Bizdeki hayat; pahalılığı p; diğer memleketlere Nazaran ne derecede? Sn haya sez lemek Selime ve ma- caki karar F, , hedefe yakında varı- hetleyg © aa bugün pahalılığın diğer memle: | Yuzp © Nazaran ne derece olduğunu biliyor mu- | halağıda mahcub, uysal arkadaş ve muhabbet dellâl SÜT © KURUŞ TERE YAĞ ap 128 Birden ayağıma bir çelme takıyor. Vee Yere düşüyorum, üzerime çullanıyor. 1 Ağoma üzümleri tıkmağa çapalıyor. 7 Oldu olacak.. açmıyorum ağzımı, Fakat ŞARAP 12 KURUŞ ". okuyacağınız yazı bir Fransız mu- İ harim kal, | herif akıllı delilerden.. bir elile burnu” aç ğiniz fiat nn çıkmıştır. Bu yazıda gö- | inu tıkıyor, tabil ağzım açılıyor. Açıl ö üm memleketimizde göreli ması ile beraber de ezik ezik üzümleri öz p ipe en lerle mukayese ediniz, bizim dünya- | Tansayı a. alı memleketlerinden biri sayılan a ilemi olduğumuzu gö sokuyor, Üzümler ağzıma girer girmez, beni bırakarak ayağa kalkıyor: — Ya, biz adama böyle üzüm yedi - ririz... Deli bu, ne yapılır? Kafa tutsan, sağ- lem bir dayak daha yeriz. zaten bu böyle giderse tımarhaneden çıkıncaya kadar deli olmasak bile (ovücudümüz BE Dai Madmazel Zabeth Anverste fransızca « dak Üzer, p. 2eP$ kızdır. Her yıl ikincikânür da ada iie gelir, yurduna adım attığı dal mak gerçekten bir zevktir, ni geçir” da onun ) vermiştim. ay aradan v * ny (4 kuruş) an vazgeçemedim. Bir peket alacaktım. 3/5 dk, ) dediler, halbuki geçen yıl 3 frank (12 ku- e e ve Börünce: ELİMES! | | hurdahaş olacak. N iş ma VEİli Paristeyim, diye haykırdı. Fakat maalesef 16 KURUŞ Ben de kalkıyorum. Doğru musluğa ür i ina çıktığını görüyorum, 1937 de fiatlar gidiyorum, yüzümü yıkayor, tekrar ko- e yükselmişti. Fakat o vakittenberi büsbütün ğuşa dönüyorum. Tisör pijamalı gaze- : teyi bitirmiş bana uzatıyor; Ca bi AİN tram, * — Çok teşekkür ederim. iç ölme mak « Vayına binmek istedim. Birinci mevki bir * 5 — Bir şey değil. nk: gg “çin 1 irank 15 santim (5 kuruş) uzattım. Memur , — Buyurun, size bir pasla takaım €- iş (6 kuruş) istedi. W 2 SİGARA deyim, nden, * ) — Mersi. şk geliim zaman geldiğimi haber vermek üzere YEME LE BEM) Vİ hs sek sebe kle iii ani (8 Karay) sale istedim, memur 17 kelime için dört pastayı yavaş yavaş yiyorum. (2 istedi. Halbuki geçen yıl eyni şey İçin 3 O kanuşmağa başlıyor: — On gündür daha dün akşam gö * zümü açtım. — Geçmiş olsun, neniz vardı? — Belkemiğimden su almışlardı. çıka müteessirdi. Öyle mahcub,öyle mahzu- İnane bir duruşu vardı ki insan inanıyor, daha doğrusu inanmak ayla 7 — “Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, eroin mübtelâsının şayanı dikkat sergüzeşti “ Meğer benim kendisine o kadar bağlandığım, hayatını eroin satmakla lığile geçiriyormuş!,, Röportajı yapan: Faruk Küçük «Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur) — Affedersiniz biraz munâsebetsiz- lik ediyorum ama, ne için buraya gel- “İdiniz? İnsan kendi arzusile buraya ge- lir mi? — Başka çare yoktu. Aklıma, polis Niyazinin, tıbbı adli - deki Karniğin sö — Yoksa bir suç işlediniz de. Gülerek sözümü kesiyor: — Yok kardeşim, senin düşündüğün gibi değil. — Ya ne? — Eroin.. eroinden kurtulmak için buraya geldim. /, — Evet kardeşim. Baktım başka ça- re yok, geldim buraya.. Ve sonra anlattı. — Lâtif isminde bir gençle tanı tum. Sik sık eczaneye gelir, öle beri a- brdı. Hoşsohbet, neş'eli bir çocuktu. | Yavaş yavaş. ahbablığı artırmıştık. A- Irada sırada Beyoğlu âlemleri de yapı- yorduk. O bana nazaran daha tecrübeli idi, Bilmediği eğlence yeri yoktu Ar- (tık or.suz gezmeğe gidemez olmuştum. Bu gezmelerde masraf hep benden çı- kıyorâu ama Anadoludan babasından gelince o bunların acısını kat kat çaktı, Bugünkü vaziyetten çok ster istemez Sonradan mecburiyetinde kalıyordu. herifin içyüzünü öğrendik ya, Fakat iş işden geçtikten sonra... Bir gece Şişlide bir yere gittik. Ka- faları dumanladık. Tam meclisin kı- vamlı zamanında bizim arkadaş cebin» den bir küçük paket çıkardı. Açtı, için- de bir toz vardı. Çakısının ucile bu toz- dan bir parça aldı. Burnunun sağ deli- ğinin içine koydu, çekti. Sonra tekrar aldı, sol deliğinin içine koydu. Yanı- muzdaki kadınlar bunu görünce, el çirps İçime bir korku giriyor.. belkemiğin- den su almak.. aman yarabbi gene ak-! ama geldi, tüylerim diken dikeni olu » Fransızların düne nazaran bugün pahalılaştığından şikâyet |yor. nasıl kurtulmalı bu belâdan? A - ettikleri bazı fiatlar caba koca iğne kemiğe girerken acı - it , havagazı 4 kuruştu, şimdi 5,5 kuruş. Elektriğin kilovatı o zaman Yor, ii k ei âYa günde 32 frank (128) kuruş verirdim, bu| 1 frank 55 santimdi (6 kuruş), şimdi, 1 frank 95 santim (8 ku- sie mi nn i ii —— istediler. ruş) olmuş. ğnenin acısı bir şey değil. za! va Si Bir ipe * İsi, Pek çorak almıya niyetlendim. 32 frank. (128 kuruş) 7 Gere he * i Evvela vakit ii küçük aile pansiyonuna baş vur- ag Sabah kahvaltısı, öğle, akşam yemeklerile oda | - ii il #tmem, cevabını verdim. 1936 senesinde ekmeğ'n | Antrasit kömür ise o zaman tonu 400 frank (16 lira) idi, şim- kor! Ma bir şey AZ Fa Kara (655 kuruş)di. Bugün 2 frank 70 san-| di 600 frank (28 lira) olmuş... kat acı BAN geliyor. Olmuş. O zaman tereyağının kilosu 2) frank | Fransiz meslekdaşımızın yazısını burada kesiyor | — Ne oluyor? iz 32 frank (128 kuruş) olmuş. 1998 senc-| şarab, elektrik, gaz, nakil vasıtaları üzerinde verdi — Mide bulanıyor, M3 ağrıyor. tılari : fi üm Gk, İ irank 30 santim (5 kuruş 10 para) idi. Şim-| ların bizimlülerden ne kadar ucuz olduğunu görmüşsünüzdür, | — Kaç gün sürüyor? — Biz de isteriz! Biz de isteriz! diye uruşa) — On gün kadar, Ben dün açıldım... haykırdılar... cebhesinin dağıtılması m halk cebhesi kabinesi- peden ileri gelmiştir? Sebeb- Si ln Politikasının istikbali Kari halk cebhesi, koalisyon teşkil eden radikal sosya e ve komünistler gibi üç ana m Beniş noktai nazar Sa hükümet gayri müstakim tn if endişelendiren, içti- vi dirmekten geri yda inin daima faal olan İş ie dek yi ön mücadelesi, hürriyete eğ, * seçimleri yan- NE polıpohlıyarak elde » Yeten azami bir netice ne ği a için, işçilerle, a a alla gear & yüksek maaş, SE ani B. P, Flandin Muvazeneli bir büdeeyi imkânsız kıla- cak ve maliyenin düzeltilmesi işini büs- ibütün akamete uğratacak, cebri tedbir- ler almıya uğraştılar, Frangı tehdid eden bugünkü para buh- ranile karşıladıkları zaman bile, M. Chsutemps'ın, sinif mücadelesini ve ya- plagelen mali demagoji politikasını ha- fifletecek, tadil edecek tekliflerine “ku Jak asmadılar, reddettiler. z dolayı zarara uğrıyan verileceğini vâdetti- e bundan doğan #iat Sığırındar çıkmış o- Ve sanayitni harab e- tatbik etmek vâ- | kuruş çıkmış. Adi sofra şarabi 1 frank 70 san- | inşallah bizim de o dereceye olsun ineceğimiz zaman uzak de- d ün (12 kuruşa) çıkmış. Evvelce ildir. br #enttsieekeeekeenineeeeee e e tansanın kurtarılması için halk *ZiYeti bildirir ek e EE ildikleri halde hakikati Söylem efkârı umumiyeyi idare edecekleri € takibi tercih eden demokrasi liderleri mes'uliyet altına giriyorlar — Neniz vardı sizin? lâzımdır ,, Yazan: Eski Fransız Başvekili P. Flandin — Bırak Allahını seversen,, bir ar- kadaş.. gözü kör olsun.. — Arkadaş ne yaptı? — O sebeb oldu. — Size iftira attı da buraya mı gel- diniz? — Hayır, ben kendi arzumla gel - dim. Ne iş yaparsınız? — Eczacıyım.. Sosyalistler, komünistlerin ilk kurban-! rini ortadan kaldıracak yegâne hal ça- Jarıdır. Çünkü, Chautemps'ır kabinesin. | resi olduğunu, parti azalarına anlatan de müstekim rolleri vardı ve halkin gö- i propaganda yazıları çıktı, zünde de, halk cebhesi namına verilen komünist vâdlerini yerine getirmedikic- | #aâkerelerinde rinden mes'ul sayıldılar. Ayni ayda mecliste yapılan büdce mü- meclisteki sosyalistlerin reisi, kambiyo serbestisi taraftarı olan, Şurası inkâr olunamaz ki, Blum kabi-| O zamanki maliye nazırı M. Bonnet'ye heşinin geçen haziranda vakı olan suku- | Karşı, kambiyo kontrolü politikasını mü- tuna kadar, komünistlerle süsyalistle; arası oldukça iyi gitti Ondan sonra li- dafaa etmek için, seçilmişti. Bugün Fransanın siyasi meseleleri moni oldu. Şimdilerde ise gergindir. Bu | hangileridir? Bilhassa öysnda kuvvetli da, komünistlerin dayanmaları yüzün- den, sosyalist mebusların sandalye ve rey kaybetmeleri gibi endişe verici bir vaziyet demektir. Halk ta, fiatlar yükseldikçe, kendi ba- kımından itimadıni kaybetmiştir. Her ne kadar bu psikolojik âmüller ehemmiyetli ise de, sosyalistlerle M. Chautemps ara- sındaki can alacak inivta, para ve mali- ye politikası meselesinde vukubulmuştur. Pransız sosyalistleri, devlet kontrolü- nün faziletlerine inanmış bulunuyorlar. Blum kabinesinde maliye nazırı olan, Vincent Aüuriel, geçen haziranda o zâ- manki para buhranına karşı mücedele- de bulunmak üzere tam bir salâhiyet is- tediği zaman, kambiyo Kontrolü O husu- sunda bir sistem kurmak teklifinde bü- lunmuştu. Geçen kânunusanide de, sonyalistlerin tesmi gazetesi Populaire'in sütunlarına, 'bu kontrolün, para ve maliye güçlükle- olan radikal sosyalistlerin, Fransanın İç- timai sulh ve döviz serbestisi hakkındaki politikasmı değiştirmeye muvafakat e- decekleri mevzuubahs bile olamaz. Grevlere karşı olan noktai nazarına gelince, radika! sosyalist partisi, bu hu- susta sosyalistlere tamamile muhaliftir, Radikal sosyalistler, bilhassa fabrika- ların işgalini, ve âmme işlerindeki grev. leri tamamen takbih ediyor, hoş görmü- yorlar, Ayni zamanda, patronları, işçile- rini seçmek hususundaki haklarından mahrum eden kanun lâyihası teklifine de şiddetle aleyhdardırlar. Kambiyo serbestisi meselesine gelince, radika! sosyalistler bu işde iktısadi buh- ran ve mali güçlüklere karşı müessir bir ilâç olacak olan, plânlı iktıssd ve kam- biyo kontrolü sistemi kurmak için çalı- şan sosyalistlerle gizlice uyuşamamazlık halindedirler. Bugünkü siyâsl vaziyetin mantıki hal. Arkadaş cebinden daha iki paket çi- kardı. Onlara da verdi. Çektiklerinin eroin olduğunu anla- mıştım. Aldırmadım. Fakat arkadaş: — Ne olur, sen de çek! dedi. İstemem dedimse de fayda etmedi. Adam sen de ne olursa olsun, dedim, Çektim. Önce burmum bir tuhaf oldu.. şedi; bir miskinlik geldi. Can s bir sigara yaktım.. biraz açıldım, Ho- şuma gitti. — Arkası var — li, halk cebhesinin dağıtılması ve Poin- carâ zamanında olduğu gibi, merkezi partilerle radikal sosyalistler arasında bir anlaşma akdedilmesidir. Fakat şurası da tamamile malüm ol malıdır ki, iyi haber alan mahfeller va- ziyetin ociddiliğini anladıkları halde, kütlenin bugünkü vaziyetten haberi yoktur. Bundan ü de, radikal sosyalist Ji. derleri, fikirlerince dürendişane olmi- yacak tedbir almakta tereddüd ediyorlar. Onun için, refah, intizam ve sânayiini yeni baştan verilecek müsaid bir hava yaratacak olan milli ittihad kabinesi ku rulmadan evvel, Fransa diğer mütevassıt bir devre geçirecektir. Hızlı ilerliyen dünyada, hâdiseler bir- birinin üzerine yığıldıkça, vakit kaybe. den demokrasiler bata içinde bulunu- yorlar, Bu ayni zamanda vaziyeti bildik- leri halde, hakikati söylemekte tereddüd eden, efkârı umumiyeyi idere edecekleri halde takibi tercih eden demokr: er. lerinin en büyük mes'uliyeti demektir. Bununla beraber, Fransadeki son si. yasi hâdiseler, Fransızları daha açık o- larak anlamıya ve görmeğe başlatmış- lardır. Demokrasilerin, ittihad ve müşterek çalışmaları Avrupada sulh ve bürriyeti idame edeceğini her zamandan farla v-