Hitlerin Nutku Yazan: Muhittin Birgen ührer'in uzun zamandanberi dün- yaca beklenen nutkunu, radyo lor ve telgraf ajansları bütün dünyaya yaydılar, Berchtesgaden anlaşmasından sönra gelen ve Londradaki harici siyaşet buhranı dekorü içinde meydana çıkan bu gutuk, günün en mühim hâdisesidir. Esas itibarile nutukla, enternasyonal davalar bakımından biç bir yenilik yok- tur. Demokrasi ve onunla birlikte yürü- yen komünizm dünyası karşısında Al - manyanın beş sene evvelki iddiaları ne ise Bay Hitlerin bugünkü iddizları da esas itibarile hep ayn! şeydir. Şu fark - Ja ki Bay Hitler beş sene evvelki dava » larından en mühimlerini halletmiş oldu- ğu için bugün daha sakin, fakat ton iti- barle çok istihzakâr ve yüksek konuş - muştur. Beş sene evvel Führer nerede ve ne zaman söz almışsa, kendisini takib eden kütleyi muayyen bir siyaset hedefinin ar- kasından sürüklemek için, büyük bir facia san'atkârı gibi tasvir ederdi. Bu - gün, elinde dahili kalkınmayı gösteren kuvvetli rakamlar ve harici kalkınmanın slâmeti olan bir sürü hâdiselerle, artık bir facia tasvir etmiyor. Almanyaya bir çok iyi şeyler temin etmiş ve bilhassa elinin altınkadi kuvvete güvenerek, dün- ya karşısında pervasız konuşabileceğine emin olmuş muvaffak bir adam tavrile sağa, sola dönerek Almanyanın muvaffa- kiyetlerini sayıyor ve bu arada demokra- $i ile bir hayli de alay ediyor. Doğrusunu söylemek lâzun gelirse, bu da onun hakkıdır. Harb sonu dünyası « Dın demokrasi kuvvetleri, başta Fransa olduğu halde, Almanyayı nasyonal 805 »« yalizmin eline teslim etmek için her şeyi yapmışlardır. Birinci kuvvetler Alman- yada Führer memleketin dizginlerini ele aldıktan sonra onun her adımda bir mu- vaffakiyet kazanması ve bugün bütün Avrupanın karşısında, kendisini dinli » yenlere karşı uzaktan göz kırparak, istih- zakâr sözler söylemesi için de hiç bir şeyi ihmal etmemiştir. Demokrasi âlemi oto - riter bir rejimle mücadele etmek için di- ğer bir otoriter rejimle münakaşa etti; İsveçin bir çok şehirlerinde tramvay Kondüktörleri kaldı. rıldı, onların yerine tramvay arabalarımn kapılarına kü- çük birer kutu konuldu, tramvaya binen yolcu tramvay üc- Resimli Mi: SON POSTA İbtilâ veilimadd İnsan menedildiği şeyi yapmıya düşkündür ve en büyük fenalıkları yapanlar daimi şüphe ve kontrol altında yaşı « yanlardır. Bazan aldanma pahasına da olsa karşınızdakine Tetini hü kutuya atar ve seyahatini hiç bir kontrola tâbi ( itimad ediniz, İtimad ettiğinizi hissettiriniz, bu hareket onu olmadan yapar. doğru ycla sevkedecek mühim bir âmildir. — OZ ARASIND Sonya Henie Tayyare ile Atlas denizini geçiyor O ZİR, EE Meşhur patinaj şampiyonu Ve sıne- | bu sırada Almanya da bir emri vaki üstü-İma yıldızı Sonja Henie tayyare ile At- ne diğerini getirmekle meşgul oldu. Bir |las Okyanusunu geçecektir. Tayyareyi taraf konuştu; öbür taraf yaptı; yapan|bir arkadaşı kullanacaktır. konuşanla şimdi alay ederse elbet hak - Jıdır: Kılıcının ekmeği! * Bay Hitler açık söylüyor; müstemleke istiyor; nüfuzunu yaymak istiyor, «Avus- turya hududları haricinde ve komşula- rını hududları içinde bulunan on milyon Almanı» hiç bir zaman bugünkü halle - rinde bırakmayı Almanyanın kabul ede- miyeceğini bildiriyor. Bu on milyonun ancak 3,5 milyonu Avusturyadadır; üst tarafı Çekoslovakyada olduğuna göre A- vusturya meselesinden sonra bir de Çekoslovakya Almanları meselesi gele « ceğini söylemekten çekinmiyor. Hakika- ten, bu fazıl ve insani bir demokrasi ba- kımından hiç hoş görülmiyecek bir âçık sözlülüktür. Ancak, o bu açık sözlülüğü böylece yaparken öbür taraflan da de- mokrasiyi riyakârlıkla itham etmek için delil bulmakta güçlük çekmiyor. İngil « terede, Almanya mahkemelerindeki siya- #i hükümlerden bahsedenlere karşı, fü- tursuzca şu sözü atıyor: — Eğer bu demokrat baylar adalete bu kadar meraklı iseler bir de Filistindeki askeri mahkemelerin verdikleri hüküm- leri tedkik etsinler! Diyor. Führer'e bu sözleri söylemek için lâzım gelen bütün kuvveti ona de - mokrasi temin etti, onun konuşan, düşü. nen, fakat, hiç bir şeyi halledemiyen âtıl siyaseti. Şimdi, rahatça cezasını çekebi- lir! * Bay Hitlerin demokrasi dünyası ile böyle eğlenişi, cebir ve kuvvete değil, hak ve adalete istinad eden bir demokrasiye taraftar olan insanları elbet muztarib eder ve etmelidir. Fakat, bu demokrasi, bugünkü riyakâr, emperyalist ve hodgüm demokrasi değildir. O, ne kendi hudud - larının içinde, nede bütün dünyanın » leri arasında hiç bir şeyi hak ve adalet ölçülerile halledemiyor. Bütün in- sanların hayatını bir politika oyunu ka- inde görüp, o halde sürükleyip götürü- yor, Dünyaya hak ve adalet üzerine kurulmuş bir nizam vermekten âciz clan bir demokrasi ile Otoriter rejim Musikiden en fazla müteessir olan hayvan Kemancı meşhur Kraisler San Fran- cisko hayvanat bahçesindeki tecrübele- rine tekrar başlamışlır. Geçen sene de Vensen hayvanat bahçesinde Tibo tara- fından buna benzer tecrübeler yapılmış- tı. Tibo bu tecrübelerinin timsahların bütün diğer hayvanlardan daha ziyade musikiden müteessir olduk- larını iddia'etmekte idi. Bazıları da hay-İ ne göre yüksek ve küçük memurlar ara- | Düişt. O vakte Kadar umümi bahçe meç-|ten nasipsiz gösteriyormuş. vanların musiki hislerinin cinslerine mahsus olmayıp her birinin karakter meselesi olduğunu kabul etmektedirler. Yani timsahlardan “bazılarının musikiyi çok sevdiklerini, bazılarının. sevmedik- lerini söylüyorlar. Fakat Kraisler hay- vanlar içinde kazların en ziyade musik!- den müteessir olduklarını iddia etmek- tedir. le alay eder. Eğer dünya işleri bu halde idare edilip gider, bugünkü büyüğün kü- çüğü ezmesi üzerine kurulmuş olan ada - letsiz beynelmilel nizam böylece devam ederse, yeni bir harb dünyayi hercümerç edinciye kadar Bay Hitler demokrasi ile alay etmekten hâli kalmıyacaktır. Demokrasi, bugünkü vaziyetten, an - cak Milletler Cemiyetine hak ve adalet verebildiği zaman kurtulacaktır. Muhittin Birgen İSTER Arkadaşlarımızdan biri: Merak ettik: — Bu nasıl olur Dedik, anlattı: İSTER neticesinde | | İNAN, — Evimde banyo yaptım, geldim, dedi, termosifondak! İ suyun ısınıp benim bir banyo yapâbilmemi tim, tam bir Uralık odun parası vermişim, | — Cağaloğlunda oturuyorum; beş gündür banyo yapaca- | HERGÜN BİR FIKRA Hiç korkmadım Bir gün zorbanın biri berbere git- — Bak, demiş, haberin olsun, eğer yüzümde bir tek çizik yapacak olur. san tabancamı çıkarır, seni vururum. Berber, zorbayı gayet iyi traş et- miş, yüzünde çizik yapmamış, iraş bittikten sonra; zorba; — Çok korktun değil mi? Diye sormuş, berber cevab vermiş: — Hayr, hiç koriemadım, — Bir çizik olsaydı vuracaktım, — Ona karşı evvelden çare düşün- müştüm, bir çizik olunca sen daha elini tabancaya götürmeye vakit bul. maden ustura ile gırtlağını uçuruve- recektim, miş, berber traşa başlıyacağı sırada: || : * İtalyan faşist Partisinin Enteresan bir kararı İtalyan faşist partisi umumi kâtibliği- nin teklifi üzerine erkek ve kiz genç İ- talyanlar arasında birbirlerine nasıl ki- tab edeceklerine dair bir kanun yapıl- mıştır. Bu kanunun birinci maddesinde genç kızlar genç erkekler arasında «siza| kelimesinin ilga edildiği ikinci maddesin- de de talebe ile müslimler arasında| «eh» kelimesi kullanılacağı tasrih edil- Bir Yahudi Kemancının e Kemanı tutan el, meşhur Yahudi san'atkârı Yahudi Menuhim'in elidir. udi kemancı, Amerikada büyük bir hret kazanmış, isminin başına Ya - İhudi kelimesini köyarak'imilliyetini a - çıktan açığa göstermiştir. Bununla be- raber san'at kudretinin, şişirildiği ka- dar olmadığını iddia edenler vardır. ki: Yabudi Menuhim (ki aslı Yahudi Menahem'dir) 'in çaldığı kemanın kıy-İla ayak atar atmaz, Şehir meti 150,000 bin Türk lirası imiş. Şehirlerde park tesisinin 400 üncü yıldönümü Sözün Kısasi Yazı Çok Olduğu if Bugün Konamadı aa maze era a İstediğimiz izah verildi, mesele Y! (Baş tarafı 1 #nci sayfada) rettiği «Türk Tiyatrosu» medi çıkmıştı. İsmi de, şahsı da Frei gencin imzasını taşıyor ve PİJESİ ediyordu. B Buna inanmak lâzım gelirse dam yaratmak» adını taşıyan yes gazeteciyi ele alıyor ve onu ns” haysiyetten nasibi olnuyan şeni bi lük olarak tasvir ediyordu. Ortada iki ihtimal mevcuddüi eser bu kadar kepaze bir fikri bu bedbaht bir kalemle ifade etmiş katalıktı, yahud da Şehir Tiyatro muası ne yazdığını bilmiyen bir esere bedbaht bir reklâm yal Bugün bu ihtimallerden ikin hakkuk ettiğini söyliyebilecek yiz. Yani gerek muharrir ve diğ kadarlar tarafından dün bize vefi” hat, gerekse Şehir Tiyatrosu san'! larının gazeteciler önünde yaptıkları prova ile öğrenmiş pah ruz ki ismi kadar şahsı da meşh insanın bir tenkid makalesile mek İstediği mana yerinde deği mena muharririn karihasından a tir, tamamen uydurmadır. Şebif * rosu mecmuasına da bir yanlışlık cesi girmiştir. Bunu anlıyan rosu evvelki gün mevzuu bahs ları bir araya toplatarak makale) tevi sayfaları mecmuadan çıkari9” ha ettirmiştir. İ Vaziyetin bu suretle tavazzs memnun olduğumuzu söylemek ” Eserin muharriri «Son Postâr gi çirkin bir iftiranın mürtekibi" £ herkes gibi bizi de mütö mecmi derdi, Mahud yazının Şehir çıkarılması ve piyesin bu manaği ser olmadığının anlaşılması ile hâi panmışlır. p «Bir adam yaratmak» piyesini harriri Necib Fazıl Kısakürek dü temize gönderdiği bir mektubdt «Daha dün, bir seyahat dönüşü, B saat sonra oynayacağı (Bir ada maki alimli piyesimin, w rınde korkunç bir dedikoduya Yöl girdüm. Tiyatrodan bana haber — De göre, matbuat cemiyeti relsi ES rk Us, Izahat almak üzere beni — Henüz temeline başlanmamıŞ dediki Pek yakında İtalyanın Piza şehrinde! hakkında, ortaya atılan bu dünyanın ilk umumi bahçesinin 400 ün-izâ şu: cü yıldönümü kutlulanacaktır. Bu bahçe 1540 da Piza kumandanı birinci Kozima- i gehir Tiyatrosu mecmuazının 86“ yınında.. eserim hakkında, bir maksi mış. Ru makaleye göre, sanki esi mektedir. Kanunun diğer bir maddesi.|hin emrile Arno nehri boyunca Yapil-/ gesi denilen tipi, her tüzlü ahlâk VW sındaki hitablarda büyüklerin küçükle- re «en» ve küçük memurların büyük memurlâra «siz» diye konuşmak mecbu. riyetinde oldukları bildirilmektedir. Ge- ne bü kanuna göre İlalyan gramerinden şahsı salis sigası lâğvedilmiştir. 7105 yaşında ve 300 karılı bir Habeş Rası Habeşistan kabile reislerinden Ras On- geli Adisababa hastanesinde tedavi e dilmek için tayyare ile yolculuk yapma- ğı tercih etmiştir. Şeyhe göre tayyare atmacadan daha sür'atli hareket ediyor. muş! Hakkında birçok efsaneler deve- tan eden bu adam 105 yaşındadır. Stan- kul kâbilesinin reisidir. Kırk sene evveli Menelik ile birlikte İtalyanlar aleyhine üzerine kurulmuş bir bina mahiyetini) muharebeye girmişti. İmparatora karşı gücenmiş olduğu için son muharebye iştirak etmiyerek kabilesini bitaraf tut İSTER İİ için hesab et- l yere soğuyor. İ o Bugün tatil günü olduğu için eve erken uğrıyabildim de | çok şükür banyomu yaptım. Ve sonradan hesabladım, Her bana bir liralık oduna malolmuş.» seferde yirmi kuruşluk odun sarfedildiğine göre bir banyo ER İNANMA! İNAN, İST l Hım, termosifondaki su ısınıyor, fakat ben evime saat do- kuza doğru geliyorum, termosifonun musluğunu açıyorum. Sular kesilmiş oluyor. Termosifondaki ısınmış suda boş hul bulunuyordu. Yalnız şehirlere ald 0- lan bir takım ağaçsız meydanlar vardı.Bu |rada olduğunu öğrendim. Dün meydanda şehirlilerden başkalarının gir- meleri memnu olduğu gibi çöplük yapıl- masi da şiddetle yasak edilmişti. Kozimanın sarayının karşısında böyle hir meydan bulunuyordu. Bir gün bü meydana muhtelif ağaçların dikilmesini ve etrafına duvar çekilmesini emretmiş ve ahalinin muayyen saatlerde - arabasız ve hayvansız olarak - burada dolaşmala- rna müsaade vermişti. Bu tarihten bir iki sene sonra Londrada bugünkü yerin- de Ricmond Park bahçesi yapılmıştır. muştur. Söylendiğine göre dünyanın en zengin adamı şeyh Ongelidir. Sarayının mahzenlerinde demir sandıklar içinde on ton altın ve pek çok kıymetli taşlar saklamaktadır. Ongelinin hepsi de genç olmak üzere beş yüz karısı olduğunu vlüyorlar. NANMA! aradı. Derhal Hakkı Tarık Us'u api döner dostum ve eski patronum rık Us, ben daha telefonda 1âf8 dan piyesi okuduğunu, içinde BASLI gazeteciliği düşüren hiç bir çizgi bildiriyor. pi Eerdeki (Şeref) isimli gazeti - nan ablâksızlığı sadece şahsına gi bir tip halinde canlandırıldığını, Suj yatrosu mecmuasında çıkmış pil i i binde, ümumlleştirilmiş hiç bir olmadığını kendi ağzile söyledi rek isi kapanmış telâkki ettim. Bu sırada «Son Posta, da ediği acıklı bir işin izahını hırln yazı çikti. ı Tekrar ediyorum: 1 — Benden patron, muharri mürettib, hiç bir gazeteci, meslek dan, gazeteciliğe düşman oldufuf'u demer. Ben bizrat ve bilrii 2 — Hiç bir meslek, içine suzun hulülünü ellik de önliyemez. Onun içindi” orduda bir iki casus mikyasın likte de birkaç namussuz bul mâni olmuş ve olabilecek DİŞ Renkli sk İİİ yoktur. Piyasteki (Seref) tipi, 4 yalnız kendi kendisinden ayni portrenin emrinde çalışa yilik ve temisiikten bir kötülüğün kurbanı da, fi Bu fena tipden en keskin gebe ve duyacak olan gene Türk geli | hayali bir gazetesinin b m gbareki | de, fi! ve hakiki v Sani alli dö gızeteciğir.