İ Ulus basımevi tzı Çankırı Caddesi: Ankara SONKÂNUN | - Telgraf: Ulus » Ankara 1938 —— —ii TELEFON < 19 unca yil * Başmubarrir 1063 No Söüp Yazı İs, Müdürü — 1042 8 KURUŞ İdare büyük mimarlarla Ankaraya gelen i ! | — Şehirci! cek yabatn- lanmış ygunlar ükümetin tas- ne arzetmek vazifesiyle teşkil e- dilen enternasyonal jüriyi teşk ıç_ırîy Ankara'ya davet edilmiş olan biri holandalı, diğeri isveçli ve üçüncüsü ingiliz, üç tanmmış mimar, lı:ııkıç gündenberi şehrimizde bulunmakta- dır. Holanda'da Düdok, londralı Bay Hi Devlet mahallesinde inşa edile Kamutay binası için yerli ve € mimarlar tarafından ha Hilversom'da — oturaân ovard Ro- Bay benison ve istokkolmlü — Bay İvar Tengbom zamanımız mimarisinin baş. Üzerlerine İrca şahsiyetlerindendir. - Üzer ahati oldukları güç vazife bakkında tabil Jerinden bir yey' soramaz- dık. Fakat gerek bugünkü türk mi- marisi ve gerek büyük bir iymar ha reketinin merkesi olan gehrimiz ve nihayet kendilerini az çok ıldkı!dıî' etmek lüzimgelen dcvle.! ı_r:ıml esi hakkındaki düşüncelerini öğrenmek faydalı olurdu. u Bu gaye ile istediği: lütfen kabul eden Sâyı mizi dün Ankara Palas tik, m misafirleri- | 'ta ziyaret et- ... Bir küçük salonda, dört kışıdluvr; gıkarşıya bulunuyoruz. Onlar be ben onları tetkik ediyoruz. — Bir Virjinla cigarası hiz? edeyim. T! nuz? ? Y rofesör Tengbom cevab veriyor: — Mükemmel tütünler... fakat ga- zeteciler derhal sual ile mi söze bar larlar? — Öyle ise çelim: Bilirsini: içer misi- ürk tütünlerini masel bulu- asil suallerimize Be- z ki memleketimizde mimarf hareketi 1908 inkılâbından softra caki mimarinin doğrudan doğ- ruya taklidi şeklinde başladı. Dinf bi- malar örnek tutularak modern hanlar yapılmak istendi. Bu bareket iflâs et- ti. Arkasından Avrupa mimarlarının kılavuzluk ettiği modernizm başladı. Şimdi bu modernizm içinde türk kı: Takterini tebarüz ettirmek meselesi bahtı mevzuu oluyor: Bu rinde hizi tenvir eder misl Üç arkadaş biribirine n Meşhur mimarlarda imtihana çeti en talebe halleri sezmemek imkânsızdı Bay Hovard'a baktım. Kendini zorlı- yarak: — En aâz dedi Teşvik etmek lizımdı. dil ederek suali tekrarla Tengbom'a döndüm. n Bay Düdok'la gösgöse geldiler. 'Tengbom, güzel bir fransızca ile baş- ladı: d'— Müsaade ederseniz sualin son kısmını mütalca edelim, dedi. Bu 28- rın başlangıcında mimarlar eski üs lübları taklid etmekle demir ve bes tonarme gibi yeni malzemenin kendi- lerine açtığı henüz işlenmemiş saba. lara el uzatmak arasında mütereddid idiler. Fransa'da, meselâ Jan ]ııî. küçük saray gibi pastişlerin cn cı'ııı- inşa ediyordu. Demiz akla gek şekiller alabiliyordu. î.::zh: tonarme daha fazla ölçü ve daha Tt la ;ılrln;!ık istiyordu. Van dö Veld'den sonra holandalı ve alkaşıyalı mühen- ğ det d aimaride saf çıplaklığa av isler ıınrrıa;ıım.nm_”zın Mi ter franszca bilen benim, . Şeklini teb- dım. Ve Bay etmişlerdi. r B "“)'Ğ!krinde kübirm dediğiniz şekil ler hâkimdir. Modernizme türk ka> ji umumi- rakterlerini vermek Nhnım_ W leştirerek şunu söyliyebilirim dern mimart herkesin malıdır, © © her memleketin kendi. zararetlerine, kendi khantığına, kendi ildim ve 7 zemesine göre modern mimerf YARDI lır, Siz de böyle düşünmez misiniz, Bay Düdok? Holanda mimaris! langıcındaki — düşünceler dut: Malzemeyi samimi bir tarzda kullanmak, Plâna ve iç taksimata gö mek, tezyinatı âbidenin larak asgari hadde indirme bom'un hitab ettiği Düdok, le birlikte, bu mektebin en fanta: inin çağımız baş Jerini — biliyor- ve mantıki cepheyi bir| re tayin et- şeklinden k... Teni Jan Vil rist, miz randevuyu | .İna geçmesi bu t göv '|nin hem cebhe hususiyetlerini hem " İvenin ortasına konuştuk lik ve inşa davâlarımız — ve camla dünyanın &€ ni meydana getirmeğe |muştu: Hilversom'daki orijin | manzumeleri, Amsterdam'daki — olim piyad stadı gibi.. Bay Düdok arkadaş — Hepimiz bu da Zamanımızın — mimarisi n Biz de kendi kendimizden ali soruyoruz, Fakat modern mi: in umumi hatları ne kadar mal ve meselâ bir ingilirin yaptığını ir isveçli ne kadar taklid etmek iste- se İlk şekil zamanla değişecek ve ni- hayet mahalli hususiyete bürünecek- tir. Bay Tengbom'un dediği gibi: Zaruretler, mantık, iklim şartları ve (Sonu 8 inci sayfada) ——— kseeresasassasan sem GÜNDELİK İ muvaffak ol orijinal bina teyi nın içindeyiz: | olacak? | e bu sü: İstanbul İstanbul iki imparatarluğa başşe - hirlik etmiştir. Bu gün, merkezi A- nadoluda olan Kemalist Türkiyenin en büyük şehri ve limanıdır. Fakat Anadoludaki devlet Anadolunun diğer şehirlerini ve limanlarını da imar etmek ve iç Anadolu ile buna Şid lix_ıı_ı_ılııı. doigğı_.ğo_l_ı:ıu ile buna aid Himanları biribirlerile geniş ve medeni münasebetlere getirmek kararında olduğundan, İstanbul, ta- biatile bir rolden bir diğerine, bir fonkayon'dan bir diğerine geçmek ıztırarındadır. - İstanbul için, daha Ankara başşehir ilân ken, bir yeni hayat ve bir yeni tali mukad- derdi. ir. Genç bir endüstri'nin bü- tün memlekete şümil olarak k-şı. ması, demiryol programının bütün memleketi bir ağ gibi kaplaması ve, yer yer, bölge bölge irvalar, ııkıl,r ve imarlar ile bütün memleketin modern istihsal ve mübadel yal mze devlet gövdesi- de mukavemet hesablarını ihtiva ey- lemektedir. eee İşte tam bu sırada, Atatürl yaratıcı ve kurucu idaresi Istanbul ö wek, buraya dı'ym e, Türkiye cıınıhıı-riyıtinin. en büyük, en canlı ve en güzel şehri ve limanı olmaktır. Yeni çehre ise, Yalova ve Bursayı da kufılı.lıınık şartile, Kemalist Türkiyenin ilk tu - Fizm bölgesi olmaktır. İki gün evel, Dahiliye Vekâl tin » de, İstanbul'un yeni plânını, Büyük |Şef gözden geçirmiş ve beğenmiş- ( dir. Kısa bir zamanda, İstanbul, yır - lığından kurtularak, |tık ve pasaklı kil T Avrupanın büyük, temiz ve bayındır di inin Arasına katılacaktır. Li- şehirlerinin Pea . İ mnide nahi ma antre M ite aid cihazları, yerlerini değiş ü üyük ve yeni caddeler ve rindi ş , gazinolar, Riş d'ıin;ınııı €en güzel tabiatı ile , mazik ve sevimli insanı medeni bir çerçe - ve merkez İ Tstanbul olmak şartile, Boğaza, A dalara, Yalovaya, Bursaya doğru iş- yecek seri nakil vasıtaları, bütün o mıntakayı hem bizim kın edecek yabancılar çilmez bir tarizm bölge! lal dünyanın &! olan istanbulluyu si haline ko - yacaktır. f Bütün bunlardan başka da, plân, plân mefhumu, plân dissiplini ve ah- Orta Asyalardan yanıba- bu gözdeye, elbiselerin iydirecektir. Bunun ma- nâsı, İstanbul'un kendine göre müs - tahsil olmasıdır. lâkı, türkü şına çeken 0 aa ÜÖ —— —00 geei — U L b Cumhur Reisi Atatürk bera- barlerinde Başvekil Celâl Ba yar, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya, Hariciye Vekili Doktor Rüştü Aras ye mutad zevat olduğu halde dün saat 15 te hususi trenlerile İstanbul'a müteveeci- hen hareket buyurmuşlard Atatürk, istasyonda, mu- tay Başkanı B. Abdülhalik Ren- da, vekiller, şehrimizde bulu- nan mebuslarla vekâletler ileri gelenleri, generaller, Ankara valisi, garnizon ve merkez ko- mutanlarile emniyet direktörü tarafından teşyi olunmuşlardır. v Te Enlselimik Eskişehir, 20 (Hususi muha- birimizden) — Atatürk'ün tren- leri bu akşam saat 9 da Eskişe- hire vasıl olmuş ve garda büyük heyecanla karşılanmıştır. Atatürk, burada Eakişehir valisini vagonlarına kabul bu- yurarak kendisinden şohir işle- rine dair izahat almışlardır. | | İspanyol âsileri mış iki kişi ölmüş yedi kişi yaralan- muşlır. Bir vapura da bir denizaltı gemisi torpil atmış, ayrıca bir ingi- liz vapuru Franko askerleri tara- fından tevkil edilmiştir. Bu husus- ta üçüncü sayfamızda tafsilât bu- lacaksınız. | ADIMIZ ANDIMIZDIR Atatürk Istanbula hareket ettiler Atatürk İsmet İnönü ile beraber Molotof Sovyet Rusyadaki konsoloslukları İngiliz vapurlarına Casuslukla itham ediyor ! Bir çok konsoloslukları kapadılar ! Molotof Japonyaya ve Fransaya | şiddetli ve ağır hücumlar yaptı Moskova, 20 (A.A.) — Bü: İ A, iyük Sovyet Meclisinin son celsesin- de söz alan Başvekil Molotof, diş politikaya dair Jidıml'unîzın» kidlerine cevab vererek demiştir ki: Mesud bir nikâh töreni Dahiliye Vekili ve Farti Genel Sekreteri B. Şükrü K, Bayan Bisan Kaya ile B. İlhan Savut'un nikâh mıı:ı.:ı'nı?:x:;'ırl;::ı: Dahiliye vekili ve Parti genel sek-| Şimdi askeri vazifesini yapmaktadır. reteri B. Şükrü Kayanın kızı Bayan Bisan Kaya ile, merhum Adana valisi Müdmtaz Savut'un oğlu, İlhan Savut'un nikâh merasimi dün sabah saat 11 de Ankara belediyesinde bir aile muhiti arasında yapılmıştır. B. İlhan Savut |Ankara hukuk fakültesi mezunların. dan ve hariciye mensuplarındandır. Nikâh merasiminde Başbakan Celâl Bayar, Millt müdafaa bakanı Kâzım Özalp ve İsmet İnönü şahidlik etmiş- lerdir. Törende bütün vekillerimiz, Ankara valisi, ve arafın ailesi er- kânt hazır bulunmuşlardır. Nikâhtan sonra merasimde bulunanlar hazırla- (Sonu &, inci sayfada) | (Sonu 4. üncü sayfada) Yarın 16 sayfalık . . ilâvemiz Meksika kabileleri arassın- da yapılan harikulâde bir etüd bütün canlı re- simleriyle beraber Bu etüdde, Orta Asyada ya- şamış olan ecdadımızın sâ- lik bulundukları güneş kül- tünün bütün dinler üzerin- deki tesirlerini okuyacaksı- nız ve bu dinlerdeki âdetlere aid mukayeseli resimler bu- lacaksınız. Osmanlıcadan türkçeye Zooloji terimleri Yarın 4 üncüde Kaput bezi fiatleri ucuz_lodı fiatlar ve bunların Tesbit edilen yeni satış şartları Pamuk ipliği ve kaput bezi fiate ni görüşmek üzere İk- inin davetile Ankarada toplanan Mensucat fabrikatörleriyle fabrika mümessilleri İktrsad Vekâle. Faik Kurdoğlu'nun re- çalışmalarını — bitire ti Müsteşarı isliği altındaki mişlerdir. Faik Kurdoğlu, bu toplantılarda, fabrikatörlerin hükümetle elele verea (Sonu 8 inci sayfada) Manisada Yeni alaylara sancak verildi Manisa, 20 (Hususi muhabirimlz- den) — Bugün piyade ve topçu alayla. rına general İzeddin tarafından- tö renle sancaklar verildi. General nut- kunda dedi ki: — Ey mazileri şan ve şeref kaynağı olan güzide türk alayları ! Ne mutlu si- ze ki, sancağınızı Atatürkün bize baş- |buğ olduğu bir devirde onun yaratıcı |başkanlığı altında çalıştığımız bir za- manda alyorsunuz', Merasim çok parlak oldu. Pazartesi günü de İzmirde üç alaya sağıcak veri- lecektir. Mısır kralı Maljeste birind Faruk dün evlendi i Yeni Mısır kıraliçesi Feride Zülfikar (Yazısı 3 üncü sayfada) Fıkra Bir ihmalimiz — Bit de bu şarkıyı Nevres'den dinleyiniz, Nedim'in şiiri kitab dolabınızda saklr olduğu gibi, artık ebediyen kaye bolmuş elan Nevres'in sesi de plâk raflarınızdan birindedir. Fakat yeni iycadlar yalnız ses ve şekli değil, hareket'i de ebediy- leştirdi. Sesli sinema müzesine giren yirminci asır adı, yeni zemanlara kas darancak meti n'lere has olan de- vamlılığı kazanmıştır. Gelecek nesil- ler bu rzamanların tarihini şerid üs. tünde göreceklerdir. Fakat biz ne yapıyoruz? Bir keli- me ile: “Hiç...,, diyebiliriz. Hattâ bazı müesseselerimiz masraf etmiş olmalarına rağryen sinemayı ne bugün, ne de yarın için kullanmağı biliyoruz. Kâfi kazandırmayan bu işi ferd teşebbüslerinden beklemenin ne kadar faydasız olduğunu da görüyo- ruz, Bizce sesli sinemanın kültür ve te- rihe aid kısmını devlet eline almak, velev ufaktan, fakat hakiki ihtrsasın murakabesinde tam cihazlı bir sütüd- yo ile mekteb ve müze - filmleri yap- mağa başlamak sırası - çoktan gelmiş. tir, » Fatay ,