A a mel RE iköâyesi © İhtiyar kadın hafif bir sesle mırıldan- dı: — Ateşe biraz daha sokul kızım, elle- rini isıt, Benden korkma, anlat her şeyi anlat. Genç kadın or sıkı bürüni Talarının sesi küçük kulübenin pencere birbirine vuran rüzgârın — Evet itiraf ediyorum onu ben ö düm, Ben, bu ellerimle. sonra kaçtım, korkuyord ızın önüne düştün Beni tanımadığınız halde içeri r verdiniz. MZ, ne ka- rini tutup çekiy" boğdunuz? Yok uk? inanamam çocuğum. Benim de sizin yaşınızda bir kızım vardı. Bir kaç yıl evvel öldü. Siz ona okadar bönziyor- $#unuz ki.. oh, rica ederim böyle bir şey yapmadığını Asabi bir buhran geçirmekte olduğunuzu zan- nodiyorum. Bunu masıl o yapabilirsiniz? Size kızıma benziyorsunuz diyorum. Son- ra ne kadar ince, narin elleriniz var, ne kadar taz ... Haydi, haydi böyle bir | şey yapmadığınızı itiraf ediniz. Genç kadın ileriye doğru Kucağına başmı gömdü. ağlıyor: Pp, sarsıla un Ah emin olun öldürdüm onu. sert damarlarının avuçlarımdan kayar gibi olduğunu hissediyorum. Boynunda bir nokta vardı ki bir kalb g Simdi bile bu atışı duyar gibi yordu. yim. Yü - zinde mor lekeler belirdi. Yıllardır bak-| miya korktuğum gözlerine o zaman bak- tım. Yalnız akları görünüyordu: Onü çekildim; Öbürü koli na yardım ediyordu. O na geldi. Beraberce öldür insanın vücudü yerde bir gibi hareketsiz bırüktım ve geri ni tutuyor bi kalktı vi ğümüz parças İarı ne kadar uzun görünüyordu, niz! O kollar çok zaman birer İuğu ile beni man öldürürcesine dövmek için üzerime doğru uzanmışlardı. E: düm diye vicdan azabı çe' kü o beni her gün bin bir i manen öldürüyordu. Yalnız şimdi korku- yorum, çok korkuyoru duruyordu. Kok vılan soğuk- İhtiyar kadin muztarip bakışlarla onu sürerek sordu: — Peki öbürü nerede? — Öbürü ezani arkamdan koşuyor. du. Sonra ayak seslerini duymaz oldum. şemediği miikizk. üzgip'n ki beni uçuruyordu Kapının vurulduğunu duyan ihtiyar ka. dın ağır bir hareketi kalktı. Genç kadına kim Hala | BON POSTA a CİNAYET — Oturunuz, korkulacak bir şey yok.| Sizi gördükçe bana, kızım karşımda imiş | "gibi r. Burada yanimda emniyette- siniz. Gelen oğlumdur. Kapıyı açtı ında hiç tanımadığı bir adam görünce geriledi. Adamın su ları yağmurdan birbirine yapışmış, göz- leri endişe ile parlıyordu: — Demin kapınızın önüne düşen kâ- İdini bana sizin içeri aldığınızı söylediler. İhtiyar kadın kekeledi: — O biçareyi cinayete teşvik eden 8iz- siniz, Geniş bir nefes alıp sustu, adam şaşkın şaşkın ona baktı, Sonra birdenbire ka- içeri girdi. Genç kadın ocağın ü elleri ile örtmüş vücudü | miş durmadan parmaklazı | n rını sıkıyor, didikli- yordu. Adam ona doğru koştu. Kucakladı, İ bağrına bastı. Kendisini kin bakışlar» la süzen ihtiyar kadı! ri ilişince nç kadını bırakarak ayağ ktu. Kol larını açar açmaz bir külçe şöbj yere yı- Bılan genç kadını işaret ederek yavaşça fsı) — Size liyorum, fakat onun hasta kalin ni anlamadınız? Ben kocasıyım, $: sözler çılgın bir dimağın uydurduğu ya- lanlardır. İöne doğru « ile kollarinı İhtiyar kadın şaşkın şaşkın yerde yığılı hareketsiz yatan genç kadına bakarak murıldâriyor: lahım, ne müdhiş hal!.. Demek. Erkek telâşlı bir tavırla onun sözünü kesti: — İki yıl evvel bir kaza neticesinde ol- du. İşte hp böyle. Hiç dışarı çıkarmam, fa bu sefer $ at etmemiz lâzım otomobilde oturmaktan ayaklarının u - vuştuğunu söyledi, indik ve elimden kaç ordu ki yetişmek imkânsız- geldi. Yolda bir aralık inmek istediğini | s Yazan: Genç kadın: «— Korkuyoru m, çok korkuyorum!» ded“ Biraz #orira adam hâlâ kendine gelm miş olan genç kadını kucaklıyarak kulü- beden çıktı. O, biraz ötede duran ki bir otomobile doğru ilerlerken kadın arkasından bağırıyor: — Cesur olunuz oğlum, dua edeceğim. Yolunuz açık olsun. Sonra mahzun mahzun mırıldandı: — Ne kadar da kızıma benziyordu! Yarn dı. Oca; şünceli koşup kap ünce açtı. Oğlu ile karşılaşı dudaklarında hefif bir tebessüm belirdi: — Oh nihayet gelebildin. Firtin geçikince çok merak ettim. Hem sen gi tikten sonra er oldu biliyor musur Çocuk x kahvede oyalandım, deği, m, Orada müdhiş bir şeyden ! baherdiyo olarak koi Jamla kaçmış rıyorlar. ib tiyar dam ardı, Bir kadın âşıkı ile birl nı öldürmüş ve sevdiğ kadın murıldandı:. a niçin yalan « Ss şimdi daha mı iyi? Burada Bi, yaptı cinayetin beni korkutmadığı onu elimden geldiği kadar müdafaa ede- ceğimi keşki genç kadına O kadar kızıma henziyordu ki.. Çocuk hayretle annesine bakti — Kendi kendine şuy tuhaf bir halin var! Hem demin bana şıma neler geldi diye bir şey anlatmak ne yürüdü, ye İşidilebilei er gibi otururken gü cevap verdi: imiş olacaksın, Anlatacak 1 genç kadınla cürü nı haber ihtiyar karınız için saat sonra kulübenin kapısı çalın İ başında ateşi karışlırarak dü- oturan ihtiyar kadın heyecanlı bir tavırla onun »ö- on- Şimdi her yerde onları 2- .. genç anki | kalabi eceği- 2 | Otomobil ile İstanbuldan Aurupajl (Baştarafi Mithat Paş mıştır! Bu genç ve taze yoldan Edirneye ge lineiye kadar hakikaten rahat ettik. Al- lah met eylesin paşa merhuma... O - esinde bu civarın Bulgarları ra- hat rahat seyrüsefer edip durüyorlar.. * Bulgaristandan çıkmamız da girme - miz kadar güç oldu. Beş yerde pasaport muayenesi baharfesile bizi yolumuzdan alakoydular, Karakollard. ticvablarla vaktimizi geçirtip canımızı Sıktılar, Üstelik sekiz Türk liramı da al. dılar. İstanbulda vizemi yaptırırken Bul gar konsolosluğu! «Otomobille seyahat edenlerden 8 nı sayfada) valiliği zamanında yapıl vize Tarihden sayfalar (Baş tarafı 9 vnen sayfada) Moğol ordusu toz toprak içinde şaşkın bir halde 0 çıtmadı, Müridlerile birlikte Ha'k da cesa- ret aldı. Epeyce adam öldürdüler, Moğol n kaleye kapandılar, zaler sönunda kalburce Mah er tarafta aradıkları halde ne ö- i, ne de dirisini bulabildiler, elâş ve meraka düştüler. Fakat tçle- rinden biri bu sırrı da halletti; — Su aramızdan gitti, kayıplara karıştı. Tekrar gelecektir. inciye kadar kardeşlerini reis yapa - Onun yaşatalım. Öyle yaptılar. İ Bir hafta kadar sonra yeniden gelen Moğol ordusu bu isyanı kanlı bir surette bastırdı. Kalburcu Mahmud her zaman fırtına gibi tesadüflerin tiye Zi, & | Moğolların daha büyük kuvvetlerle gele- ,9 İcekleri 2 olacak ki oynadığı (gü- lünç facia) da kendi cenmı da kaybet - meden ortalıktan kaybolmayı muvafık e- k ar wn, eserin! eranın bilânçosu Bu - k keser, icabında günd dü ve oğlu bunu d «Ne oluyorsun anne!» deyince gözle - rinden süzülen yaşları tutamadı: — Hiç hiç bir şey yok. dedi, tır ablanı dım. Birdenbire onun öldüğü gü- nü hatırladı, YARINKİ NUSHAMIZDA: Ah budala Yazan: İsmet Hulüşi o| ayızs demişti. Meğef vw” ketlerine seyyah . Bulgaristana girerken hiç «Pasaportuna vize yaptırdığın ye para vermedin?» diye sorma karken polis yakama bir yapış” sekiz lira da sekiz lira.» diş "ie «vermem; de.. Yy Hudud yollarında, bir, top #9 eksik. Süngülü süngülü askerler ga? başında otomobili durdurup içini > o e ediyorlar. «Al abdestini, ve cumu!s der gibi, sekiz lirayı e ellerinden yakamı, önünden pesiP iğ? güçbelâ sıyırıp, karşı taraflarda tasi n hilâle doğru arabayı olani İ sürmeğe başladım... dl ge İ Vasfi işler gö Pi zl parası al Trabzonun ziraal net sayfad0) rilmek üzere tohumu ekilmiştir. nün buğday ve mısır tohumlari dilmiştir. Find: ati ve gübr“ meliyesine aid mütehassıs mağ zıla i tab halinde g köylüye me en dâğıtılmıştır. ZE an hasta yla » Almanyadan ne mahsule ârız cadele etme ip tir, | Vilâyet dahilinde veterin iye e | miyet iibarile normaldir. Bu yal yi da yalnız Maçka ve Akçaabad Bi ge an hastalıkları gt “ İ derilen memurun! şiddet ve sürst kibleri netice az zama derhal söndürülmüş ve bugün b8 lıktan eser kalmamıştır. Sağlık işleri a y yetin sıhhi ahvali rr da sari inde zuhur etmemi! ne on yatak daha ilâvesi ür. Bunun için de büde len tahsisat konmuştur. haralı yirmi bin zavallının ölümü pandı a Turan ce Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrıları 8 üç kaşe alınab | © Yeni neşriyat İÇEL — Mersin Halkevi aratındi m rilmakta olan bu kültür mecmums Yi sa; dolgun bir münderecatlâ ii © miştir , ÇOCUK — Çocuk Esirgeme EZ İpel merkeri tarafından haftada ve bu çocuk mecmuasının 73 üncü sa bir kapak içinde güzel yazılarl& İm | POLİKLİNİK — Bu tıbbi mesi İsayısı çıkmıştı Genç Kızın » Roma ğenine madan hiçbir re olabilirdi? Fuad, Selmaya aid yazılarla dolu o- Jan kendi mektublarını, bu me da genç kızdan nasıl bahseltiğ Jayınca, hislerini olması ihtimalini d disine kızdı ve tabil bir aksü öfkes'ni halasına çevirdi —A min; uzakla halasının keşfe tiyor k ve kendi himayı de verdiği Trabze arardan g da, İzmirde un veyahud dün sin; Selma gene ceğim mun çıkan pi ihtiyar inerek kendi ken- âmelle bu Selmanın intika- Ancak, onu benden ine al-|! zi Muazzez Tahsin Berkand ma güverteye ç u ibe dalgalı mavi sulari, gibi durulinuştu. Bit evvel kaptan sofrada yolcu- sara: gec, — Taliniz varmış, Karadenizi emsa!- siz bir havada geçiyoruz. Bu güzellik bütün senede ancak bir ay kadar devam eder, başka zamanlarda sularımız pek yavuzdur, alışkın olmıyanları korku- r, fokat sakin günlerinde de eşi bu- lunmaz, ona doyum olmaz... diye baş. yarak Karadeniz hakkı nda uzun bir konferans verd sonra bilhassa Trabzona yaklaşırken tabiatin güzell ni ve h elmelerini tavsi- etmişti en vakit güneş! nanlar uçan bir göl mile d Bir çin bu kadar te ıde yüzünü görmediğin halan hafta evvel gitmeni aklına getirm bulam:yacakt i Bu hryecanda onun bütün ömrünün 5 na ermer tiyen bir zavallılık vardı, Trabzonu ve halasını görmekle yak nızlığının acısı dinecek zannediyor, rada uzun boylu, mavi gözlü babasını hayalini bulacağını umuyordu. Sabahın ısırıcı serinli; omuzlarını mantosuna güvertede dolaşmağa başladı. Bu se ikte, saçlarını hafifce okş: İzmir rden İp kızın göğsünden yo bardı. O zaman ne kad Selma, Trabzonun os burnunu görmeğ çalışıyordu. Onun gibi erkenci bir yol- cu uzaktan seslendi: iu! Gelecek günlere ne kad uz bir emniyet ve sükünet yordu! Buyün İstanbul - Trabzon yolunu yı RI ediyorsun? na bir saat sonra ulaşmak» ediyordu? iş boşluğunu doldurmak is- nde titriyen kı sıkı sararak an b da ne dinlendirici bir şifa vardı! baki a- parken içinde ku öirsiz çıtırdısı canını yakıyor, sinirleri- ni g O zaman hayatla karşılaş- ktu.. başı pembe hülya- buğün yaşamak için oldukça tanımış, eriyor a dolu idi.. e- ç kızın hayatında ; iklik ne büyükl, Bugün hayatında başka bir tebeddül i var ve bu, ötekilerine hiç benze- . Bu, bir kadını baştan başa de- iren bir his kasırgası... Elle doku- nulmıyan, gözle görülmiyen fakat in- sanın bütün varlığında ateşler, yangın- lar yaratan bir kasırga. 0- ın İ rakip Göz elini için ne kadar çırpırmış, kendisini kurtaracak bir «can kurtaran»ı ne kadar aramış ve çağırmıştı! Fakat zayif, âciz bir çocuk, -İbu kuvvetli tayfuna nasıl karşı koya- u i! Buna imkân var mı? Dünyanın mları bu his önünde baş kendi > çocuklarını bile düşünemiyecek aları feda edebilecek bir hale gel- ar mı? mevkilerini hattâ n ar | Y Tİ Bütü ları hergün etr a görür, kitaplarda okurken, kendi duygusunun ateşinde nasıl yanıp kavrulmaz? Nasıl bu van- lan ümid ışığının be-J& ruhunu bir kadın olgunluğu çökmüş -|2 kanlarından !y bunlar varken ve Selma bun-|s mu saran bu ipek kums$ ada onu rahatsız ediyor” Bu mâ i ki kâfi gelmi; gören gözlerle bakabiliyordu- Güve tede tek tük yolcular başlamıştı. Artık biraz sonra gn görmek kabil olacaktı, Bu" en ufak bir şey bile kaçırmaly “ dayanarak büt ün gözlerinde topladı. yi v hi af İşte, yavaş yavaş sevimli VE ros burnu, Güzel Hisar, PU a nihavet Trabzon koyu ve ark tepe... Bunle ar e fa gelen ve babasın'” ai larından olduğunu Wi efendi onu otomobile ”