23 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

23 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L0 Sayfa - Son Posta'nın tarihi tefrikası: 30 xl & KA " K CA L ĞAL CF ,ÜÇ BOZ ATLI 7 SD OYOY CA FO SON POSTA Yazan: Ziya Şakir atay Bahadır kendisini takib eden on atlı kızın önünde durarak Kamer Hanın nı seyrediyordu. Genç kız d.nç bir atın üstünde, bir hevkel gibi dimdik duruyordu. Düz beyaz bir Çin kumaşından olan mintanının elmas düğmeleri parlıyurdu “Develerden, üçünün üzerinde birer Ti ikisinde de, iki genç kız bulur nuyordu. Kızlar da, tıpkı erkekler gibi, (çakşır) (|) giymişler.. kısa min- n Önlerini sımsıkı iliklemiş - di, Ayaklarında, baldırlarına kadar fan yumuşak deriden birer çizme dı, Erkeklerden - farkedilecek bir deri varsu o da, başlarına beyaz birer sarmışlardı. Hatay Bahadır, yeşil bayrağın ke- narına iyice sukulmuştu. Halkın, kay- aşması, bağırıp çağırarak birbirlerile bu tuluşması; birbirlerinin ellerin- den tutmuş olan genç kızların bile, bi- z sonra cereyan edecek hâdiselere büyük bir alâka göstererek oradan ora- koşuşması; genç noyanın hoşuna gi- diyordu. “Yanında duran bir atlıya sordu: : elerin üzerindeki kızlar- —— Daha o, meydanda yok... Hem o,| atlı yarışa çıkacak. — Demek, bu yarış başka?., — Evet.. buna, Babiga derler.. büyük | yarışlardan evvel, böyle bir deve 1 yapmak âdettir... Canın istiyor- bahse tutuşalım. — Nesine?. — İki sağmu! koyununa. x— Vallahi, hiç fena olmazdı ama.. ne apayım ki, iki koyunum yok. fatay Bahadırın muhatabı, ancak © n başmı genç noyana çevirdi. Ha- e gülümsiyerek: — Haa.. anladım. Yabancısın.,, Her' halde, bir yolcu. — Evet. »— Paran var mı?. — Eh.. şöyle, büyle... — Öyle ise, iki dinar üzerine bahse uşalım. <— Hay, hay... — Bender.. şu, sarı minlanlı delikan- ». Onun devesi, hepsini geçecek. şu, yeşil minlanlı kızin 'dia ediyorum. İkişer dinarına değil mi?., » Evet.. ikişer dinarına, - Be nde.. çecetini — Haydi bakalım.. bu iddia, hiç fena dı. Eğer bahsi, ben kazanırsam, bü- | buradaki işlerimde muvaffak olaca- Kaybudersem, hiçbir muvaffaki- $ elde edemiyeceğim. Dedi. e) a, elinde sarı bayrak olan bir geldi. Bağıra bağıra yarışın başla- lığımı İlân etti. Beş deve, bir hizaya geldi. Ağızların-| dan- beyaz köpükler saçılan develeri, ündekiler güç zaptetmektelerdi. Mü- | nadiyen, rengârenk püsküllü yular- çekiyorlar.. ellerindeki kırbaçla- develerin sağma soluna - sallıyarak Jarı zorla itaate getirmek istiyorlar- Ylnşı kumanda eden atlı, elindeki bayrağı üç defa havada salladı, Ko- nun bütün hızı ile ileri fırlattı. O anda, devedekiler de hayvanların y nt serbest bıraktı. Beş deve, ge- niş adımlar atarak alabildiklerine koş- miya başladı. Seyirciler, büyük bir heyecana kapı- L çıldırmış gibi bağırıyorlar.. el çır- pıyorlar.. yerlerinde tepiniyorlardı, — Devoler, bu gürültücü kütlenin ara- a dolaşmışlar; büyük bir daire çe dikten sonra, hareket ettikleri nok- 'a yaklaşmış'ardı. © zaman, artık halkın heyecanı, lunmaz bir hal almiştı. Develer- devenin binicileri, ellerindeki kır- baçları mütemadıyen hayvanların baş- Jarına indiriyorlardı. Deven'n biri fena | e kızmıs.. üstündeki biniciyi kaldı- | yere attlıktan sonra, kalabalığın içl-l Galmış. sanki, yediği kırbaçların a- | asitı onlardan çıkarmak — istiyormüş | Bir nevi kilot. |dar göğüs gerdiler. (Sir Douglas Haig) |Kadınlardan bir çok ölü ve yaralı var - gibi, önüne geleni çiğnemiye başlamış- t Fakat bu korkunç hâdiseye kimse al- dırmamıştı.. bahse tutuşanlar, gözleri- ni meydanda kalan iki deveden ayırmı- yorlar: — İHa, sari mintanlı... — Ha, yeşil mintanlı... Diye bağırmakta devam ediyorlardı. Çilgin biş alkış dalgası arasında, ye- şil mintanlı kız, birinci geldi. Her ta- raftan: — Yeşilli kız.. yeşilli kız... Sözleri yükseldi. Hatay Bahadır, titredi: —- Oooh!. Bütün işlerimde muvaffak olacağım. Diyve söylendi, Yanındaki atlı, sessizce kesesini aça- büyük bir sevinçle rek içinden çıkardığı iki dinarı Hıhıy] | Hatay Bahadır, kalbine do-| Bahadıra uzattı: — Kismet, seninmiş.. al bakalım, ga- rib yiğit, Dedi... Ban ü güneşinin neş'esile gülerek: — Bohsi kazandım ya?.. Bana, o ye- | bafiles'ne çevrilmişti. Herkesin ağzın- bir gayr. ter.. paralar, senin olsun. Diye cevab verdi. Yarınki harbde kadının rolü i l H (Baştarafı T nci sayfada) leri, kamyonları, seyyar hastaneleri ida. re ettiler. Siper gerisinde yaraları sardı- lar. Bir çok dalrelerde erkeklerin yerini tutarak onların cepheye gitmelerini te « min ettiler, Erkeğin kullandığı silâhı yaptılar, Hele manevi cihetten ona tam bir eş oldular. Tehirkeye de hemen hemen erkek ka- 1918 yılının 18 birinciteşrininde İngiliz kuvvetlerine şu resmi tebliği neşretmişti: «Başkumandanlık ordunun nazarı dik- katini, milli dava uğrunda kendisile bir- likte çalışan İngiliz kadınının gösterdiği şu yüksek kahramanlık örneğine celbe- der. Geçen gece, İşçisinin çoğu kadın olan bir silâh fabrikasına bir bomba isatbet ci- miştir. İnfilâka rağmen iş kesilmemiştir. dır. Sağ kalanlar büyük bir soğukkanlılık ve Intizamla çalışmıya devam etmişler - dir. Onların bu cesaret ve fedakârlıkları sayesinde Iştlalin günlük hâsılata nsühim hir zararı dokunmamıştır. Paskumandanlık kadın işçilerin gös - terdikleri bu parlak yurdseverlikten or- dunun derin bir surette mütehassiş ola- cağından emindir.. Bizde kadının bu şekilde harbe işti - raki, hükümetin iyi kullanamaz zannile kondis'inden esirgediği, Intihab hakkına kavuşmasını temin etti. Bu suretle mu - harebe dahili bir çok meseleler gibi bu meseleyi de halletmiş oldu. N Yarın ne olacak? Fakat acaba yarın ne olacak? Eğer dün, kadını erkek harbine bu kadar yaklaştır « dıysa yarın - mahiyeti günden güne deği- şen ve değişecek olan - yeni silâhlar onu tehi/keden ayıran son mânlayı da yıka - caktir. Tayyare bombası çins ayıtd et « mez, gaz kadın erkek tanımaz. Düşman- la karşı karşıya kalan her insan ister ere kok, ister kadın elbette gücünün yettiği kadar kendini müdafaaya hak kazanmış, hatlâ mecbur kalmış sayılır. n Kadını şimdiye kadar harbe sürükl! . yenler hükümeti idare edenler değildi. O, bunu kendisi istemiş, büyük harbde hastabakıcılığa, silâh fabrikalarında ça - leşmıya can atmıştı. Bunlardan bazıla - rım para hırsı çekmiş olabilir, Fakat ço- ğu rahat yuvasını vatan kaygisile bi - İkisi, tamamile geride kalmışlardı. rakmıştı. Yarın bir harb olursa her hangi | eden her şeyi mükemmel surette hazırla- bir hükümet kadınları teşvik veya zorla harbe katmak için değil, bilâkis ona bü- tün bülün karışmalarına mâni olmuk için müşkülât çekecektir. Ve bu yüzden or » taya bir çok meseleler çıkacaklır. Kadının harbetmesine en pralik engel olarak fizik bukımından erkekten zayıf oluşu Rösteriliyordu. Bugün bu mahzür yarıdan fazla ortadan kalkmış bulunu »| ağlamak ise kadına düşecektir. Şimdi de, kazananlarla kaybedenler orasında bir münakaşa başgöstermişti. Hattâ bazı yerlerde bu münakaşa; sil- lelese, yumruklara intikal etmişti. Bel- Ki de, kamalar, kılıçlar, hançerler de işe karışarak mesele kanlı safhalara gire- cekti. Bereket versin ki, yarışı idare eden atlı tekrar ortaya atılmıştı: — Aziz ve muhterem hakanımız.. ce- lâletmeâb. Fahreddin Hanın emri fer» manile, büyük yarış başlıyor... Bânü yu âlem, Dilşad Ağabeyim cenabımın ardından koşacak yiğitler, bayrak altı- na buyursun. Diye, bağırmıya başlamıştı. İki buyrağın arasındaki boşluk, bir anda genç atlılarla dolmuştu. Kalbleri ürcidlerle çarpan delikanlıların ne bü- yük bir heyecan geçirdikleri, yüzlerin- den kejli oluyordu. Yarış memuru, elindeki o sarı bay- rakla bunları sıralıyor, bir hizaya dizi- yörcu. Birdenbire bütün gözler, oradaki Ça- dizin arkasından çıkan küçük bir atlı ı | dan! — İşte. — Arkası var — yor. Ok vesair eski silâhları kullanmakta bunun bir yeri olabilirdi. Fakat bir maki- neli tüfeğin düğmesine basmakta, bir te- tiğfi çekmekte iki cins de birdir. Meseiâ: ; Bir kadın tayyareciye, Ginsiyetinin onu düşman üzerinde uçup bomba atmaktan menettiği nasıl söylenebilir? Kaç kece « ler hayatını tehlikeye atan, susuzluktar ölmeyi, bir vabşinin okuna kurban gıt - meyi göze alarak çölleri aşan, ana vata- nin kıyılarını sisler içinde bırakıp uçsuz bucaksız bir su üstünde bir kıt'adan Ö- bürüne geçen, binbir hava faciasına gö - ğüs geren kahramana «sen harbe gire - | mezsin, çünkü kadınsın» mı diyeceğiz? Onu tecrübesiz mekteblilerle uğraşsın diye bir geri istasyona mı süreceğiz? Bu suallere verilecek cevab şu olmalı- dır. Kadının hava harbine işlirakine an- cak öznrümüz ve medeniyetimiz son ne « fesini verirken razı olabiliriz. Kadınlardan ordu teşkiline gelince, bu müşkül mevzuun en doğru halli şudeur: #er ki dünya en koyu barbarlığa sürük- lenmiş olsun, küvvetini arttıran pek çok işler başar « dığını” gösterdi. Cephe gerisinde sayısız ve her türlü hizmetleri gördüler, Gele - cek barbde işte bunun inkişafını bekle « TMmeliyiz. Kadınların mevki gene cebhe çerisidir Kadınların — cephöde gerçektet: hiç lüzum yok. Biz orlara si « lâh fabrikalarında Harbe giden rrkck!e—ı rin boş bıraktıkları yerleri doldurma « ları için muhtacız,. Almanya ve Fransada bu hususta her şey hazırlanmıştır. Ya - İngiliz kab'nesi ee e Şubat 29 itimad reyi aldı şi (Baş tarafı 9 uncu sayfada) pazırma göstereyim. Ben İtalyan cevu « bınin müsald ve müsbet olduğunu işt « tim, Ve bunu da kabine içtimamda söy- ledim. O zaman, yani pazar günü elde hiç bir vesika mevcud değildi. Buü izahat üzerine yeniden Lloyd Geor- Be'a sözlerini geri alması için hücum € - dilmiş ve fakat Lloyd George cevaben demiştir. ki: Hayır, doğru olan bu sözlerimi geri al- mıyacağım. Zira, İtalyan bükümetinin siyaseti hakkında tasrihatı ihtiva eyli - yen bu mühim vesika pazartesi sabahma, yani Edenin istifası saatine kadar sak - lanmıştır. y Başvekil çok hiddetli bir tarzda ayağa kalkmış ve fakat itidalini bozmadan sar- muştur: Yani, beni ne ile itham ediyorlar? Lloyd George cevab veriyor: Bu vesika alınmalı ve istifa etmeden evvel Edene verilmeli idi. Başvekil, bu vesikayı almak, Grandi de vesikayı vermek zahmetini ihtiyar el memişlerdir. Zira Grandi hariciye na - zırından kurtulmak istiyordu. Diktatör- lerin İngiltere hariciye nazırını kovmağa |ezmetmiş bulundukları muhakkaktı. Çün kü Eden, İngiliz hükümeti içimnde bunla- ra karşı koyabilecek yegâne adamdı. Bundan sonra söz alan işçi partisi â. zaşından Herbert Morrisson, sonra Lloyd | George'un beyanatına temas etmiş ve de miştır ki: İster Bomada, ister Londrada olsun, is- ter kadin, ister erkek olsun, her hangi resmi şahsın başvekil nezdin - de bu derece nüfuz sahibi olması ve baş- miştir. Kabinenin diğer âzaları da böyi€ bir müşterek hareketin dogurlhil“-e’ tehlikeli avakibi gözönünde tutarak, ÜÜ" haf vaziyotte kalmışlardır. Esssen Eden, Avam kamarasındaki dÜd kü beyanatında bu ihtilâfa da telmih ©7 miş, fakat meseleyi tasrih eyi Z ı Metresini Boğan Alinin Muhakemesi Ankara 22 (Hususi) — Metresini bolü” Tak öldürdükten sonra döşeme altına BÖ — devali - meh Alinin muhakemesine bugün edilmiştir. Salon çok kalabalıkti. TPt adlif doktoru Behçet dinlendi. Müteakiben reis suçlulara, ni&b'; 3 namelerinin hazır olup olmadığın! Suçlular henüz buna imkân larını söylediler. Katil Ali, bu arâdlı kendisinin eskidenberi sinir buhranit ” dan muztarib olduğunu söyliyerek “"' adlide muayene edilmesini istedi. değemumi bu talebi reddetti. Heyeti HF |kime on dakika müzakereden sonra Aliı nin Nümune hastanesi heyeti sıhhiyesili” de muayene edilmesine ve suçluların Tdsfaası için de muhakemenin bir madlü bırakılmasına karar verdi. sordü. KA İtalyanın Nüfusu veki'in nezdine İstediği zaman girip çıs| — Roma 22 (A A.) — Bir istatistiğe fii” kab'lmesi çok teessüfe şayandır. Kabineye itımad edildi Londra 22 (Hususi) — Avam kamara- sında yapılan hararetli müzakerelerden sonra, İşçi meb'usu Greenwoodun hükü- mete karşı ademi itimad takriri reye kon- müuştur. Meclis 168 e karşı 330 reyle Chamber- lain kabinesine itimad beyan etmiştir, Gazetelerin mütaleaları Londra 22 — Bütün gazeteler Kden'in 15- | Gilecektir. tifastla meşrut olmaktadır. 'Times gazelesi diyor ki: Avam Kamarasında dün cereyan eden mü zakerelerin dikkatli bir sürette tedkiki, Cham berlaln ile Eden arasındaki muhalefetin ha - kiki bir muhalefet olmadığını göztermekte- dir. Bu sebebden, Bay Eden'in ayrılmağa lü- zum görmüş olmasına daha ziyade teessuf etmek icab eder. İngiliz dış politikasında hiç bir prensip değişikliği vuku bulmadığını ve buna binsen Eden'in bir gün hükümetin ida- | resinde yüksek ve belki de en yüksek mevkle tekrar gelebtleceğine kan! bulunuyoruz. Daily Maji, gazetesi yazıyor: Eden'in istifası mühim bir dönüm nokta- Bıdır, Nihaye! hükümet Cenovre ile alükası- kesiyor. Versalilös mushedesinden gerl bir Asla, Harb olsa bile bu olmuyacaktır. M—lzıı harb ıe::ın-ı ı::ıııuı. Re Fransızlara göre Paris 22 (AA) — Paris matbuatı Edenin Büyük hârb bize kadının « bizzat öl e| istifası hakkında geniş tefsiratta bulunmak- dürmiye iştirak etmediği halde « ordunun | tadiır. Petit Journal gazetesinde, Barnegaray E- den'in ayrılmasile yolun artık bir İngiliz - İ- talyan yaklaşmasına açıldığını kaydettikten sonra Ülyor ki: Şansöliye Hitleri düşündürmeğe ve ken « disini Hegemonya hülyasımın eşiğinde dur - durmağa yalnız bu yaklaşma muktedirdir. Petit Parislen gazetesi yazıyor: ee Birdenbire realist bir hale gelen İngiliz politikası kaybedilen fırsatları telâfiye ve dövüşimelerine 'beynelmilel bir detant tahakkuk ettirmeğe lçııuınıkı.ıx. Övüvre gazelesinde Bayan Tabouls ya - zıyor! Chamberlain, Prunsaya sarsılmaz İngiliz (dostluğu temin etmekle büyük bir muyaffa- kiyet elde etti. Kimse bundan şüphe zaran 31 teramuz 1937 de İtalyanın Ü” fusu 43 milyon 600,000 idi. İtalyada nazırlar meclisi Roma 22 (A.A.) — Nazırlar mee'isi bu sabah Mussolini'nin riyasetinde t0? lanmıştır. Celse, tamamile korporasyonlar, zk raat ve nafia dairelerine mütcallik O” lan idari meselelere tahsis edilmiştir. — Önümüzdeki celse, 23 Nisanda akdt” f Leh Hariciye Nazırınil! Roma seyahati Varşova 22 (A.A.) — Resmen dirildiğine Röre, Hariciye Nazırı İtalyan hükümetinin daveti ü Mart bidayet!erinde Romayı ziyartt decektir. Nal müdürleri arasında nakil ve tayinler Ankara 22 (Hususi) — Cediz malmü dürü Tevfik ikinci kor muhasebe mü meyvizliğine, Pınarbaşı malmüdürü ;mll Bünyana, Bünyan malmüdürü Ga lib Pınarbaşına, Boöyabad eski İdürü Ahmed Datçaya, varidat üçü! şube müdürü Yekta tahrir şefliğine. tanbul muhasebe memuru İbrahim oli zanç hesab mütehassıslığına, Kırk'af”” eski belediye relsi Şevket kazanç teli” komisyon raportörlüğüne tayin edilmii " lerdir. $ h Rusyada umumi af — Moskova, 22 (A.A.) — Yül yet mecisinin divanı, Kızıl 120 inci yıl dönümü münasebetiyle o:d“;w iksek SÖY < f B , rınki harbde erkekle kadın arasında şu (Fakat İspanyol Cumhuriyetini boğmak, bu Mi af ilân etmiştir. Bu afda, büyük fark olacaktır. Erkek dövüşecek, | dostluğa pratiik bakımdan rlayet etmek mi -|karşı cürüm işlemiş olanlar kadın ona silâh yapacak. dir? Fransa bu suretle dördüncü bir hududu / olmak üzere, 3 seneye kadar kalacak' $ Kadınlar cephede dövüşebilse dahi mo- | Kaaaaa aa a yrupada ,_m:_mf“;':_—(:â-;: mahküm olanlar istifade j er. dern terakki buna , lüzum göstermiyor. | kayd kalmak, bu dostluğa hürmet ve riayet â Tayyareci kadın, erkeği temsil eden, er- İetmek ml demektir? a Üa ea A ge ç k gi z Gümrükler umum müdü'” — İzmir 22 (Hususi) — Şehrimi kek gibi yaşıyan hüsusi kadın tipidir. O-| — Almanlara göre İstifanın sebebleri hu diğer kadınlarla bir tutmak lâzımdır.| Berlin 22 (Hususi) — İngiliz hariec:ye l#w Bugünün en militarist milleti olan Al.'nazırı Edenin istifasıni mevzuu bahse - kikler yapan gümrükler umum mMU , manlar bile kadının harbetmesine aleyh-| den Berliner Tageblatt gazetesi, ezcümte | Mahmud Gündüz İzmir vapurile istafi tardılar, Kadırın yeri evdir, erkeğin işi | Paris muhabirinden aldığı şu haberi de|bula hareket etti. onu korumaktır prensibine taraftardır -| neşretmektedir: ilar, Fakat kadınların silâh ve techizat| e— Edeni islifaya sevkeden âmillerden |fabrikalarında çalışabilmeleri için icab | birisi de Avusturya meselesi olmuş'ur.» Fransız sendikalistlerin tesirile Avus- maşlardır. turya meselesinde Almanyaya karşı cep- Feminizmin çok ilerlediği İngilterede | he a'mağa karar vermiş olan Paris hü - ise kadınla erkeği her hususta bir gör -| kümeti, bu hususta İngilterenin müza - mek meyli çok kuvvetlidir. Bunun sebebi | heresini de temin etmek ve müşterek bir şudur: Biz sülh içindeyiz, çok medeni « | teşebbüste bulunmak üzere Edene mü « yiz, ve bir adada yaşıyoruz. Harb pat « | racaat etmiştir. Ha larsa göreceğiz ki ister İstemez çarpış -| Eden muvalakat cecvabı vermiştir. Fa- | plânlar gönderilmiştir. Fuarda mak gene kuvvetli cinse, ıztırab çekmek, | kat — keyliyet — büşvekile — bildirilince, |ta olan Yunan pavyonu ıw4 — çei İzmir fuarına iş,lİTSk arzusunu izhar edef devletler Şotir İzmir 22 (Hususi) — Holanda, PO7, ya ve Litvanya hükümetleri W' rina İştirak arzusunu İzhar € Bu hükümetlere pavyon yeri he

Bu sayıdan diğer sayfalar: