a tırmamış, resmiyetlen hususiyeti lıkla intikal etmenin sırrını a Manen ve maddeten te: 1 mizliğin muhafaza yolunu, Ti zak kalmada keştetmişti. Vari tesna bir cazibe veren tevazuü a câli değildi. Onu, hab şey kaybettirmiyerek, fiilen tir: O tarihte, Zirdat yargi kilmiş bulunuyordu. Kendisini 81 pek erken ayıran hastalığın ik duymağa başlamıştı. Muhit Ö belki faydasını görür diye, BU olarak gönderdiler. Onu tanıyanlar sevinç ve hs# lar: Yeni Türk cumhuriyeti, zaheti, kendi vakarı, kendi fi tenasib tam bir mümessil bı Fakat o, kendini her verde fat g8 etmeyi, fazla mehden 01517 den bu vazifeyi yadırgadı.. z — Bu benim işim değilmiş. BÖ fedin! diyebilmek büyüklüğümi di.. çekildi. Soy adı kanunu çıktığı vakit, üstünlü, esreli, yüksekten atsn > tiler. O, en mütevazınmı aldı: Bu intihabı, onun ziraatle Gi. münasebetine atfedenler vi Li kikat bu değildi. Sabri, varlığının gene kendi rum nasile mütenasib görmüştü: O, bi temiz, feyizli ve mütevazidi. Ve nihayet, işte. Sabri i yurdun âziz toprağı birbirlerine , dular, Artık onun asil ve sevimli me ramızda göremiyeceğiz. Ve yak biricik tesellisini, hatırasını 3 muhabbetle yâdetmekte bulacaği” 2 » dazle eminim Prost yakında geliyor” Şehircilik Mütehassısı Prof” kında “Türkiyeye dönecek, üzerinde çalışmağa başlıyacak plânına “aid tafsilât projeleri lamıştır. Yeniden bir mesâi hazırlanacak Imar pik | kadar mesâ! proğramının | hilinde çalışılacaktır. ! Aile bilgisi kursları — w Maarif Müdürlüğü sm tib olunan aile bilgisi kursları? lanmıştır. Bugün Edirnekapıdak hık merkezinde küçük çocuğu” si mevzuu bir derş veri mayısın dördünde nihayete, | TAKVİM